Eğer akademinin yüzüne yüzüne duymak istemedikleri gerçekleri vuracak cesaretin varsa bütün sınavlarından 1 puanla sınırdan bırakılırsın. Çünkü bu ülkenin hiçbir yerinde başarı ve emek değil neyi ne kadar yaladığın kıymetlidir. O, talimatla öğrenci bırakan akademisyen müsveddeleri ise o muhteşem hayatlarına devam ederler.
Iyi ki müslüman değilim yoksa bu berbat karın ağrısı ile oruç tutmak zorunda kalacaktım.
Hayır, oruç tutmak zorunda kalmayacaktın.
Müslüma olsam tutmak zorunda olacaktım babam falan çok baskıcıdır. Yani biliyor olmadığımı ama hiç bırakmasaydım müslümanlığı döve döve tuttururdu.
Sosyal medyada daha fazla takipçi ve beğeni için her şeyi yapabilecek kadar ruh sağlığı bozulan insanlar için yapabileceğiniz en büyük iyilik, paylaştıkları hiçbir şeyi beğenmemek ve onları takipten çıkarmaktır. Bir uyuşturucu bağımlısına daha fazla uyuşturucu vermek ne kadar yanlışsa bunları da sahte mutluluk kaynağından (beğeni ve takipçi) mahrum bırakmamak o kadar yanlıştır.
Tembel hayvanlar o kadar tembeller ki, günde en çok uyuyan hayvanlar listesinde, birinciliği koalalara kaptırmışlar. Yahu, tembellik yarışında bile tembellikleri tutmuş bunların!
Melankolik insanlarla iletişime geçmenin, bir şeyler paylaşabilmenin zor olduğunu öğrendim. Farklı bir açıdan bakarsam, neden kimsenin bana ulaşmak için çaba göstermediğini de anladım. İnsanlar zorlukları sevmiyor.
Sosyal medyanın neredeyse tamamını onlar oluşturmuyorlar mı zaten ? Eğer sosyal medya kullanmıyorsam sebebi onlardır.
Böyle başlıklardaki yorumlara karışmayı hiç sevmem ama şunu söylemem gerekir ki bu hayatta ne gördüysem melankolik insanlardan gördüm. Onlara ulaşmak daha zor doğru ama daha kıymetli daha değerli bana soracak olursanız. Belli bir zorluğun ve emeğin bazen farklı bir bağa neden olduğunu düşünüyorum. Kurulduğundan bile daha zor yıkılan cinsten bir bağ.
Zor kurulan bağların zor yıkıldığına katılıyorum. Aslında kişisel bir konuda azıcık da olsa umut verdiniz bana, teşekkür ederim
Geçenlerde huzursuz bacak sendromuna çarşafın altına konan bir kalıp sabunun iyi geldiğini öğrendim. Denediğimden beri gerçekten de artık daha kolay uyuduğumu fark ettim.
Aslında bu konu ile ilgili bir uzmana hiç gitmedim, ileride gidebilirim. Sadece internette okuduğum belirtiler bana çok uyuyordu: geceleri dizlerimde biraz sızlama olması ve istemsizce bacaklarımı hareket ettirme dürtüsü. Tabi bunlar da kolayca uykuya dalmamı engelliyordu. Aynı zamanda uzun süren otobüs yolculuğunda da çok oturmak sıkıntı veriyor.
Bunu biraz detaylandırabilir misiniz ? Yani ben pek hayal edemedim de çarşafın altında sabun fikrini. Yanlış anlamayın lütfen sorma niyetim şu ki; bir arkadaşımda da aynı durum var, faydası varsa, ona da öneririm diye soruyorum.
Birgün sabah 6’ ya kadar uyuyamayınca nette araştırdım ve bu bilgiyi buldum. Çarşafın batmaması için kullanmadığım bir çorabın içine koydum sabunu. Sonra yatağın kenarına, diz hizasına gelecek gibi yerleştirdim. Yani direk çarşafın altına koyuyorum. İlk denediğimde 10 dk içinde rahatladığımı hissettim. Umarım arkadaşınızda da işe yarar.
Teşekkür ederim yarın ilk iş arkadaşa söylicem sonuçları burda sizinle paylaşırım.
Deli gibi kitap okuyan ve bununla övünen birinin bile “değil” kelimesini “deyil,” “diğer” kelimesini “diyer” olarak yazabildiğini öğrendim…
Belki de gerçekten okumuyordur. Kitap okumak övünülecek bir şey olmamalı, doğal bir şey sayılmalı.
Önemsediğim kadar önemsenmediğim bilgisini yeterince önemsemediğimi öğrendim. Ne fark yaratır? Sanırım çok değil. Çemberden çıkamadığım sürece çok değil.
Bugün insan DNA’sının %50 oranında muz DNA’sı ile aynı olduğunu öğrendim.
Şu başlıkta yazılanları uzun süre okumuyordum. Şöyle 15-20 dakikadır neler yazıldığına baktım, internette raslantısal olarak bile öğrenemeyeceğim birçok şey öğrendim.
Ayrıca bol bol kalp dağıttım, içimde bir ferahlık var.
Mutluyum
Ekşide avare avare gezerken Yunan alfabesinin aslında bir ağıt olduğunu öğrendim.