Tamam sorun olarak gördüğüm yerler var ama genel olarak sevdim. Nerden başvuruluyor amazona. Maaşım yatsın boşa sevmeyelim.
Bu forumdaki herhangi birini kastetmemiştim.Yanlışla sizi kırdıysam özür dilerim.Reddit’te tartıştığım bazı kişiler şuana kadar ki bölümlere 9 verip izledikleri en iyi dizilerden biri olduğunu söylüyorlardı.Onlarla baya tartışmış ve fikirlerini değiştirememiştim. Onlara istinaden yazdım.
Az önce karakter arklarının değiştirilmesi ile ilgili eleştiri yaptığım için Wheel of Time sub’ından ban yedim.
Kitaplarla ilgili konuşacaksam kitap başlığında yazmam gerekiyormuş…
Kitap serisini 2 defa bitirdim 3.yü dönüyorum. Dizideki değişiklikler umrumda değil hatta böylesini daha çok sevdim. Çünkü kitap serisi ile dizi serisini ayrı tutuyorum birbirinden. “Şimdi bu sahnede şu olacak” diye beklerken farklı bir şeyle karşılaşmak sandığım gibi kötü değilmiş meğer. Foundation gibi apayrı bir seri muamelesi yapmasalar devam ederim. 2.sezonun çok daha oturaklı olacağını düşünüyorum. İlgi büyük. Şimdilik 7/10
Sorun yok. En iyi dizi diyenlerin abartılı olduğuna katılıyorum. Ilerledikçe daha iyi olacağını düşünüyorum sadece. Zaten ilk kitap o kadar da sağlam sayılmıyor bana göre. Serinin kalanına göre yani. Pek popüler bir görüş olmayabilir ama umarım ilk kitabin bölümleri cabuk biter. Aiel görmek istiyorum (canlısını).
Bu arada karakterler oyuncularinin ırkları ile ilgili halen tartışma yapılması bence de hoş değil. Bununla ilgili ayrıntılı açıklama yapan videolar var. Seri ile tezat oluşturmadığını uzun uzun anlatıyor.
Hocam, oluşturuyor tezat malesef, ne derseniz diyin ama oluşturuyor bunu kabul etmek lazım. Bugün Netflix’te bile buna uygun bir şekilde cast yapıldığını gördüm. Öyle zor bir şey değil. Sadece daha fazla ‘‘akdeniz’’ insanı cast edeceklerdi, o kadar. Yani, hadi 150 çeşit farklı ırkı geçtim. Kimse beni ikna edemez Rand’ın öne çıktığına. Boyu yeteri kadar uzun değil, ten rengi yeteri kadar ayırt edici değil ( bu normal bu arada, asıl fark güneş görmeyen yerlerde belli oluyor.)saçları da yeteri kadar dikkat çekici değil. Çıkmıyor karakter öne ve zaten kasmamışlar da.
Yani, bu zaten diziye gelen eleştirilerden biri. Hem seriyi bilen ve seriyi bilmeyen çoğunlukta buna dikkat çekti. Bu kadar küçük ve ıssız bir kasabada nasıl bu kadar ‘‘çeşit’’ insan yaşıyor. Bunu kabul edelim, dizi bunu değiştirdi modern kaygılar uğruna, diziyi satmak için günümüzde ortaçağ/rönesans dönemini yansıtan bir köyde onlarca ırkı bir araya getirdi ama kitapları bu işe sokmayalım. En azından kitaplar kalsın , insanlar onları da bu dizi gibi bir şey sanmasın.
Dizi’nin ilk üç bölümünü dün bitirdim. Açıkçası Forum olmasaydı ben Amazon Prime’dan oturup dizi filan izlemezdim. Fakat Forum sayesinde Zaman Çarkı’nın ciltlerce koca koca kitaplardan oluşan bir seri olduğunu, yüzlerce karakter, yer ve olayın işlendiği kompleks bir evren olduğunu öğrendim de meraktan izledim .
Açıkça konuşmam gerekirse benim Zaman Çarkı’nı okuma ihtimalim yok . Ama izleyebilirim. Hiç bir kitabını okumamış biri olarak diziyi gayet beğendim, zaman ayırabildiğim ölçüde takip edeceğim. Fantastik edebiyat 101 seviyesinde olduğumdan belki de, ben kim ilerde ne olacak filan hiç anlamamıştım
. Plot twist filan bekledim hatta
. Kitapları hatim etmiş izleyicilerin eleştirilerini de anlıyorum ama ben baya beğendim ya. Hatta Gölge ve Kemik mi ne bir dizi var Netflix’te, onu da bir yerlerden duydum ama 30 dk izleyememiştim.
