Hain babadan bilge babaya.
Tam Al’Thor rolünü alacak oyuncu belli oldu. Game of Thrones’ta Roose Bolton rolünü canlandıran Michael McElhatton Zaman Çarkı dizisinde Tam Al’thor karakterini canlandıracak.
Bu role en son yakıştıracağım adam seçilmiş. Okurken Tam al’Thor’u ben hep aşağıdaki gibi hayal etmiştim.
Tam bana da hep yaşlı, iri ve hafif göbekli gelmiştir. Nedense ben McElhatton’un Fain’i canlandıracağını düşünmüştüm.
Kitapda Rand’dan en az bir baş kısa, sırım gibi ince ve güçlü bahsediliyor. Bence seçilen aktor uymuş
Diğer dizideki oluşturduğu algı burada oynayacağı karakterin rengini kısıtlamamalı. Pek tabi ki güzel Tam oynar.
Oyuncu çok iyi Zaman Çarkı’nda oynamasına çok sevindim oyunculuk anlamında altından da kalkacağına eminim. Ancak Roose Bolton rolüne soğuk, hesapçı kitapçı, zeki görüntüsü sayesinde (fiziksel olarak yani) seçilmişti. Tam Al’thor ise bunun tam tersi aşırı samimi, kendine güvenen ama çok da mütevazi biri. Bu adamın görünüşüyle Tam Al’thor’un görünüşü arasındaki tek bağlantı üzgün görüntüsü olabilir. Tam Al’thor da her daim üzgün melankolik görünen ciddi bir adam.
Roose Bolton’dan başka detaylı bir işini bilmiyorum açıkçası ama karakteri iyi canlandırmıştı. Ben görünüş olarak Fain’e daha uygun olacağını düşünüyorum. Özellikle Fain’in çizgi romandaki görüntüsünü andırıyor.
Tam Al’Thor tıknaz bir adam değil mi zaten? 12.kitabı tekrardan gözden geçiriyordum ve tıknaz olarak betimlendiğini gördüm. Yoksa serinin ilk başında farklı bir şekilde mi betimleniyor?
2. sezona yeşil ışık???
Peaky Blinders yıldızı Daryl McCormack cast edilmiş, rolü belli değil. 3 bölümde oynayacağı söyleniyor.
Sizce neden dilimize cevrilmedi?Zaman çarki çok seveni varken.
Ansiklopedi çünkü. İçinde hikaye falan yok.
Satmaz dendi yayınevi tarafından. Hakları da var 5 10 yılda baskısını bitiremeyecekleri bir kitap için telif ödemeye baskı yapmaya değer mi diye düşündüler. Ama ben dizi GoT kadar tutulursa basılacağına yüzde yüz eminim hatta bundan önce bir ansiklopedi daha çıkmıştı o bile basılabilir.
Brandon Sanderson Işığın Anısı finalinde yaşananlarla ilgili bir fan teorisini doğruladı:
İngilizce bilmeyenler için Türkçe özet:
Özet
Teoriye göre Rand ve Moridin’in ruhlarının bağlanmasının sebebi çakışan iki Şerateş örgüsünün bir paradoks oluşturması; Şerateş, değdiği nesneleri Desen’den siler ama kendisi bir nesne değil. Aslında direkt olarak örgüyü ören yönlendiricinin ruhu ile bağlantılı birşey. Bu yüzden iki şerateş örgüsü çarpıştığında bir birlerini yok edemedikleri için birleştiler ve bu ruhlarını da birleştirdi. Rand, Moridin’in ruh hallerini hissedebilirken Moridin’in Rand’in fiziksel acısını hissediyordu, yani ruhları çoktan bağlanmıştı. Teoriye ölüm anında Rand’in bedeni ölürken Moridin’in ruhu da ona bağlı olduğu için öldü. Moridin’in bedeni ise hala hayatta olduğu için Rand’in ruhu onun bedenine geçti.
