Beğendiğiniz Kitap Alıntıları

Mefistofeles:
.
.
.
Annesi papazı çağırttı;
Papaz dalgayı hemen anladı,
Ve gördüklerine doyasıya baktı.
Dedi ki: Doğruluk budur işte!
Nefsini yenen kazanır.
Kilisenin işkembesi sağlamdır.
Bütün halinde ülkeler yalayıp yutmuştur,
Buna rağmen hiçbir zaman fazla kaçırmamıştır.
Yalnızca kilise,sevgili hanımefendiler,
Haksız mülkü sindirebilir.
Faust: Bu yaygın bir gelenektir,
Bir yahudi ve kral da aynısını yapabilir.
Mefistofeles: Cebe indirdi sonra broş,zincir ve yüzükleri,
Sanki bulduğu sade horoz mantarı gibi,
Ne fazla ne de az teşekkür etti,
Aldığı bir sepet dolusu fındık sanki,
Ve onlara cennette her türlü ödüllendirileceklerini vaat etti.
Ve bu ikisinin de pek hoşuna gitti.

Faust - Goethe

6 Beğeni

Bu insanlar yirminci yüzyıl sonunda ortaya çıkan yeni bir hayat tarzında ustalaşan ilk kişilerdi. Tanışlarının hızla azalması, başkalarıyla ilişki kurmamak ve tamamen kendi ayaklarının üstünde durmak, hiçbir şeye muhtaç olmadıklarından asla hayal kırıklığına uğramamak…(S36)

Gökdelen - J. G. Ballard

7 Beğeni

-Tramvay mı dediniz? Hangi tramvay, monşer! Herifler memleketimizde eşek arabası bile kullanacak adam bırakmadılar. Adam kaldıysa ehliyet, ehliyet kaldıysa dirayet kalmadı.

 Helvacıya tablakar lazım!
 Ol kâra da iktidar lazım!

Ahmet Hamdi Tanpınar - Sahnenin Dışındakiler

5 Beğeni

Hangi kitabında geçiyor belirtir misiniz?

1 Beğeni

“Beceri yalnızca ne yaptığını tanımlar,” dedi.
“Senin kim olduğunu tanımlamaz.İçten içe, demek istiyorum.
Kim olduğunu biliyorsan, her şeyi yapabilirsin.”

Terry Pratchett - Hasbüyü

7 Beğeni

“… Hem senin Sahrayıcedit’te olan bir işten nasıl haberin oluyor? İnsanoğlu bir kere kötü yola sapmasın! Müslümanıyla da yapar bu işi, gâvuruyla da… Bir kabahatin de, işin mahiyetini öğrenmeden konuşman, İstanbul’da ecnebi zabiti bir tek değil ki!”

Ahmet Hamdi Tanpınar - Sahnenin Dışındakiler

3 Beğeni

“Kitaplar vardır, yirmi yıl yanınızda taşımış, okumamışsınızdır; hep el altında bulundurmuş, kentten kente, ülkeden ülkeye sizinle alıp götürmüş, pek fazla yer olmasa da özenle sarıp sarmalayarak bavulunuza koymuşsunuzdur. Bavuldan çıkarıp alırken yapraklarını belki karıştırırsınız şöyle, ama bir tek satırını bile baştan sona okumaktan dikkatle sakınırsınız. Derken yirmi yıl geçer aradan, bir an gelir, sanki çok büyük bir baskıya karşı duramayarak ansızın böyle bir kitabı baştan sona bir solukta okuyup yutmaktan başka bir şey yapamazsınız, bir vahiy gibi gelir size okuduklarınız. O zaman kitabı okumaktan o bir sürü kaçışların anlaşılır nedeni. Okumadan kitabı uzun bir süre yanınızda bulundurmanız gerekmiştir; kitabın yolculuğa çıkması, uzamda bir yer tutması, bir yük oluşturması gerekmiştir. Ama yolculuğun son durağına ulaşmıştır artık, kendini açığa vurma zamanı gelip çatmıştır, sizinle suskun yaşadığı yirmi yılın üzerine saçar şimdi ışığını. Bütün zaman suskun durmasaydı, söyleyeceği o kadar çok şey de olamazdı. Bu durumda hangi budala kitabın hep aynı içeriği kendisinde barındırdığını söylemeye kalkabilir.”

