Booktuber'lık ve Bookstagram'lık Müessesesi

Sol üstte ne yazıyor? İlk kelimeyi anlamadım.

Onu ben de anlamadım :slight_smile:

Bahsedeceğim durum benim için Bookstagram hesaplarıyla sınırlı değil:

Kırpılıp paylaşılan şiir alıntıları.

Bir tek ben mi uyuz oluyorum buna, bilmiyorum. Misal birisi “Güneşin zaptı yakın…” diye paylaşımda bulunuyor. İyi de şiir o kadar mı? Güneşin zaptı neden yakın, güneş neden zaptediliyor, güneş hangi bağlamda zaptediliyor vesaire. Hiç değilse bütün şiiri okumakta yarar var ve hayır, “Şair sürrealist ama.” gibi bir savunmayı kabul etmiyorum. Sürrealizm, dadaizm gibi -ki dadaizm, saçmalığı ve kaosu oturmuş klasik sanat düzenine karşı bir nevi başkaldırı olarak kullansa da- saçma kelimelerden ve rastgele gelişimlerden beslenmek değildir; insanın, kendi içine dönmesidir. Şiiri anlayamasanız bile en kötü bütünün size verdiği hissi yaşamalısınız.

Bu durumdan “Tutunamayanlar” da muzdarip. Henüz okumadım kitabı ama internetteki dolaşıma bakarsanız Olric’li birçok alıntı görürsünüz, pek çoğu uydurmadır. “Ağbi zor kitap yaaa.” demek yerine, kitapkurtları olduklarından ötürü, okumaya gayret etmek niçin bu kadar güç?

Geçenlerde TRT2 izliyordum, öylesine. Bir Türk edebiyatı profesörü vardı, sanırım alanında ileri gelenlerden biri, o konuda bir bilgim yok. Her derse elinde bir kitapla -öğrencilerine önerip üzerine konuşmak adına- geldiğini söyledi. Günün birinde elinde -hangi kitap olduğunu hatırlayamıyorum- kalınca bir kitapla sınıfa girmiş. Bazılarının tepkisi ne olsa beğenirsiniz: Hocam bu koca kitabı okudunuz mu? Bir edebiyat öğrencisinin bu cümleyi kurması tuhafıma gitti doğrusu.

Konudan konuya atladım biraz ama birbirleriyle az çok bağlantılı bu durumlar.

2 Beğeni

Cımbızlanan cümleler güya içinde bulundukları buhranların sanatsal ifadesi.

1 Beğeni

Bookstagramlar kadar nefret ettiğim başka bir şey de “sorunsal” kelimesi. Ekşisözlük ve Twitter kullanıcıları yüzünden bu kelimeden tiksiniyorum.

2 Beğeni

Herkese benden çay, kahve; kitaplarınızı okurken keyifle yudumlayıp sakinleşelim diye. :slightly_smiling_face: :+1:

Oooo tartışma olalı günler olmuş. İnternette zaman kavramı çok tuhaf yahu… :rofl:

Öff bu çok fenaymış ya :frowning:

Bir maddeyi iki defa yazmasına takılan tek okb li ben miyim :laughing:

3 Beğeni

Tutunamayanlar’da an itibariyle müthiş bi’ gönderme oldu booktuber arkadaşlara.

1 Beğeni

Booktuberlık konusunda gerçekten özellikle daha küçük yaştaki arkadaşların çok da bizlere hitap etmeyen videoları var genelde en popüler genç yetişkin kitapları yorumluyorlardı.
Fakat nasıl kitaplar konusunda seçici oluyorsak burada da bize yakın kitap zevki olan kişileri izleyip takip etmek hoş olabilir diye düşünüyorum. Mesela çok popüler olan kitap eleştiri kanalları da var ama ben tercih etmiyorum çünkü genelde biraz popüleriteye kayıyorlar. Ben daha çok kendi okuma zevkimle bağdaşan kişileri izlerim mesela. Burada da Burcununkitapları ve Esen’in Sevdikleri benim için çok güzel iki kılavuz. İkisi de gayet iyi ve gerek canlı yayınlarında gerekse videolarında gayet eğlendiğim ve güzel tavsiyeler aldığım isimler. Popülerlikten çok canlarının istediklerini okuyor ve beğenmedilerse beğenmedim diyip geçiyorlar bu konuda çok da samimi ve dobralar, bu yönlerini de seviyorum. Eda Köksal var onu da takip ederim ama çok aktif değil şu aralar. O da mesela bunu gerçekten bir aşkla yapıyor, çok saygı duyuyorum ve inanılmaz naif ve kibar birisi. Bunlar dışında mesela daha çok modern edebiyat konusunda yukarıda da önerilmiş Klasik Okur, Fatma ve Hikayesi, Mine’nin Kitap Önerileri ve Alıntılarla Yaşıyorum gibi hesaplar da var, bana tarz olarak çok hitap etmeseler de onlardan da bir şeyler kazandığım oldu.
Demem o ki, kitap kanalları da tıpkı kitaplar gibi, sizin ilginizi çeken tarzda içerik üretenleri izlersiniz, ilginizi çekmeyenleri izlemezsiniz. Onun için yukarıdaki tartışmaları falan biraz gereksiz buldum açıkçası. Konuyu da hortlatmama umarım kızmazsınız :smiley:

2 Beğeni

Konuyu hortlatıyorum, hazır mıyız?

