Bugün Ben Şunu Öğrendim

Çin’de sosyal puanlama sistemi diye bir uygulamaya geçileceğini öğrendim. Hatta şu anda da test ediliyormuş. İnsanlar sokakta kameralarla izleniyor bunun yanı sıra komşular birbirine oy veriyormuş. Bu puanlar da uçak bileti, banka kredisi gibi işlemlerde kullanılıyormuş.

Blackmirror dizisinin “Nosedive” bölümünde işlenmişti bu konu.

Bence bu, bizim toplumumuzda çok yerleşik bir olgu zaten. Özellikle de komşular arası puanlama sistemi. Sadece bu puanları henüz banka kredilerine yansıtmadılar diye düşünüyorum.

3 Beğeni

Tası tarağı toplayıp ıssız bir adaya gideceğim günler yakın gibi duruyor.

Black Mirror dizisi insanların aklına şöyle fikirler sokmasın artık :smiley: 20. yüzyıl bilimkurgu kitaplarıyla büyüyen çocuklar nasıl astronot olup aya gittilerse Black Mirror dizileriyle büyüyen bizler bir distopya yaratacağız herhalde.

4 Beğeni

Dizi hem toplumun karanlık yüzüne ayna tutup hem de kurguladığı karanlık dünyaya zemin hazırlıyor gerçekten. Kendi kendisini gerçekleştiren kehanet gibi.

4 Beğeni

İş Bankası biyografi serisini araştırırken Olof Palme kitabının genel bakış yazısını okudum.

Şöyle:
Aristokrat bir ailede doğmuş olmasına karşın her bireye kendi benliğini geliştirme ve dilediği hayatı yaşama özgürlüğü sağlamak uğruna sosyal demokrat işçi partisi içinde siyasete atılan İsveç eski başbakanı Olof Palme (başbakanlığı 1969-1976 ve 1982-1986), bu amaca ulaşmak için devletin müdahalesini sonuna kadar kullanmayı esas almıştır. Nitekim devlet aygıtının gücünden yararlanarak ülkesinde gelir farklılıklarının azalmasını, kadınların iş hayatına katılmasını, çocuk bakımı ve diğer sosyal hizmetlerin kapsamının artırılmasını, eğitim düzeyinin yükseltilmesini, işyerinde demokrasinin pekiştirilmesini sağlamıştır.

İster hükümette ister muhalefette olsun, kararlılıkla izlediği aktif tarafsızlık politikasıyla küçük ve ücra bir ülke olan İsveç’i dünya sahnesinde son birkaç yüzyıldır olmadığı kadar etkin hale getirirken, kendisi de dünyanın her köşesinde tanınmıştır. Churchill ve Kruşçev ile buluşmuş, Başkan Kennedy’nin cenazesinde hazır bulunmuş, Nixon ve Kissinger ile kavga etmiş, Willy Brandt ve Bruno Kreisky ile arkadaş olmuş ve başta Felipe Gonzales olmak üzere pek çok sosyal demokrat politikacı tarafından örnek alınmıştır. Güçlü ülkelerin müdahalesine karşı küçük ulusların bağımsızlıklarını ve geleceklerini biçimlendirme haklarını savunmuş, Abd müdahalesine karşı Vietnam’a, ambargoya karşı Küba’ya yardım etmiş; Apartheid rejimine itiraz eden Güney Afrikalıların yanı sıra Angola, Mozambik, Namibya, Zimbabwe gibi ezilen halkların bağımsızlık hareketlerine destek vermiştir. Bu tutumunun doğal sonucu olarak, yabancı düşmanlığının yükselmeye başladığı bir dünyada siyasi sığınmacılara kucak açarak İsveç’i yabancı dostu bir ülke haline getirmiştir.

1986 yılında bütün hayatının geçtiği başkent Stockholm’ün merkezinde eşiyle başbaşa gittiği sinemadan sonra metroya binmek üzere yürürken sırtından vurularak öldürülmesi, bütün dünyada büyük üzüntüye neden olmuştur.

3 Beğeni

Hadi hep birlikte öğrenelim.

Kitaplarda yazılan italik kelimeler ne anlama geliyor arkadaşlar? Uzun zamandır merak ediyorum yeni sormayı akıl edebildim, çok şey kaçırdım mı acaba? Neden italik yazılıyorlar?

2 Beğeni

İmlada bir anlamı yok, bundan eminim. Sanırım yeni nesil vurgu aracı.

2 Beğeni

İç ses çoğu kitapta.

3 Beğeni

Ve yabancı kelimeleri yazarken de kullanılıyor

2 Beğeni

Akademik kitaplarda yabancı terimlerin yazımında özellikle çok kullanılıyor.

1 Beğeni

Dünya klasiklerinde de fazlaca var özellikle eski basım olanlarda

1 Beğeni

Telefonla yazdığım için yazım yanlışları olabilir.Sonra düzeltilecektir.

