Beğendiğiniz Kitap Alıntıları

“Bir kılıcın anısı olsa, demirhane ateşine minnet duyardı, ama asla onu sevmezdi.”

Zaman Çarkı IX: Kışın Yüreği, Kısım 35 (Choedan Kal)

12 Beğeni

“Gözlerimde bandaşlar varken hep düşünmeye ve hatırlamaya çalışdım ama hiçbişey olmadı. Ne düşünecemi ve ne hatırlicamı bilmiyorumki. Belki ona sorsam akıllı olmak için bunu nasıl yapcamı bana söyler. Yani akıllı insanlar ne düşünürler ne hatırlarlar bana anlatır. Eminimki kaliteli bişeylerdir. Keşke bende kaliteli bişeyler bilseydim”

Algernon’a Çiçekler

1 Beğeni

Bu alıntıyı çok severim listemde ilk 5’e giriyor sanırım.

Ben de şunu bırakayım:

"İçimdeki yaşamın sesi, senin içindeki yaşamın kulağına ulaşamaz

Yine de kendimizi yalnız hissetmemek için konuşalım"

Halil Cibran

9 Beğeni

Şaşılacak olan şey neden bu kadar kötülükle karşılaştığımız değil, neden daha fazlasıyla karşılaşmadığımızdır.

Kötülük Üzerine Denemeler-Terry Eagleton

2 Beğeni

Sonuçta hüzünle yalnız kalır insan, tam anlamıyla yalnız ve hatta yazıklanacak bir şey bile olmaz - hiç, tam olarak hiç… Çünkü kaybolup giden her şey, her şey hiçtir, aptalca, yuvarlak sıfır, yalnızca hayaldir!

Dostoyevski / Beyaz Geceler

7 Beğeni

Size şunu söyleyeyim: Yalnız biriyle tanıştığınızda size ne anlatırsa anlatsın aslında yalnızlığı sevdiği doğru değildir. Asıl sebep, daha önce dünyayla bütünleşmeyi denemelerine rağmen insanların onları sürekli hayal kırıklığına uğratmalarıdır.
Kız kardeşim için/Jodi Picoult

9 Beğeni

‘‘Aşırı analiz, gerçeğin düşmanıdır.’’
Bir Fremen Atasözü.

12 Beğeni

"Yueh! Yueh! Yueh! denir nakaratta. “Milyon kere ölse bile az gelir!”

Jessica onun yanına gitti, sola, Yueh’nin dikkatinin odaklandığı yere, evin önüne doğru baktı. Orada, yan yana duran yirmi tane palmiye ağacı vardı, ağaçların altı süpürülmüştü tertemizdi. Ağaçları, cüppeli insanların geçtiği yoldan bir çit ayırıyordu. Jessica, kendisiyle insanlar arasında soluk, belli belirsiz bir titreme, bir ev kalkanı olduğunu fark etti ve Yueh’nin neden onları böylesine ilginç bulduğunu merak ederek geçmekte olan kalabalığı incelemeyi sürdürdü.

Ne olduğunu anladı, bir elini yanağına koydu. Geçen insanların palmiyelere bakışı! Bu bakışlarda imrenme, biraz nefret… hatta umut gördü. Her geçen bu ağaçları sabit bir ifadeyle baştan aşağı inceliyordu.

“Ne düşünüyorlar, biliyor musun?” diye sordu Yueh.

“Düşünceleri okuduğunu mu söylüyorsun?” diye sordu Jessica.

“Onların düşüncelerini,” dedi Yueh. “Bu ağaçlara bakıyor ve düşünüyorlar: ‘Bunlar bizden yüz kişiye bedel.’ İşte düşündükleri bu.”

Jessica kaşlarını şaşkınlıkla çatarak Yueh’ye döndü. “Neden?”

“Bunlar hurma ağacı. Bir hurma ağacının günde kırk litre suya ihtiyacı vardır. Bir adamın ihtiyacı ise sekiz litreden fazla değildir. Dolayısıyla bir palmiye beş adama eşittir. Orada yirmi palmiye, yani yüz adam var.”

“Ama bu insanlardan bazıları ağaçlara umutla bakıyorlar.”

“Belki ağaçlardan bazıları devrilir diye umuyorlar, ama bunun mevsimi değil.”

Dune, Frank Herbert

11 Beğeni

Öğrencilik hayatım ektedir;

“Ertesi sabah uyandığımda ah saat sekizdi, ah ah sekizdi kardeşlerim ve kendimi hala yorgun ve bitkin ve halsiz ve tükenmiş hissediyordum, uyku zamkı gözkapaklarımı birbirine cidden dehşet yapıştırdığından okula gitmeyeyim dedim. Yatakta şöyle biraz, bir iki saat kalayım, sonra güzelce giyinir, hatta belki duş alır, kendime ekmek kızartır ve tek tabanca radyo dinler veya gazete okurum, diye düşündüm. Öğleden sonra da içimden gelirse bizim okula uzayıp o salak öğrenim yerinde ne dolaplar dönüyor bakabilirdim, ey kardeşlerim.”