Booktuber’lık müessesesi ile ilgili düşüncelerim oldukça kısa olduğu için oradan başlayayım. Herhangi bir fikrim yok. Bu zamana kadar tek kitap yorum videosu izlemedim.

Bookstagram’lar ile alakalı yorumuma gelecek olursam, henüz forum üyesi bile değilken bu başlıkta görüp takip etmeye başladığım ve sahip olduğu kitaplara özenerek baktığım Koray Sel gibi esaslı okurlar barındırdığı için tamamen antipatik değilim.

Yıllar önce, okuduğum kitapları yorumladığım bir blog sayfam vardı ve o yıllarda takip ettiğim pek çok blogger yoluna çevirmen, editör ya da sektörün kıyısından köşesinden bir şekilde katılarak devam etti. O zamanlar bu işin maddi getirisi bu günlerdeki gibi olmadığı için, eleştiriler “çok güzel, kesin alıp okuyun” seviyesinde kalmıyor, kitaba dair gerçekten öğretici ya da düşündürücü yorumlar yapılıyordu. Hatta bloggerlar o yıllarda pek çok yayın evi ile okur arasında hızlı bilgi paylaşımı yapan kişilerdi diyebilirim ki bunu zaten çoğu saçı yeni beyazlamaya başlamış üye hatırlıyordur.

Yaklaşık iki sene önce artan kitap önerme isteğimi görmezden gelemeyip, “Benim böyle bir internet sitem vardı yahu, artık geri döneyim.” dedim. ve dönemedim. :grin:
Açıkçası kitap öneri işi bir kaç istisna dışında, güzel fotoğraf çeken, en pahalı kitaplığa sahip olan ve en yeni kitabı en çabuk paylaşanlar tarafından ele geçirilmiş durumda. Çoğu, sabah eline geçen kitabı, öğleden sonra paylaşıyor ve “henüz okumadım ama çok güzel” yorumlarıyla takipçilerini kitap satın almaya yönlendiriyor.

İsim vermeyeyim ama, yayın evlerini say desem aklınıza gelecek muhtemelen ilk 3 içinde yer alanlardan birinin pazarlama bölümü çalışanıyla yaptığım sohbette “Kitabı okumadıklarını biliyoruz, ama satış rakamlarında ciddi bir artış sağlıyorlar bunu defalarca denedik.” cevabı aldım. Hatta “Boneca’cım dünya senin 2010’larda bıraktığın gibi değil, instagramda görsel sattırıyor çoğu kişi yazıları okumuyor bile.” cevabıyla bu konuya eskisi gibi kafa yormamaya başladım. Sürece dair benim açımdan tek iyi şey, uyum sağlayamama rağmen pandemi öncesi ayda bir toplandığımız kitap kulübümü kurabilmekti. :heart_eyes:

Kısacası, evi yemek fotoğrafı çekerek geçindiren bir adamla birlikte yaşıyor olsam da; kitapları üzerine dökülür korkusuyla kahve ile yan yana getiremediğim, “okumadan kitap mı önerilir?” diye kendimi yediğim ve mum ile kitapları aynı odada bile düşünemediğim için bookstagram olamayacağımı anladım. :relaxed:

Bence bookstagramlarla, gerçek kitap yorumcularını birbirine karıştırmaz ve bize bir şey katabilecek olduğuna inandıklarımızı takip edersek (mesela @galaksikitapligi gibi) , güzel kitap önerileriyle karşılaşma oranımızı arttırabiliriz.

5 Beğeni

Bookstagram hesaplarını ilk gördüğümde heyecan duymuştum aslında. İnsanların kitaplar paylaştığı, birbirlerini okumaya yönlendirdiği ve insanların kitaplar hakkında konuştuğu bir topluluk olarak gördüm çünkü. Ancak bir noktayı atlamışım o vakit, oranın temelinde instagramın olduğunu.

İnstagram hamuruyla yoğrulduğu için orası, her ne kadar istisna olan hesaplar olsa da büyük çoğunluk aslında normal instagram kullanıcı tiplerinin kitapsever yansımaları.

Kitap kahve fotoğraflarına diğer insanlar kadar düşman değilim ama özellikle son zamanlarda bookstagram fotoğrafları birbirine acayip benziyor. Sanki tüm o hesapları tek bir kişi yönlendiriyormuş gibi. Ki bu pek aksi bir çıkarım sayılmaz. Lisedeki gibi, üç kişi yapar yirmi kişi yararlanır.

