Hiçbir yorumda bulunmadan Kayıp Rıhtım’la ilgili şu eleştiriyi buraya bırakıyor ve sizleri öz eleştiri yapmaya davet ediyorum sevgili Rıhtımperverler (Okumuyorlar kısmına katılmıyorum, onu ayrıca belirteyim. Konu yanlış yerlere girmesin).
Dost körpe’yi beğenmeyen bizi nasıl begensin yani. bu gibi adamlara su gibi akan kafiyeli ve bol noktalı virgüllü ve ayraçlı cümleler tazsanda beğenmez çünkü adam bildiğin ya egoist yada mükemmelleyitçi.
Öz eleştiri yapın dedim Hüseyin. Adamı/kadını eleştirin demedim Konuyu saptırma.
Entry’nin sahibi olan yazarın kullanıcı adı ve yazdıkları arasındaki çelişki, bahsi geçen Stigmata etkisini bende yapmış olsa da haklılık payı var. En azından şu tip mesajlar karşısında yönetimin biraz daha katı olması gerekli.
Genelde bu kişiler “Telefondan yazıyorum.” kılıfına sığınırlar. Buna göz yumulmamalı.
Arkadaş ne dert varmış yaaa… Başlıktan sonuna kadar okudum ruhum karardı resmen. Bence her konu başlığından iki tane açılsın. Sağ twix sol twix hesabı. İmlalı imlasız… İsteyen istediği bölümde kuralına göre yazsın… Kimse kimseyi kırmasın.
Bunlar hiç İngilizce bilmeyen arkadaşlarının yanında İngilizce video, karikatür felan açıp “kanka bak ne kadar komik ya ahauahhahsısjajah” gibi bozuk duygu-durum gerektirecek hareketler de yaparlar. O yüzden umursamamak lazım.
Bazen ciddi misiniz yoksa dalga mı geçiyorsunuz gerçekten anlamıyorum. Dışarıdan birisi gayet haklı bir eleştiri yapıyor, herkes kendine bir pay çıkaracağına -hem de en çok pay çıkarması gerekenler- tutup eleştiriyi yapan kişiyle alay ediyorlar.
Burasının edebiyat temelli bir forum olduğunun farkındasınız değil mi arkadaşlar? Hadi onu da geçtim, hiç zahmet edip Rıhtım Kuralları’nı okuyanınız oldu mu? Bakın daha ilk kuralda ne diyor:
- Öncelikle forumda düzgün Türkçe kullanımına dikkat ediniz. Israrla bozuk kelimeler kurmak uyarı alınmasına sebep olur.
Çok önce değil, daha eylül ayında birkaç kişi bu yüzden uyarı aldı.
Rica ediyorum kendinize biraz çeki düzen verin, hadi forumdaki diğer kullanıcılara saygı duymuyorsunuz en azından Kayıp Rıhtım’a saygınız olsun. Benim yüzümden birisi Rıhtım hakkında şöyle bir yorum yapsa utançtan kıpkırmızı olurdum herhalde. Kimse sizden şahane bir Türkçeyle yazmanızı beklemiyor zaten ama belli bir yaşa gelmiş, belli bir edebi birikime sahip insanlara da imladan, dil bilgisinden zerre nasip almamış cümleler hiç yakışmıyor.
Bu arada burada yazdığım her şey kendi düşüncelerim. Kullanıcı adımın altında Kayıp Rıhtım Yazarı yazıyor olması söylediğim her şeyi Rıhtım adına söylediğim anlamına gelmez, ki öyle bir yetkim de yok zaten. Tahmin edebileceğiniz üzere Forum moderasyonunda da değilim. Daha önce yaptığım benzer bir yorum yüzünden saçma sapan ithamlarda bulunulmuştu, umarım yine öyle bir şey olmaz.
Bence forumdaki bütün konulara bu kuralla başlama zorunluluğu getirilsin. Bütün konularda en üstte bu kurallar yazılı olsun. Çünkü çoğu üyenin bu kuralları okuduğunu bile sanmıyorum. Belki sürekli bu yazıyı görünce kendilerine biraz özeleştiri yaparlar.
