Aylık Öykü Seçkisi Yazarları ve Kayıp Rıhtım Editörleri Buraya!

@Vector ile olan bir sohbetimizde şunu demiştim: Bütün eleştirileri kendi bilişsel süzgecinizden geçirip öyle uygulayın. Ben de bunu uyguluyorum ama daha bu seviyeye ulaşamamış yazarlarımız var.

Bence yine de belirtmek daha iyi. Yazıyı revize etmesini, yazım kurallarına dikkat etmesini söyleyebilirsiniz.

2 Beğeni

Bu pek de doğru değil. Daha önce de belirttiğim gibi eğer yorum yazarsanız mutlaka okunacaktır. Benim öykülerim hep kelime sınırındaydı.

Yorum yapan kişi de çok onemli bir etken. “Mustafa da okumuş. Ben de okuyayım.” diyen de vardır.

Tüm Mustafalardan özür dilerim. :sweat_smile:

Düzenleme:

Zamanla edinilecek bir tecrübe olarak bakıyorum.

Bunu belirttiğiniz anda savunma cevabıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Artık kibir mi desem, ego mu desem, ne desem bilemedim? Bir saldırı söz konusu oluyor ya da kişi sizi hiç iplemiyor. Sizi atlayarak geri kalan herkese cevap yazıyor. Harcadığım zamana yazık…

4 Beğeni

Ben kendi dönemim için konuşuyorum. Altı aydır Seçki’yi takip ediyorum ve gözlemim bu şekilde.

1 Beğeni

Ben de bilmiyorum, acaba var mı? Gözler çekirdekte :eyes: (Bir çekirdekleşme varsa tabii :smiling_imp: )

2 Beğeni

Maalesef ben de yazan ama okuyan ve eleştirenlerden biri değilim. Her seferinde okuyacağım ve eleştireceğim diyorum ama kabul edersiniz ki eleştirmek bambaşka bir konu. Fazla iddialı olacak ama eleştiriyi eleştiri gibi yapanlar o kadar az ki… Bu son cümle sadece Kayıp rıhtım için değil hatta sadece edebiyat için bile değil…

Mesela bende var bu. Beğendiğim bir yazar, nitelikli yorum yaptıysa, öyküyü okuma ihtiyacı hissediyorum.
Çekirdek değilim; ancak etken olduğu konusunda hemfikirim.

2 Beğeni

Fazla genelliyorsunuz, aynı şekilde ben de uzun öyküler okunmuyor şeklinde genellemiş olabilirim. Ben böyle bir yorumu dikkate alırdım. Birçok arkadaşın da aldığına inanıyorum, aldıklarını görüyorum.

1 Beğeni

Öhö öhö : Giriş Yap

Kim bu çekirdek? Mahalle baskısı seziyorum, neler oluyor seçkide?

Çekirdek değilim diyor seçkide yeni olanlar. Kulis mi yapılıyor yoksa, herkes birbirinin hikayesini mi okuyor anlaşıp?

Çekirdek derken uzun süredir yazanları kastettim. Abartmayalım bence. :sweat_smile: @Wiarthe Alüminyum folyodan şapka takarlar ya, sizi öyle hayal ettim.

3 Beğeni

Bu yazılanları okuyunca, zaman zaman sert eleştiri yapan biri olarak kendimi de bir eleştireyim dedim. Her zaman yardımcı olmak amacıyla yazdım, ama benim yazdıklarım yüzünden hevesi kırılıp morali bozulan, burayı da okuyan biri varsa özür dilerim. Amacım gerçekten katkı yapmak oldu hep.

Ben bir yıllık bir hayalet okuyuculuğun ardından foruma üye olup Seçki’ye öykü göndermeye cesaret edebildim. Tüm eleştirileri göğüslemeye hazırdım, bu yüzden herkesin de öyle olduğunu varsayıyorum. Eleştiriden hoşlanmayan biri Seçki’ye yazmaya cesaret etmez gibi geliyor bana.

