İzlediğim oyun içi yayınlarında, bulmacalar çok zaman alıyor gibi geldi. Zorluğundan değil ama mekanda geçirilen vakit sanki baya uzundu. Oyun eğlencesine etki ediyor mu ?
Hocam bazı shrine’lar uzun sürüyor ama sıkılırsanız çıkıp gidiyorsunuz, shrine yapasınız gelirse dönüyorsunuz. Zaten hepsi optional bir yerde. Ama temple’lar uzun gelirse evet biraz sıkıntı. Ama şahsen bana çok öyle hissettirmedi temple’lar. Tadında bırakmışlar gibi geldi bana genelde, gerekiz uzun gibi hissettiğim sadece bir yer oldu (ağır spoiler: spirit sage görevi ).
Övünmek gibi olmasın ama Metal Slug’u ölmeden bitirenlerdenim. Çocukluğumun atari salonlarındaki zeton dayanmayan, açık ara en fazla oynadığım iki oyundan biri (diğeri Tekken). Hala çok severek oynarım.
Divinity Original Sin
Aylar önce 3 saat oynayıp çıkmıştım. Artık geri dönmeliyim dedim. Hareket puanlı savaş sistemi (satranç hissi veriyor) , oyundaki herkesin seslendirilmiş olması, herkesle takas yapabilme gibi özelliklere bayıldım. 40 saati geçtim ama oyunu düşünmekten ders çalışamaz oldum. Bayram tatili de sanırım 2. oyuna gidecek. Baldur’s Gate 3’ü iyiki 250₺ iken almışım.
İki oyunda gerçekten inanılmaz. İkinci oyunu oynarken Baldur’s Gate 3’ü bu arkadaşlar yapıyor diye hemen ön sipariş vermiştim.
Ben bu oyunun hikayesine bayıldım. Oynanışı pek yenilikçi değil ama hikaye efsane olmuş. Keşke oklu dövüş sistemi yerine Enslaved tarzı Hack’n Slash yapsalarmış daha güzel olurmuş. Bu hali ile de güzel ama dövüş sistemi sadece biraz alışma süreci istiyor.
8 ay önce PC’ye çıkacak diye, gittim sağlam bir PC topladım, sonra sadece PS5 Ex olduğunu görünce başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. 2024 ortasında PC’ye çıkacağını öğrenince, kurlarda başını almış gidiyorken daha fazla beklemeye gerek yok deyip, gittim PS5 aldım. Bunların hepsinin suçlusu FF. Bana bunları sadece FF yaptırabilirdi ve yaptırdı da. Pişman mıyım ? Asla…Yarın maceraya başlıyoruz.
FF serisi gerçekten çok kaliteli seri. Özellikle FF 7 ps 1’in Last of Us’dır. Ama yeni çıkan FFler düz koridorda yürüyüp bol bol sinematik izlediğin bir şeye dönüştü. Bundan 2 yıl önce FF7 oynarken hissetiğim şeyleri Remake oynarken hissedemedim. Sanki oyun her şeyi uzatmak için elinden geleni yapıyor gibiydi. 1 saat süren uzun koridorlar, 30 dk süren boss savaşları, zırtp pıt giten sinematikler, gereksiz dolgu malzemesi. FF 7 remake ile aramızda sevgi ve nefret ilişkisi var. FF 15’i hala oynamadım. FF 16 ise ancak pc çıkınca bakabilecem. Umarım FF 15 ve FF 16 daha iyi oyunlardır.
2 3 saat oynadım ff xvi yi, aslında oynamaktan çok izledim diyelim ve kuvvetle muhtemelen de sürekli izleyeceğim gibi. Oyun diye bir şey yok tamamen animasyon filmi.
FF oyunlarının ilk 10 saati böyle. Sonradan açılıyor ama yinede çok fazla sinematik olan bir seri. Yanlımıyorsqm bu oyunda 10-15 saatlik sinematik kasmışlardı. Böyle yapmalarının sebebi evreni tanıtmak ve karakterler ile bağ kurmayı sağlamak. Böylece biri ölünce oyuncuyu ekran başında ağlatmak.
Şahsen çok pişmanım. Ama bakalım ne görücez, hele bir tam konsantre olayım.
Hocam beklentiniz çok yanlışmış. Nerdeyse bütün ffler hikaye odaklıdır, 16da bu çizgide ilerlediği için benim ve çoğu fanın tam istediği oyunu çıkardılar. 15. Oyun mesela benim gözümde çöptür. Versus halinde aşık olup beklemiştim ve doğru dürüst hiç hikaye anlatımı olmayan yarım yumalak tamamlanmamış bir oyun olarak çıktı. Hikaye onemsemiyorsaniz direk onu oynamaniz daha mantıklıydı hemde plusla bedava olması lazım.
Ff16 için sizi kim kandırdıysa beraber onu suçlayalım Bkz ben 4 saat kadar oynadım ve bu sürede acayip sarıldım oyuna lakin performans sorunları ve tatil sebebi ile ara verdim sonra devam edeceğim
Hikaye ilginizi çekmiyor sadece combat ile ilgileniyorsanız ara sahneleleri geçenbilirsiniz. Ama bence oyunun açıldığı noktaya kadar bekleyin ondan sonrada sarmazsa dedigimi yaparsınız.
