Disclaimer: Evangelion’u ilk izleyişim 15 yıl kadar önceye gider, ve hala benim tartışmasız en çok sevdiğim anime. Ve evet gerçekten bence ilk 26 bölüm (directors cut ile birlikte) kendi başına şaheser, filmler sequeller falan yalan.
Şimdi başlıca 3 antitezim var.
Birincisi, ıssız bir adada yasayan adama 26 bolum+EoE’yi izletsek sence bu dediklerin gerceklesir miydi?
İkincisi, kafada soru işareti kalmaması, hikaye çemberinin tamamlanması ve ne olup bittiğinin tam olarak anlaşılması şart mı ki? Yazar gizem, ucu açık iplik bırakamaz mı?
Üçüncüsü, ilk 26 bölümün konusu bence Shinji’nin kendiyle barışması. Hikayenin geri kalanı (bütün o Nerv olayları, Evangelion Projectler vesaireler) sadece saçma karmaşık ve leziz bir MacGuffin. Dünyayı kurtarmak mesele değil, Shinji başgan 16 kez dünyayı da kurtarsa trende küçük bir çocuk alay edince kendini ezik hisseden birisi. 26’nın sonunda da kendisiyle barışmıştı, asıl (sözde varolduğu öne sürülen) son film hikayeyi nereye götürdü belli değil. Gereksiz
Olay Shinji’nin kendi kendisiyle barışması, gerisi hava civa dediğin kısım The End of Evangelion’a konulabilecekken konulmamış bir segment sadece. Concurrency of Evangelion’da zaten yukarıdaki post’ların birinde o kısımların hangi dakikalar arasında geçtiğini bile görüyoruz, o noktaya gelene dek de bu segmentin nasıl bir neden-sonuç ilişkisi sonunda gerçekleştiğini görüyoruz, filmin tüm senaryosunu hedehödö deyip değersiz saysak bile bu 24’de çıkıp 25-26’ya varan insanların bütçesi bitmiş bir serinin “anlayanlar anlamayanlara anlatsın” formatında bir sonla karşılaştığı gerçeğini değiştirmiyor, bunun ana sebebi serinin bütçesini bitirmiş olması olsa da, zaten topyekün bütün bir hayran kitlesine o büyük ve nihai finalini anlatamadıysan, tüm bir evrenin hikayesini bir ergenin duvarla kavga edişine indirgenmiş bir son benim gözümde -değersiz demeyeyim ama- fonksiyonsuzdur. Issız ada metaforuna gelirsek, The End of Evangelion son bölüm için en azından bir giriş-gelişme ve çoktan seçmeli bir son verdi. Sonun birden fazla olması o finale bir gölge getirmiyor. Asıl sıkıntı o noktaya gelene dek Anno’nun “insanlığın dünyaya acı çekmek için geldiği” temasına çok fazla kafayı takmış olması. Ayrıca önemsiz hedehödö dediğin kısımlar bir başkası için lore demek olabiliyor. (En basitinden, ilk bölümde LCL tankından çıkıp gelen Ritsuko’nun son sahnesinin LCL tankında gerçekleşmesi gibi oldukça ironik bir sahne var. ) Kime göre, neye göre kısaca. Son olarak hikaye çemberinin tamamlanması hususuna gelirsek, evet, bu en azından benim için önemliydi. The End of Evangelion’da bu çoktan seçmeli de olsa yapılmıştı, fakat her biri ayrı evrende geçen Manga’lar veya hikayeyi tamamlayacağını iddia edilen Rebuild of Evangelion maalesef hikayeyi The End of Evangelion’un bıraktığı seviyeden alıp hikaye çemberini yeniden böldüler. (Bu da zaten Anno’nun maymun iştahlılığı kadar halihazırda seriye getirilen hatalı bakış açılarını görüp yılmasından kaynaklanıyor) Evangelion şu manada kusurlarına rağmen ne kadar önemli bir eser olsa bazı fanların purist bakış açısının sonraki izleyecekler için serinin yanlış anlaşılmasına neden olduğunu ve olacağını düşünüyorum.
Evangelion’un ilk 26 bölümü bence yeterliydi.24.bölüm ve 25.bölüm arasındaki olaylar anlatılmasa bile benim için bu bir sıkıntı değil zaten serinin ana amacı,mesajı Shinji karakterinin psikolojik durumu,kendiyle barışması (Yanlış hatırlamıyorsam Hideaki Anno’da Shinji gibi sıkıntılar yaşamıştı).