İlk yorumumu alana kadar çok bekledim ve hayal kırıklığına uğradım. Bu yüzden de hep ilk kez yazanlara ya da yorum almayanlara yazmaya çalıştım. “Olağanüstü yazmışsın, Nobel’i ne zaman alıyorsun.” tarzında yorumlar bana samimi gelmediği için tam tersi, biraz daha ciddi bir üslup kullandım. Bazı yazılara çok kötü olmuş diyip geçmek yerine kendimce yol göstermek istedim. Ters tepmiş olabilir, bilemiyorum.

Öznel yorumlar beni rahatsız etmiyor bu arada. Edebi zevkler zaten bir yerde öznel değil midir? Ben bana bu şekilde yapılan yorumların bazılarına saygı duyuyor ama kendi tarzımı değiştirmiyorum, bazıları ise çok mantıklı geliyor. Bence Seçki’ye yazıp eleştiri alan herkes eleştiriye açık olmakla birlikte kendine de güvenmeli, yorumlar arasından seçim yapıp kendine uygulamalı. Yoksa çok iyi yazarlar da acımasızca eleştirilir. Önemli olan yazarın ne düşündüğü.

6 Beğeni

Eğer hiç yorum yapmazsanız böyle, ben de kabul ediyorum ama yorum yaptığınızda destan da yazsanız insanlar geri dönüş yapıyor. Tabii yapmayanlar da var. Belki tarzına hitap etmemiş ve okuyamamıştır. Yorum yaparak üzmek istememiştir.

Bu arada yorum yapmak illa ki eleştirmek değil arkadaşlar. Beğendiğiniz yerleri de belirtebilirsiniz. Beklentilerinizden, tahminlerinizden, hoşlanmadığınız yerlerden bahsedebilirsiniz. Belki de yazar x karakterinden hoşlanmamanızı amaçlamıştır. Sizin bu yorumunuz da onun amacına ulaştığını tasdikler. Diğer yandan beğendiğiniz noktaları belirttiğinizde de nerelerde doğru yaptığını görür. İlla gidip negatif noktalar avcılığına gerek yok yani.

Herkes için demiyorum bunu elbette. Seçkiye farklı isimlerle yorum yapan birisiyim. Burada yanlış anlaşılma olmasın. Böyle yapanlar da çıkıyor. Size özenli yanıt verenler de çıkıyor. Yorum yapmaya kalktığınızda üç-dört tip geri dönüş var. Cevap verenler, teşekkür edenler, saldıranlar, umursamayanlar vs. Ben sadece umursamayanlara denk gelince üzülüyorum harcadığım zamana. Bu da bir risk. Eğer çabalayacaksanız veya savaşacaksanız bu riski de almalısınız. Benim düşüncelerim bu yönde. Ben kuyuya bir para atarım ve unuturum. Gerisi kendi yolunu bulur demeli.

Yukarıda da bahsettim. Ben sizin aranızdaki diyalogdan bahsetmiyorum. Ben kendi deneyimimden bahsediyorum. :blush: Cevapsız onlarca detaylı yorumum var benim seçkide. Üstelik ben ayda yılda bir yazan insanım. :joy: Belki bir şeyler katabilirim, belki bir noktada faydam dokunur diye yorum yapıyorum. Diğer açıdan forumdan olmayan kişiler de var yorumlayan veya okuyan. İkinizin arasındaki diyaloğu kimse bilemez. Yorum yazacaktır kişi, bakar ki siz cevap vermemişsiniz. O da kendi kendine “Yahu adam kaç gün olmuş yorum yazmamış.” diyerek vaz geçebilir. Bu da bir tercihtir. Saygım sonsuz. Yine de formaliteden bir teşekkür mesajı yazılabilir.

3 Beğeni

Okuyucuların kendilerine hitap eden öykülere daha kolay ulaşabilmesi için öykülerin türlerine göre alt kategorilerde ( fantastik kurgu/polisiye/macera vs. gibi ) listelenmesi faydalı olur diye düşünüyorum.

