Bugün Ben Şunu Öğrendim

Sen de aldın bir kız elin herifi olarak. :joy:

1 Beğeni

Ben çaktırmadan aldım evin son kızını.:grin::thinking: Ama kızımı kimselere veeereeemeeemmm…

6 Beğeni

Ahahahaha. Ayh hiç güleceğim yoktu. :joy: Siz çoook yaşayın ama bir gün kızın kendisi isteyecek. :smirk: Ağlarsın babam gibi. :roll_eyes: Annem seviniyor babam ağlıyordu. Kız babası olmak zor. Kardeşim evlenirken de tahminen annem ağlayacak. :sweat_smile:

5 Beğeni

Kesinlikle seninle aynı fikirdeyim :slight_smile: nasıl nasıl nasıl aklım almıyor :expressionless: verilmesi teklif dahi edilmemeli :slight_smile:

4 Beğeni

Şu kız isteme ve kız verme mevzusuna çok gıcık oluyorum. Söz meclisten dışarı, aranızdaki şakalaşmayı baltalamak değil niyetim.
Lakin neden oğlan istenmiyor da kız isteniyor? Başlık parasını ya da çeyiz olarak altın, toprak vs. vermeyi bıraktık ama bu gelenek neden hala devam ediyor? Hiçbir kız da çıkıp demiyor mu kardeşim ben eşya mıyım da isteniyorum ya da veriliyorum diye? Tuhaf gerçekten…

10 Beğeni

Diyenler var elbette. Artık kız isteme değil de ailelerin tanışması şeklinde bir organizasyonla bu aşama geçilebiliyor. Tabii ülkenin genelinde bu geleneğin kaybolması çok uzun vakit alacaktır.

2 Beğeni

Bu yaz iki kuzenim evlenecek, yaşlarımız da yakın. Bu tarz konular açıldığında hak vermek yerine genelde dalga geçiyorlar ‘seni de göreceğiz’ ‘sen bize diyorsun ama kesin daha beterini yaparsın’ tarzında yorumlardan başka bir cevapları olmuyor. Yakın arkadaş çevrem hariç pek çok kişide durum böyle olunca tepem feci atıyor.
İnşallah böyle düşünen insanların sayısı benim evleneceğim zamana kadar çoğunlukta olmuş olur. Yoksa bu gidişle daha kötü olduğumu görnek isteyenler yüzünden kafayı yiyeceğim.

Aşk yakar… :slight_smile: Ben eşimle lise aşkı olarak evlendim. 2mizde ne kiz isteme ne düğün ne diğer şeyleri istemedik. Ama ailelerin ricalarını kıramadık. Çok mu kötü oldu diye sorarsan, nötrüm bu konuda. O yüzden birini çok sevip kavuşma zamanı yaklaşınca bu tarz durumları pek önemsemiyorsun. Kadının mal mı ki istenilmesi olayi değil kiz istemek. Orada bir gelenek yaşatılıyor. Aileler, akrabalar, dostlar tanışıyor. Bir kızı ailesinden istiyorsun. Bunun ciddiyetini kiz babası olunca anladım. Ben olsam eşimi bana vermezdim. :grin::sweat_smile: Ama olaylar böyle olmuyor. 2 insan birbirini sevince bu tarz durumlar renk katıyor. Negatif bakma bence duruma.

4 Beğeni

Başlık parası da bitmiş değil ki, isim değiştirmiş. Günümüzde kız annesi erkek annesini arayıp “Beş tane bilezik” ya da ona denk bir şeyler istiyor. Gelin hanım evden çıkarken “Kapı açma parası” isteniyor. İsteme günü damadın ceketini vermek için yine para alınıyor. Tüm bunları yaparkenki zihniyet aynı “Ben kız veriyorum, bunun da bir bedeli var.”

4 Beğeni

Çok fazla adet töre var, şu yaşıma geldim hala yeni yeni adetler duyuyorum. Bazıları saçma ama eğlenceli kimisi sadece saçma. Ben şahsen çok bunalmıştım o merasimlerden. Fırsatım olsa nikah yapar geçer, akşama arkadaşlarla eğlence düzenlerdim.

İş ailelerde bitiyor. Evlenmek iki kişi arasında görünse bile iki aile arasında gerçekleşiyor. Bazen de iki kültür arasında.

Bazen bahaneye bakıyor bence :confused:

5 Beğeni

Yukarıdaki mesajları görünce alakasız, aklıma geldi. Hindistan’da başlık parası erkeklere ödeniyor. Bunu bir Hint filminde görmüştüm. Gelin damada başlık parası ödüyordu orada. Araştırınca öyle bir şey olduğunu sahiden öğrenmiş oldum ve buna Drahoma deniliyormuş.

Garibime giden bu kelimeyi TDK’da buldum ben. Drahoma olarak. İlginç. Hristiyanlar ve Yahudilerde de aynı durum söz konusuymuş.

