Bu Ara Hangi Oyunu Oynuyorsunuz? 🎮

Teşekkür ederim. Evet her köşe başında kıyım var. Triss’e cadı avcılarının mekanını bastığımız görevde sahiremizi işkencecilere numaradan da olsa bırakamadım. Bütün herkesi kestim. İkinci oyunda da Yennefer’den vazgeçemeyeceğim gibi ama Triss çok tatlı konuşuyor. :pensive:

1 Beğeni

Önceki iki oyunda Triss’i hep gözümüze soktukları için ilk seferde Triss’i seçmiştim ama içime sinmedi diye Yennefer’ı seçmek için bir kez daha oynadım. Ondan sonra ne zaman başlasam bu sefer Triss diyorum ama hep Yennefer’a gidiyorum :slight_smile: Hak verdim Geralt’a yani gerçekten bir büyüsü var kadının. Bu arada iyi yapmışsınız bırakmayın güzel sahireyi. :grinning:

2 Beğeni

Ben de arkadaşlar oynarken Triss’i seçin diyorum ama tekrar oynasam yine Yennefer seçerim herhalde. :confused:

Edit: Hakkını yemeyim Ves de sağlam karakterdi.

3 Beğeni

Bence bırakmalıydınız. Yeni görevler casus ve sonrasında suikast için Menge ile muhabbeti uzatmak gerekiyor.

Toplam oyun saatim bir Witcher 3 etmiyor olabilir. :slight_smile:

resim_2021-02-23_222510

5 Beğeni

Maşallah hocam kaç kez bitirdiniz acaba.Triss çok güzel napayım kılına zarar gelsin istemedim. Muhtemelen hiçbir şey olmayacaktı ama olsun. Axii kullandım tabi kalabalıkta olunca hop kardeşim napıyosun sen dediler. :confused: Suikast için Dijkstra teklif yaptı onunla devam edeceğim normalde krala suikast benim işim değil diye yapmazdım ama şehrin hali iyice beter oldu. Bunun gözünü oydurduğu sahireyi Radovid’e satmadığım için paramı da vermedi. Ateş ulusunu ortadan kaldırma vakti geldi.

Oyunu alternatif sonlar ile galiba 3 - 4 defa bitirdim ama oyunda esas vaktimi alan alternatif kararlarda neler olacağını görmek için her görev öncesi kayıt edip aynı görevleri 2-3 kez oynamam ve tüm haritayı dolaşıp ne var ne yok etkileşim içerisine girme arayışımdı. Öyle bir amacı olmayan şeylerle de çok uğraştım örneğin dua edince havanın değişmesi gibi.

Ayrıca Nexus modların bazılarını kurarak da oyunu oynadım. :slight_smile:

Gerçi oyunda çok mantık hatası var ama kitaplar olsun oyun olsun hikaye olarak çok sevdiğim bir dünya olması nedeniyle Witcher 3 ve eklentileri ile çok vakit geçirdim.

4 Beğeni

Bende çoğunlukla yağmur yağıyor. Dua olaylarına bir baksam fena olmaz sanırım. Haritadaki bütün soru işaretlerine gitmeyi en son AC:Origins’te denedim ama beceremedim. Witcher 3’de yapabilmek için hala umudum var.

1 Beğeni

Runaway: A Road Adventure - Yıllardır Bitiremediğim Macera Oyunu

Size de oluyor mu bilmiyorum ama bazen bir oyuna hevesle başlıyorum fakat bir süre sonra araya bir şey giriyor ve yarıda bırakmak zorunda kalıyorum. Sonra aradan yıllar geçiyor ve bir kez daha deniyorum şansımı. Ancak talih bir kez daha yüzüme gülmüyor ve maalesef yollarımız bir kez daha ayrılıyor aynı oyunla. Gel zaman git zaman bu durum aklımın bir köşesinde, “O bitiremediğin oyun hâlâ seni bekliyor, biliyorsun değil mi?” diye yer ediyor. Beynimi kemirip duruyor sistematik bir şekilde.

Runaway: A Road Adventure bu başlayıp da bitiremediğim oyunlardan birisidir benim için. 2001 yılında İspanyol Pendulo Studios tarafından PC için geliştirilen oyun, klasik bir macera oyunu aslına bakarsanız. Bulmacaları çözmemiz ve ana karakterimiz Brian Basco’yu içine düştüğü güç durumdan çıkartmamız gerekiyor altı üstü.

