Hiç dert değil Melih. İstediğin oyun olsun. İş çıkışı bu tarafa gel.
Koz maça, 104, ihaleli batak vs. Bunlardan birini oynarız.
Hiç dert değil Melih. İstediğin oyun olsun. İş çıkışı bu tarafa gel.
Koz maça, 104, ihaleli batak vs. Bunlardan birini oynarız.
Rıhtıma bunları programla koysalar oynarız. Tutar bence
İlginç bir şekilde 2018 deki oyununu çok sevmeme rağmen Gow Ragnarok’a başlayamıyorum. Ben bu oyunu çıktıktan 3 ay sonra almıştım. Bazı oyunlara başlaması zor olabiliyor. Tekrar oynamak için başına oturduğum dönemde de bu sefer ps3 dönemi bir kere Online’ına baktığım gta 5 online a sardım. Evet biraz geç oldu.
Ben online oyuncusu değilim. Lakin gta5 online öyle değilmiş. Diğer oyuncuların olmadığı sunucularda tek başına da oynayabiliyorsun. Bazı görevler hariç zor olsa da tek başına görevleri yapabiliyorsun. Ve bundan keyif aldım.
Kosatka al dediler onu aldık. Para kazanmanın ana yolunu bulduk.
Bir görev serisi bitirdim. O freakshow elemanlarının sonunda bana süper bir lüks araç verdi. Zırlı araçlar ve envai çeşit araç ev ve işletme var.
Keyifli bir deneyimmiş ve insanların gta online çılgınlığını sonunda anlayabildim.
Resmen hayalim. Ben de şöyle en az 2 sene oyun oynamaya ara vermek istiyorum. Ama kütüphanede oynayacak yüzlerce oyun olduğundan bir türlü bırakamıyorum. Steam yaz indirimleri çok tehlikeli bir şeydi. Resmen 5 tl’ye onlarca oyun aliyorduk. Allah’tan steam dolar kuruna geçtide bu illeten kurtulduk.
Unavowed’a başladım. Urban Fantasy temalı çok güzel bir Point & Click adventure oyunuymuş. Görselleri, hikayesi, seslendirmesi falan beklediğimden çok daha üst düzeyde. 3 Farklı origin hikayesi eklemeleri de çok güzel düşünülmüş…
Microsoft Store’da geçenlerde 16TL’ye düşmüştü. Steamde 8 dolar fakat MS Store’daki oyunu güncellememişler, MS Store’da v0.8, Steamde v1.2 güncellemesi çıkmış. Haliyle teknik bazı problemleri var ama oynanıyor.
3.oyunu gamepasste denk gelince yakın bir süre önce bitirmiştim. Genel olarak hoşuma gitmişti ama sonlara doğru sıkılmıştım. 5.oyun yıllar önce ilgimi çekmişti. Bir süre sonra ona başlayayım diyordum ama 4.oyuna da bir şans veresim geldi. 3 zaten remake 5.oyun da ondan bir süre önce çıkmıştı daha güncel duruyor ama 4.oyun görsel olarak pek içine çekmemişti.
Beklentileri düzgün tutmak önemli. Dörtte beni çeken karakterler ve karakterlerin birbirleriyle ilişkileri oldu. Mesela üçte mitsuru hiç lise öğrencisi gibi mi? Junpei ve kısmen Yukari, aigis hikayesi haricinde karakter hikayeleri zayıf. Biri köpek diğeri de çocuk zaten ekiptekilerin. Karakterlerin birbiriyle ilişkisi desen akşam yurttaki birkaç konuşma. Event desen aigis ile tanıştığın kısım ve kyoto kısmı haricinde yok. Bu kısmı linked episode kar ile reload ile kapatmaya çalışmışlar ama o da sonradan yama olduğu için olmuyor. Üçüncü oyun sırtını büyük oranda ana hikayeye dayıyor. Bu da dolunaydan dolunaya ana hikaye peşinde koşmaya dönüp sıkabiliyor. Tabi ben bu eksiklikleri ancak dördüncü oyunu oynadıktan sonra farkettim orası ayrı Dördüncü oyunla karakterlerin birbirleriyle ilişkileri, sonuçta 15- 17 yaşında olduklarından saçmalamaları, özellikle ana ekiptekilerin kişilikleri vb şeyler asıl ilgimi çeken. Ama uyarımı yapayım oynayacaksan kesinlikle rehber kullan kendi başına birçok şeyi kaçırırsın.
Üçe o kadar laf ettim şunu da buraya bırakayım. Bazen ufak dokunuşlar oyunları daha güzel yapar.
Persona serisinden çok büyük bir beklentim yok. O yüzden öyle aman aman birşey bekleyip hayalkırıklığı yaşanacak bir durum olmaz.
------Spoiler-----
Mitsuru bildiğin 50 yaşındaki kadın olgunluğunda bir karakterdi. Dediğin gibi junpei ve yukari liseli gibiydi. Persona 3 ün sevmediğim şeylerden biri zaten karakterlerin aşırı japon stereotip karakterler olmasıydı.
Junpei klasik zeki olmayan esprili arada küçük düşen karakter.
Diğer adını hatırlayamadığım erkek yakışıklı karizmatik karakter
Mitsuru aklı başında karakter.