Mit bey, bu düzenlemeleri tek tek elle mi yapıyorsun yoksa sistem kendiliğinden mi düzeltiyor? Zira telefona I İ, Ğ baya baya sıkıntı yaratıyor. Karakter takibi zor, eline sağlık.
Gördüklerimi, denk geldiklerimi elle düzeltiyorum. Sistemin böyle bir özelliği yok.
Telefondan yazmak zor oluyor, evet ama ben her daim, siz okuyanlar kolay anlayın ve düzgün olsun diye telefonda bile doğru yazmaya gayret ediyorum.
Teşekkürler.
Usta büyük emek! Ellerine sağlık elimden geldiğince dikkat edeceğim telefonda.
“Düşündüğünü, anadilinin kurallarına uyarak yazmanın gereksiz olduğunu savunan edebiyat meraklıları” gibi bir oksimoron oluşturmuş bazı üyeler. Kimileri konuyu şekilciliğe indirgemiş, nispeten düzgün eleştirilere "ad hominem"le yaklaşanlar var. Açıkçası ait olduğumu düşündüğüm bir platformda okuduklarım ürküttü beni.
Yapmayın arkadaşlar. Dil; kültürün yapı taşlarındandır. Korumanız gerekeni yıpratmayın. Yanlış bilip uyguluyor olabilirsiniz. Kıdemli ve yetkin bazı üyeler tarafından kötü niyet güdülmeyen bu yazılara yönelik uyarıların yapıldığını görüyorum. Ancak buna refleks gösterilmesini de anlayamıyorum. Olanca iyi niyetimle bu erozyonu bilinçli yapıyor olmanızı sadece sonuçlarını kestiremiyor olmanıza yoruyorum. Korunması gereken cumhuriyet miraslarından biri bu dil. Aklınızdan çıkmasın.
Kayıp Rıhtım’ın uzun süredir takipçisiyim ama aktif olarak son aylar dışında bir etkinliğim yoktu. Misafir olarak on binlerce şey okudum bu forumda. Genel olarak baktığımda “kaş yapalım derken göz çıkartmak” kısmı gözüme çarpıp duruyor. Benim kanaatimce bazı şeyleri bizler yanlış yapıyoruz arkadaşlar. Dilin düzgün kullanılması istiyoruz ama telefondan girdiğimizde ister istemez biraz savsaklıyoruz. Bunun bir kısım payının da messenger uygulamasından tutun bugüne dek gelmiş günlük yazışmaların hızlı yapıldığı platformlarda. Yine de bu suçu onlara atmak mantıksız. Bunun sorumlusu bizleriz. Aman canım ne olacak diyerek yanlış kullanımlara alışıyoruz. Alışınca da göz bir noktadan sonra görmez oluyor.
Yanlış yaptığımız nokta ise bana göre linç girişimleri ve ifşa etmeler. Evvel zaman önceleri forumlarda yöneticilik dahil bir sürü görevde yer aldım. O forumların Türkçe kullanımlar için ciddi katı yaptırımları vardı. Yanlışlıkla “herşey” yazdığınız anda 1 günlük uzaklaştırma alırdınız. Bir daha yaparsanız 3 günlük uzaklaştırma alırdınız. Bu böyle böyle banlanmaya kadar giderdi. Baskı yaratılırdı. Bunun hiçbir zaman doğru olduğunu düşünmedim. Birilerini ifşa etmenin de doğru olduğunu düşünmüyorum. Ya da birisine “Türkçeyi doğru kullan yoksa kafandan aşağıya kızgın yağ dökeriz,” gibi kaba uyarıları da.
Bir tek bu konuda değil çoğu konuda birbirimize saldırgan bir tavır sergiliyoruz. Yer yer fanatikleşildiğini gözlemliyorum. İnsanlara bu bilincin bu şekilde oturtulacağını düşünmeyenlerdenim. Nerede kaldı bizim tatlı dilimiz? Mademki bizler bunu önemsiyoruz o zaman üşenmeyeceğiz. Hata mı yaptık, girip düzelteceğiz. Birileri hata mı yaptı, o zaman onlara güzelce anlatacağız. Şahsen biri bana sürekli bir şeyi dikte edip dursa yapacağım varsa da yapmak istemem. Bunun çoğumuz için aynı olduğunu düşünüyorum. Etki tepki meselesi bir yerde. Bunun yerine biraz kendimize çeki düzen verip yanlış kullanım yapanlara da güzelce doğru yolu gösterebiliriz. Şunu söyle yazsaydın daha anlaşılır olurdu arkadaşım demek neden bu kadar zor? Biz bunun yerine “Türkçeyi katletti yürüyün askerlerim!” mantığında hareket ediyoruz. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor.
