Bugün Ben Şunu Öğrendim

Sanırım benim sözlerim yüzünden böyle bir yazi yazdınız. Söylediğiniz sözler dogrudur. Ama ben genel tani olarak aklimda canlanan ruh halini yansıttım. Kötü niyetim tabii yoktu. Zaten cümle sonunda da olayın amatörlüğünü yansıtan bir cümle ekledim. Bunu bir bakıma gerekliydi, sonra kendi hakkimda anlatacağım olay örgüsünde yaptığımın doğallığını yansitmam gerekliydi.
Özgüven toplumumuzun bir hastalığı, fikirlerini içine gömen, sözleri yutturulan, bir kesime dayatilan aptal cesareti ile karşı tarafi yok sayan bir yapinin parçasıyiz.

3 Beğeni

İyilik süreklilik arz etmemeli, hiçbir sûrette bu hataya düşmemek gerek. İyi de pekâlâ yeri geldiği vakit iyilik uğruna kötüye kötünün dilinden konuşabilmeli, onun gibi davranabilmeli. Aksi takdirde kötülüğün kökü kazınmıyor, iyilik yeşermiyor, tam tersine kötülük muzaffer oluyor.

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek deliliktir. Deli olmayın.

6 Beğeni

Kendisini göreceğim tabi bir hafta sonra ve ona diyeceğim. Bir haftalığına annesinin yanına gitmeye ikna ettik.
Gerçekten bu sistem içerisinde hiç soru sormadan mutlu mutlu yaşasaydı hakkaten dayanılmaz biri olurdu zaten benimde arkadaşım olmazdı haliyle konu da olmazdı.
Buradaki mesele akut bir durum oluşması ve bir yardım çığlığı : ‘ben artık yaşamak istemiyorum’ diyerek dikkatleri üzerine çekmesi. O nedenle üzüldüm, buraya yazdım vs
Yoksa eneee bu hiç bize benzemiyor diyip onu sıradanlık tarafına çekmeye çalışmadım haşaaa ne haddime :slight_smile: Ona dedimki sen özelsin, hayatta aşağı yukarı bu şekilde ilerliyor, bir şekilde başa çıkacaksın başka yolu yok şekerim. Bizden de ne tür destek istersen yanındayız onun dışında elimizden bişey gelmez, kendi dolduracak bir şekilde içindeki boşluğu. Biz de ona yarenlik edeceğiz mümkün olduğunca ve tabiki o isterse. Camus konusuna katılıyorum, kesinlikle işe yarar.

3 Beğeni

İlk okuyunca akla çok yatkın geliyor. Ama bir kaç saniye sonra :slight_smile:
‘İyi de pekâlâ yeri geldiği vakit iyilik uğruna kötüye kötünün dilinden konuşabilmeli, onun gibi davranabilmeli.’
Yani tam emin olamıyorum. Örnek alabilir miyiz diyesim geliyor :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Ondan bir farkımız kalmıyor çünkü, bu sebepten ötürü mü?

@subrose akutluk oluşumu konusunda haklısınız. Bazı şeyler aşırı miktarlara ulaştığı zaman durum herkes için kötü olabiliyor.

Gerçekten de sadece kendi doldurabilir içindeki boşluğu. Ayrıca nereye giderse gitsin kendinden kaçamaz.

@rann kötü bir niyetiniz olduğunu düşünmedim ve amacım sizi suçlamak değildi sadece bu gibi durumlardaki insanların böyle olmalarına bir sebep aranmasına sessiz kalamıyorum bir türlü. Siz öyle yaptınız demiyorum ki belirtmiştiniz zaten bunu sadece öyle bile görünse hemen cevap yazma isteği duyuyorum. Çünkü hayatımın çoğuna, bahsedilen kişinin düşüncelerine yakın paralellikte düşüncelerin hakim olması bende bu konuya karşı bir hassasiyet oluşturdu. Bazıları özellikle de günümüzde böyle düşünceleri dikkatleri üzerlerine çekmek için yapıyor ama gerçekten bazıları hissettiklerini başkalarına anlatma, kendisi gibi hissetmiş biri daha var mı dünyada onu öğrenmek için bu düşüncelerini, sorunlarını dile getiriyorlar.

Farklı olmak değil, hastalık da değil bence temelde hepsinin gelip dayandığı nokta ait olamama duygusu. Sigmund Freud’un güzel bir alıntısı var bu konuyla ilgili:

“İnsan hayatının anlamını ve değerini sorgulamaya başladığı anda hastalanır; çünkü ikisinin de nesnel bir varlığı yoktur. Bu soru tatmin edilmemiş bir libidonun, başka bir şey olduğunun itirafıdır ki bu da üzüntü ve depresyonla sonuçlanacak bir mayalanma sürecidir.”