Arkaplan hikayesi ilgi çekiciydi ama anlatılmaması bir sıkıntı değildi bence.Sonra End of the Evangelion’un çıkmasıyla o arada ne olduğunu öğrendik,kötü mü oldu ? Hayır olmadı.End of the Evangelion gayet güzel bir şekilde tamamlıyordu o kısımları.
Bence arkaplan hikayesine “hedehödö” “filmler sequeller falan yalan” tarzı ifadeler kullanarak sanki önemsizmiş gibi davranmak ve son iki bölüm için “fular challenge yapmana yarar sadece” demek yanlış.
Prens Muhammed bin Salman’ın ortakları içinde yeraldığı Suudi Arabistan’lı animasyon şirketi Manga Productions, Toei ile işbirliğiyle (?) hazırladıkları ilk uzun metrajlı Anime filmini duyurdu.
Seslendirme kadrosu şu isimlerden oluşuyor.
Toru Furuya as Aus
Kotono Mitsuishi as Hind
Hiroshi Kamiya as Zurara
Yūichi Nakamura as Nizar
Kazuya Nakai as Musab
Takaya Kuroda as Abraha
Filmin yönetmenliğini Kobun Shimuzu (Knights of Sidonia, Godzilla : Planet of Monsters, Detective Conan) yaparken senaryo Atsuiro Tomioka (Ace Attorney, Kindaichi Shounen no Jikenbo Returns, Baki The Grappler, Vandread, Zetman, Fairy Tail, Trinity Blood, Last Exile, Pokemon, Digimon, Dragonball Super) tarafından yazıldı. Filmin karakter dizaynları Tatsuro Iwamoto (Ace Attorney oyunları, Monster Strike) tarafından yapılırken müzikler ise Kaoru Wada (Kindaichi Shounen no Jikenbo, InuYasha, Harlock Saga, Tekkaman Blade, Silent Mobius, Casshern Sins, D Gray Man) tarafından hazırlandı.
Hocamlar kusura bakmayin adamakilli cevap yazacak firsat bulamamistim.
Öncelikle evet, çoğu durumda olduğu gibi burada da muhtemelen gerçek, bu iki uç noktanın arasında bir yerde. Ben bu tarz tartışmalari okurken genellikle karşımdakinin makul bir insan olduğunu düşünüyorsam kastettiğinin “son iki bölüm çöp yav fular kasıyolar anca” derken mutlak değil nisbi anlamda bir karşılaştırma olduğunu düşünüyorum. buna mukabil kendim de arkaplan hikayesi fasafiso derken savunduğum pozisyon yine göreceli bir pozisyon. “öne sürdüğün kadar önemli degil, asıl odaklanılması gereken nokta kesinlikle o değil.” şeklinde benim daha çok.
Öte yandan arkaplan hikayesi ve lore’u da gayet ilgibc ve güzel bence de, ben de vaktiyle imageboardlarda hararetle teori tartıştım vesaire. Ama serinin asıl güçlü yönü bence bu değil, EoE de bu yönü geliştirse de bunu serinin asıl güçlü oldugu yerleri örseleyerek yaptığını düşünüyorum. Bu tank karakterin str’sinden çalıp int’ine basmaya benziyor biraz.
Öyle bir liste ki , yarısı döner yarısı harem muhabbeti. Gönül isterdi ki Total Eclipse’deki Toros Kartalı Ibrahim Doğulu’yu saysınlar, G-Gundam’ın 11. bölümünün bütünüyle İstanbul’da geçtiğini ve yönetmen Imagawa’nın Yılmaz Güney’in Yol filminden esinlenmesinden ötürü konulan Saette Gyuzel (Sait Güzel) isminde bir karakteri konu aldığından bahsetsinler, Gundam SEED DESTINY’de İstanbul’da demirledikleri, 3 taraflı bir savaş için Çanakkale boğazına gittikleri kısımları belirtsinler, Gundam The Origin ve ilk Gundam serisinde görülen Federasyon ordusu başkumandanının Almancı bir Türk (Johann Ibrahim Revil) olmasına referans versinler. Hataraku Maou Sama’da başrol karakterin Nevşehir’e uçak bileti için para biriktirmeye çalışmasından bahsetsinler, Fatal Fury’de dövüş turnuvasının Hatay’da yapıldığını söylesinler, Pluto manga’sında önemli robot karakterlerden birisinin Türkiye’den olduğu söylesinler. RahXephon’da Dünya’nın en büyük şehirleri boyutsal kırılmaya uğrarken İstanbul’u da saydıklarından bahsetsinler. Hepsini geçtim, Spriggan’daki İstanbul manzaralarını yada Attack on Titan’da ana karakterin adının Eren olmasından neden bahsetmemişler ki?