Çok güzel bir potansiyelin harcanıp gittiğini düşünüyorum bookstagram’da. Gerçi 1000kitap için de aynısını düşünüyorum. Ki ikisi arasında çok da fark yok gibi. Ha bin kitap ha bin kitap gram.

2 Beğeni

Instagramda takip ettiğim diğer şeyler arasında kitapların kaybolup gitmesi sonucu yayınevleri ve bookstagram hesaplarını takip etmek üzere bir sayfa açmıştım. Nadiren paylaşım yapar, genelde paylaşımları incelerdim.

Nitelikli kitaplar okuyup yorum yapanlar da var; okuma kültürü sadece Wattpadden oluşan da. Hatta kitap olayını çoktan bitirmiş, sadece çekiliş yapan da mevcut. Ancak beni en çok şaşırtan sayfalar tüm bunların karışımı olanlar. Sözgelimi birisi bugün Dune okuyup övüyor; yarın da “Karantina” okuyup övüyor. Bu bana neredeyse imkansız gelmişti. Çünkü, bana göre okumak matematik öğrenmek gibidir. Okuduklarımızın niteliğini yine önceki okumalarımız belirler. Bir insanın önce Dune, sonra Kötü Çocuk, ardından 1984 ve sonra Karantina okuyup hepsini aynı derecede sevmesini anlayamamıştım. Açıkçası ilk başlarda ruhsal gelişimini kitaplara borçlu kimsenin kendisine bedava geldi diye bir kitabı öveceğine ihtimal vermezdim. Bir gün çok takipçili, ortamın tanınan kişisinin “Sadece Şeyma” kitabına yaptığı inanılmaz övgülü paylaşımından sonra bu ihtimalin gerçekliğinden emin oldum.

Herkesin yeni çıkan bir kitabı iki günde okuyup övmesinin, kitap tavsiyesi konusunda çok sığ kalındığının farkına vardıktan sonra Bookstagram takiplerimi geri çektim. Bir süre sonra da burayı buldum zaten. Bana göre Bookstagram hesapları okuma alışkanlığımızın oturmadığı, ergenlik gibi başkalarının yaşamını takip ettiğimiz dönemlerimizde özendiğimiz için okuma yapmamızı sağlayabilir. Bu kötü de değildir, sonuçta okumak güzeldir. Ancak okumak artık hobi değil, yaşamımızın bir parçası olduğunda, artık boş zamanlarımızda okumayıp okumak için zaman ayırmaya başladığımızda kendimizi Rıhtım’ın kollarına bırakmalıyız. :blush:

8 Beğeni

Açıkcası filanca hesabın filanca gönderisinde 3 kişiye Harry Potter seti, 5 kişiye Yüzüklerin Efendisi seti tarzında yapılan paylaşımlara beni etiketleyen bir çok arkadaşım var. Etiketlemeleri sorun değil, aksine kitap denilince akıllarına ilk benim gelmem güzel bir şey. Ama hiçbir arkadaşımın bu çekilişlerden bir şey kazandığına şahit olmadım. Özellikle çok ismini vermek istemediğim çok popüler bir hesap da bu tarzda çekilişler yaptığını hep duyuruyor ama genelde çekiliş tarihini çok ileri bir zamana verdiği için muhtemelen insanlar da yaptıkları yorumu unutuyor. Şahsen ben hiç sayfasında çekiliş sonucuna rastlamadım.

1 Beğeni

Geçen Youtube’da birisinin hesabına denk geldim. Kitap kulübü kurmuş, takipçileriyle ortak okumalar gerçekleştirecekmiş. Kulübe katılım şartı da: Youtube kanalına Katıl butonuyla abone olmak, abonelik ücreti de 15 lira. Diyecek bir şey bulamadım.

2 Beğeni

Ben DeliDolu’dan 10 Diskdünya kitabı kazandım :grin: O da bookstagram değildi zaten.

3 Beğeni

Bloglar vardı eskiden, belki hala tek tük yazan vardır ama takip edemiyorum artık. Orada resim paylaşma zorunluluğu yoktu, çoğunlukla paylaşmıyorduk zaten. Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmlerle bize o sıralar dünyanın en büyük acıları gibi gelen gençlik buhranlarımızı atlatmaya çalışıyorduk. Instagram üzerinden böyle bir etkileşim kurulamıyor ne yazık ki. Her şey reklam her şey ilgi aracı olmuş. Bu yüzden instagram hesaplarını takip etmiyorum.

2 Beğeni

Yayınevleri zaten bu tarz oyunlara başvurmaz, gerek duymaz. Ama diğer arkadaşlar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim :slight_smile:

Size yeni bookstagram akımı buldum geldim…



Kayıprıhtım hiç böyle atraksiyonlara girmiyor. Yazıklar olsun… Bi de utanmadan ortamlarda kitap okuyorum diye geziyorsunuz.

14 Beğeni

Buna varım ama tüm vücut boyama akımı başlarsa bana ters.

1 Beğeni

Nasıl bir kafanın ürünü bu olay? :joy: