Alastair Reynolds, 1966 yılında Barry, Güney Galler’de doğmuş ve Newcastle ve St. Andrews Üniversitelerinde öğrenim görmüştür. Doktorasını astronomi alanında yapmıştır ve Avrupa Uzay Ajansı’nda astrofizikçi olarak yarı zamanlı çalışmaktadır. Arthur C. Clarke ve BSFA ödülleri için aday gösterilen “Keşif Uzayı” serisi, İngiliz Bilimkurgu Ödülü için aday gösterilen Redemption Ark ve Absolution Gap romanları, İngiliz Bilimkurgu Ödülü’nü kazanan Chasm City ve Century Rain gibi heyecanlı bilimkurgu romanları Gollancz’da en çok satan kitaplar arasındadır.
Zima Mavisi içerisindeki öykülerle beni şaşırtmıştı ama ikinci kitap benim için çok ağırdı. Ne okuduğumu anayamadım ve yarıda bıraktım. Aynı durum Uzay Keşfi için yaşanmaz umarım.
Yazar hakkında birkaç paragraf da olsa Bilimkurgu Kulübü için de şöyle bir yazı yazmıştım. Faydalanan olur diye linki buraya da bırakıyorum.
Zima Mavisi’nden üç dört öykü okudum daha, başlayalı da iki ayı geçmiştir. Yazarın çok iyi fikirleri var fakat dili biraz okuru zorluyor. Kullandığı terimlerin yabancılığı da değil sorun üstelik, hard scifi okumayı çok seviyorum bilimkurgu romanlarında görmek istediğim bir şey varsa o da tüm o teknolojik aletlerin uzay gemilerinin olabilecek en gerçekçi şekilde açıklanmasıdır herhalde. Bu durumda Kızıl Mars’ta koca gezegeni nasıl yaşanabilir kılarız düşüncesinin her adımını okumaktan nasıl keyif almıştım düşünün.
Reynolds’un da hard scifi yazan ve bilim insanı kimliğini eserlerine yansıtan biri olduğunu biliyordum fakat en azından Zima Mavisi’ndeki öykülerde istediğimi bulamadım. Reynolds daha çok kendi kurduğu, kurallarını kendinin bildiği bir evrende, herhangi bir andaki uzay maceralarını anlatıyordu. Ben onun evrenini tanımadığım için olaylara pek dahil olamıyordum. Hem dilinin de bilimkurgu yazarları için bile iyi olduğu söylenemez. Belki burada çevirmen de işini iyi yapamamıştır diyebiliriz. Daha iyi bir çeviriyle daha anlaşılır kılınabilirdi öyküler, bilemiyorum.
Şu ana kadar öyküleri okurken sıkılmadım, dediğim gibi iyi fikirler ve merak uyandırıcı bir arkaplan var öykülerinde. Sanki iyi bir romanın ortalarından alınmış bir bölüm gibi. Başı olmadığı için öykünün içine girip olan biteni anlamak zor olabiliyor. Ama anlaşılmaz olduğunu da söyleyemem, iyi takip ederek okumak gerek. Diyaloglara çok fazla şey sığdırmaya çalışmış yazar.
Son olarak bir öngörü de bulunayım -neye dayanarak diye sormayın- Reynolds pek Türk okura hitap etmeyecek, Türkiye’deki çoğunluğun okuma tarzına uygun şeyler yazmıyor ve kitaplarının satış rakamları da yayınevlerini üzer. Tabi her bilimkurgu yazarı için Türkiye’de bunu söylemek mümkün. Ben öykülerden sonra diğer eserlerine şans vereceğimi sanmıyorum. Belki kendini kanıtlamış iyi bir çevirmenle çıkarsa bakabilirim.
Çevirmenle aynı okulda aynı bölümdeyim, henüz mezun değil. Büyük ihtimalle deneyimsizlikten kaynaklanıyor olabilir. Okurken böyle bir yazarın kitaplarının çevirisine girişmek büyük cesaret cidden. Ben böyle bir işe kalkışamazdım, o açıdan takdir ediyorum. Umarım iyice geliştirir kendini. Darısı bana diyeyim .
Bu arada çeviriye ilgili iletmemi istediğiniz bir şey varsa kendisiyle yakın olmasam da iletmeye çalışırım.
