“İnsan, sevginin ulaştığı yere kadar gider; bizim koyduklarımızın dışında sınırları yoktur.”
Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü - Italo Calvino
“İnsan, sevginin ulaştığı yere kadar gider; bizim koyduklarımızın dışında sınırları yoktur.”
Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü - Italo Calvino
“Bir kıvılcımın aydınlığında yaşıyoruz. Ama karanlık daha dün buradaydı.”
Karanlığın Yüreği, Joseph Conrad
Onun hayatını kurtarmaya çalışmak büyük bir zaman kaybı. İnsanlar hayatlarının kurtulmasını istemiyorlar. Hiç kimse sorunlarının çözülmesini istemiyor. Dramlarının. Önemsiz meselelerinin. Hikayelerinin çözümlenmesini, pisliklerinin temizlenmesini istemiyorlar. Çünkü geriye ne kalacağını biliyorlar. Büyük ve korkunç bir bilinmeyen.
Gösteri Peygamberi - Chuck Palahniuk
“İnanan için açıklama gerekmez, inanmayan için ne kadar açıklasan yetmez”
Summa Contra Gentiles - Thomas Aquinas, 1265
Aman Tanrım. En kötü şey gerçekleşti. Kitaplarda benzer bir durum gerçekleştiğinde hiç olmazsa değişen bir şey olur, ama gerçek hayat hiçbir dönüm noktasına ulaşılamayan bir pembe dizi gibi sürüyor da sürüyor.
Mahşer - Stephen King
Her neslin İsa’yı yeniden icat etmesi gibi menajer de bana yeni bir görünüş yaratmaya çalışıyordu. Menajer, belinin etrafında sarkık bir yağ torbası taşıyan birine kimsenin tapmayacağını söylüyor. Zamane insanları güzel olmayan birinin vaazını dinlemek için stadyumları doldurmuyor artık.
Chuck Palahniuk - Gösteri Peygamberi
‘‘Sözlerin düşünceye ihanet ettiğini çok yerde okudum ama bana öyle geliyor ki yazılı sözler düşünceye daha da çok ihanet ediyor.’’
Alexis Ya Da Beyhude Mücadelenin Kitabı, Marguerite Yourcenar
“Akıntıya kapılan kazazedelerin, açlık ve susuzluktan bitkin düşmelerinin, biyolojik olarak yemek ve su eksikliğinden ziyade, o eksikliğe karşı duydukları korkudan kaynaklandığını söylerler. Hezimet, yenilmek endişesi akla geldiği anda başlar. Ayrıca, hangi oranda sıvı kaybına uğrandığını dert etmek de, düşmanın ekmeğine yağ sürmek olur.”
(Kobo Abe, Kumların Kadını)
Destiny is a lie. Destiny is justification for atrocity. It is the means by which murderers armour themselves against reprimand. It is a word intended to stand in place of ethics, denying all moral context.
Steven Erikson - Midnight Tides
‘‘Hiçbir ismim yoktu. Bugün, dünkü ismime dair hiçbir anım olmadığı gibi, yarın da bugünkü ismime ait hiçbir anım olmayacaktı. Eğer isim bir şey ise; eğer isim, bizim dışımızda bize verilmiş tüm şeylerin bizde biçim bulduğu bir kavram ise ve ismin olmadığı yerde herhangi bir kavram da şekillenemiyor ve ismi olmayan şey içimizde adeta kör, belirsiz ve tanımlanamaz kalıyorsa öyleyse o insanların karşısında taşıdığım isim, onların gözündeki dış görüntümün anlına bir mezar taşı yazısı gibi kazınsın ve sonra onu rahat bıraksınlar, bir daha da kimse onun hakkında konuşmasın.’’
Biri, Hiçbiri, Binlercesi- Luigi Pirandello
Yaşam bir düştür-gölge bilmez.
Yaşam bir düştür-acı ve ıstıraptır.
Bir düş ki- uyanmak için dua ederiz.
Bir düş ki- uyanır ve gideriz.
Kim uyur-yeni şafak beklerken?
Kim uyur- tatlı rüzgar eserken?
Sona ermesi gereken bir düş- yeni gün doğduğunda.
Öyle bir düş ki bu- uyanır ve gideriz.
Kılıçtan Taç - Robert Jordan
Trende bir yabancı ile başbaşa geçirilen bir yahut iki gecede uzun bir karılık, kocalık hayatının bütün safhaları vardır. Evvelâ birbirinden çekinen iki yabancı iken, sonra birbirinizin yanında çorabınızı, potininizi çıkarır, gömleğinizi değiştirir, pijama yahut entarinizi giyersiniz. Yiyeceğinizi beraber hazırlar, beraber yersiniz.
Yolculuğun başında boğazını sıkmak istediğimiz düşman, çok kere ayrılık dakikasında bir eski dosttur. Bazen ayrılırken kucaklaşırız, birbirimize randevular, adresler verir ve daha garibi bir yahut iki gün evvelki kinimizde ne kadar samimi isek, bu sevgi ve bağlılığımızda da o kadar samimi ve insan oluruz.
Anadolu Notları-I Reşat Nuri GÜNTEKİN
“Asıl sorun acı çekmeden kışı nasıl geçireceğimizdir. Bir de ondan daha hain olan ilkbaharı. Yazdansa hep nefret ettik. Sonbaharsa, bize gene kaybettirir.”
Thomas Bernhard- Beton
Hatalarını başkalarında arayan insanoğlu onları suçlamaya yatkın bir varlıktır. Devekuşunun başını korkusundan kuma soktuğuna pek inanmamak gerekir. Fakat gerçek olan başka bir şey vardır. O da, tehlikenin yaklaştığını sezen birçok insanın gözlerini kapattığı, onun varlığına inanmak istemediğidir.
Kurtlar Sofrasında - Hans Fallada
…insanlar bütün bunları gazetelerde okuyorlar, her şeyi görmüyorlar, fakat hissediyorlardı. Olaylar günlük yaşamlarının bir parçası oluyordu. Uyurken, rüya görürken, çalışırken, yiyip içerken… Ümidini yitirmiş toplumun durumu ümitsizdi. Ümitsiz bireyler ümitsiz yaşayıp duruyordu. Karmaşa dolu çılgın bir yaşam vardı!
Kurtlar Sofrasında - Hans Fallada
Bu kitap alıntısı değil ki yav. Hayatım
“Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, zaten herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır.”
[F. M. Dostoyevski - Suç ve Ceza]
… kaybettiği zamanı telafi etmek istiyordu. Oysa bu, dünyanın en saçma, en anlamsız deyimiydi. İnsanlığın yitirdiği zamanı telafi etme şansının asla olmayacağı gibi çok acı bir gerçeği saklamaya çabalayan boş bir laftı sonuçta. Zaman dediğimiz şey, biz onu gerektiği gibi kullanamadık diye bir köşeye yaslanıp dinlenecek, onun yokluğunun farkına varalım diye dünyanın en sabırlı adamı gibi istifini bozmadan bekleyecek değildi ki.
MAĞARA - JOSE SARAMAGO