2 Beğeni

Nihayet yazılan her iletiyi okuyup, kendi eleştirime ve @Agape 'ye dönüş yapma zamanı geldi. (Bak bu arada karakterler filan nasıl düzgün, gözlerim pörtleye pörtleye yazıyordum dün)…

@Agape başta olmak üzere diğerleri: Onca yoruma rağmen net bir çözüm bulabilmiş değiliz. Ben açıkçası kendimi tam bir karmaşanın ve yarışın ortasında hissediyorum. 15’inden 15’ine koştura koştura hazırlanan bir öykü keşmekeşliği… Dahası bu durum forumun genel başlıklarında da var. Jazz sevenler, Bass sevenler, Arabesk cemiyeti vs… Sonra dizi sektörü… Sinema sektörü, Avangers “Hardcore Mega Epic Bu Defa Vallaha Son Battle” ile kesin final yapacak, Titanik yeniden çekilecek, Mark bilmem ne Silmariilion dizisinden çıkarıldı. Aaa Silmarillion da mı çekiliyordu? 3 ay oldu yeni yazacağım seyahat yazısını halen yazamadım, nasıl daha iyi olur, acele acele yazarsam güzel olmaz anlayışından ötürü…
Şayet bunalıma girmemişsem kendimi önüne geleni yutan devasa bir şeyin içinde gibi hissediyorum. Birlikte bu şeyi hiç durmadan besliyoruz. Dahası bu şey,formumuz aldıkça alıyor. Ama bir sonuca varmış gibi hissetmiyorum. Seçkide de, burada da tatmin duygusu hep eksik kalıyor.

Tabi bu sert yargıya buradaki insanlarla bir şeyleri paylaşıyor olmayı dahil etmiyorum. Çünkü burada bir kere ciddi bir okur kitlesi ve bilinç var. Türkiye’nin aydınlık yüzü gibi bir şey bir nevi. Çevremdeki sabit düşünce yapıları, bana sıkıntı veren bir kitleden kaçıp kurtulma yeri gibi bir yer burası. Bunu yukarıdaki eleştirimden ayrı tuttuğum gibi, sebep olan insanlara da ayrıca teşekkür ediyorum.

@gayekcelik, senin öykülerinde mesela ilgimi çeken şey başlıklar oluyor. Açıp okutuyor ve bunu yaparken yorumda kim ne demiş bakmıyorum bile. Ama hikaye bitip yorumlara geldiğimde bambaşka şeyler hissediyorum. İtiraf etmek gerekirse kendimce çok daha iyi bulduğum bir öykünün yarısı kadar yorum almamış olduğunu, yorumu geçtim gösterim oranında bile diplerde olduğunu görüyorum. Bunu tabi biz aşamayız, bizim yorumlarımızla da olmaz. Şuan için çözümünü bilemediğim bir değer ve değerleme yöntemi olmalı öyküler için… Başlıktan, yazarına, imlasından, kalemine kadar…

@azizhayri, “eleştiriyi eleştiri gibi yapanlar o kadar az ki…” kısmına ben çok katılamıyorum. Bu sitedeki profillerden ötürü… (Bir iki tane dediğin modelden vardı. Sırf kıllığına olsun diye sadece hikayeye değil ne paylaşırsan yazan). Katıldığım ve yukarıda belirttiğim kısım okuyan olmaması kısmı. Hayattaki konularda eleştiri ile ilgili kısmında da seninle aynı fikirdeyim.