Orijinal diliyle karşılaştırma yapmadım, çevirmenin bir hatası vardır diyemem ama daha iyi olabilirdi, çok düz bir çeviri tadı vardı kitabın. Sanki üslup yok da bire bir çeviri söz konusu. Ama editöryel hatalar daha büyük sıkıntıydı bu kitap için. Çevirmen deneyimsiz bile olsa iyi bir editör bu durumu okura hissettirmeden kitabı sunuma hazırlayabilirdi.
Benim gibi destek amaçlı kitapları almayı düşünenler varsa bir daha düşünsünler derim en azından kitapçıda 20 sayfa okuyup karar vermek daha doğru olacaktır.
Kitapların çevirmeni tecrübesiz ve mezun dahi olmamış üniversite öğrencisi bir arkadaş ve felsefe bölümünden yeni mezun olan başka bir arkadaş.
Tweetlerde anlatılan olaya cidden üzüldüm. Bunlar maalesef çevirmenlerin çok sık karşılaştığı problemler. Özellikle okuyan ya da yeni mezunlara bu şekilde davranılması çok yaygın. Sıkıntı yayınevinde gibi görünüyor. Bu kitapları ben de almak istiyordum ama yayınevinin tutumundan sonra insanın alası gelmiyor cidden. Zaten daha önce hiç duymadığım bir yayıneviydi.
O yüzden asıl problem bence çevirmenin deneyimsizliği değil. Çevirisinde sıkıntılar olmuştur belki ama sizin üstte de dediğiniz gibi editörün kapatabileceği bir kusur.
Okulda edebi olmak üzere çeşitli konularda çeviri dersleri alıyoruz ve sık sık çeşitli metinler çeviriyoruz ödev veya sınav için. İllaki pratiğimiz olsa bile bu işin içine girince durum daha farklı oluyor, öyle hemen her şey mükemmel olamıyor. Üstüne bir de bu tarz sıkıntılar olunca gerçekten insanın burnundan gelebiliyor.
Hem arkadaşın durumuna üzüldüm hem de bu yazarın kitaplarında böyle problemler yaşanmasına üzüldüm. Umarım yayınevi değişikliği olur diyeceğim. Pek duymadığım bir yayınevi olmasına rağmen yazar ve kitapları en azından burada belli bir okuyucu kitlesine ulaştı. Belki bırakırlarsa başka bir yayınevi devralır.
İyi de Keşif Uzayı yeni çıkmadı mı? Çevirmen bunları kasımda yazmış. Halen çözülmemişse neden başka bir kitabı çeviriyor yayınevine ? Ben mi bir şey atladım ?
Umuyorum öyledir. Alan biri okuyup yorum yaparsa çok güzel olacak. Ben Zima Mavisini ingilizce okudum Aquila Yarığı’nı ise aldım ama hiç okuma fırsatım olmadı. Çeviri hakkında yorum yapılırsa çok güzel olur
Twitterdan yazdım bakalım. Cevap verirse buradan paylaşıyor olurum. Alastair’in olması gereken yayın evi MonoKL’du. Ah işte ah
Tamamen hiç çeviri öyküsü olmayan çevirmenlere çeviri yaptırarak muhtemelen ucuza kapatmaya çalışıyor yayınevi. Bunun yanında çevirmene olan davranışından nasıl bir tavır takındıkları belli. Sanderson’ın yanında böyle saçma yayınevlerine kaybettiğimiz ikinci yazar olacak gibi Alastair Reynolds.
Yine ingilizceye devam. Yazık.
Gerçekten yazık oldu. Aynı dediğiniz gibi hoş olmayan amaçlarla hareket edilmiş. Böyle ortamlarda hem çevirmen kendini geliştiremiyor hem de okuyucular eserin keyfini çıkaramıyor. Bunun duyulmasının da resmen tesadüfen olması çok üzücü. Keşke tepki göstererek düzeltilebilecek bir şey olsaydı. En fazla yayınevine mail atılabilir ama pek dikkate alınmayacağından hiçbir işe yaramaz.
Toplu Öyküler 1-2 çevirisi çok mu kötü. Kitapyurdu kampanyasında 5 kitap 20 TL ile satın alınıp, edebi anlamda kötü bir okuma tecrübesi olsa da hikayelerin ana teması hakkında fikir edinilemez mi?
Bazı öyküleri çok rahat okunabiliyor. Ama diğer öyküler bezdirmişti beni. İkinci kitabı zaten yarım bırakmıştım. Okunabilen öyküler için alınabilir bence bu kampanyada.