Anthony Burgess - Otomatik Portakal

3 Beğeni

“Aradaki uçurum bir daha asla eskisi gibi olmadı. Lisans derecesinin, hatta bir düzine lisansın açabileceğinden çok daha büyük bir mesafeyi kapatmayı başarmıştı.
Evet, Ruth’un masumiyetine, daha önce Martin’in aklına bile getiremeyeceği ölçüdeki saflığına halel gelmemişti; ama öte yandan vişneler onun da dudaklarını boyuyordu.”

Jack London, Martin Eden

6 Beğeni

“Oğlanların yok olmalarını seyreden Charles Halloway, onlarla koşmak, sürüyü tamamlamak için ani bir dürtüyü bastırdı. Rüzgârın onlara ne yaptığını, onları nereye götürdüğünü biliyordu: hayatta sadece bir kereliğine bu kadar gizli olacak bütün o gizli yerlere. İçinde bir yerde, bir gölge, kederle altüst oldu. Böyle bir geceyle birlikte koşmak zorundaydınız, üzüntü acı veremezdi.”

Ray Bradbury ~ uğursuz bir şey geliyor bu yana

8 Beğeni

“Kazandığınızı hatırlıyorsunuz, değil mi? Bir yerlerde bir savaş kazanılmış olmalı.”

“Hayır,” dedi yaşlı adam, derinden. “Kimsenin hiçbir yerde, hiçbir zaman kazandığını hatırlamıyorum. Savaş asla kazanılan bir şey değildir Charlie. Sadece her zaman kaybedersin ve en son kaybeden şartları ortaya koyar. Hatırladığım her şey bir sürü kaybediş, üzüntü ve bittiğinde hiçbir iyi şeyin olmadığı. Bittiği zaman Charles, artık silahlarla işiniz kalmadığından, bu bile kendi başına bir kazanış. Fakat sanırım siz çocukların anlatmamı istediğiniz zafer bu değil.”

Karahindiba Şarabı, Ray Bradbury

14 Beğeni

Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip burası benimdir diyen ve buna inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da insanlara sakın dinlemeyin bu sahtekarı, meyveler herkesindir toprak hiç kimsenin değildir ve bunu unutursanız mahvolursunuz diye haykırsaydı, işte o adam insan türünü nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden kurtaracaktı.

Jean-Jacques Rousseau - Eşitsizliğin Kökeni

12 Beğeni

Çocuktum. Anneme; “Ağaca çıkacağım, yardım et.” dedim. "Başkasının çıkardığı yerden inemezsin, düşersin.” dedi.

Bunu hiç unutmadım. Ne kadar doğru olduğunu büyüyünce anladım.

Ali Şeriati

9 Beğeni


Tolstoy ~ Bütün Mutluluklar Birbirine Benzer

8 Beğeni

‘Başkalarına ‘evet’ derken, kendinize ‘hayır’ demediğinizden emin olun.’ - Paulo Coelho

10 Beğeni

Nerede arayıp, nasıl bulacaksınız güzelliği; güzellik bizzat yolunuz ve rehberiniz değilse? Ve güzellikten nasıl söz edeceksiniz, sözlerinizi dokuyan o değilse?
-Ermiş/Halil Cibran

5 Beğeni

Annem döşeği düşündüğü kadar beni düşünseydi kendime güvenim daha da artardı, annem döşeği koruduğu kadar beni korusaydı kendimi daha çok önemserdim, annem döşeği yıkayıp kuruttuğu kadar içimdeki olumsuzlukları yıkasaydı ben daha temiz, kendimle daha barışık bir insan olurdum. Düşünmedi annem, düşünemedi, düşünemezdi de. Çünkü o zamanlar çocuk çoktu, ev eşyası yoktu. Haliyle eşyalar daha kıymetliydi.
İçindeki Uyuyan Güzeli Uyandır- Alişan Kapaklıkaya

Bir tane daha ekleyim aynı kitaptan.

Karanlığa sövmektense bir mum da sen yak!

8 Beğeni

Gercek dost kendisi mutluyken arkadasinin acisini paylasan degildir. Kendisi aci icindeyken arkadasinin mutlulugunu paylasabilen kisidir.

Böğürtlen Kışı - Sarah Jio

5 Beğeni

Hahhh, yıllardır bunu savunurum, dost kötü günde belli olur ama iyi günde daha çok belli olur. Zira üzüntüne timsah gözyaşı döken çok olur, ama mutluluğunu kıskanan daha çok olur. En azından bizim insanımız için böyle.

3 Beğeni