Güzellik için sevilmez, sevdiğin güzeldir.
Savaş ve Barış - Lev Nikolayeviç Tolstoy
Güzellik için sevilmez, sevdiğin güzeldir.
Savaş ve Barış - Lev Nikolayeviç Tolstoy
Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.
Çocukluğun Sonu - Arthur C. Clarkle
Şairin dediği gibi: İyi bir kitap arkadaşların en iyisidir, bugün için ve ebediyen.
ÖTEKİ - THOMAS TRYON
Çılgın kahkahasını bir kilometre uzaktan işitebileceğinizi iddia ediyorlardı ve elbette çılgın kahkahalar bir cadının işinin parçasıydı ama onunki delicesine çılgın kahkahalardı; en kötü kahkaha türü. Ve insanları pastaya çeviriyordu ve kurbağalardan bir ev yapmıştı.
Maskeli Balo/ Terry Pratchett
@Agape her yerde
Önümüzdeki fuarda Cadı Romanları’nı imzalatmak isteyenler için bilgileri paylaşacağım arkadaşlar.
Mini bir anıyla konuyu böleyim. Benim böyle bir kahkaham var, gerçekten. Kardeşimin eski telefonunda saklı duruyor. Eskiden onu açıp evde gezerdi. Komşular bir ara gaipten cadı kahkahaları duyuyordu resmen. Geçenlerde telefonu bulmuş açmaya çalışırken yakaladım. “N’apıyorsun sen?” dedim. “Abla! Hatırlıyor musun, senin cadı kahkahan vardı. O kahkaha bu telefonda.” dedi. Açamadık… Açabilsek ne eğlenirdik…
Keşkem Rıhtım da ses destekli özellikler de olsa biz de yararlansaydık. Gerçi şansımıza açılmıyormus da :((
Kitabı okurken hoşuma giden bir kısmı da yazayım bari.
“Bana kendinden bahsetsene!”
“Şey… … dağlarda, muhtemelen adını hiç duymadığın bir yerden geldim ve… "
Durdu… Christine’in, yanıtı öğrenmek için değil, laf olsun diye sorduğunu anladı. O yüzden şöyle devam etti: " Ve babam Klacth İmparatoru ve annem de küçük bir tepsi dolusu frambuazlı puding.”
“Ne ilginç!.. … Sence saçım düzgün görünüyor mu?!”
Maskeli Balo/ Terry Pratchett
“Her zaman doğal olanı yaparız ama bazen yapmamamız gerekir.”
Kaplan Kaplan! - Alfred Bester
Sierra Leone’nin vahşi Timme halkı seçilmiş krallarını, taç giyme gününden önceki akşam pestilini çıkarana kadar dövme hakkına sahiptir, nitekim halk bu imtiyazı sonuna kadar kullandığı için talihsiz müstakbel hükümdarın tahta çıkamadan öldüğü de olur; o nedenle bu halkın ileri gelenleri, birine kin duyduklarında onu kral seçmeyi alışkanlık haline getirmiştir.
Sigmund Freud - Totem ve Tabu
“Benim demek istediğim şu: Bence bir insana ağlaması için ortada bir neden bulunmadığı açıkça anlatılır ve bu durum kendisine mantık yoluyla kanıtlanırsa, artık ağlamaz olur… Öyle değil mi?”
“O zaman yaşamak çok kolay olurdu.”
Suç ve Ceza - Dostoyevski
Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır.
Suç ve Ceza - Dostoyevski
Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz.
Sefiller - Victor Hugo
Sevgi bile bizi hoşlanmadığımız gerçeklerden koruyamaz.
(s.73)
Frank Herbert, Dune Çocukları
“Bazen dünyanın bir kasa olduğunu düşünüyorum. Tanrı’nın parasını sakladığı bir kasa. Para biriminin insan olduğu bir evrendeki küçük bir kasa. Tanrı’nın paraya ihtiyacı olduğu zaman büyük savaşlar, felaketler, ölümler oluyor. Ölenler harcanıyor. Kalanlarsa faiz yaratmak için ürüyor.”
“Eger öyle olsaydı biz, nereden geldiği belli olmayan sahte paralar olurduk. Hiçbir yerde geçmeyen sahte insanlar.”
Piç - Hakan Günday
Piçler piçtir.
Piç - Hakan Günday
İyi bir ateist yetiştirmek istiyorsan ona sıkı bir din eğitimi ver. Her zaman işe yarar.
Ölü Ozanlar Derneği - Nancy H. Kleinbaum
En gücüde budur zaten. Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir…
Küçük Prens- Antoine de Saint-Exupéry
Dünyaca meşhur ve Nobel ödüllü bir yazar. İmza günleri düzenleniyor ve önünde binlerce kişilik bir kuyruk oluşuyor. Kitaplarını imzalaması için yazar adına iki günlük bir organizasyon gerçekleştirmişler. Yazar, önüne konan her kitaba bir paragraf yazıyor, altına da tarihi ve tam olarak saati kaydediyor. İki gün boyunca yüzlerce kitabın ilk sayfalarını bu şekilde doldurup ortadan kayboluyor. Ancak yazdığı paragraflar, ilk bakışta son derece anlamsız görünseler de, hayranlar kulübünden birkaç kişinin fark etmesiyle anlam kazanıyor. Çünkü paragraflar birbirini takip ediyor. Yazarın son romanını imzaladığı kitaplara parça parça yazdığı ortaya çıkıyor. Gazetelere ilanlar veriliyor, televizyon haberlerine konu oluyor. İmza günlerine katılmış herkes bir araya getiriliyor. Ancak romanın sonu yok. Yazar da ortada yok. Herkes merak ediyor. Çünkü bütün roman bir katil ve bir kurban üzerine. Adları bilinmiyor. Ama romanda bütün ayrıntısıyla katilin kıurbanı neden öldürmesi gerektiği anlatılıyor. Hayranları bu bilinmezlik içinde deliye dönüyor. En sonunda yazarın nereye saklandığını buluyor ve adresini öğreniyorlar. Eve girdiklerinde duvarlarda sprey boyayla yazılmış paragraflar görüyorlar. İlk gördükleri paragrafta şöyle diyor: “Kalabalık bir grup eve girdi. Kapıyı açık bulduklarına bile şaşırmadılar, tek şaşırdıkları duvardaki yazılardı…”. Biraz daha ilerliyor ve evin ikinci katına çıkıyorlar. Kapalı bir kapının üzerindeyse şöyle yazıyor: “Sadece öğrenmek istiyorlardı. Katilin ve kurbanın kim olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Ağızlarından salyalar, avuçlarından terler akıyordu. Bütün bakışlar ve düşüncelerin kaygan olduğu bir koridorun sonundaki kapıyı açtılar…”. Kalabalık büyük bir heyecanla üzerinde yazı olan kapıyı açıyor ve yazarı kendini vurmuş olarak buluyorlar. Ölü yazarın kapaklanmış olduğu çalışma masasının dayandığı duvarda, “Kurban da, katil de benim. Hepsi benim…” yazıyor.
Piç - Hakan Günday
Günday’a hayran olmamak elde değil. @Erdo Hocam bunu okuyunca özel baskı Kinyas ve Kayra geldi aklıma.
Para; zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye, yoksulları kıskançlığa ve suç işlemeye götürür
Karamazov kardeşler - Dostoyevski
“Çağımız çalışma asrıymış, öyle diyorlar; aslında acı, sefalet ve çürüme asrı…”
Tembellik Hakkı - Paul Lafargue