Fakat aklıma takılan ufak bir şey var belki biri beni aydınlatır. Bir bölümde beyazlı adamlar bizimkileri durduruyor, Sorgucu da Moiraine’nin eline, parmaklarına filan bakıyor ya onun Aes Sedai olup olmadığını anlamak için. Nasıl anlayamıyor? Kadın tepeden tırnağa maviler içinde. Saçında bile mavi süs var. Kıyafetleri diğer kadınlar gibi değil. Belli yani bu kadın bir “şey”.
İnsanlar köylerdeki genetik çeşitliğe takılmış ben de gittim buna takıldım.
Oho, bu ne, lafı geveleyip duruyorlar. Aslında @Kvot böyle şeylerden bahsediyordu. Gerek yok böyle şeylere. Kitap için çıkmış çizgi romanların, kapakların, resmi fan artların, hatta Jordan’ın ölümünden sonra çıkan e-book coverlarında bile karakterlerin nasıl betimlendiği ortada. Jordan’ın çoğu karaktere nasıl bir cast düşündüğünü de biliyoruz. Jordan’ın detaycı bir adam olduğunu da biliyoruz, zaman ne kadar farklı olsa da ( bunu diyeceğinizi tahmin ediyorum. ) yine de düşündüğünüz kadar eski değil. Ayrıca dediğim gibi, Egwene kitapta Aiel Kıraçlarında bronzlaşan bir karakter, bu yeterli bir delil değil mi ? Ayrıca evet, ne kadar komik ki, genelde koyu bir ten rengine sahip olan insanların ten rengi daha fazla betimleniyor, kitaplarda. Mesela Bu İlk Andor Kraliçesinin herhalde kitapta öne çıktığı en büyük
nokta ten rengidir. Acaba niye ? Çünkü olağandışı bir şey.
Dediğim gibi, dizi böyle yaptı ama kitapları bu işe karıştırmayalım. Alakası olmayan insanlar bile buna dikkat çekiyor. Robert Jordan’ın da gereken biyolojik ve genetik bilgiye sahip olduğunu tahmin ediyorum ben.
Sonuçta kitapta çok net betimleniyor, bu köye yılda bir kez çerçi ve tüccarlar gelir. Onlarda bir kaç gün duraklayıp sonraki duraklarına giderler. Zaten geleneksel ve katı kurallara sahip olan bir köy olup, tütün hariç de çok bir albenisi olmayan bir köy olduğu için de insanların durmaları veya geçmeleri için bir sebep yok. Vergi tahsildarı en son 200 yıl önce gelmiş. Zaten direkt Jordan kitapta İki Nehir halkının hepsini birbirine benzetiyor. Bu sayede Rand zaten aralarından sıyrılıyor. Böyle bir köyün bu kadar ten rengi çeşitliliğine yol açması imkansız, hani burda basit genetik biliminden bahsediyoruz ya bu insanlar sadece aynı ten rengine sahip insanlarla evleniyor ve ırkçılar ya da bu evrende genetik başka bir şekilde işliyor, eğer farklı işliyor olsaydı Jordan açıklardı zaten.
Gereksiz bir tartışma bu, tek istediğim kitapların dışarda tutulması bu konuda. Dizi ne yaparsa yapsın, kitaplarda da böyleydi aslında diyip, dizi aklanmaya çalışılmasın.
İki Nehir’de herkes uzaktan da olsa akraba zaten.Kitaplarda söyleniyordu yanlış hatırlamıyorsam.Çünkü küçücük köy,milletin evleneceği kişi sayısı kısıtlı.Bu yüzden ortada siyahi ve asyalı kişilerin olması çok saçma gözüküyor.Dizi ile eleştirecek bin tane şey varken sıra buna gelmez ama kesinlikle hiç gerçekçi değil yaptıkları.
Ben diziyi genel olarak beğendim. Her ne kadar bazı şeyler kitapların aslına aykırı olsa da devamını merak ediyorum.
Aes sedai yüzüğünü arıyor, bulamadığı için bir şey diyemiyor. Yoksa bariz bir şekilde şüphelenmiş görünüyordu. Moiraine’nin söylediği yönün tam tersine gitmişti bir de. Yani ona inanmadığı belli oluyordu.
