Beğendiğiniz Kitap Alıntıları

Çok güzel alıntılar vardı kitapta. Benim favorim şu olmuştu.

Şu

3 Beğeni

Trajikomik gerçekten :sweat_smile:

SAHNEYE ADANMIŞ BİR ÖMÜR: METİN AKPINAR - ZEYNEP MİRAÇ

9 Beğeni

Einstein, kuantum teorisine itiraz üzerine itiraz ederek, söz konusu teorinin ne kadar saçma olduğunun ortaya çıkarılması için verilen mücadeleye öncülük ediyordu. Öte yandan Bohr, Einstein’ın eleştirilerinin her birine tek tek, başarıyla cevap vermişti. Einstein, Tanrı’nın evrenle zar atmadığını tekrarlayıp durduğunda, anlatılanlara göre Bohr Einstein’a, “Tanrı’ya ne yapması gerektiğini söylemeyi bırak!” diyordu.

Tanrı Denklemi - Michio Kaku

:slight_smile:

Bohr burada belirsizlik ilkesine gönderme yapıyor. Güzel şaka. :slight_smile:

5 Beğeni

Sıcacık, rahat evlerde oturan insanlar önce acıdı, sonra tiksindi, en sonunda nefret ettiler göçmenlerden.

John Steinbeck - Gazap Üzümleri

4 Beğeni

SAHNEYE ADANMIŞ BİR ÖMÜR: METİN AKPINAR - ZEYNEP MİRAÇ

5 Beğeni

“Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.”

Çavdar Tarlasında Çocuklar, J.D. Salinger

11 Beğeni

GERONIMO - OSMAN PAMUKOĞLU

6 Beğeni

Günler, güneşi görmezden gelince içim de bir kasım orta­sı gibi kısaldı ve yağmurun yağmadığı bir yağmur öncesi gi­bi karardı. Ben bu karartıyı önceleri üzerime alınmadım. Ha­va böyle zannettim. Herkes bu karanlığın ve kasvetin içinde zannettim. Gün kısacık bir şey, bir tuhaf aydınlık sonra yine alacakaranlık zannettim. Çocuk ya da bir genç irisi iken ben, üstümde parlak ama benim içime doğan kıpırtı ve gölgelerle çeşit çeşit evhamın solgunlaştırdığı sarımtırak gün­ler olurdu. Şimdi uzandığımda eskiye, sarı ve solgun günler görüyorum. Hep bir sonbahar ve ayva sarısı sanki kulağımın arkasında duruyor. Çocukken insan ne kadar üzüleceğini bilmiyor. Elde toprak kokusu, ağızda dibi emilmiş bir hanı­meli, bu sanki bir zaman değil de sadece bir pozmuş gibi geçiveriyor. Ve sanki insan hangi pozu kendine yakıştırmışsa o poz hayatın duruşu diyorlar ya işte ondan oluyor. Yoksa duruş nasıl olsun, kaçılan zaman o poz o duruş nerde, güç­süz ve sinameki hallerde, kendin dediğin yok da kendin di­ye gösterdiğin bir şey var. lşte şu kedinin hiç değişmeyen on beş sene giydiği ve hiç usanmadığı, görenin de çıkar şu sarı postunu şöyle renkli bir şey giy diyemediği bir şeyi oluyor.

Öyle Miymiş?/ Şule Gürbüz
Çok hoşuma gitti. Bütünü ayırmak istemedim böylece atayım istedim.

10 Beğeni

Ama yetenek bir bok değilmiş… onu anladım. Başka şeyler lazımmış. Çevre lazımmış mesela… ciğeri beş para etmez heriflerin masalarında yancı olmak lazımmış. Yalaka olacaksın, yavşak olacaksın, acımasız olacaksın, ayak kaydırmayı bileceksin, kalın bok heriflerin kapısında siftineceksin. Bunlar şart. Ama en önemlisi ne biliyor musun? Kendini pazarlamayı bileceksin. En önemlisi bu.

Osman - Ayfer Tunç

7 Beğeni

Çok iyiymiş. Alıntılardan görüp aldığım birkaç yazar var Şule Gürbüz de onlardan biri. Burhan Sönmez de alıp bir bölüm kadar okumuştum aynı şekilde. Pişman etmedi. O da kesinlikle sırada. @isos81 paylaşmıştı onun alıntısını da sanırım. Alper Canigüz de aynı şekilde.

