Dün gece sakın kafa ile oyun oynarken, bir yandan Jack London - Vahşetin Çağrısı kitabını bitirdim. Bu tarz klasikleri sesli kitap olarak dinlemek çok hoşuma gidiyor. Suç ve Cezayida böyle bitirmiştim, saatleri ayarlama enstitüsünüde aynı şekilde. Hem çok akılda kalıcı oluyor hemde bütün duygulara hakim olabiliyorsun. Yoksa klasikleri kitaptan okumak bana çok zor geliyor. Storytelle eklendiği müddetçe klasikleri buradan dinlemeye devam edeceğim. Keşke daha çok telifli ve güncel yazarlar olsa.
Öykülerimin Esperanto versiyonunu seslendirdiğim playlist:
Şimdilik dört öykü var, umarım sayısı artacak. 
Storytellde Alaycı Kuşu bitirdim.
Seslendirmesi çok hoştu. Kitabın 2 ana karakterini kadın ve erkek ayrı ayrı seslendirme sanatçıları seslendirmiş. 2sinide çok başarılı buldum. Distopya bir evrende geçiyor hikayemiz. Konusuna uzun uzadıya değinemeyeceğim fakat oldukça tutarlı bir hikaye anlatımı var. Şok edici sonuçlar doğurmuyor hikayemiz. Ancak öykü olarak distopik bir evrende giriş gelişme ve sonuç bölümlerini çok doyurucu veriyor. Tam sıkılmaya başlıyorum derken, yazar birden hikayede başka bir yola giriyor. 10 üzerinden 7 buçuk 8 puanlık bir kitap bana göre. Vakti olan dinlesin.
Filmi de güzeldi ama baya eski şimdi göze ne kadar iyi gelir bilemedim. Kitabı okuduğumda ortaokula gidiyordum ama sonundaki twist hâlâ aklımda. Grange ve Dan Brown o kadar akıcı ve sürükleyiciydiler ki onlar sayesinde baya güzel okuma alışkanlığı kazandım. Grange’in de en iyi ve akıcı kitabı bu bana göre.
Dan Brown bütün kitaplarını okudum çok severim. Bu kitap da süper gidiyor öylesine yürürken dinleyeyim demiştim çok sarınca da devam ettim. Malazan gözleri yaşlı yine bekliyor kenarda… Bitirince filme de bakayım çok merak ettim. 
Malazan senin elinde çürüdü çürüdü… 
Hahahhahahaha o kadar doğru ki. Hakkını veriyorum diyelim biz ona. 
Her cümleyi hatta kelimeyi bile düşünerek okuyorsun değil mi? Ben öyle okuyorum. Yazar arkeolog olduğu için bazı kelimelerin altını fırçayla temizlememiz gerekebilir.
Hahahah o kadar güldüm ki 
Kumar tutkusunun üzerinden iradesiyle gelen bir gencin, kesin kazanan kartların sırrıyla aklının çelinmesinin hikayesi…
Alabilen kitap halini alıp görselleriyle birlikte okumalı ama olmuyorsa da dinlerken bile çok şey öğretiyor.
Öyle mor renk huzur rengi, kırmızı iştah açar mutfağı o renge boya gibi şeyler söylemiyor. Dediği her şeyi insan psikolojisine göre açıklamasını yaparak ve en önemlisi kişinin bireysel rahatlığını ön planda tutarak anlatıyor.
Not ala ala gidiyorum. Çok sevdim ve dikkate alacağım.
Bende geçen hafta başladım, yaklaşık 2 3 saat dinledim. Tabi öncesinde önerilere göre Munihe kadar 6 mezarı dinledim. Tek kelime ile bayıldım. Seslendirme olsun, kitabın kendisi olsun harikalar. Özellikle Baba filmi neden film olan kitapların aslına sadık kalınması gerektiğinin birebir örneği. Kitabı dinlerken film resmen kafamda dönüyor. Çok güzel. En müsait zamanında 2 3 seferde bitirmeyi planlıyorum.
Ben bitirdim. Hatta sonrasında da Fareler ve İnsaları dinledim.
Baba
Kitapda filmide tam bir efsane. Peki neden efsane, çünkü filmi romanın aslına sonuna kadar sadık kalınarak çekilmiş. Gerek oyuncular gerek senaryo gerek filmin akışı birebir aynısı. Dinlediğim yerde bir yeri kaçırırsam hemen film sahnesi geliyor gözüme. Filmini sevenlerin kesinlikle dinlemesini tavsiye ederim.
Fareler ve insanlar
Çoğumuzun bildiği okuduğu veya dinlediği bir kitap. Çok güzel bilindik akıcı bir kitap. Sonunda çok duygulandım. Ben böyle kitaplarından çok etkilenirim. Dinlemek isteyenler için 1.2 hız ile 2 buçuk saat sürüyor.