''Pişmanlıklarım, başarısızlıklarım… Her şeyin sorumluluğunu almaya hazırım ama kendi hayatımı yaşamak istiyorum! ‘’ keşke bunu diyebilecek cesaretim o zaman olsaydı. Hibike! Euphonium
Geçmişin nasıl olursa olsun, önünde hala bir gelecek uzanıyor. Spike Spiegel
Değişme korkun yoksa ilerlemeye cesaretin olur. Love live
-Bizim gibilerin cesaretten başka bir şeyi yok.
-Yapabildiklerimi yapabilirim sadece.
-Sadece yapabildiklerini yapmaya çalıştığın için.
-Yapabildiklerimi elimden geldiğince yapıyorum.
-Sadece yapabildiklerini yapabilir halde kalırsın o zaman. Houseki no Kuni
-Senin için yaşamak ne anlama geliyor?
-Yaşamak başkalarıyla bağın olması demektir. Bence yaşamak bu anlama geliyor. Birine dikkat göstermek, birini sevmek, birinden nefret etmek, biriyle olmaktan keyif almak, birinin elini tutmak… Yaşamak budur işte. Yalnız olursan, yaşadığını fark edemezsin. Başkalarıyla olan ilişkilerin hayatta olmanı tanımlar. (ne kadar yaşıyorum acaba) Kimi no Suizou wo Tabetai
Bu başlık altında bir sürü anime ve onlardan replikler var, hiç birinin şu an anlamı yok benim için, hiç birini tanımıyorum. Ama bunu görünce içim ısındı, gülümsedim. Eskiden izlerdim Pokemon’u, ama hatırladığım çok az şey var, bu da onlardan biri
En son baktığımda 600’den fazla pokemon vardı. Onun yerine en güçlü pokemonlar diye konular vardı başka sitelerde. Ona bakmak güzel oluyor. Yanlış hatırlamıyorsam Charizard efsanevi olmadığı halde 25. sıraya girmişti.
@Rena Senin gibileri kandırıp animeye başlatmak için iyi bir konu burası.
Ne yapayım, replikler çok güzelmiş. Hem niye kandırıp, ben anime izlemeyi gerçekten çok istiyorum, kabul, foruma üye olana kadar, (aslında o zamanlar anime neydi onu bile bilmiyordum ama neyse) anime konularında öylesine gezinene kadar ve @Arqonquin beni ikna edene kadar bir gün bunu isteyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Okul meselesini hele bir halledeyim, teker-teker izleyeceğim.
Ekleme: Favori Pokemon’unuz diye anket açılsa, diğer hiç birinin ismini hatırlamıyorum, zaten hatırlasam bile Pikachu derdim. Bu arada Pokemon’un anime olduğunu da önceden bilmiyordum.
O zaman küçük bir bilgi daha vereyim. Kabataslak bir tabirle Japon yapımı olanlara anime diyoruz. Bu nedenle Amerikan yapımı olunca çizgi film (cartoon) oluyor. Ayrıca herkesin seveceği türde film veya dizi olduğu gibi anime de çeşit çeşittir. Mesela seinen türü yetişkinlere, shounen türü gençlere ve kodomo türü ise çocuklara hitap eder. Pokemon da kodomo türüne giriyor. Anime deyince sadece aklına pokemon gelmesin yani.
Şu linke bakmak istersen animenin ne kadar çeşitli olduğunu görebilirsin. Hatta istersen kaydet bu linki, belki ilerde lazım olur. (Bu arada verdiğim linkte kodomo yazımı yanlış yapılmış )
Işte bunu hep merak etmişimdir. Ben hep animelerin sadece çizgi filmden başka bir şey olmadığını sanıyordum. Meğerse her yaşa hitab ediyormuş.
Izlediğimde bu ikisi arasında gezinirim ben
Aslında küçükken, aşağı yukarı 5 yaşımdayken duzenli bir kaç animeyi izlerdim. Çok da severdim. Fakat aradan çok zaman geçti ve hiç birini hatırlamıyorum. Anime izlemek istememin sebeplerinden biri de bu: Eskiden sevmiştim, demek ki her zaman severek izleyebilirim.
Sadece linki değil, mesajı da kaydettim, izlemeye tam olarak karar verdiğimde, hazır olduğumda( ) mesajı okur sonra izlerim.
Bilgi için teşekkürler.
Hazır yeri gelmişken,en sevdiğim animenin repliklerini paylaşayım;
“Aşk nedir ?
Aşk… nedir ?..
Anlamıyorum…”
‘‘Kelimelerin yüzü ve arkası vardır. Ağzımızdan çıkanlar,her şey değildir… İnsanın zayıf yönlerinden biri bu. Karşındakini test ederek kendi varlığının değerini doğrularsın.
Çelişkili,değil mi ?’’
“Kimsenin hakkında bir şey yapamayacağı bir şey.
Benim ellerim,senin ellerin gibi yumuşacık bir tene kavuşamayacağı gibi.
Üstesinden gelinemez bir şey…”
“Benim,neredeyse her zaman ifadesiz olduğum söylenir.Ben de böyle biriyim işte.”
“İnsanların duygularından hiç anlamıyorsun değil mi !!
-Çok özür dilerim.
Artık duyguları daha iyi anladığımı sanıyordum.
Ama insanların duyguları çok karmaşık ve hassas.
Herkes gerçek hislerini ifade edemiyor.
Ya kendileriyle çelişiyor ya da yalan söylüyorlar,
bu da neyin doğru olup olmadığını anlamamı çok zorlaştırıyor.”
“Onun için sadece alet olan sen…
Sadece duygusuz bir alet olan sen…
Nasıl üzüntü hissediyor olabilirsin ?”
“-Benim seni cidden bir alet olarak gördüğümü mü sanıyorsun ?
Eğer öyle olsaydı seni çocukken yanıma almazdım.
Seni hep yanımda tutmazdım !
Anlıyor olmalısın.
Kızgın olması gereken de,acı çeken de sensin !
Senin duyguların var.
Benim gibi bir kalbin de olmalı !” (Gilbert)
"Seni lanet olası. Bir sürü arkadaşımı öldürdün.
Demek, insanları öldüren o kanlı ellerle şimdi mektup yazıyorsun. İnsanları birbirine bağlayan kelimeleri kullanıyorsun.”
“Violet harika mektuplar yazıyor.
Doğrudan insanın kalbine sızan cinsten.
Kendine karşı dürüst olmanı sağlayan mektuplar.”
“Kusurları olabilir ama elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Mektupları ile kurtardığı insanlar bile var.”