Takvimler 30 Haziran 1908’i gösteriyordu.Sabah saatlerinde Tunguska’da yaşayan köylüler kalkmış ve aileleriyle kahvaltı yapmak üzereydi.Köylüler kahvaltılarını yaparken gökyüzünde uçan güneş kadar parlak ve mavimsi bir renkle kaplanan bir ışık süzmesi gördüler.Köylüler kıyamet geliyor diye düşündü.Biraz sonra köylüler büyük bir patlama sesi duydular ve onların evlerini sarsan, kendileri yere düşüren şok dalgası izledi.Bu patlama öyle büyüktü ki Avrupa’dan bile bu seslerin duyulduğu söylenmektedir.Birkaç gün boyunca Avrupa semalarında gümüşümsü parlayan bulutlar, renkli gün batımları, geceleri de garip ışıklar gözlemlendi. Amerika’da bir ay boyunca atmosferdeki fazla tozdan ötürü atmosferin ışık geçirgenliğinin düştüğü belirlenmiştir.

İlk incelemeler olaydan uzun bir süre sonra yapıldı.Bunun nedeni olayın gerçekleştiği yerin(Sibirya) yerleşim noktalarına olan uzaklığı ve iç karışıklıklar araştırmaya uzunca bir süre engel oldu.

Rus minerolojist Leonid Kulik 1920’nin sonlarında bölgede araştırma başlattı.Kulik olay yerine vardığında büyük bir ordu gibi dizilmiş devrilen agaçlarla karşılaştı.Devasa bir meteor olduğu düşünülse de ortada herhangi bir kraterin bulunamaması kafaları iyice karıştırmıştır.( Böylesine bir enkazın oluşması için, Hiroşima’ya atılan atom bombasının bin katı büyüklüğünde bir patlama olması gerekiyordu.)
Bu konu ile ilgili birçok farklı görüş bulunur.(Sadece görüşlere yer veriyorum,görüşlerin olma veya olmama sebeblerini şuan yazamıyorum belki daha sonra yazarım.)
Bu olay ilgili en kabul gören açıklama bunun bir meteor veya bir kuyruklu yıldızın yapmış olmasıdır.Krater olmadığı için göktaşının havada patladığı düşünülür.Bazı kişiler ise bunu meteorun değil kuyruklu yıldızın yaptığını savunmaktadır çünkü meteorun parçalarının oluşturduğu bir krater bulunamamıştır.Buna göre kuyruklu yıldız havada patlamıştır.Fakat burada da bazı kişiler kuyruklu yıldızların alçak atmosfere giremeyeceğini savunmuştur.
Daha birçok teori ortaya çıkmıştır.Bunlar antimadde çarpışması veya dünyadan geçen bir karadelik teorisidir.Bazıları da bunun yapılan bazı gizli deneyler sonucu olduğunu söylerler.

Bu olayı uzaylılar mı yaptı?
Bazı kişiler atmosfere giren bir uzaylı gemisinin(nükleer güçle çalışan ) havada patlaması sonucu olduğunu söylerler.Bazıları da bir uzaylı gemisinin kendisini,bu göktaşının dünyayı yok edebileceğini görmüş ve Dünya’ya çarpmaması için kendisini feda ettiği fikrini savunmuştur.

Sonuçta tam olarak ne olduğu bilinmemektedir.Ama tarih sürprizlerle doludur.Belki bir gün ne olduğu çözülür.

3 Beğeni

:face_with_hand_over_mouth:

4 Beğeni

Alıntı yaptığın yere bakarak konusuyorum.Kullandığın emoji şok oldum,bilmediğim bir bilgi anlamına mı geliyor yoksa bu bilgi yanlış,gülmemek için kendimi zor tutuyorum, gerçekdışı bir bilgi anlamına mı geliyor?

X files’ın bir bölümünde bu olay konu edilmişti. Çok enteresan bir olay. Acaba gerçekten ne oldu çok merak ediyorum.

Kusura bakmayın ama hiroşimaya atılan bombanın bin katı dediğiniz enerji çok büyük bir enerji.

1 Beğeni

Doğru tahmin etmişler. Bölgede yaptığı tahribatın şekli sebebiyle Tunguska Kelebeği olarak anılan hasarın nasıl oluştuğu araştırılmış.

Bölgenin maketi (ağaçları temsilen, kolayca eğilebilen çubuklar kullanılmış) yapılıp, belli miktarda patlayıcı, belli mesafelerde infilak ettirilmiş.

Pekçok deneme sonucunda Tunguska’daki tahribatla aynı biçmi alan bir örnek bulunmuş. O örnek sayesinde infilak eden meteorun yerden yüksekliği, geliş açısı ve yaydığı enerji hesaplanmış.

Nükleer silahlar da etki alanlarını buna borçlu. Belli bir irtifada infilak ettirilince yıkım alanı artıyormuş.

Bu olayda da son sözü fizik kuralları söylemiş.

3 Beğeni

bugün kendini kandırmanın ne kadar çekici ve bu çekiciliğin de kişiye ekseriyetle zarar getirdiğini öğrendim.

4 Beğeni

Daha önce yazdım. Bir kez daha yazacağım, müzik bir çeşit büyüdür, ruh okşar. :star_struck:

2 Beğeni

Dune kelimesinin Türkçe karşılığının kumul demek olduğunu öğrendim.

3 Beğeni

8 Beğeni