İşte titreme olayı Logitechlerde daha çok oluyormuş. Force feedback dediğimiz olay.
Nintendo maalesef bana hitap etmiyor. Evet fanı çok, seveni çok ama grafik ve oynanış açısından beni tavlayan bir yapımı yok. Geçen gün switch 2 lansmanını izledim. Adamlar sanki sadece ekranı büyütmüş gibi geldi. Onun dışında yine oyunlara bakıyorum aynı tat, aynı tarz, aynı grafikler. Bellllki bir ihtimal steam deck alırım diyordum ama sanırım o ihtimale de uzağım artık.
Benim ana karakterimde kadındı
Nasıl Unreal 5 cidden o kadar bariz Creation Engine görüntüleriki sen söyleyene kadar araştırma gereği bile duymadım. Birde ikiside Microsoft çatısı altında stüdyo diye.
Filmler, diziler, oyunlar kötü senaryolarını başka olayların altına saklamaya çalışıyorlar. Bu bugün SJW yarın başka bir şey. Bir şey çok abartılır ve her şey göze parmak yapılırsa bir itici gelme durumu oluşuyor. Sonra bu nefrete dönüyor. Filmlerde daha öncede bir sürü siyahi vardı ve zorlama filme yedirilmiyorlardı. Daha öncede göreceli çirkin adedilen kadınlarda vardı mesala Tilda Swinton ve oyunculuğu mükemmel birisi…
Ülkemizde, bu ihraç sorunların yayılma yeri bence Youtube. Ben Youtube un artık yozlaştığını düşünüyorum. Kimsenin işini düzgün yapmadığı, özensizlikle dolu, ana avrat küfür edip sonuçlarına maruz kalmayan, disilpini olmayan bir yer.
Bir işten para kazanıyor ve vergisini ödüyorsan belirli sorumluluklarının olması gerekiyor.
(Bu arada ilk görselini attığın karakter fena değil, senin güzellik anlayışın baya esnetik bir zarifliğe sahip gibi geldi :D)
Mandragora’nın Steam Nextfest’de demosunu oynamış feci beğenmiştim. 40$'dan çıkınca mecbur erteleyecektim ama Microsoft Store’da yanlış fiyatlandırma ile 110 TL’ye satıldığını görünce hemen alıp başladım
Mandragora 3D tasarıma sahip bir 2D Soulslike oyunu. Eksikleri var ama updateler ile düzeltilir gibime geliyor. Blasphemous sevenler mutlaka bir baksın.
Nasıl ilk izlenim. Ben artık gece.
2 gün önceden önyükleme yapınca dün gece direkt saniyesi saniyesine girebildim.
İlk izlenim beklediğimden de harika grafikler. Arayüz tamamen Türkçe. Çok kısa bir süre oynayıp kapattım.
Yok ben bu anlatımdan tatmin olmadım diyorsan , bu oyun için haftaya yıllık izin aldım, öyle diyim.
Hahaha ben kitap okumak için yada oyun oynamak için izin alıyordum da millet benle aklı sıra dalga geçiyordu demek ki tek değilim. Neyse oyunu çözelim de beraber oynarız.
Evet evet takımı kuralım.
Şimdi de sabahtan beri direksiyon bakıyorum ama işin içinden çıkamıyorum.
Benim hanım çok istiyor da yer yok malesef. Ama oyun çok sararsa ve sen bir adet alıp deneyip beni almaya ikna edersen neden olmasın.?
Ben kendimi çözebilsem seninle uğraşırım zaten de, ben kendimi çözemedim.
İlk önce Logitech G29 bakıyordum ki, diyordum bu zaten kraldır. Sonra bunun çark sistemli olduğunu, geribildirimleri hakkıyla vermediğini, çark olması sebebi ile çok gürültü çıkarttığını ve en iyisinin kayış sistemi olduğunu öğrendim.
Daha sonra çok övülen thrustmaster T300 ü araştırdım. Bu cihazda geribildirimler oldukça iyiymiş. Kayış sistemiyle çalışıyor. Tam bugün vatan’da indirime girmişken ve gözümü karartmışken izlediğim bir videoda “kayış sistemi iyidir güzeldir ama çok ısındığında kayış ısınır ve genleşir. Bu da oynayışı etkiler. En iyisi direksiyona doğrudan bağlanan directdrive sistemler” demez mi?
Hadi ona da baktık, vatan’da thrustmaster t598 diye bir ürün bulduk ama ürün dair hiç inceleme videosuna rastlayamadım. Kimse bu ürünü alıp da inciğini cinciğini çıkartmamış.