Runaway’de farklı haritalardaki ilginç mekanlarda belirli eylemleri istenen sırada gerçekleştirmeniz gerekiyor. Örneğin görseldeki sahnede karakterimiz Brian’ın Mama Dorita’yı görebilmesi için Oscar’ı ikna etmesi gerekiyor. Bakalım siz Oscar’ı buna ikna edebilecek misiniz?

Bilindik Macera Oyunu Mekanikleri

Macera oyunu denilince akla belli başlı klasikler gelir hemen. Sanitarium, Monkey Island ve Grim Fandango gibi… Runaway: A Road Adventure birçok açıdan LucasArts macera oyunlarını anımsatan bir yapım. Sanat tasarımında, esprilerinde, gerekse de oyun mekaniklerindeki esinlenmeleri hemen hissediyorsunuz.

Nedir peki bu esinlenilen mekanikler? Bulmacaları çözmek için point & click olarak tabir edilen; ekrandaki nesneler, karakterler ve çevresel elementlerle etkileşime girdiğimiz mekaniklerden bahsediyorum.

Runaway bu alışık olduğumuz macera oyunu mekaniklerini, eğlenceli ve sürükleyici bir hikâyede, şirin grafiklerle bize sunmaya çalışan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Runaway’in ana hikayesi, Brian ve Gina’nın ipuçlarını izleyerek içine düştükleri gizem perdesini aralamaları ve peşlerindeki kötü adamları alt etmeye çalışmaları üzerinde ilerliyor.

Peki Beni Runaway’a Çeken Şey Neydi?

Dürüst olmak gerekirse benim bunca yıldır Runaway’i bitirmek için verdiğim savaş oyunun çok iyi oluşundan kaynaklanmıyordu. Benim için bir hesaplaşma haline gelmişti bu oyun. Bir şekilde aradan çıkartmam gereken bir başarısızlık madalyası, bir baş ağrısıydı.

Fakat bu demek değil ki Runaway kötü bir oyun. Lakin çok iyi bir oyun da değil. Hatta oynarken çoğu noktada “keşke burayı böyle yapmasalarmış,” derken buluyorsunuz kendinizi. Vasatın biraz üzerinde, birkaç keyifli nokta barındıran bir oyun deneyimi vadediyor şeklinde özetleyebilirim Runaway’i.

Runaway’in klişe bir hikayesi, ilgi çekicilikten uzak tek boyutlu karakterleri, vasat bulmacaları, birkaç kısıtlayıcı mekaniği ve sıradan animasyonları olduğunu söyleyebilirim. Özellikle can sıkıcı mekanik kısıtlamalarını bir örnekle anlatmak istiyorum:

Daha önce de belirttiğim gibi oyunda birçok nesne ile etkileşime girmeniz gerekiyor. Fakat bu eylemi oyunun sizden istediği vakit yapmanız lazım. Başka bir zamanda tıkladığınızda, o nesne işe yaramaz gibi görünüyor. Bu nedenle oyunda ilerledikçe aynı nesne ve kişilerle tekrar tekrar etkileşim kurmanız ve farklı bir reaksiyon verip vermediklerini kontrol etmeniz gerekiyor. Bunun oyun boyunca sık sık yinelenmesi sizi oldukça rahatsız eden bir durum haline geliyor. Sürekli aynı şeyleri tekrarlıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.

Fakat bir şekilde o klişe hikâye sizi içine çekmeyi başarıyor Runaway’de. Tek boyutlu ve sıradan karakterlerin başına neler geleceğini merak ediyorsunuz her nasılsa… Adını koyamadığım bir sürükleyicilikten bahsediyorum anlayacağınız. Nitekim tüm sıkıntılarına rağmen Runaway’in bunu başarmış olması Pendulo Studios’un hanesine yazılan bir artıdır.

Şimdi oyunla ilgili gereksiz bir bilgi verme zamanı: Oyun boyunca yönettiğimiz karakterimiz Brian’ın hayatına girerek her şeyi karıştıran Gina’nın karakter tasarım sürecinde ünlü aktris Jennifer Connelly’den esinlenilmiş. Ben bu yazıyı yazarken bu bilgiden haberdar oldum. Önceden bilsem ne değişirdi emin değilim. Dediğim gibi, gereksiz bilgi işte.