Ekleme: Bir de açıkça sorsa bile bir aes sedai yalan söyleyemez ama doğruyu da tam söyleyemeyebilir. Sonuçta sıradan biri de değil. Ve o bir Damodred(Soyadı yanlış yazmadıysam). Şu anda dediğimden bir şey anlaşılmaz ama söylesem spoiler mı olur emin değilim.
Evet yüzüğü arıyordu, şüphelenmişti ama sanırım o kısım pek içime sinmedi benim
Adam toplamış yüzükleri, kemerine süs yapmış şıngır mıngır geziyor . Sen belli ki Aes sedai ile iyi anlaşamayan birisin / Aes sedai katili bir adamsın, kendini niye açık ediyorsun be adam? Ee tabi yüzüğü saklarlar. Sorsan verdikleri cevaptan emin olamazsın, bunu da biliyor olmalı.
Şüphelenmiş görülüyordu ama sanırım şüphesini daha çok görmek istedim. Bizimkilere takılacak kesin dedim; Hani “yaralısınız hanımefendi eşlik edeyim” gibi bir şey Çünkü üç bölümden anladığım kadarıyla adamın varlık amacı Aes sedai ile iyi anlaşamamak/ Aes sedaileri avlamak. Kendi gruplarından da ayrılabiliyor madem düş peşine. Bizimki masmavi duruyordu ve yaralıydı.
Pek spoiler olabilecek bir şey yazmadım ama yine de kapatayım
Belki biraz daha şüphesini sürdürebilirdi. Ama ben takılmamıştım, izlerken bir an önce gitmelerini bekliyordum.
O yüzükler…Beyazcüppelerinin yaptıkları bana fazla gelmişti. Zaten kitapta olmayan bir durum. Bunu nasıl başardıklarının bir açıklamasını görmeyi diliyorum. Aes sedai avlamalarını ne sağlıyorsa, onları güçsüz düşürecek bir şeylere sahip olmalılar.
Kitapta Aes sedailerin güce erişimini engelleyen bir bitki çayı vardı, çayın keşfini muhtemelen Beyazpelerinlere yazdılar.
Böyle şeyleri konuşalım iste. Olaylar diyaloglar vs. Irk tartışmasına girilmesini görmek üzücü.
Örnek, vakıf garabetini batıran şey karakterlerin cinsiyet değişimi değil hikayenin rezalete dönmesiydi.
Zaman çarkında da tartışmanın hikaye, karakter ve diyalog tarafında olmasını umut ediyorum.
Benim en çok merak ettiğim karakterler Lan & Nynaeve ve Egwene. Bu
Bunların başlarına gelenlere fazlaca dikkat ediyorum. Huysuz Nynaeve ile duvar yüzlü Lan ikilisine bayılıyorum.
Beyazpelerinler kendini gizlemeyi karanlıkdostu olmakla eş görüyor çoğu zaman, bu yüzden kolay kolay gizlenmezler. Gizlenirlerse diğer beyazpelerinler tarafından sorgulanma ihtimalleri var
Beyazpelerinler kitapta böyle bir şey sormaz çünkü üç yeminin yalan olduğuna inanıyorlar -asla canlı bir Aes Sedai ele geçiremediler- ancak dizide bu saçmalık oluyor çünkü şuana kadar minimum 7 Aes Sedai sorguladılar. Artık üç yeminin belli bir gerçekliği olduğunu anlamış olmaları gerekiyor bu yüzden sahne saçma kalıyor.
Tam ve Rand’ın sahnesi için primeda ekstralarda bir fotoğraf vardı. Tam ve Rand ormandalardı. Tam yaralıydı. Büyük ihtimalle o sahneden.
Dizinin yayınlanan 3 bölümünü izledim. İlk bölümde biraz öyle değil o şöyleydi diye söylendiysemde 2. ve 3. bölümleri neredeyse söylenmeden izledim. Yapılan değişikliklere uyum sağladım galiba.
Eh bu arada izlediklerim ben de seriyi yeniden okuma isteği doğurdu ve “Dünyanın Gözü” ile seriyi yeniden okumaya başladım.
Belki tüm seriyi okumam, şimdlik bilmiyorum, özlem gideriyorum. Sıkılına kadar ciltleri sıra ile peyderpey tekrar okurum gibi.