Ben de bu konuda rahatsızım. Yazım kurallarını yerinde kullanmadığınız için sizi kurbağa ilan ediyorum.
Hatalarınız:
Cümleye büyük harfle başlamamak.
“Ya da” yazmak yerine “yada” yazarak aklımıza “Yoda” çağrışımında bulunmanız.
Kesme işareti kullanmaktan kendinizi men etmeniz.
Cümle sonuna nokta koymak yerine ifade koymanız.
Teşekkür ederken bitişik olarak “teşekkürettiğiniz” gözümden kaçmadı.
Gönderinizi düzenlerseniz ben de size teşekkür ederim. Rıhtım’a çöp atmayalım lütfen. Sevgiler.
Ayrıca @Artorias kuzum senin noktalama işaretleri neden ayrıksı duruyor? Kendileriyle konuşup bu aykırılığa bir son verelim.
@brscyln01 Senin de "ki"ler kendini yalnız hissediyor diye yandaki kelimeye yanaşmış sanırım. Bir de sorularını nokta yerine soru işaretiyle daha belirgin yapabilirsin.
@hakkankayaa hem…hem kullanımında birtakım problemler seziyor sivri şapkam. Bağlaç olan “da” ayrı yazılır diye biliyorum mesela.
Böylece günlük kurbağa ilanımı da vermiş oluyorum.
Not: Bu mesaj tatlı-sert uyarı niteliğinde olup aynı durumların devam etmesi durumunda profil resimlerimlerinizde kurbağa görmeniz tamamen sizin probleminizdir. Resimlerin kaldırılması, bozulması, hataların ısrarla devam etmesi durumunda birtakım kurbağasal sorunlar yaşayabileceğinizi bilgilerinize arz ederim.
Üç gün sessize mi alsam acaba? Böylece forumda olsan bile asla hata yapamazsın. Mesaj oluşturamayınca hata yapılamıyor diyorlar. Ben de diyenlerin yalancısıyım.
Kendisi hakaret olarak yazmamış. Yazı dilinde bazen bu tarz sorunlar olabiliyor. Ben de insanım haliyle. Kaldı ki mesajı okumama rağmen o şekilde algılamamışım bile. Günde ortalamaya vurduğumuzda 400 mesaj atılıyor foruma. Ayda 13 bin mesaj eder. Hepsini milim milim düzeltmeye, didiklemeye başlasam sanırım hiç uyumadan 24 saat mesai yapmam gerekir. Kaldı ki gönüllülük esaslı bir iş yapıyorum. Buna rağmen elimden gelen titizliği gösterdiğimi düşünüyorum. Yanlış anlaşılmalar elbet olur, önemli olan çözüme kavuşmaları. Diğer açıdan raporlama sistemimiz mevcut. Bunu kullanarak özellikle gözden kaçmaması için yardımcı olabilirsiniz.
Arkadaşlar sadece raporlayıp not düşmediğiniz zaman anlamakta güçlük çekiyoruz. Neden güçlük çekiyoruz? Çünkü bazen bazı üyelerimiz sırf kendi düşünce şekline uymuyor diye raporlama yapıyor. Bunu ayırt etmek zor. Bazen de raporladığınızda özellikle “imla ve noktalama” konusunda hemen aksiyon görmemeniz normal. Özelden uyarılar da yapıyorum çünkü ve biraz yeni gelen üyelere de alışma ve forumu kavrama süreci için zaman tanıyoruz. Her forumun kendine has bir karakteri vardır. Burada amacımız birilerini kaybetmek değil daha çok kazanmak ve birbirimizi doğru şekilde anlamaya çalışmak olmalı.
Birçoğumuz dahil olduğu platformun kurallarına bakmayı aklından bile geçirmiyor. Bodoslama dalıyor. Herkes kafasındaki kendi kurallarına göre varlığını gösteriyor. Bazılarımız internet ortamında toplum kuralları yokmuş gibi davranıyor. Bunları hemen elimizin tersiyle elbette itebiliriz fakat bu tavır dışarıda bunu yapan başkalarından bizi ayırmamış olur. Belki onu kazanabilir veya daha bilinçli biri olmasına fayda sağlayabiliriz. Sevgiler herkese.
Bu tamamen sizin bakış açınız. Her zaman yanlış anlaşılmalara sebep olacak bir durum varsa orta yolu bulmaya çalışıyoruz. Eğer net ve bariz bir durum varsa birebir hitaben kişi hakarette bulunduysa daha sert oluyoruz. Bugüne dek de hep bu eğride devam etti. Bundan sonra da bu şekilde edecektir. Saygılar.
Son zamanlarda Booktuber olduğunu ve hayat felsefesinin tamamen kitaplar olduğunu söyleyen organizmalar türedi YouTube denen platformda. Konuşmaya ‘‘Meraba arkaşlar evet arkaşlar bugün sizle arkaşlar kitap inceliyoruz arkaşlar abone olup beğenmeyi unutmayın arkaşlar’’ diye giren ve eline 2 tane çocuk kitabı alıp bunları sanki Tyler Durden felsefesiymiş gibi anlatanlar yüzünden kitap okumaktan soğumuş bulunmaktayım.
Böyle ergenlerin YouTube veya diğer sosyal medya ağlarını kullanıp insanlara boş beleş şeyler anlatmasını engellemek gerekiyor.
Öncelikle milenyum çağından ve bu hesapları az çok tanıyan takip eden biri olarak bu konuya cevap yazmak istiyorum. Bu müessesenin ve tanıtılan kitapların çokça eleştirildiğini ve küçümsendiğini gördüm yazılanlarda ki bu doğrudur hakkınız da vardır. Ancak siz konuya kendi açınızdan -bu tarz gönderiler ile ilk kez karşılaşmış biri olarak- bakıyorsunuz. İki bin doğumlu neredeyse bütün nesil - şu anda az çok bir okuma alışkanlığına sahip olanlar en azından- kitap okumaya bu tarz hesaplar ve hatta wattpad kitapları ile başladı, sevdi.