Sonuç olarak dünya garip bir yer. İnsanlar garip. Gelenekler garip. :confused:

5 Beğeni

Bence damat dava bittikten sonra kurban kessin ya da ihtiyaç sahiplerine yardımlarda bulunsun. Şükretsin Allah’ a. Verilmiş sadakası varmış. Büyük bir ömür törpülüğünün kıyısından dönmüş. :smiley: :smiley: :smiley:

3 Beğeni

Söz konusu örnekler oşduğunda tabiiki durum göz ardı edilebilir oluyor. Yani siz bu adeti yerine getirirken tabii ki anlam farklı olur. Fakat toplumsal olarak algı aynı maalesef. Dediğim gibi belki benim başıma gelse ben de göz yummak zorunda kalacağım bir çok şeye. Çünkü söz konusu mutlu olmak gerisi teferruat. Ama işte keşke kimse göz yummak zorunda olmasa, keşke insanlar bunu bir şova dönüştürmeden önce altında yatan manayı keşfedip bu yanlış bunu yapmayalım dese de toplumsal olarak bir dönüşüm yaşasak. Sorgulayan bir toplum haline gelsek de bu dönüşümün sonuçlarının her şeye yansımasını görsek. Mesela kızlar istenmese de bireyler ailelerini tanıştırsa tıpkı sizin yaptığınız gibi. @pcd 'nin dediği gibi alışveriş yapma mantığındaki adetleri de kaldırsak mesela, herkes çifte destek olmak için harcasa o paraları. Sonra da o insanlar evliliklerinde sanki mal ve mal sahibi gibi davranmak zorunda olmasa, çünkü bu istemenin sonucundaki ilişkiler aynen buna dönüşüyor.
Dediğim gibi sizin ilişkiniz özelinde asla söylemiyorum, zaten sizi tanımam gerekir bunları söyleyebilmem için. Ben sadece bildiğim ve gördüğüm evlilikler üzerinden bu yorumları yapıyorum. Diyorum ki keşke değiştirebilme, dönüştürebilme gücüm olsaydı…

3 Beğeni

Türklerde de kızını evlendirirken yanında toprak ya da mal olarak çeyiz verme adeti var. Hatta sadece bizde değil bir çok toplumda. Yani adı değişiyor ama alışveriş mantığı hiç değişmiyor maalesef.

Ursula K. Le Guin’in Amerikan Bilimkurgu Yazarları Derneği tarafından verilen Nebula ödülünü Stanislaw Lem’in onursal üyelikten çıkardıkları için reddetmiş ve Guin bu ödülü almadığı için ödülü K.Le Guin’in isimlendirmesiyle “soğuk savaşın eski lideri” Isaac Asimov’a vermişler.

1 Beğeni

Çocukken geçirdiğim tüm garip bayramları bir gün ‘affedeceğimi’ hiç düşünmezdim. Hatta anneliğimin 44. gününde kendi annemi bile affettim. Bir çift minik göz neredeyse hafızamı günden güne siliyor, ne lüks! :slight_smile: insan kendini yeniden doğurabiliyormuş ben bugün bunu öğrendim. Beslerken onu, parmagımı öyle sıkıyor ki… ‘Geçmiş tozdur! üfle gitsin.’ diyor sanki minik insan :slight_smile: ya da ben hala hormonlarımdan konuşuyorum :smiley:

9 Beğeni

Öğrendim değil de fark ettim diyerek geleneksel bir giriş yapacağım. :smile: Dünyada batıdan doğuya yerel saatler değişse de saati kaç geçtiği her yerde aynı. Mesela şu an burada saat 08.15 iken Tokyo’da 14.15 ve Güney Carolina’da 01.15. Aslında göz önünde bir bilgi olabilir ama fark edince paylaşmak istedim :slight_smile:

3 Beğeni

Bugün internette gezerken değişik bir bilgiye geldim(Gerçi çoğunuz bu konuyu biliyordur ama ben yine de yazayım.)
Yalnız yaşayan balina(52 Hertz balinası)
Bir anolmal durum olmadığı müddetçe genellikle balinalar 15 ile 25 Hertz şiddetinde değişen sesler çıkarabiliyorlar.Bu şekilde iletişim kurabiliyorlar ve birbirlerini bulabiliyorlar.
1990’larin başlarında keşfedilen bu balina(türü bilinmiyor çünkü bu zamana kadar kendisini gören yoktur.) keşfedildiği yıldan beri 52 Hertz şiddetinde(bu özelliği ile dünyada bilinen ilk ve tek balinadır.) ses çıkarıyor.(İlk başta sağır olduğu düşünülmüştür ama daha sonra bunun yanlış olduğu ortaya çıkmıştır.) Cıkardığı bu ses şiddetini balinaların duyması mümkün olmayıncada yalnız yaşamaya mecbur kalmıştır.
Bu balinaya pasifik okyanusun kuzeydoğusunda rastlanmıştır.

Düşünsenize okyanusun dibindesiniz ve sizin türünüzden sizi duyabilen yok.

7 Beğeni

Ben bunu hep yaşıyorum diyeceğim de…

2 Beğeni

Foruma bir 52 Hertz Balinaları Cemiyeti açalım hemen :d

2 Beğeni