Elias Canetti (1905 – 1994), Marakeş’te Sesler

13 Beğeni

“Dünya adil değil ve ben bunu değiştiremem.”

Tess Gerritsen- Kemik Bahçesi

6 Beğeni

“Ben bir edebiyatçıyım , beni gebertmek için matematik okutuyorlar.”
Duvar - Jean Paul Sartre

7 Beğeni

Toplum düzeninin gelecekte nasıl bir biçim alacağını kimse kestiremez. O zaman geleceğe yönelik düşler kurmaya ne gerek var? Bu tür düşler, olsa olsa düşü kuran kimsenin zihin yapısını ortaya koyar; gerçek değerleri yoktur.

Casus - Joseph Conrad

5 Beğeni

“Ey gezginler, neşeli gamsızlar, bir kralın arkasından bakar gibi saygıyla hayranlıkla
bakarım ardınızdan.Her biriniz, en perişanınız bile, görünmez bir taç taşır
başında.Mutlusunuzdur.Bir zamanlar ben de sizden biriydim.”
Ağaçlar - Hermann Hesse

9 Beğeni

“Kendi kendiyle savaşamayan insan başkalarıyla savaşır.
Kendini daha iyiye götürmekten aciz olan biri reform yapmaya kalkışır.”

“İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.”

Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı

10 Beğeni

Charles Baudelaire - Paris Kasveti

7 Beğeni

Hayat, derbederlik ve tembellik için çok uzun; fakat hırsla, yağma ve haydutluk yapmaya değmeyecek kadar kısadır.

Bir Ömür Nasıl Yaşanır - İlber Ortaylı

12 Beğeni

Neden tüm zekâ sahibi türlerin insan gibi kısa ömürlü olduğu düşünülür? Evrende bin yıllık bir yolculuğu hafif bir can sıkıntısından başka bir şey olarak algılamayan yaratıklar da olabilirdi…

Uzay bölmeleri insanlık tarafından icat edilen en mükemmel ulaşım aracı değildi. Ancak havasız ortamlarda inşaat ve onarım yapmak için kesinlikle gerekliydi. Bunlara genellikle kadın ismi verilirdi. Bu, belki de, bazen ne yapacaklarının tam olarak bilinmemesinden kaynaklanıyordu. Discovery’nin üçlüsünün adları Anna, Betty ve Clara’ydı.

2001: Bir Uzay Destanı - Arthur C. Clarke

5 Beğeni

Barış Bıçakçı- Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Seninle konuşmanın özel grameri : Hemen hemen her cümle ‘hatırlıyor musun’ sorusuyla biter , ortak geçmişimizin g’si büyük yazılır ve eylemlerimizin kipi her zaman güzel geçmiş zamandır.

2 Beğeni

Kitap alıntısı değil ama olsun şuan bunu paylaşmak için doğru an olduğunu düşünüyorum.

"Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,

güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için

beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,

yarına inanmak için günbatımına,

iyi kalpli gözükmek için zayıflığa,

ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;

demek ki

hiçbir şey anlamadın."

Jacques Brel

15 Beğeni

Sonra, kayan bir yıldız gibi, ışık ve hareketten alevli bir ateş topu Dalinar’ın önün­ den aşağı fırladı. Zemine çakılarak etrafa beyaz duman gibi bir Fırtınaışığı halkası saçtı. Merkezinde çömelmiş duran, bir eli taşların üzerinde, öbürüyle parlayan bir Parekılıcı’m kavramış mavili bir şekil vardı.
Gözleri her nasılsa kıyaslandığında suikastçınınkini solgun gibi gösteren bir ışıkla alev alevdi, bir köprücünün üniformasını giymişti ve alnında kölelik rünleri vardı.
Genişlemekte olan dumansı ışık, şekli bir kılıca benzeyen büyük bir rün dışında soldu, bu kaybolup gitmeden önce kısa bir an daha kalmıştı.
“Sen onu gökyüzüne ölmesi için gönderdin, suikastçı,” dedi Kaladin dudakların­ dan Fırtınaışığı tüterek. “Ama gökyüzü ve rüzgârlar benim. Onlara ben el koyuyo­ rum, şimdi senin hayatına el koyduğum gibi.”