Runaway’in göze hoş gelen bir sanat tasarımı var. Buna rağmen 2001 yapımı, 20 yaşında bir oyun olduğunu hesaba katarak oynamakta fayda var.

Runaway İtirafları

“Peki Runaway’i bitirdiğinde büyük bir tatmin, bir rahatlama yaşadın mı?” diye sorarsanız, cevabım hayır olacaktır. Bununla beraber uzun yıllardır yapılacaklar listemde duran bir maddeyi aradan çıkartmış olmanın tatlı huzurunu yaşadığımı itiraf edebilirim.

Önceden oyun ne zaman aklıma gelse, onunla doğrudan ilişkilendirdiğim tema şarkısı kafamın içinde çalmaya başlıyordu. Bir nevi bana bitiremediğim oyunu hatırlatıyordu. İşte o şarkı:

Neyse ki oyunu bitirdim de kafamın içerisinde başka oyun müziklerine yer açabiliyorum.

Runaway’in Metacritic’teki eleştirmen notu 74, oyuncu notu ise 7.8 olarak dikkat çekiyor. Yani anlayacağınız ne bir şaheser ne de yerin dibine sokulacak bir yapım Runaway. Bir bakıp kendi değerlendirmenizi kendiniz yapabilirsiniz. Eğer sizde de bendeki gibi bir saplantı oluşursa lütfen haber verin. Yalnız olmadığımı bilmek istiyorum…

Runaway: A Road Adventure sonrası Pendulo, 2006 yılında Runaway 2: The Dream of the Turtle’ı ve 2009 yılında da Runaway: A Twist of Fate’i piyasaya sürdü. Pendulo’nun serinin üçüncü oyunun ardından seriye devam etmeyeceğini açıklamasının sonrasında, 2012 yılında Hidden Runaway isimli ilk oyunda yaşananları bulmaca oyunu şeklinde tekrar yaşadığımız bir oyun çıkarttı (İnsan azıcık sözünün arkasında durur). Pendulo’yu Runaway dışında Yesterday, The Next Big Thing ve Blacksad: Under the Skin isimli macera oyunlarından da hatırlayabilirsiniz.

Sonuç olarak eğer macera oyunlarına ilginiz varsa Runaway: A Road Adventure size yer yer keyifli anlar yaşatacaktır. Fakat eğer bu türe büyük bir sevdanız yoksa ve henüz türün efsaneleriyle tanışmadıysanız şansınızı o oyunlardan yana kullanmanızı öneriyorum.

Ufuk’un Notu: 7/10

Runaway’in ardından tür değiştirip rol yapma oyunu oynamak isterseniz Fallout incelememe bakabilir, aksiyon dolu bir macera için de Uncharted 4 ile ilgili düşüncelerimi okuyabilirsiniz. Keyifli oyunlar!

4 Beğeni

5 Beğeni

Son zamanlarda oynadığım oyunların birkaçından bahsetmek istiyorum.
Öncelikle Last of Us 2 oynama şansım oldu. Öncesinde hikayesini merak ettiğim için izlemiştim ve açıkçası pek beğenmemiştim. Hikaye kısmında fikrim oyunu oynadıktan sonra da değişmedi ama oyunun hikaye dışında kalan kısımlarının muhteşem olduğunu söyleyebilirim. Anlatım konusunda çok başarılı çünkü sahneler, seslendirmeler, karakter animasyonları üst seviye. Başyapıt denecek kadar iyi.Oynadığım her saniyesinden fazla fazla keyif aldım ve oyun oynadığımı falan unuttum resmen. Oradaymışşın duygusunu çok iyi yaşatıyor gerçekten oyun.
Bir diğeri de Hades. Bu da aşırı keyifli ve akıcı bir oyun. Böyle bir el daha diye diye saatler gidiyor başında. Görsellik de şahane. Oyundan sanat akıyor. Last of us 2 ile Goty yarışına girecek kadar varmış gerçekten ama benim de oyum Tlou2 olurdu.
Son olarak bir de Firewatch tavsiye ediyorum oynamayanlara. Kısa, tatlı bir oyun. Hayat ve getirilerinden bunalıp doğaya ve yalnızlığa kendini atan bir adamın hikayesi. Tabii tam olarak yalnız değiliz. Bir telsiz arkadaşımız var. Çok da keyifli diyalogları var bir de. Sakin sakin oynamalık.

