Bu konuda bir blogger arkadas vasitasiyla bir video cekecegim:) O esnada sorularinizi olabildigince yanitlamaya calisacagim. Simdi uzun uzadiya yazamiyorum cunku haftasonu kardesimi evlendiriyorum:)
Videodan once gelip baska sorunuz olup olmadigini sorarim:)
Fantastik edebiyatta sihir ile büyü aynı şey midir?
Bana hep sihir hokkabazların, diğer adıyla sihirbazların yaptığı bir “göz aldanmacası” gibi gelir. Büyü ise büyücülerin yaptığı büyüdür:) Lakin eğer yanılmıyorsam Harry Potter için sihirbaz diyoruz. Haliyle genel olarak sihir = büyü ve sihirbaz = büyücü gibi bir anlayış var.
Bu konuda sizin bakış açınız nedir? Çevirdiğim kitapta kullanabilmek için soruyorum. Çevirimden örnek diyalog:
“Köpeğe büyü yaptınız,” dedim evden çıkarken.
“Yalnızca küçük bir tane,” dedi Nightingale.
“Yani sihir gerçek,” dedim. “Bu da sizi bir… ne yapıyor?”
“Bir sihirbaz.”
“Harry Potter gibi mi?”
Nightingale iç geçirdi. “Hayır,” dedi, “Harry Potter gibi değil.”
“Ne açıdan?”
“Ben hayali bir karakter değilim,” dedi Nightingale.
Ama bu haksızlık. (Bkz: Calimero) Çok mu çok güzel? Azıcık çok güzel olsun lütfennnn.
Aslında sihir ile büyü arasında pek de fark yok. Sanırım bunu kullananlara bağlı bir ayrım belki yapılabilir. Emin değilim. Periler filan yaparsa sihir ama bir insan yaparsa büyü demek daha uygun geliyor bana. Bu aslında alışılagelmiş bir şey de olabilir.
Sanırım aynı şey niyetine kullanılıyor. Sihir Bakanlığı varken Harry için bu büyücüyü gördünüz mü ilanları çıkıyor. Farklı olsalardı Büyü Bakanlığı olması gerekirdi diye düşünüyorum. Öte yandan Harry Potter kitaplarında Harry için sihirbaz yazdığından da eminim.
Bence de aynı Aslıcan, söyle bir TDK falan da baktım eş anlamlı gösteriyor orada da.
Ben farklı kelime kullanmam gerektiğinde sihir yapıp genelde büyü tercih ettim hep…
Ve evet, Harry Potter’da Sihir Bakanlığı ve büyücüler olarak geçiyor. Orada ‘spell’ büyü olarak geçtiği için ‘magic’ yerine de sihir kullanılmış diye düşünüyorum.
Sihir sanki hiç çaba harcamadan, parmağının bir ucuyla yapılabilen bir şeymiş ve doğuştan gelen bir yetenekmiş; büyü ise söz gibi, asa gibi unsurlara, emeğe ve yetkinliğe ihtiyaç duyulan ve öğrenilmek zorunda olan bir şeymiş algısı yaratıyor bende.
Büyü/büyücü yapıyorum. Buradaki en büyük dayanağım son Harry Potter çevirileri. İngilizceyi de Türkçeyi de aşağı koyuyorum. Spell de magic de büyü oldu ama artık yapabileceğim bir şey yok.
‘You put a spell on the dog,’ I said as we left the
house.
‘Just a small one,’ said Nightingale.
So magic is real,’ I said. ‘Which makes you a …
what?’
‘A wizard.’
‘Like Harry Potter?’
Nightingale sighed.‘No,’ he said, ‘not like Harry
Potter.’
‘In what way?’
‘I’m not a fictional character,’ said Nightingale.
“Köpeğe büyü yaptınız,” dedim evden çıkarken.
“Yalnızca küçük bir tane,” dedi Nightingale.
“Yani büyü gerçek,” dedim. “Bu da sizi bir… ne yapıyor?”
“Bir büyücü.”
“Harry Potter gibi mi?”
Nightingale iç geçirdi. “Hayır,” dedi, “Harry Potter gibi değil.”
“Ne açıdan?”
“Ben hayali bir karakter değilim,” dedi Nightingale.