Etrafta ve bloglarda sitelerde belli başlı kitaplar görürdük ortaokul zamanlarımızda. Tabi ortaokul öğrencisiyiz kimse takmıyor. Kitap mı okumak istiyorsun? Pekala ama ancak ayda bir kitap. Bazen o kadar bile değil çünkü elimize aldığımız kitapları önce annemiz görecek beğenecek ancak öyle alıp okuyacağız. Sonra wattpad diye çalkalandı bir anda her yer. Bir uygulama var ki içinde binlerce kitap. Hangi tür istersen. Esas bir olay vardı ki zaten hepimizin gönlünü çelmişti. Bu uygulama ücretsiz idi! Dahası da vardı hatta! Kompozisyon yazmayı seven biri olduğumu bilen arkadaşım anlattı hemen. Sen de kitap yazabiliyordun! Tabi ki hemen indirilip kuruldu o uygulama ve başladık okumaya. Tam bu noktada belirtmek isterim bu uygulamayı zamanında büyük bir nesil yazar olup acaba nasıl yazıyorum insanlara ulaşabilecek mi beğenilecek mi diyerek kurdu.
Fantastik kitaplar ile başladım işe. Bir yandan da okuyorum bu tarz blogları ki kitap önerisi alıp wattpad kütüphanemi geliştirebileyim. Bu tarz blog açanların çoğunun genç olduğunu ve hatta reşit bile olmadığını hatırlatırım size. En azından benim zamanımda öyleydi. Ve tabi ki sonra kötü çocuk modası başladı… 14 yaşındasın ve herkes bu çocukların ne kadar "cool’’ olduğundan bahsediyor. E aklın çeliniyor. Başlıyorsun okumaya ve hatta yazmaya- ki bu noktada itiraf ediyorum yazmamış olsam dahi arkadaşlara uyup bunlardan bolca okumuşumdur.- Ancak aradan zaman geçiyor büyüyorsun. Yepyeni kitaplara geçiyorsun. Okuma zevkin gelişiyor. En kötü ihtimalle kendi paranı biriktirip kendine kitap alabiliyorsun artık. Ve o uygulama siliniyor. Yıllar sonra dönüp de D&R’da bu kitapları gördüğünde ise kendinle dalga geçiyorsun gerçekten bunu mu okumuştum ben yahu diyorsun.
Zamanında ayıla bayıla bu uygulamayı kullananların, milyonlarca okuyucusu olan çoğu yazarının, o genç blog yazarlarının, booktuberların şimdi çok daha kaliteli kitaplar okuduğunu bilmek içinizi rahatlatsın efendim . O yüzden ne o vasıfsız olarak gördüğümüz kitapları ne de booktuberları bu kadar sert eleştirmeyelim. Kimsenin kitap okumaya başladığı ilk dönem klasiklerle dolu değildir diye düşünüyorum.
Dip not: Bu kadar uzun bir metin yazdığım için kusuruma bakmayın Foruma yeni yeni katılan biri olarak sürç-i lisanda bulunduysam affola.
Beyza Alkoç-Karantina okuyup fantastik edebiyatı yalayıp yuttuğunu ve bu serinin üzerine daha güzel bir şey yazılamayacağı iddiasında bulunan insanlar sizce yarın bir gün Nietzsche, Freud, Dostoyevski falan mı okuyacaklar?
Twilight okuyup ‘‘Keşke benimde yakışıklı vampir sevgilim olsa’’ diye gezen sorulduğunda fantastik okuyorum ben deyip cool olduğunu sanan kişilerin fantastiğin '‘f’'sinden kitabın '‘k’'sinden haberleri olduğunu sanmıyorum.
Öyle düşünüyorsunuz ancak zamanında çok büyük twilight hayranı olan arkadaşımla sık sık kitap değiş tokuşu yaparız. Şu an size ne kadar kötü gözükürse gözüksün inan ki insanlar büyüyor bunlar da geçip gidiyor.
Siz bu kişileri bildiğinize göre ne kadar ergen ve fanatik olduklarını da bilirsiniz. Bunlara göre uyduruk Karantina serisi eleştirilemez, eleştirilmesi teklif dahi edilemez. Onu okuyunca kendilerini fantastik eserlerin şahını okumuş, üzerine kitap yazılamazmış gibi görüyorlar.
Bana göre her kitap eleştirilebilir, her yazar eleştirilebilir. Karantina serisine veya diğer saçma wattpad kitaplarına Allah kelamı muamelesi yapmak nedir?
Yalnız sizin de yazınız da belirttiğinize göre ‘ergen’ onlar, yani zaten bulundukları gelişim döneminden dolayı her şeyin en iyisini bildiklerini zanneden, başkalarının doğrularını umursamayan bir topluluk. Ve bu topluluk o yaşlarda edebi değerinden, yaratıcılığından çok popüler olup olmadığına bakar. Kıstas budur, ama zaman geçer, büyür, kıstasları değişir. Çok fazla yargılamamak lazım, bende zamanında ‘Gece Evi’ diye bir seriyi okuyup, kitabını alıyordum. Sonra ne mi oldu? Kitapları geri dönüşüme götürdük. Evde tutmadık olur da kardeşlerim merak eder diye, kimseye vermedik okumasınlar diye. Büyüyoruz yani, hepimiz. Ne kadar ergen, ne kadar her haltı bildiğimizi düşünüyor olsak da…