Son zamanlarda bu tarz yorumlar almaya başladığım için, yorumun ilgimi çekti ve cevapladım. İster istemez yorum beni çentikliyormuş gibi geldi. Bu son cevabında da, aslında bunda yanılmadığımı anlamış oldum.
Burası bir yarış alanı olmadığı (ki olsaydı burada olmazdım) ve öykülerin kıyaslanmasını haklı bulamadığım için, bu yorumunu sevmedim. Daha iyi, daha kötü göreceli bir kavram. Benim çok sevdiğim bir dili, kalemi sen sevmemiş olabilirsin.
Tıklanması fazla oluyor evet. Belki başlık, belki artık bilinirlik, belki dil etken oluyor, bilemiyorum. Bu konuda benim yapabileceğim bir şey de yok. Ben diğer arkadaşları yorumlayarak ya da en azından beğenerek destek olmaya çalışıyorum.
Umarım herkes hakkettiği oranda, anlaşılarak okunabilir🤞

4 Beğeni

Merhaba Arkadaşlar,

Bu konuda naçizane görüşlerimi paylaşmak isterim. Aşağıda yazacaklarım uzun zamandır rıhtımda gezinen, yazan ve okuyan biri olarak naçizane görüşlerimdir.

Seçki’ye gelen tüm yazıların paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü seçki ayrım gözetmeksizin tüm yazar adaylarına hikayelerinin iyi-kötü, doğru-yanlış, rezil-muhteşem olmasına bakmaksızın kucak açan bir yerdir. Bu seçkideki hiç bir yazar bir diğerinden üstün/daha iyi yazar değil, yazarlık yolunda, bir diğerinden daha ileride ya da biraz daha geride olan yol arkadaşlarıdır. İşte aynı bu sebeple, bu platforma yazan kişilerin amacı bu yolda “tek başına” yürüyebilecek kadar geliştikten sonra bu yolu terk edip yazılarını daha profesyonel “e-dergi-yayınevi” gibi alanlarda denemeye başlamaktır. Seçki, yazar adaylarını eğiten bir yer değil onların gelişimlerini paylaşma yeridir.

Yazarların gelişimine en çok destek oalcak şey ise ideal dünyada; seçkideki yazarların o ayki hikayeleri okuyarak -eleştiri değil- görüşlerini paylaşmasıdır.

Okunmayan hikayeler için kendimi sorumlu hissederim. Bu yüzden her ayın sonlarında okunmamış kim varsa – çoğu yeni yazar adayı olur – onların hepsini okumaya çalışırım. Üstelik hikayenin mantıksız, düzensiz ya da ruhsuz olmasına bakmaksızın okurum. Hatta geriye döner, önceki aylardaki hikayelerini de bulur okurum. Bu yüzden okunma-okunmama hususu seçkiye yazan bizlerin kontrolünde olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple, bize bu alanı tanıyan adminlerimizden böyle bir ricada bulunmak yerine kendi aramızda “sen bu seçkide daha önce okumadığın kaç kişiyi okudun” sorusunu birbirimize sormak, daha faydalı olabilir. Kendime sıklıkla sorarım; “Bir seçki yazarları olarak diğer yazarlar için üzerime düşeni yaptığımdan emin miyim?”

Benim için seçki, bir yayınevi tarafından keşfedilme yeri değildir. Burası benim için bir yazarlık atölyesidir. Bir çok yazarın ilk hikayelerini okuduğum ve gelişimlerini izlerken kendimi de geliştirdiğim güzel bir yolculuktur. Ve yolculuklar “elenme” fikri ile başlamadan bitmemelidir. Uzun zamandır yazan biri olarak seçki benim ödül alanım değildir. Çünkü yazmanın kendisi özneldir. Kitabının binlerce kopya basılmadığı sürece tek ödül içten-samimi bir yorumdur.