2 Beğeni

Zavallılar, ustaları da, işçisi de, müteahhitleri de, zavallılar! Bunu doğal bir şey sanıyorlar. Evlerinde karnı burnunda kadınlar bin bir yük altında ezilirken, çocukları gıdasızlıktan daha çocuklukta ihtiyar düşerlerken, en ufak şekilde tam bir fayda sağlayamayacak olan bu sarayı, ondan daha faydasız ve üstünede aptal olan birkaç kişinin saltanat ve gururu adına canla başla yapıyorlardı.

Tolstoy - Diriliş

6 Beğeni

Bir Dinazorun Gezileri, Mîna Urgan

10 Beğeni

Soğuk, karlı acı bir şubat akşamıydı. Rüzgar, pencereler önünde vahşi ıslıklar çalarak dışarıda beyaz devlerle çarpışıyordu. Bahçeler, yollar karın beyaz örtüsü altında bırakılmış, sessiz, hareketsiz duruyor, çıplak ağaçlara beyaz yapraklı sarmaşıklar sarılmış, uzaktan görünen damlar beyaz birer kalpak giymiş gibiydi.(S165)

Sonbahar yaklaşıyordu. Önüne rastlayan şeyi kıran, hırpalayan, inatçı, asi rüzgârlar esmeye, kurumuş sarı yapraklar nemli topraklara bir gözyaşı gibi damlamaya başlamıştı. Bir biri üzerine yıkılan sarhoş bulutlar gökyüzünü karartıyor, yol kenarlarında kuru gazeller rüzgârla savruluyor, çıplak ağaç dalları inleye inleye çırpınıyorlardı.(S209)

Çoban Yıldızı - Mahmut Yesari

4 Beğeni

Hasan Mellâh’ın sona ereceğini öğrenen tefrika okurları, hiç üşenmeden gazeteyi basıyorlar, yetmezmiş gibi, Ahmet Midhat’ı tehdit ediyorlar! Sesler uğultular; roman asla bitmeyecek, Hasan Mellâh asla ölmeyecek, Macera mutlaka sürecek!

Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu - Selim İleri

3 Beğeni

Kendisini en güzel inançlarına sırt çevirmeye zorlayan bilinmez bir düşmana kin besliyordu. Bütün gün çalıştığı, geceleri de bir gün daha iyi para kazanmak umuduyla akademinin gece derslerine devam ettiği, gereksiz hiç para harcamadığı, kendisini - susuz bir yaz limonundan bardaklar dolusu limonata çıkarmak istercesine- sıktığı halde hiçbir şeyi değiştiremediği için kararıyordu içi.

Yenişehir’de Bir Öğle Vakti / Sevgi Soysal

10 Beğeni

“Ama yokluk düşüncenin, iradenin ve eylemin de yokluğunu içerir,” dedi Lamsar. “Herhalde kendini böyle bir kadere mahkum etmek istemezsin?”

“Benlik diye bir şey yok. Yaratımdaki tek akıl yürüten şey, benim neredeyse saf mantığım. Biraz daha çabalasam olmak istediğim şey de olacağım yani bu olmayan evrendeki tek gerçek. Bunun için, önce kendimi etrafımdaki sizin gibi tüm ikincil şeylerden kurtarmam gerek sonra da tek gerçekliğe son bir kez daha dalacağım.”

“Neymiş o?”

“Şeylerin düzeni olmadığı için şeylerin düzenini bozacak da hiçbir şeyin olmadığı mutlak hiçlik hali.”

** Tanelorn’u Kurtarmak** s.105-106

1 Beğeni

Bir kömürcü kömürünü, bir bakkal patatesini ne için satmak isterse, o da duaları aynı amaçla okuyordu. Halbuki diğerleri işe yarar bir şey yaparak fayda sağlıyorlardı.

Tolstoy - Diriliş

3 Beğeni

“İnsan eylemlerin sözünü verebilir, duyguların değil; çünkü duygular istem dışıdır. Birisine onu her zaman sevme ya da ondan nefret etme ya da sadık olma sözü veren kimse, gücünün dışındaki bir şeyin sözünü veriyordur. Demek ki insan kendini kandırmadan birisine ebedi sevgi vaadinde bulunduğunda, sevgi görüntüsünün süreceğine söz vermektedir.”

Friedrich Wilhelm Nietzsche - İnsanca Pek İnsanca

4 Beğeni

"İnsanın kendini diğer insanlardan daha çok sevmesine rağmen kendi hakkındaki yargısına, diğerlerinin düşüncesinden daha az önem vermesine hep şaşarım…

…bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez…

Epiktetos’un dediği gibi, ’ Bir cesedi sırtlanmış ufacık bir ruhun sen."

Kendime Düşünceler, Marcus Aurelius

8 Beğeni

Yenişehir’de Bir Öğle Vakti / Sevgi Soysal

Eskilere götürdü beni…

3 Beğeni