Aigis çocuk karakter ve köpek beni baştan iten karakterlerdi. Aigis ile yine iyi kötü stereotip klasik karakter olsa da bir bağ kuruluyor ama köpek ve çocukla bir kere bile oynamadım.
Zaten oyun sabahları ve akşamları 3 ana özelliği yükselt sonra önemli karakterle bağ kur şeklindeydi. Mitsuruya yürümek için uğraştım. Sonunda bağı fulledim lakin çokta matah değildi.
Tartarus kısımlarından uzun süre zevk aldım lakin 254 kat mı vardı hatırlamıyorum ama bir süre sonra sıra tabanlı sistem sıkıyor.
Anime izleme modum oluyor. Bu her zaman olmuyor. Senede 11 ay anime dahi görmek istemem. O döneme denk getirip oynarım.
Steam Next Fest kapsamında gözüme çarpan ilk birkaç oyunun demosunu indirip baktım.
The Precinct şu an pre-alpha versionunda. Benim American Fugutive’e benzettiğim, açık dünya izometirik bakış açısından polislik yaptığımız bir aksiyon oyunu. Soygunları engelleme, araçla suçluları yakalama, trafik cezası kesme, vandalları durdurma, helikopter ile takip yapma gibi çeşitli görevlerimiz var. Bunu oyuncuyu sıkmayacak şekilde ne kadar çeşitlendirebilecekler merak ediyorum.
Keep Driving farklı bir deneyim sunuyordu. Arabamızla bir yerden bir yere giderken yolda farklı durumlar ile karşılaşıp, bunları kağıt oyununa benzeyen mini-game ile çözerek gideceğimzi yere yorulmadan veya benzinimiz bitmeden gitmeye çalışıyoruz. Arabamıza alabildiğimiz nesler ve modifiyeler ile bir nevi envanter yönetimi tarafı da var. Benim hoşuma gitti, değişik…
Stone Of Madness, 1700’lü yılların sonunda tutsak olarak tutulduğumuz yozlaşmış bir manastırdan kaçmaya çalıştığımız, commandos benzeri taktiksel strateji oyunu. Ana temanın savaştan ziyade din ve inanç temelli olması hoşuma gitti. Takip listeme aldım.
Mandragora’yı çok beğendim. 2.5D Souls-Like bir metroidvania oyunu. Grafikler, atmosfer, animasyonlar, skill çeşitliliği vs. çok güzel olmuş. Bunu takip listemin başına ekledim. Çok uçuk bir fiyattan çıkmaz ise kesinlikle alacağım.
Gris oyunun yapımcılarından çıkan yeni oyun NEVA’yı oynadım ve dün bitti .
Şunu diyeyim bence bu yılın indie oyun ödülünü bu alacak .O nasıl bir arka plandı o nasıl bir görsellikti resmen nutkum tutuldu
ağırlıklı olarak warframe oynuyorum.
2 güne Age of History 3 geliyor
9 güne Path of wxile 2 geliyor
İkiside ücretsiz.
Path of exile takılmak istiyen varsa eşlik edebilirim
Uzun bir yolculuk başlıyor…
Kirby And The Forgotten Land
Aslında oyunu 5-6 ay önce 2 saat civarı oynamıştım ama sorun Mario Odyssey’den hemen sonra oynamaya çalışmaktı. hayal kırıklığıyla, farklı beklentilerle geçen 2 saatin ardından bıraktım ve geçen gün yeniden bir şans verdim. Beklemediğim bir şekilde aşırı eğlendim, oyun sonlara doğru özellikle şaşırtıyor zorluk açısından. (Oyunları doğru zamanda ve kendi iç mekanikleri ile değerlendirmek açısından bana tecrübe oldu)
Mini Motorways
Yol tasarladığımız, trafik ağı kurduğumuz bir oyun, arkada podcast, müzik vb. ile çok güzel akıyor. Başlarda her şey güzel giderken bir süre sonra kaos yaşanabiliyor, İstanbul trafiğine dönebiliyor ortam.
(onlarca şehir var oyunda ama İstanbul yok geliştiricilere sesleniyorum ekleyin lütfen. )
Pikmin 2
Gerçekten sevmek için uğraştığım pikmin 1’in ardından 2. oyun istediğim her şeyi sunuyor, ilk oyunda zaman sınırı olması tüm zevkimi baltalıyordu. Zaman sınırı olan oyunlarda yetiştirebilecek miyim acaba? Stresini yaşamaktan oyundan zevk almayı başaramıyorum. Pikmin 2 mağaralarda zaman sınırını kaldırmış, mağaralar yerinde bir zorluk sunuyor ve 2 yeni pikmin de güzel eklentiler olmuş. Daha bitirmedim ama şu anlık güzel gidiyor.
olur oynanır PoE2 gireriz.
Dungeons Of Hinterberg’e başladım. Oynanış olarak Zelda’ya fazlaya öykünmüş, aksiyon haricinde kalan sosyal kısımlarda Persona’lardan izler taşıyan bir dungeon crawler oyunu. Cel-Shaded pop art stilindeki görselleri hoş gözüküyor. Yanlız kendini fazla tekrar ediyor ve dungeonlardaki puzzlelar dahil oyunun genel zorluk seviyesi çok düşük. Modern kölelere yaranmak için salak saçma woke diversity işlerini gözeteceklerine oyuna bir seslendirme yapsalarmış ortaya daha güzel bir iş çıkarmış.
Gamepass’de var.