Parlayan sözlerin en sevdiğim ve en etkilediğim sahnesi, burayı okurken kitabın atmosferi ve heyecanı ile merhur mısraları haykırmıştım " Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır… Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır…" :joy::joy:

5 Beğeni

“Ya bir cüce, elflerden nasıl bir armağan ister?” dedi Galadriel, Gimli’ye dönerek.
“Hiçbir şey, Hanımım,” diye cevap verdi Gimli. “Benim için Ga-ladhrimler’in Hanımı’nı görmek ve onun o latif sözlerini duymuş olmak kâfi.”
“Duyun ey elfler!” diye haykırdı etrafındakilere Galadriel. “Bir daha sakın ola cüceler tamahkâr ve nezaketsiz demesin kimse! Yine de, Gloin oğlu Gimli, size verebileceğim bir şey arzu ediyorsunuzdur muhakkak ki? Size emrediyorum, söyleyin dileğinizi! Armağan almayan tek konuk olmamalısınız.”
“Hiçbir şey yok Galadriel Hanım,” dedi Gimli yerlere kadar eğilip kekeleyerek. “Hiç, ama belki… belki talep etmeme, yok, adını söylememe izin verilirse, nasıl yıldızlar madenlerdeki kıymetli taşlardan daha üstünse, dünyanın tüm altınlarından öylesine daha üstün tek bir tel saçınız olabilir bu. Böyle bir armağan talep etmiyorum. Fakat arzumu söylememi siz buyurmuştunuz.”
Elfler hayret içinde kıpırdanarak fısıldaştılar; Celeborn cüceye şaşkınlık içinde baktı, ama Hanım gülümsedi. “Cücelerin hünerinin dillerinden çok ellerinde olduğu söylenir,” dedi; “maamafih bu Gimli için geçersiz. Çünkü şimdiye kadar kimse bu kadar cüretkâr ama bir o kadar da ince bir ricada bulunmamıştı benden. Ve nasıl reddedebilirim, ona konuşmasını ben emrettikten sonra? Lâkin söyleyin bana, böyle bir hediyeyi ne yapacaksınız?”
“Bir hazine gibi saklayacağım Hanımım,” diye cevap verdi cüce, “ilk karşılaşmamızda bana
söylediğiniz sözlerin anısına. Ve eğer bir daha yurdumun demir ocaklarına dönebilirsem, onu kırılmaz bir kristal içine yerleştirip torunlarıma bir yadigâr ve Dağ ile Orman arasındaki iyi niyetin ebedi taahhütü olarak bırakacağım.” O zaman Hanım uzun örgülerinden birini açarak, üç tel altın saçını kesti ve bunları Gimli’nin avucuna bıraktı.

“Armağanın yanında şu sözleri de veriyorum,” dedi. “Kehanette bulunmuyorum, çünkü artık
bütün kehanetler beyhude. Bir tarafta karanlık uzanıyor, diğer tarafta ise sadece umut. Lâkin eğer umut yenilmez ise, o zaman size şunu söylüyorum Gloin oğlu Gimli, elleriniz altınla dolup taşacak, yine de altın sizin üzerinizde hüküm süremeyecek”

Yüzüklerin Efendisi, Yüzük Kardeşliği, Lorien’e Veda, J.R.R. Tolkien

15 Beğeni

Geçenlerde yaşadığım bir şey, şunu öğretti bana: İstese de çok uzağına gidemiyor insan kendisinin. Hangi trene binse, içindeki bir adrese varıyor sonunda. Hangi rüzgara tutunsa kendine savruluyor; hangi denize açılsa, yine kendi kıyılarında buluyor kendini.
Burhan Eren/ Yıldızlı Atlas

10 Beğeni