6 Beğeni

Bir de Hatay’a özgü, Arap kültürü kökenli haytalı vardır ki bici biciyi üzer :full_moon_with_face: Bicideki -Adanalılar bici diye kısaltırlar genelde, bıcı diyenleri de vardır- nişasta küplerine -ve genelde üstüne doğranan yarım muza- tezat haytalı bünyesinde mısır unundan muhallebimsi bir şey ve ciddili güzel sütlü dondurma barındırır. Tek ortak noktaları gül suyu olmakla beraber, haytalıdaki gül suyu daha bi’ gül kokarak gerçek gül suyu olduğunu düşündürür. Karsambaçsa daha çok yayla insanının Toroslardan getirilen karla yaptığı “kar üstüne pekmez” karışımıdır.

1 Beğeni

Bu sabah günlerdir hicbirsey yapmak istemediğimi, halsizligimi anneme söyledim. O da bana kendisinin de aynı durumda olduğunu, baharın gelmesi ile ağaçların bizden enerji çekip yeşerdigini ve dayanmamız gerektiğini söyledi. Nenem böyle söylermiş o küçükken.
Bugün öğrendim ki samanizm her an karşıma çıkabilip mutlu edebiliyor.

18 Beğeni

Aynen, sınırlarını belirlemek zor :roll_eyes:

O türden bambaşka biçimlerde geleneklere sızmış ilginçlikler çok. Öğrenir öğrenmez daha eski bir kökeni olduğundan şüphelendiğim, ilkbahar yağmuruyla yoğurt mayalamak, örneğin.

Köydekilerin açıklaması, yoğurdun öyle daha güzel tutacağı ve bereketli olacağı. Yoğurt mayalamak içinse eğer ki mayalık yoğurt yoksa nohut kullanmak yeterli. Yani yoğurt mayalamak için ilkbahar yağmurunu bırakın, suya bile ihtiyaç yok, aslında. İlkbaharda dökülmüş yağmur suyunun işleme dahil edilmesinin muhtemel sebebi, ilkbahar ile bereketi bağdaştıran eski inaçlardır, diye düşünüyorum.

12 Beğeni

Ee, sen dipsizliğe uzun uzun bakıyorsun fakat, dipsizlik de sana bakıyor ^^

Aaa çok ilginç, muhteşem bir gelenekmiş. Hiç duymamıştım.

3 Beğeni

Güneş dünyayı aydınlatırken, neden uzay karanlık onu öğrendim . :

1 Beğeni

Benzer şekilde sabah otlardaki çiğleri toplayıp mayasız yoğurt yapabilirsiniz. Bir köyde her yıl kültürel faaliyet olarak devam ettirilen bir gelenek.

@Bay_Karamsar ı alıntılayacaktım mobilden bi üsteki mesajı alıntılamışım

3 Beğeni

Tadı nasıl oluyor acaba :flushed:

Yani?
Ona mı benziyorum zamanla?

Kaçınılmaz bir şekilde evet, fakat bütünüyle “kötü” olmak için bambaşka bir uğraş gerekiyor, bir çaba, bir itki. O sebepten ötürü bahsedilen sınırın iyi tarafından konulması pek de sıkıntı olmaz diye düşünüyorum.

Geleneği sürdürmeleru güzel. Bizimkiler, “Bir zamanlar öyle yapardık.” diye mazide bırakmışlar o işi.

Bugün ekşisözlük’te boş boş vakit geçirirken HP ve Kızıl Pelerin’i gördüm, şimdiye kadar fanfic’leri okumaktan imtina etmiş birisi olarak neden bilmiyorum hemen indirdim.

Ben bugün fanficlerin ne kadar güzel olabileceğini öğrendim! Tereddüt eden varsa çekinmesin :slight_smile:

Forumlarda olmayı da çok özlediğimi farkettim :roll_eyes:

4 Beğeni

Velisini okula çağırdığım öğrencimin anne ve babasının ‘telefonda olmaz mı, ne oldu yaramazlık mı yapmış, çalışıyoruz fırsat bulursak geliriz’ gibi sebeplerleri öne sürmesiyle ‘kuluçka makinesi aile’ ile ebeveyn olmak arasındaki farkın ne kadar derin olduğunu daha da iyi anlamış bulunmaktayım.

11 Beğeni