Çok Övüldüğü Halde Size Hitap Etmeyen Kitaplar

Linçlenmek istemiyorum ama sanırım Ejderha Mızrağı. :smiley: Bunun sebebini de okumak için geç kalmam olarak görüyorum. O kadar çok fantastik kitap okudum ki Güz Alacakaranlığı Ejderhaları’nı okurken bana çok çok basit geldi her şey. Okuduğum her şeyi daha önce okumuş gibi hissettim. Ama devam edeceğim seriye sonuçta fantastik eserler arasında yeri çok büyük. Hem zamanla belki sevebilirim. :smiley:

4 Beğeni

Ben de Ejderha Mızrağı demek istiyorum :smiley: Oldukça övüldüğü için okuduğum ilk fantastik edebiyat kitabıydı. Sıkıla sıkıla ilk iki kitabını okudum ve akıcı bulamadım kitabı. Belki bana hitap etmiyordu belki de doğru zamanı değildi. Sonra Kralkatili güncesini alıp bayıla bayıla okudum :smile:

1 Beğeni

Belgariad serisi. Çok basit, yavan bir tarzı vardı bana göre. Sümer mitolojisinin izdüşümü gibi yorumlar görünce merak edip arkadaşımla beraber okumaya başlamıştık. O bitirdi ve çok sevdi, bense ilk kitabın sonunu ite kaka görmüştüm.

2 Beğeni

Aynı fikirdeyim kitabın yarısını okudum daha vampir v’ si yoktu.

1 Beğeni

Ama Danilov Beşlemesi’nin vampir romanı olmak gibi bir kaygı ve iddiası yok ki. Bir fantastik figür olarak vampir mitini tarihi kurguya hizmet ettiriyor. Serinin asıl merkezini Ekim Devrimi’ne giden süreç oluştuyor. Salt vampir edebiyatı okuyacağı yanılgısıyla kitapları eline alan okurun tatmin olmaması olağan.

1 Beğeni

Doğrudur o konuda birşey diyemem çünkü ben tarihi fantastik(vampir) tadında bir roman diye aldim ilk kitabi, kitabın kapaği dahil okudugum tüm tanıtımlarda bu şekildeydi belki bu sebeple beklentilerim yükselmiş olabilir.

1 Beğeni

@ilkeryus @aesopwalt Demeyin öyle şeyler lütfen :joy:. Ejderha Mızrağı Destanı’nı da Belgariad’ı da yeni sipariş verdim. Yüzüklerin Efendisi’nden sonraki ilk okuyacağım fantastik kitaplar olacaklar gerçi ama… Umarım size basit geldiği gibi bana da gelmez :smiley:.

1 Beğeni

Ben de aşağı yukarı bu sırada başlamıştım fantastik okumaya. Daha ağır serilerden sonra bunlara başlamaktansa bu sırada gitmek daha keyifli olabilir.

2 Beğeni

Evet, belki bu açıdan şu an biraz şanslıyım :smiley:. O yüzden bu kitapların da basit gelmeyeceğini düşünüyorum. Ama keşke Yüzüklerin Efendisi’ni de sonraya bırakıp ilk önce biraz daha basit kaçan fantastik eserleri okumaya başlasaymışım. Olsun artık :slight_smile:.

2 Beğeni

Dün bitirdim tamamıyla katılıyorum.

1 Beğeni

Çavdar Tarlasında Çocuklar

4 Beğeni

Cadı avcısı. Belki cok övülmemiştir ama almadan önce 1000kitap ve youtube incelemerine bakip ona güvenerek almiştim ama rezalet tam bir ergen kitabi ana karakter okudugum en kötü ana karakter 250 sayfa falan dayanabildim tüm seti almiştim bide boşa gitti param

1 Beğeni

Bir kaç cümleyle de olsa neden böyle düşündüğünüzü yazabilir misiniz?

1 Beğeni

Holden’ın yaşadığı şeyler 16 yaşındaki bir çocuğun yaşayacağı şeyler değildi bence. Kitabı okurken hep Türk ve Amerikan genci kıyaslaması yapınca da kitaptan tamamen koptum.

Yazarın anlatımı sıkıcıydı.

Kitabın adı her yerde karşıma çıkınca da beklentim çok yükselmişti.

4 Beğeni

Benim için Dune oldu. Forumda da çok seveninin olduğunu biliyorum ama zevk almama rağmen kendi kafamdaki " en iyi işler" listesine koyacağım bir kitap serisi değil.

1 Beğeni

kitap zaten ergen kitabı, young adult fantasy türünde bir kitap :smiley:

1 Beğeni

Baktım da Genç Yetişkin kitabıymış, 12-18 yani. O türün kitlesi “yetişkin” fantastikten tamamen ayrı.

2 Beğeni

Fahrenheit 451, Hayvan Çiftliği ve Yerdeniz Büyücüsü diye haykırmak istiyorum. (Bunların kendi görüşlerim olduğunu belirtmekte fayda var.)

Fahrenheit: Hikayeyi diyaloglu anlattığı kısımlar vasat ve normal anlatım o kadar karma karışık, o kadar anlamsız ki dayanamayıp yarım bıraktım. Ya çeviri inanılmaz berbat yapılmış, ya da yazarın anlatım tarzı böyle. Nokta, virgül kullanımları da berbat. Okuduğum birçok cümleyi de anlamak için birkaç kez okumak durumunda kaldım. Çevirinin olağanüstü berbatlığından kaynaklandığını ummak istiyorum. Eğer yazarın tarzı böyleyse okuyucu kitlesi dil konusunda bayağı sıkıntı çekecek olmalı.

Hayvan Çiftliği: Bir romanın bir şeyi aptala anlatır gibi anlatmasından nefret ediyorum. Size düşünmeye fırsat vermeden öylece anlatıyor, bir çocuğa anlatır gibi. Bence bu kitap sadece derslerde öğretmenlerin eşliğinde ortaokulluları bilinçlendirmek adına okutulmalı.

Yerdeniz: Dili sade, kurgu sade, hikaye sade, işleniş sade ve anlatım sade. Kitabı sevemedim çünkü fazla basit, yazıldığı yılla da alakalı olabilir. Aslında Ursula’nın daha önce ‘‘Rüyanın Öte Yakası’’ adlı romanını okuyup fena bulmamıştım. Fantastik kurgu kitaplarına bu aralar yoğunluk verdiğim için Yerdeniz’in diğer seriler yanından vasat kaldığını gördüm; ama overrated olduğunu düşündüğüm için okumadığım Harry Potter ve Kralkatili Güncesi’ne ilham vermiş, hatta birkaç şeyi de araklamalarına müsaade etmiş, bu yönden başarılı bir kitap olduğunu da vurgulamak gerek.

2 Beğeni

Ölü Canlar. Oysaki Bir Delinin Hatıra Defteri’ni gerçekten de çok sevmiştim. ‘Bu kitap o kadar harikaysa kim bilir diğeri nasıldır’ diye düşünerek okudum Ölü Canlar’ı. Kitapları yarım bırakmak adetim olmadığından hepsini de okudum ama yok :frowning: Benim zevksizliğimden olacak ki kimilerinin çok eğlenceli dediği kitaptan bir türlü tat alamadım. Belki de dönemi pek bilmediğimdendir. Benim için büyük bir hayal kırıklığıydı.

1984, ben bu kitabı dürüst olmak gerekirse herkes deli gibi öneriyor diye alıp okumuştum. Belki belirli bir yaştan sonra birşey ifade eder ama şuanlık bana hiç hitap etmediğini düşünüyorum.

2 Beğeni