Baldur’s Gate2 tahtında sallayacak bir crpg göster deseler aklıma ilk gelecek oyunlardan oldu artık. 105 saat oynadım yaklaşık üçte ikisi bitti.
Bir crpg de ne arasanız mevcut. Ama en sevdiğim tarafı Game of Thrones havası oldu. Fantastik evrenlerde geçen rpg oyunları arasında Witcher dışında politika, insanların ve ırk-şehir-ülkelerin birbirleriyle ilişkileri gibi konuları işleyip bunları sunan oyun azdı ki Witcher da bile daha öznel bir anlatım var. Pathfinder ise sizi maceracı bir kahraman olduğunuz kadar bir de sorumlu bir yönetici olarak bu tarz olayların ortasına bırakıyor.
Divinty 2 de 100 saat oyun süresinden sonra özellikle son chapterlara yaklaştıkça çok sıkılmıştım. Pathfinder da ise gram sıkılma yok. Bu hissi en son aldığım oyunları da yazayım: Baldur’s Gate, Planescape Torment, Fallout2, Neverwinter Night Mask of the Betrayer.
Şu sıralar bir kaç oyunu aynı anda oynuyorum.En son Resident Evil 2 başlamıştım ve bitirmem 2 gün sürdü.Gerçi oyunun second run olayı falan var ama çok bir yenilik yok gibi geldi.İleride oynarım belki.
Oyuna gelirsek çok başarılı buldum.Beni Pc’nin başına kilitledi.Oynanış müthiş keyifli, vurduğunuz merminin kontrolünün sizde olduğunu hissediyorsunuz.Merminin düşman üzerinde bıraktığı fiziksel etkiler de çok iyi kotarılmış.Gerçekçi duruyor.Zaten oyunun fizik motoru da baya güzel gözüküyor.Belki karakter duygularını yansıtma konusunda bazen yetersiz kalıyor diyebilirim.
Oyundaki haritalar da kaliteyi arttırıyor.İlk bölümlerdeki karakol labirent gibi sizin onu çözmenizi bekliyor ve keşif güdüsünü destekliyor.Mekanlar gergin ve kapılar açılmadıkça sıkışıklık hissi gerginliği arttırıyor.Anahtarları,önemli eşyaları buldukça da oyun sizi ödüllendiriyor neredeyse kendinden eksiliyormuş gibi verdiği cephane ve sağlıkla.
Bir de Final boss’dan ziyade o karakolda sürekli peşimde biten Tiran’dan gerildim.Her attığım adımda panik oldum acaba peşimde mi diye.O şekilde sinematik olarak değil de gerçekten yaşayan bir karakter olarak korkutuculuğunu arttırdı oyunun.Çok başarılı kullanılmış bir karakter amaç korkutmaksa.Senaryo pek iyi diyemem ama tabi oyun eski oyunun Remake’i olduğu için o yıla göre başarılı.Bana baya keyifli ve gergin saatler geçirtti.
Şu aralar arkadaşlarımla COD Warzone oynuyoruz. Oyun PUBG’den kat kat güzel. Mekanikler ve grafikler gayet hoş. Oyunun tek sıkıntısı 8 gb ramın oyuna yetmemesi, oyunda fps düşmesi yaşayabiliyorum. Umarım bu sorunu çözerler. Yine de güzel oyun, tavsiye ederim.
Az önce Mafia III’ü bitirdim. Oyun resmen bir ders niteliğinde. Nasıl hikayeye giriş yapılır? Mükemmel. Nasıl çarpıcı bir son yazılır? Mükemmel. Nasıl ilgi çekici karakterler kurgulanır? Mükemmel. Geri kalan her şey sınıfta kalmış. 50 saat sürmüş bitirmem, biraz da collectible hastalığım var. Başlangıç 3 saati ve bitiş 2 saati dışında, hayatımda bu kadar tekrara düşmekten kurtulamamış bir oyun görmedim. AC serisi çok eleştirilir tekrar yönünden onda bile sıkılmadan her pc başına oturduğumda oyunun logosuna tereddüt etmeden tıklayabilmiştim. Bunda oyunu açarken bile elim gitmedi, bitsin de gidelim diye oynadım.
Sırf şu tekrarlanan görevler meselesini çok duyduğum için hiç el atmadığım bir oyun Mafia 3. Doğru bir karar verdiğimi her yeni yorumda daha iyi anlıyorum
@_restlessness zamanında The God Father 2 oyununu oynamıştım aynı Mafia 3 gibiydi. Mekana saldır, mekana saldır ve mekana saldır Mafia 3 oynamadım ama herkes görevleri tekrar ediyor diyordu. Bende videolarına falan bakıp almamaya karar vermiştim.
Aynısını Mad Max’te yaşadım. Sanki çok fazla görev çeşitliliği varmış gibi duruyor ama aslında hep aynı şeyi yapıyorsun. Üsse saldır, hurda topla. Mağarayı bas, hurda topla. Adamları döv, hurda topla.
Çok büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Oyuna 7 vermiştim Oyungezer Online’da. Sonra bir puan da Enis kırmıştı. 6’yı gören beni linç etmeye geliyordu yorumlara
Ana görev değilde yan görev gibi oluyor bu da insanları ister istemez sıkıyor. Ama bence Mafia 3’ te GTA havası var.Mesela giden arabadan atlayabiliyorsun falan. Bunlarda hep eksisine yazıldı.Eski Mafialarda araba tam durmadan inemiyorduk,daha gerçekçi kılıyordu.Özellikle ben Mafia 1’ de istasyondan arabaya benzin almayı çok seviyordum Bu arada Mafia 2 Remasted hali gelecekmiş diyorlar.İnşallah doğrudur.