Siteye üye ol. Bu listeden aşağıya doğru giderek gözat. Konularını beğendiklerini “Plan to watch” butonuna basarak listene ekle. Her Anime’nin kendi MyAnimeList sayfasında “bu animeyi beğendiysen bunu da sevebilirsin” tarzı öneri bağlantıları vardır, onları da incele.
Nyaa’ya gidip indir ve izle. Türkçe altyazılarını -yapıldı ise- PlanetDP’den temin edersin. Turkanime’den, cehennemdenanimeizleyenler dot com’dan vs izleyerek mundar etme. İzlediklerini watching kısmından işaretlemeyi ve bitince puanlamayı unutma.
Benim yeni başlayanlara önerilerim kabaca:
-Osamu Dezaki’nin tüm işleri, özellikle BlackJack
-Mobile Suit Gundam (1979)
-Space Pirate Captain Harlock (1978)
-Welcome to the NHK
-Serial Experiments Lain
-Boogiepop Phantom
-Ghost in the Shell (1995 filmi yada Stand Alone Complex serisi ile)
-Psycho Pass
-Armored Trooper Votoms
-Cowboy Bebop
Netflix uyeligin varsa şunlara da göz atabilirsin:
-Toaru Majutsu no Index
-Saiki Kusuo no Psi-nan
-Great Pretender
-Violet Evergardan
-Hellsing Ultimate
Muhtemelen milyon tane kişiye sorsanız yeni başlayan bir kişi için şu animeleri söyleyecektir:
Death Note
Attack on Titan
Fullmetal Alchemist Brotherhood
Klasikleşmiş başlangıç animeleridir bu üçü yani. İster yerli ister yabancı medyada çok gözlemliyorum yeni bir kişiye bu serilerin önerildiğini. Dediğim sırayla izleyin direkt hiç düşünmeden bence. Pişman olmayacağınızın garantisini verebilirim her biri için.
Not: bu 3 anime aynı zamanda benimde ilk izlediğim 3 anime.
Direkt bunlarla başlayınca da gerek o geniş kitle ile dalaşmamak, gerekse de zaten yeni başlıyor olmaktan oturu direkt kabullenmeden mutevellit bir cemaat hissiyatı oluşuyor. Ben şahsen daha önce en az 10-20 seri izlemis birisinin Death Note’u daha objektif degerlendirebilecegini düşünüyorum, aksi bir olasılığı tahayyül edemiyorum.
@Akuma_Blade’e katılıyorum. İlk bunlarla başlamak iyi değil bence de.
Var tabii olmaz mı Sırf bunun için Anime nedir? yazısının sonuna 43 tane anime ismi yazmıştım. Filmler de var daha. Başka yazılara da bakabilirsin tabii. Bu konuda herkes farklı tavsiye verir.
Filmin Blu-ray versiyonu yayınlanmadı ve Batı ülkelerinde gösterime girmedi. Şu anlık sadece Doğu Asya ülkelerinde vizyonda. Özetle telif meselesi. Blu-ray halinde yayınlanınca rahatça bulunup izlenecek hale gelir.
E zaten normalde de bu sebeplerden ötürü 6 ile 12 ay arasında bir süreden sonra izliyoruz hep. Bu sefer eklenip silinmesi garip geldi bana. Normalde hiç eklemiyorlar.
Türkanime’ye eklenen film sinema çekimi, yani sinemada filmin izinsiz şekilde videoya alınması sonucu elde edilen görüntü. Normalde Türkanime vb. yerlerden izleyebildiğimiz animeler, internet üzerindeki resmi platformlardan WEBrip olarak birileri tarafından indirilip malum ortamlara yüklenir ve fansublar da buralardan indirip, altyazıyı çevirip kendi sitelerinde yayınlar. Türkanime de Türk fansublardan izin alarak bunları sitesine yükler. Diğer bir seçenek de animenin blu-ray diskinin yayınlanması ve malum ortamlara direkt bunun yüklenmesidir. Süreç WEBrip ile aynı işler. Aradaki fark yapımcının animeyi internette yayınlaması, yani sinema salonlarının dışına çıkarmasıdır. Şu an paralı platformlarda bile izlenemeyecek bir anime olması gerekir yani söz konusu filmin.