Sanderson ilk kısmın doğru olduğunu, Ruhlarının bu sebeple birleştiğini ama ölüm anında yaşamak isteyen ruhun yaşayan bedeni, ölmek isteyenin ise öleni seçtiğini söylüyor.
Ishamael reis onuru ile, kendi istediği için gitmiş yani…
“What you outlined here is basically what RJ intended–though with a little tweak to the second part. I believe in the notes (or it could have just been Harriet relating it to me) he said, “The soul that wanted to live found the body that wanted to live, and the soul that wanted to die didn’t go to the effort.” (Or something to that effect.)”
Nefis, Elan Morin’in yaşama, çarka ve karanlı varlığa bakış açısını göz önünde bulundurduğumuzda şu yukarıdaki gediğe öylesine bir oturuyor ki…
Rand serinin sonunda karanlık varlığı hapsettikten sonra “yapmadığım çok şey var gideyim de dünyayı dolaşayım” gibi birşeyler söylüyordu. Ayırca Rand’ın iktidar hırsı olmadığı, sadece zorunluluktan ülkeleri fethettiği serinin bir çok yerinde belirtiliyordu. Son olarak; Rand tüm gerçekliği iradesi ile kontrol edebiliyor, neden ölüm onun için sorun olsun ki, istemese bile reenkarne oluyor. Adam zaten insanüstü bir konumda adı üstünde Ejder, Karanlık varlığın zıt dengi.
Bence Rand rahat bir hayat için kendi bedenini terkedip, halihazırda boş bulununan Moridin’in bedenini iyileştirp o bedeni sahiplendi.
Rand yaşamak istediği için hayatta kalmış zaten. Eğer bunu istemese Elan ile mücadele edebilirdi. Birbirine bağlanmış iki ruh ve bedenden bahsediyoruz. Bir nevi ikisi de birbirinin içinde yaşıyor. Rand’in bedeni ölürken ölmek isteyen Elan da onunla birlikte ölmeyi seçiyor ve Rand yaşamak istediği için sağlıklı bir beden olan Elan’ın bedenini alıyor. Elan bedeni zarar görmemişti. Rand’in onu iyileştirip bir güç kullanarak içine girmesi gibi bir durum yok.
@Overlord Elan’ın Rand’ın bedeni ile ölmesi gibi bir durum yok, pardon. İkisi de ölmek üzereyken Rand Elan’ın sağlam bedeni ile hayata tutunuyor çünkü yaşamak istiyor. Elan’ın ise böyle bir mücadeleye isteği yok. Sadece ölüyor.
Nasil olsa Ishamael her halükarda haklı. En saglam karakter
Teşekkür ederim teveccühünüz azizim.
Rand Zamaç Çarkını kullanarak Karanlık Varlık’ı yenmiş adam, sadece isteyerek yerden çiçekler çıkartıp piposunu yakabilen bir adam. Yani aynı karanlık varlık gibi kader ipliklerinin üzerinde hakimiyeti var. Şimdi bu durumda Rand’ın bilincini başka bir bedene atıp tek o bedeni iyileştirmesi (ki bu durum tek güçle bile kolayca yapılabiliyor) çok mu zor?
Hatırlarsanız Rand Gerçek gücü Moridin ile şerateşleri çarpıştıktan sonra kullanabildi. (bkz. Semirhage ile eril a’dam savaşı) seride bu kısımları okurken terkedilmişlerin “Karanlık varlık ejderi avucunun içine aldıü zafer yakındır” gibi şeyler dediklerini hatırlıyorum. Yani şerateş konusu rastgele gerçekleşip Elan ile Rand’ı bağlayan bir şey değil, Karanlık Varlığın Rand’a Gerçek güç kullandırıp onu hakimiyeti altına alma çabasıydı.
Evet daha öncede bu yorumu okumuştum. 10. kitabın yarısını geçtim hala Ishamael den ses seda yok. Merak ettiğim nokta ise bir terkedilmiş,gölgeye hizmet eden biri nasıl haklı olabilir ?