4 Beğeni

Katana Zero’yu ikinci sefer oynayıp bitirdim. Önce gamepass ile oynamıştım ve oyun o kadar hoşuma gitti ki ilk gördüğüm indirimde Steam’den satın aldım. Kaliteli pixel art oyunlara bayılıyorum zaten. Oynanışı olsun, görüntüsü olsun çok hoşuma gitti. En kısa sürede devam oyunu gelir diye umut ediyorum.

6 Beğeni

Allah için gelsin artık yav çok insafsız yerde bitiyor oyun :smiley:

1 Beğeni

Hem de nasıl insafsız :grinning:

1 Beğeni

FİNAL FANTASY 7

Oyun bitmiyor arkadaşlar. Oyunu bittmesin diye yapmışlar. En son sualtı reaktörüne kadar gelip bir boss da takıldım. Ama artık daha fazla gitmiyor. Oyunun hikayesini çok beğendim. Özellikle giriş, gelişme ve sonuç kısımları yeterince detaylı bir şekilde işleniyor. Oyunun hikayesi resmen yağ gibi akıp gidiyor. Oyunun gözümde 2 büyük eksiği var. Bunlar:

Random Beliren Düşmanlar ve Haritada Gidilecek Yerin Gösterilmemesi:

Kim akıl ettiyse bu mekaniği Allah cezasını vermesin. Resmen keşif isteğini yerle bir ediyor. O kadar sinir bozucu ki bazen sinirlenip bilgisayarın başında resmen sınır krizi geçirdim.

Dünya haritasında görevin olduğu yerin gösterilmemesi ise ayrı bir komedi. Helle birde random düşmanlar ile birleşince gideceğiniz yeri bulacam derken aklinizi kaçırabilirsiniz.

Bu 2 şey hariç oyunu beğendim. Ancak oyunu biraz Overrated bulduğumu da söyleyeyim. Animeci tayfa oyunu göklere çıkarıp duruyor yok müzikleri şöyle harika yok müziğini duyarsa tüylerin diken diken olur. Yok efendime söyleyeyim pc başında adamı ağlatır. Bu tarz yorumlara kuklalarınızı tıkayınız.

Bundan sonra jrpg oynarmıýim bilmiyorum. Çok uzun sürüyorlar çünkü. Ama ben yinede kendime bir liste yaptım o listede şu oyunlar var:

FF 6, 8, 9, 10, 12, 13 üçlemesi, 15,
Tales of Vesperia, Berseria, Zesteria
Legond of Heores serisi
Ni no kuni 1, 2
Persona 4
Ys serisi

Eğer bu listedeki tüm oyunları oynayabilirsem modern FF oyunlari dışında başka Jrpg oynamayı düşünmüyorum.

3 Beğeni

Persona 5 çok güzeldi. Ona da bakabilirsiniz bence.

1 Beğeni

Ps 4’üm yok. Pc’ye çıkarsa seve seve bekarım da 100 saat süren oyun my yapılır :scream::scream::scream::scream:

1 Beğeni

Ciddi anlamda Valorant’a sarmış durumdayım. 7-8 senedir FPS oynamadığım için biraz sıkıntı yaşasam da zevk veriyor. Özellikle oyunun hızlı olması ve karakterlerin yetenekleri beni ciddi anlamda keyiflendiriyor

1 Beğeni

Kısa ve uzun oyunların kendilerine göre artı ve eksileri var tabii :smiley: Ama eğer pcye gelirse kesinlikle deneyin, bence zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile. Hatta elimde oynamam gereken çok oyun olmasına rağmen bir kez daha başlamayı ciddi ciddi düşünmüştüm :smiley:

1 Beğeni

Emulator kullanıp Persona 3 ü de deneyebilirsiniz. En sevdiğim jrpg’dir. Yakuza serisini de unutmayın. Oynanacak çok oyun var :wink: :+1:

@Razhoul ben persona 3 ü diğerlerinden daha çok seviyorum. Zaten bir kere girince hepsini denemeden bırakamıyorsunuz. Farklı bi deneyim persona serisi. Siz de seversiniz umrım.

3 Beğeni

Bahsettiğiniz oyun bu değil mi?

1 Beğeni