Şahsen günlük yaşantımda ailem mükemmel bir konuşma dili kullanmıyor. Birçoğumuzun ailesinin de mükemmel olduğunu düşünmüyorum. Ben onları her fırsatta şakayla karışık uyarırım. Bazen yeri gelir uzun uzun bu konuda konuşurum ama ben de mükemmel değilim. Her gün yeni bir şeyler öğreniyorum. Merak ediyorum, araştırıyorum. Bu foruma ilk defa katılan kişiler çok düz bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Toplumun çoğunun okuduğu kitaplarda dil nasıl kullanılmış acaba diye dikkat ettiğini sanmıyorum. Okuyup geçiyor ve hayatına devam ediyor. Buraya da bir merak sonucunda gelince sosyal medya mantığında yaklaşıyor. Bizler de bunu görünce köşeden sopaları çıkartıyoruz hemen. Bir kişi kazanacakken kaybediyoruz. Önemli olan birini kazanmaktır. Böylece bu birler toplanınca birçok kişi kazanmış olacağız.
Bizlerin negatif davranışları forumdaki pasif kişiler üstünde sessiz bir baskı oluşturuyor. Bu da insanları uzaklaştırıyor ve karşıt bir kitle yaratıyor. Farkında olmadan, aslında iyi niyetli bir düşünceyle hareket etmemize rağmen karşımıza bir canavar yaratıyoruz. Eğer bize ne onlardan, biz kendi yağımızda kavruluruz. Yanlış kullanım yapanları, olumsuz eleştiri yapanları, bir konuda bize tezat fikirler belirtenleri bir kaşık suda boğarız. Bir biz var bizden içeri, bizden öte diyeceksek işimiz zor.
Sözlerim buradaki bir kişiye veya bir kitleye değil arkadaşlar. Ben dahil hepimize. Şahsım adına konuşmam gerekirse gençliğimde ben de önemsemezdim ama karşımdaki insanlar bana saldırmadı. Bildiğim kadarıyla bu böyle yazılmalı, şuraya şunu koymalısın, burada bir sorun var gibi yaklaşımları sonucunda ben de kendimi toparladım. Yıllar var ki yazdıklarıma dikkat ederim. Noktalama işaretlerine dikkat ederim. Bir zamanlar hiç hata yapmadığımı düşünürdüm. Sırf bu düşünce bile büyük bir hata içinde olduğumu öğretti bana ama kendimi eleştirmeyi de öğrendim bu hata sayesinde. Sürekli okumak ve kağıt üzerinde kuralları çok iyi bilmekle uygulamak arasında büyük farklar var. Her noktayı akılda tutmak çok zor. Bu yazı başta olmak üzere mutlaka bir sürü hatam vardır. Her gün her yorumumdan sonra kafama bir sürü şey takılıyor. Sürekli doğrusunu bulmaya çabalıyorum. Bazen ikilemde kalıp arkadaşlarıma soruyorum. Bunun doğrusu nedir, diye. Telefondan yazdığımda defalarca mesajı düzenliyorum gerekirse. Başta kitap yorumları ve bu mesaj olsun hepsini çoğunlukla telefondan yazıyorum. Her zaman bilgisayar başına oturamıyorum. Aman herkes yapıyor, bir ben yapınca mı sorun olacak canım dersek bir arpa boyu yol alamayız.
Bazen okuduğumuz kitaplardaki hatalı kullanımlar bile beynimizin içine işliyor. Televizyonda bir sürü kelime yanlış kullanılıyor. Sosyal medyada her şey bozuk ve kusurlu. Buraya gelenlerin bir kısmı sosyal medya ile büyümüş, büyümekte olan bireyler. Bunu gözden kaçırmamalıyız. Bir değnekle bu bilinci herkese şıp diye veremeyeceğimize göre sabırla yaklaşarak kendimizi de günden güne düzelterek güzel sonuçlar elde edebiliriz.
