Çok Övüldüğü Halde Size Hitap Etmeyen Kitaplar

Sissoylu ilk 3 kitabı bitirdikten
Sonra tekrar dönüş yapmayı düşünüyorum ama kitap’da 300 sayfadan fazla okumuştum.

Cesur Yeni Dünya…
Okurken çok zorlamıştı, çok kasıntı bir kitap geldi. Sanki dondurucudan çıkmış gibiydi.

4 Beğeni

Ben de ilk kitabı bir şekilde sabır edip bitirdim. Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler kitabının ise sonunu getiremedim. 150-200 sayfa kala bırakmıştım zamanında, ne merak ediyorum ne de geri dönmeyi düşünüyorum.

1 Beğeni

1984- maalesef söylenenin aksine günümüz dünyasını anlatmıyor. günümüzde dünyanın gittiği yer, gelecekte kurulabilecek distopyayla pek alakası yok bence
Fahrenheit 451- yazarın korkusundan bir anda ortaya çıkmış okumasaydım çok bir şey kaybetmezdim

2 Beğeni

Dresden Dosyaları serisi.yıllar önce yine bu forumda okuyacak kitap ararken (Brandon Sanderson günde 5 kitap çıkarıyordu o vakitler) bu seriye denk geldim ve aslında beklentim düşük olmasına rağmen yine de başladım. Sonuç benim için fiyaskoydu. İleride fikrim değişebilir tabii ki fakat şu an için asla ama asla birinci şahıs, kahraman bakış açısından kitap okuyamam. Krizlere giriyorum.

Katil Bot Günlükleri’ni tavsiye ederim. Birinci şahıs üzerinden bir anlatım ancak bu kadar iyi olabilir.

Kralkatili güncesi de birinci şahsın anlatımıyla yazılan bir seri ve çok da seviliyor onu denemenizi tavsiye ederim. İlk başta öyle değil elbette asıl karakterin kendi hikayesini anlatmaya başladığı andan itibaren. (Bir bölüm hakim bakış açısı ile bir başka bölüm kahramandan olarak ilerliyor kabaca.)

Madam Bovary geldi aklıma, önceden hangi kitap hangi yayınevinde okunur olaylarını bilmeden kötü bir çeviriyle okumuştum belki ondandır diye düşünüyorum ama eğer kesinkes cevaplar vermem gerekirse de Mehmet Rauf’un Eylül kitabı ve Shannara Chronicles serisinin Shannara’nın Elftaşları kitabı diyebilirim.

Stanislaw Lem. Okuduğum ilk kitabı olan Aden’i çok zor bitirmiştim ama çeviri ve editörlük faciaları içinde yüzdüğü için yazar hakkında tam karar veremedim. BKK içerisinde ki Yenilmez’i okumayı şimdi bitirdim ve maalesef yine zor aktı kitap. Bunun başlıca sebebi kitapta Adende olduğu gibi çok az diyalog var. Bilimsel anlatımdan ziyade uzun betimlemeler canımı sıktı bir süre sonra.

Bu kitapları beğenmediğimi varsayarsanız. Yazarın en meşur kitabı Solaris’e bir şans vermeli miyim?

1 Beğeni

Aksine ben çok sevmiştim Yenilmez’i. Solaris’i ve Aden’i okumadığım için de bir şey söyleyemeyeceğim. Yenilmez kitabı da söylediğiniz gibi bilimsel yönü ağır olan bir eser. Ama içinde bulunan gerilim unsuru beni çok etkilemişti. Belki de bilimkurgu ve gerilim ikilisi benim gibi birçok kişiyi etkilediği için sevildi.

5 Beğeni

Tür olarak çok güzel kitabın orta bölümü nasıl geçti anlamadım ama son bölümden, kayıpları ararken, diyalog yoktu hiç sıkıldım baya, ya da ters anımda okudum. Bu süreçte psikolojinin normal kaldığı da söylenemez zaten. :smiley:

2 Beğeni

Şeker Portakalı, Simyacı ve özellikle Küçük Prens. Umarım linç edilmem…

Aden, uzun betimlemeleriyle, yabancı bir dünyayı anlattığını da göz önünde bulundurursak, zor akan bir kitap. Yenilmez’de de yer yer betimlemeler var. Ancak Aden kadar anlaşılması zor değil. Solaris de yabancı bir dünyayı anlatıyor ve size üzücü bir haber veriyorum, onda da yer yer sıkı betimlemeler var. Bu üç kitap arasında bence en kolayı Yenilmez, sonra Solaris ve Aden. Aden’de betimlenen şeyleri hayal etmek gerçekten zor.