FM 05 oynuyorum. Dönem dönem ara versem de ufak boyutu ve nostaljik futbolcularla güzel günler geçiriyorum. En son Club Brugge yi yönettim, şampiyon yaptım. Bir sonraki sene Şampiyonlar liginde tutunamayınca hevesim kaçtı. Yakın zamanda Manchester la oynayacağım. Scholes-Roy Keane-Giggs efsanelerinin yanında kanatta genç Ronaldo ilerde Rooney ve Nistelrooy ile ortalığı kasıp kavurmak istiyorum. Zidane-Beckham-Ronaldo lu Real Madrid ve Ronaldinho-Xavi-Etoo lu Barça ya karşı şampiyonlar ligi şampiyonu olmak istiyorum.
Bioshock’u dün bitirdim. Playstation da var bende fakat fps olunca tadım kaçmasın diye bilgisayarda oynadım bu oyunu. Atmosfer, senaryo, kurgu, silahlar, şu plazmid denen skill sistemi vs. çok hoş olmuş. Oyunun senaryosu gereği hiç yeryüzüne, gün ışığına çıkamamak ara sıra beni sıksa da çok keyif aldım. Oyunun karanlık bir teması var ama göze sevimli de geliyor. Garip. Biraz ara verip ikinciye başlarım.
Hearthstone’a tekrar sardım bu ara. Yeni gelen Demon Hunter sınıfı da uzun zamandır bekleniyordu. Dengeleme geldikten sonra biraz meta yerine ve güzel desteler ortaya çıkar
İki ilginç bağımsıza sardım bu aralar. Geceleri, çeviriden sonra onları oynuyorum.
Birincisi Kunai adında bir metroidvania. İnsanların yok olduğu, iyi ve kötü robotların kıyasıya savaştığı bir dünyada geçiyor. Biz tablet kafalı bir robotu canlandırıyoruz oyunda. Kendisi çok şirin suratlı, eblek bir şey Şapşal şapşal gülüyor, dilini çıkarıyor falan… Ama aynı zamanda da epey ölümcül. Ninja silahlarını kullanabilen tek robot bizim tablet. Ninja yıldızı, katana, kancalı ip gibi şeyler kuşanıp düşman robotların canına ot tıkıyor.
Oyun metroidvania olduğundan ilk başta her yere gidemiyoruz. Yeni silahlar bulup yeteneklerimizi geliştirdikçe haritanın diğer köşelerine erişebilir oluyoruz. Toplanabilir bir sürü sandık, şapka vs de var. Boss savaşları da epey ilginç. Hollow Knight ya da Ori ayarında değil elbette ama bu tür oyunları seviyorsanız bir şans verebilirsiniz. Ücretsiz demosu da var Steam’de.
Diğeri ise Annie. Resident Evil ve Alan Wake karışımı, tepeden görünüşlü bir macera oyunu. İlk dakikalarda aksiyon neredeyse hiç dinmiyor. Öyle ki hemen sizi ekranın başına çivileyiveriyor.
Mutant yengeçler insanları ele geçirip onları zombiye çeviriyor oyunda. Biz de Annie ve polis nişanlısı Jack’i yöneterek bu kıyamette hayatta kalmaya çalışıyoruz. İlk başta Jack’le oynayıp Annie’yi korurken birkaç bölüm sonra ikilinin yolları ayrılıyor. Bu sefer de Annie ile Jack’i bulmaya çalışıyoruz.
Silah ve mekân çeşitliliği, boss savaşları, atmosferi, hiç dinmeyen aksiyonuyla beni şaşırttı. Bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. Ama diyaloglar yerlerde ne yazık ki. Gerçi etrafta ateş edebileceğiniz bir şey olduğu sürece bunu pek umursamıyorsunuz.
Ufak tefek hatalarına rağmen ben epey beğendim. Fiyatı da bayağı uygun.
Bir de Oyungezer için Iron Danger’ı inceliyorum. Ama onun hakkında bir şey yazamıyorum tabii Hiç fena değil diyeyim sadece.
Bu aralar Call of Duty Warzone’a sardım, kendisi mobil dışında oynadığım tek battle royale. Arkadaşlarla girdiğin zaman çok keyifli oluyor oyun, yalnız tek problem var o da aimimin kötü olması. Biraz kendimi geliştirmem lazım.
CoD Modern Warfare indirime girerse onu da almayı düşünüyorum, 5v5 8v8 güzel gider gibi duruyor. Mobil oyunundaki death matchler çok zevkli.
Warzone’da eğlencesine beraber oynamak isteyen varsa ekleyebilir. Not: Acemiyim.
PSN ID: Oyption
Activision ID: Oyption#8587797
Fallout sevenlerden olupta fallout’un yeni oyunlarında istediğini bulamayan bir kişi olarak severek oynuyorum. Karakter buildlerinde bazı gereksiz statlar bulunması gibi sorunlar haricinde baya iyi bir oyun. Atmosfer ve hikaye olarak fallouttan daha fallout diyebilirim. O kadar kaptırdım ki her şeyi yapmaya çalışıyorım. Bu tarz bir oyunlar arasında nadir türkçe oyunlardan birisi ayrıca.
Edit. Widget koyacaktım ama başaramadım.