“I’ve got kids that enjoy stealing. I’ve got kids that don’t think about stealing one way or the other, and I’ve got kids that just tolerate stealing because they know they’ve got nothing else to do. But nobody–and I mean nobody–has ever been hungry for it like this boy. If he had a bloody gash across his throat and a physiker was trying to sew it up, Lamora would steal the needle and thread and die laughing. He…steals too much.”
"Ama hiç kimse, sahiden de hiç kimse bu işi yapmaya o çocuk kadar aç olmamıştır. Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa Lamora iğneyle ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider. Çocuk… çok fazla çalıyor.”
“When you don’t know everything that you could know, it’s a fine time to shut your fucking noisemaker and be polite.”
-Locke Lamora’nın Yalanları
“How do you do that?” Mennis asked, frowning.
“What?”
“Smile so much.”
“Oh, I’m just a happy person.”
Kelsier glanced down at his hands and forearms. They still burned sometimes, though he was certain the pain was only in his mind. He looked up at Mennis and smiled. “You ask why I smile, Goodman Mennis? Well, the Lord Ruler thinks he has claimed laughter and joy for himself. I’m disinclined to let him do so. This is one battle that doesn’t take very much effort to fight.”
Sissoylu 1 ve 3 hakkında SPOILER içeren alıntı >
"But you can’t kill me, Lord Tyrant. I represent that one thing you’ve never been able to kill, no matter how hard you try. I am hope. ” —Kelsier to Lord Ruler.
“I bring a message from a friend. He is the one thing you can never kill. He is Hope.”
—Vin, to the Lord Ruler.
-Sissoylu İlk Üçleme
"Gelecek kaygısı duymaya başladığımız gün, çocukluğumuzu geride bıraktığımız gündür. "
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir.
Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde tramvatik haberler alan birini bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerken kendini acıdan korur.
İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanmayacak, hatta belki de asla iyileşmeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalan bu kapının ardında saklıdır.
Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acıdan saklanmak için zihnin gerçekliği bırakması gerekebilir.
Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
“Genç bir kadının tatlı tebessümü. Dünyada bundan iyisi yoktur. Tuzdan daha değerlidir. Onsuz kalınca içimizdeki bir şey hastalanıp ölür. Bundan eminim. Oysa ki ne kadar basit bir şey. Ne tuhaf. Ne harika ve tuhaf.”
“Sonsuz kez bölseniz bile kalan parçalar hâlâ sonsuz büyüklükte olur.” dedi Uresh o tuhaf Lanett aksanıyla. “Ama sonsuz olmayan bir sayıyı sonsuz kez bölerseniz elde edeceğiniz sayılar sonsuz küçüklükte olmaz. Sonsuz küçüklükte olmamalarına rağmen sonsuz sayıda oldukları için hepsini toplarsanız toplamları sonsuz çıkar. Bu da her sayının aslında sonsuz olduğu anlamına gelir.
-Rüzgarın Adı, Bilge Adamın Korkusu
Son olarak kitap alıntısı değil ama Hunter x Hunter 2011’in de burada yer almasını istiyorum.
“I am not alone. Don’t underestimate the human race, Meruem. Meruem… that is your name. Meruem, king of ants, you understand nothing… of humanity’s infinite potential for evolution! If there’s a hell, I’ll see you there.”
-Netero to Merum, King of Ants
“You should enjoy the little detours. To the fullest. Because that’s where you’ll find the things more important than what you want.” -Ging Freecss