1 Beğeni

Mine Söğüt’ün "Gergedan: Büyük Küfür Kitabı"nı hiç beğenemedim. Millet bu kitabın nesini sevmiş anlamadım. Kısa kısa öykülerden oluşuyor kitap ama içerisinde öykü namına bir şey bulamadım. Yani bir olay, durum, bakış açısı anlatılmamış. Farklı alegoriler kullanılmış o kadar. Sözcükler kendini tekrar ediyor. “Ve ben ve sen ve ben ve sen” diye cümleler, aynı cümlenin defalarca tekrarı ve mutlaka ama mutlaka "Gergedan"la ilgili bir cümlenin yazılması. O kadar sıkıldım ki okurken anlatamam. Okuyucuya bir şey anlatılmaya çalışılmış ama ne olduğu belli değil.

1 Beğeni

Size katılıyorum,ancak şunu söyleyebilirim ceviriden kaynaklı değil bence Madam Bovary’nin sorunu. ben can yayınlarindan okuyorum şu an ve sıkıldım adeta ilerlemiyor ve merak duygusu uyandırmıyor.Aynı şekilde Eylül’ü de okumuştum bana hitap etmedi. Bir de Tolstoy’un Savaş ve Barış’ını ekleyebilirim.

Ben Kirke. Kitabı alıp almama konusunda tereddüt etmiştim ancak bir şekilde almış bulundum. Kitapyurdu’ndaki yorumlara göre, forumdaki ilgiye göre beklentimi yüksekttim. İthaki’nin reklamı ve kitapta yazan yılın en iyi fantastik kitabı ödülüne güvenerek merakla başladım. Harita, sözlük, açıklamalar vs. derken güzel, akıcı, macera dolu bir fantastik kitap okuyacağımı düşündüm ancak öyle olmadı. Başlarda hep bir şey olacak hissiyle okudum ancak 200 sayfa sonra vazgeçtim. Çünkü hiçbir şey olmuyor. Arka kapak, tanıtım yazısı vs. okumanız yeterli. Kurgu adına bir şey yok kitapta. Oldukca sıkıcı, durağan… Elimde süründü durdu. Yazar anlaşılan biraz Yunan mitolojisi araştırmış kendince bir şeyler yazmış ama bence son derece başarısız. En iyi fantastik kitap ödülünü herhalde tek aday olarak aldı. Başka bir açıklaması olamaz. Son yıllarda okuduğum en kötü kitaptı. Beğenenlere saygı duyarım ancak benim için zaman kaybıydı.

8 Beğeni

Neil Gaiman-Yokyer

Neil Gaiman’ın yetenekli bir yazar olduğunu ancak kurgu kısmında bir o kadar kötü olduğunu düşünüyorum. Sanki fantastik kitap yerine yetişkin masalı okuyor gibiyim. Kurgu kendi içerisinde tutarsız.

3 Beğeni

iskandinav mitolojisi keza.

Ben şu ana kadar dört kitabını okudum Gaiman’ın. Mezarlık kitabını çok mu çok sevdim. İskandinav Mitolojisi de öyleydi. Yokyer bir tık beklentimin altındaydı. Koralin’i ise tamamen çocuk kitabı olarak değerlendiriyorum. Tüm bu okuduğum kitapların ortak bir noktası da kahramanların genellikle çocuk olması. (iskandinav motolojisi hariç elbette)

Hali hazırda Amerikan Tanrıları’nı okuyorum. Bu kitap beğendiğim iki kitaptan da daha iyi bana göre. Sanırım Gaiman’ın bazı eserleri çok iyiyken bazı eserleri de zayıf kalıyor.

2 Beğeni

Safahat (şiir okumayı sevmem)

1 Beğeni