Sonuç olarak eğer düşünüyorsan hazır Vatan’da indirim var iken Thrustmaster T300 modeline bak derim. Ben şu an gelip gidiyorum.
Ayrıca sadece Forza değil. Şu an eş zamanlı The Crew Motofest ve Gran Turismo’da oynuyorum. Onlarda da direksiyonu kullanmak istiyorum.
Animasyonları ve müzikleri muhteşem, grafikleri çok iyi, oynanışı ise türüne özgü bir oyun olmuş.
Hikayesi için fikir belirtecek kadar deneyim sahibi değilim ama çoğunluk beğenmiş gibi duruyor.
Ben de bugünlerde bunu oynuyorum. Oyunu çok beğendim, daha ilk 5 saatini falan oynadım ama şimdiden favorilerimden olacak gibi duruyor.
Görsellik aşırı güzel, en son sanırım Alice Madness Returns oynarken bu kadar ağzım açık etrafa bakmıştım. Müzikler de çok güzel, biraz Nier’ı (Automata olan değil düz Nier) andırıyor ama Fransız operacı abla vibe’ı ile. Çok hoşuma gitti şahsen.
Oynanış da persona’yı andırıyor, beğendim ama parry olayından nefret ettm. Ben parry olayını sevmediğimden/beceremediğimden Sekiro’yu oynamamış insanım. Çok tadım kaçtı. Zorluğu düşürdüm bu sefer de dövüşler çok kolay. Canım sıkkın.
Ama her köşesini özene bezene yapmışlar valla. Mesela rastgele bir örnek: bir yerde piyano buluyorsunuz. Piyanoya yaklaşınca müzik susuyor, siz çalamasanız da tıngırdatabiliyorsunuz. Küçük saçma bir detay ama birisi “buraya gelince müzik sussun” diye düşünmüş ve yapmış mesela, çok hoşuma gidiyor böyle işler.
Bitirince tekrar dönerim muhtemelen. Ama şu ana kadar oldukça zevkle oynuyorum.
XBox Game Pass’te ücretsiz olarak gördüm ve indirdim. Terapi gibi oyun. Her gün bir bölüm oynayarak suç mahalli temizliyorum foşur foşur. Öneririm Her bölümde temizleyip kanıt buldukça suç perdesi de aralanıyor, bir nevi hikayeyi de çözmüş oluyorsunuz.
Abi akşama gelicem, bu ara diablo canım çekti de az. Bu akşam 9dan sonra onlinem.
Artık uzun soluklu oyunları oynamak istemiyor canım daha çok kısa ve hızlı sonuçlanan oyunları seçiyorum.
Army men soldiers war
Gibi kısa ve İnternetsiz olması cazip geldi.
Bir savaş oyunu
Mandragora bitince hemen çıkmasını çoktandır beklediğim Clair Obscur’e başladım. Birkaç gündür oynuyorum. Turn Based olduğu için benim için kafadan 3-0 önde başladı
Oynanış mekanikleri olarak Parry ve Dodge hayli önemli olmuş. Parry veya Dodge yapmadan mini boss tipi ağır abileri geçemiyorsunuz. Örneğin ACT1’in hemen başlarında bir tane mini boss vardı. Parry veya Dodge yapmadan onu yenmeniz imkansız, tek atıyor çünkü Pictos denen Trinkletler combat kısmının ana altyapısını oluştutuyor. Doğru pictosları kombinlemek ve ona göre bir dövüş stili belirlemek çok önemli.
Hikayesi hayli ilgi çekiciymiş. Feci duygusal bir giriş yaptı Ben bir süredir ilerde neler yaşanacağını, hikayenin nereye bağlanacağını merak ederek bir oyunu oynamamıştım.
Karakterler genel olarak çok hoşuma gitti. Ana karakterimiz Gustav, Robert Pattinson’a hayli benziyor Diyaloglar çok doğal yazılmış ve seslendirilmiş. Herşeyden öte hastalıklı ideolojilerin propogandalarını yapmamaları günümüzde cidden bulunmaz nimet. Sırf bunun için bile girip bi bakılır.
Beğenmediğim kısımların başında şimdilik düşman tasarımları geliyor. Hepsi olmasa da karşılaştığım çoğu düşman yapay zeka tarafından rasgele tasarlanmış gibi duruyor. Ben bu kadar başı kıçı belli olmayan tasarımları sevmiyorum.
Ben maalesef bu akşam off