Sevgiler
Dipsiz

12 Beğeni

Yazmak istediğim için yazıyorum. Okunmak istediğim için de paylaşıyorum. Yazma anlamında değilse de paylaşma/yayınlama manasında yeniyim. Henüz seçkide tek bir öyküm var, o da en son sayıda. Yeni temaya da bir tane gönderdim, gerisi kısmet artık.
Burasının benim için manası şu: Bizler esnafız, burası şirin bir esnaf pasajı. Herkesin kendine göre bir mutfağı var; herkes kendine göre pastasını böreğini yapıyor ve sonra gelip seçki vitrinine koyuyor. Kiminin tek bir ürünü var, kimininse bir düzine. Kiminin tek tip ürünü var, kimininse her türden farklı farklı. Vatandaş da gelip geçerken bakıyor. Kimi başlığa bakıp geçiyor, kimi içeri girip tadına bakıyor, kimi de çıkarken yorumunu da yapıyor. Müşterilerin arasında komşu esnafın da olması, çok da garipsenecek bir durum değil bana kalırsa.
Kendi adıma her türlü yoruma öyküm altına ev sahipliği yapmak hoşuma gider. Bu yorum ister övgü isterse de eleştiri olsun. Hatta eleştirinin çok daha fazla olması aslında daha iyi. Hele de kendisini geliştirmek isteyen yeni yazar adayları için bulunmaz bir nimet.
Pasajın en çömez esnafı olarak nacizane görüşlerim bunlardır efendim :slight_smile:

3 Beğeni

Yazıyorum çünkü varım; okuyorum çünkü değer(mi)sin

1 Beğeni

Seçkiyi seviyorum. Yaklaşık 1 yıldır da yazıyorum. Eskiden insanların yorum yapmasını çok önemsiyordum. Artık önemsemiyorum. Cümlelerim bir şekilde birine dokunacaksa döner dolaşır onu bulur zaten. Ben başka öykülere yorum yaparken de insanları kırmamaya ve hatta onları yüreklendirmeye çalışıyorum. Benim yüreklendirmemi ne kadar takarlar bilemem :slight_smile: :slight_smile: Yapı ve teknikle ilgili yorum yapamıyorum çünkü bu alanda kendimi yetkin hissetmiyorum. Daha çok öykünün ne hissettirdiği önemli. Açıkçası (birkaç arkadaşım dışında) yorum yaparken isime hemen bakmıyorum. Etkilenmek istemediğimden olabilir. Fazla naif bir durum diye düşünebilirsiniz belki ama insanların, hele ki kelimelerle uğraşan güzel ruhlu insanların kalbini kırmaktan korkarım. Bu her öyküye güzel yorum yaptığım anlamına da gelmiyor tabii ki. Bazılarını sadece seçkiye öykü gönderme cesaretinden dolayı beğendiğim de oluyor. Fakat bazıları da gerçekten çok sağlam bir yazarlık kumaşına sahip olabiliyor. Yine de kimin ne şekilde gelişeceğini bilemiyorum. Bazısı çalışır ve en iyisi olur, bazısı yeteneği olduğu halde çalışmaz ve kaybolur gider. Kimseyi küstürmemek lazım. Bu ağır bir sorumluluk. (Küstürmeyeceğiz diye abartılı yorum da yapmamak lazım o da yalan olur çünkü.) Buraya öykü gönderen her yazar arkadaşıma sevgi ve saygılarımla.

6 Beğeni

Bu ne güzel bir sorumluluk duygusudur. Kendi adıma teşekkür ederim. Çok ince ve değerli bir hareket.

3 Beğeni

Merhaba

Burada oldukça yeniyim, dolayısıyla “aylık öykü seçkisi yazarı” bile sayılmam henüz :slight_smile: Şimdilik yazıyorum.

Buraya gelirken açıkçası biraz tereddütlerim vardı. Seçki geneli fantastik, bilim kurguya dayalı öykülerin yayınlandığı bir platform gibiydi gözümde. Ancak okudukça aslında her konudan farklı yazarların bir araya geldiği bir yer olduğunu görüyorum ve bu da kendimi daha rahat hissettiriyor.

Her bir yazı/yazan/yazar, bence gerçekten iyi bir iş başarıyor. Bu yüzden herkesi tebrik ediyorum.

Eleştiri almak kadar yapmanın da, hem yazar hem de eleştiren açısından geliştirici olduğunu düşünüyorum. Umarım bana bulunduğu katkı kadar ben de bu platforma katkıda bulunabilirim.

Sevgiler
Müge

7 Beğeni