Biraz fazla uzun oldu. Kusuruma bakmayın.
Ben eğer fikirlerimi karşımdaki insanlara düzgün aktarmak için emek harcıyorsam, imlama ve üslubuma dikkat gösteriyorsam karşımdakinden de aynı şeyi beklemek hakkımdır diye düşünüyorum açıkçası.
Rıhtım’ın edebiyat temelli bir platform olmasını geçtim, bir topluluk içindeyiz ve her birimiz belli kurallarla hareket ediyoruz ve düzgün Türkçe kullanımı bu kuralların en tepesinde yer alıyor.
Tamam, herkes dilbilgisi konusunda uzman olmak zorunda değil, imla ve noktalama işaretlerini karıştırıyor da olabilirsiniz ama sonuçta bilmemek değil öğrenmemek ayıptır sevgili arkadaşlar. Burası da bunu öğrenebilmek için en doğru yerlerden biri kanımca.
Dil kültürün hamalıdır diye bir söz duymuştum. Yapmayın arkadaşlar, dilimizi doğru şekilde kullanmak hepimizin görevi, biraz gayret…
Ad hominem nedir veya oksimoron nedir Türkçe karşılıkları ile bizi aydınlatır mısınız rica etsem?
Bir adet dil katili rıhtımımızın nezih sularında gezinmekte. İfşa etmek veya saçma sapan bir tartışmaya girmek istemiyorum ancak kaptanlardan birinin, forumun sağlığı için bu yazardan kurtulması gerektiğini düşünüyorum.
böyle şeyleri bazen görmezden gelsemde bazen gerçekten çok irrite edebilecek boyutlara ulaşıyor .yani nasıl desem ne -de -da ekinin ayrımı , ne -ki ayrı mı , hiç birine özen gösterilmiyor . ve cümleyi anlamıyorsunuz , bir saniye durup tekrar bakdıkdan sonra ‘heee tamam böyleymiş’ diyorsunuz … lütfen biraz daha hassas olalım güzel dilimiz türkçe’ye karşı …
Lütfen ironiden dolayı banlanan ilk üye olmayayım.
Dilin ne kadar önemli birşey olduğunu bu foruma gelince anladım ,Önceden pek önem vermezdim ve durust olmak gerekirse ortaokulda yazım yanlışları ve imla işaretleri sevmediğim ve değer vermediğim konular di . Foruma gelince yazima onem vermeye başladım . Ama sanırım çok başarılı değilim bu ışte . Ben yinede elimden geleni yapıyorum . Ancak bazı arkadaşlar biraz fazla sert ve kaba . Tabi birde telefonla yazma sıkıntısı var , kullandığım telefon Grand Max ve klavyesi berbat .
Not : yazdığım her yazıyı en az 1 kere baştan sona okurumu bu yaziyida baştan sona okudum. Gerekli düzeltmeleri yaptım . Eger yine de hatam varsa ozel den yazabilirsiniz, sadece bu yaziyi degil tüm yazdığım yazılar için uzatabilirsiniz .
Dil cidden önemli birşey yav Biz sahip cikmasak kim sahip cikacak .
Lütfen, noktalama işaretlerinden önce boşluk bırakma. Birkaçında değil, neredeyse hepsinde aynı hatayı yapmışsın. Yanlışlıkla mı yaptın, yoksa yanlış mı biliyorsun, bilemedim.
Bilgiye ulaşabilmeniz çok kolay olsa da sorunuzu iyi niyetle, gerçekten öğrenme isteğinize veriyorum. “Argumentum ad hominem“, Latince olup tüm dillerde aynı şekilde kullanılan en temel mantık safsatalarından biridir. Sağlıklı bir Türkçe çevirisi de yok bildiğim kadarıyla. Basitçe “Neden dilbilgisi kurallarına uymuyorsun?" sorusuna "E senin de kullandığın nick -hadi çok zorlamayayım, lakap- İngilizce… " cevabının verilmesini gösterebilirim. “Oksimoron” ise zaten Türkçe bir kelime. Yine iyi niyetle anlamının “iki karşıt anlamı bir arada taşıyan sözcük veya tamlama” olduğunu söyleyebilirim. Umarım yardımcı olabilmişimdir.