Ben de hayatımda ilk defa zelda oynuyorum. 40 saati aşkın oynama sürem var totk’da ve devam ediyor. Daha sıkılmadım. Hatta bir görevi yapacağım diye giriyorum ve orada ne varmış burada ne varmış diye diye keşfederek gidiyorum. Oyun inanılmaz keyifli ve sanki hiç bitmeyecek gibi geliyor.
Bir de uzun zamandır tps bir oyun oynamıyordum. Hamlamışım. Kalkan kullanmayı unutuyorum oyunda ama çok büyük bir sorun değil neyse ki. Çünkü silah çeşitliği ve silah kombinasyonlarıyla her türlü düşmanı dövebiliyorsunuz. Ayrıca güçlü düşmanı dövmek için de neden vermişler. Boynuzu düşüyor salahına takıyorsun ve daha güçlü silahın oldu. Oyunun haritası ise dopdolu. Burayı da boş geçmişlerdir diyorum ama hiç bir şey çıkmazsa korok çıkıyor. Oyunu öve öve bitiremeyeceğim açıkçası. Sistem olarak iphone 8’den daha zayıf bir alette bu oyunun çalışması mucize. Gerçekçi grafiklermiş sürükleyici hikayeymiş hepsi yalan. Saf oyun deneyimi vadediyor Zelda. Eksikleri muhakkak var ama artıları yanında göze çarpmıyor. Diğer stüdyolar bir gün eksik ve sağlam oyun çıkarırlarsa incelesin bu adamlar napmış diye.
Umarım Baldur’s Gate 3 çıkana kadar bitirebilirim (ama çalışma hayatında bu çok zor). Diğer yandan Starfield’a çok yükseldim ama herkesin daha oyun çıkmadan modcular toplar demesi hala komik geliyor.
Ara ara Zelda Botw oynuyorum, 50 saati devirdim.
Tüm kuleleri açtım, 1 tane divine beast yaptım, 20-30 tane shrine açtım ama divine beastleri mi bitirsem yoksa shrineları mı tamamlasam diye kararsız kalıyorum.
Oyunun oyuncuyu fazla özgür bırakması bir tık koparıyor motivasyonumu nedense.
Dört buçuk saat boyunca V Rising oynadım ama kendi adıma büyük bir fiyasko oldu. Diablo, Path of Exile, hatta ve hatta Torchlight ii tarzı bir şey özlemiyle biraz keyif alırım diyerek oyunu oynadım ama dinamikleri kesinlikle bambaşka, hiç hoşuma gitmedi. Oyunun feci derecede Valheim benzeri olduğunu söylüyorlardı ve ben zaten o oyundan da nefret etmiştim ancak bu oyundaki Diablo vs görüntüye aldandım.
Yani aslında tahammül edemediğim ve uğraşmak da istemediğim en basit birkaç şey şu: güneş doğduğunda güneş seni yakıyor ve bütün uğraşın saklanmakla geçiyor, bunun çözümü varsa ve ilerleyen bölümlerde gelecekse bile ben 30 küsur yaşındaki birisi olarak bundan usanıyorum ve daha seri bir ilerleyiş istiyorum. Bir diğeri, kaleni kur demesi ama bunun nasıl olacağıyla ilgili detayları senden saklaması, işi zorlaştırması. konu yine aynı yere çıkıyor, bu yaştan sonra “sana sırlarımı vermeyeceğim, keşfetmen deneyip bulman, yahut youtube’da oturup izlemen lazım” diyen bir şeye alışamadım. ve son olarak son yıllarda popüler hale gelen “ölünce eşyalarını kaybetmen”, belli bir save noktasına dönememen sebebiyle içim kıyıldı iyice ve oyunu silerek çıktım.
- saatimdeki witcher 3’e geri döndüm böylece.
Ben de Zelda - Tears of the Kingdom oynuyorum. 150 saatten fazla oldu. Üstteki yorumlardaki her şeye katılıyorum. Yapacak şeyler asla bitmiyor ama bu sıkıcı bir ortam yaratmıyor. Yeni araç oluşturma mekanikleri ise beklediğimin çok çok üstünde bir katkı sağlamış. Ama tabii YouTube’da insanların neler yapabildiklerini görünce oyunun hakkını veremiyormuşum gibi geliyor. Hatta oyunun başka alanlarında da böyle hissediyorum ama nihayetinde herkesin kendi tarzında oynayabileceği bir ortamın olmasının güzelliği de bu. Bu arada istifçi oyun mantığıyla tüm görevleri ve oyunu bitirdiğimde elimde kullanmaya kıyamadığım bir sürü şey kalacak ama napalım, huylu huyundan vazgeçmiyor
En son God of War Ragnarok oynasam da yine 2018 God of War’a döndüm, yeni oyun beni pek sarmadı.
Gündüz okyanusu keşfedip balık avladığınız, akşam ise Sushi restoranı işlettiğiniz gayet rahatlatıcı bir oyun.
Dün Steam ana sayfamda belirince kendisinden haberdar olduğum oyun. Videoları ve incelemeleri hoşuma gitti. Alıp denemeyi planlıyorum.