Dök İçini Rahatla

Kadınların çoğu aldatmaya meyilli değildir fakat ihanet eden erkeği hissederse genellikle intikam için aldatabilir ve erkeğin ruhu bile duymaz. İlgi görmezse tabii ki gördüğü erkeği tercih edecektir. Kadınlar çok eşliliğe meraklı değildir aslında yani sizden gerekli ilgi, saygı ve sevgiyi görüyorsa beş kuruş paranız olmasa bile ömür boyu yanınızdan ayrılmayabilir. Kadını yoran genel olarak erkeğin kaba ve ilgisiz tavırlarıdır. Sorumsuz erkekler özellikle kadına güven vermezler.

Erkek ise sevse de aldatabilir çünkü onu ihanet kabul etmez hatta bu biraz biyolojik bir sorundur aslında. Aşık erkek ise kolay kolay aldatamaz yani istese de yapamaz. Erkeğin aldatması çoğu zaman fiziksel çekimle alakalı olsa da tek sebep bu değildir. Kadın huzursuzluk verecek kadar dırdırcı bir yapıda ise erkek genelde o kadından kaçmaya çalışır.

Genellemek mümkün değil çünkü koşullar-genler-hormonlar derken iş çok karmaşıklaşıyor.

3 Beğeni

Dikkatimi öyle bir dağıttın ki benim de beynimde ışıklar çakıyor sayende.:slight_smile:

2 Beğeni

Tek eşlilik, çok eşlilik, sadakat aldatma vb konularda bilimin, evrimsel biyolojinin penceresinden bakmak isteyen arkadaşlara Jared Diamond Üçüncü Şempanze kitabını öneririm.

12 Beğeni

Gerçekten çok direndi. O haliyle bile ne ödevlere, ne filmlere kurtarıcı oldu. Gördüğüm en dayanıklı şeylerden biriydi.
Sonra emekliye ayrırdık :nerd_face::nerd_face::nerd_face:

4 Beğeni

İçimdeki benlerin gevezelikleri yüzünden aynı anda üç kitap okur oldum bir anda… :joy: Bugün kargodan gelecekle birlikte beş olması an meselesi… :expressionless:

8 Beğeni

Aynı tür olmamasına dikkat ederek ben hep öyle yapıyorum :slight_smile:

2 Beğeni

Efendim, ben de izniniz olursa ek yapayım:

Louann Brizendine’den iki kitap, Kadın Beyni, Erkek Beyni. İkisi de Say Yayınları’ndan çıkmıştır.

Bir de bulabilirseniz, Helen E. Fisher’dan Cinsel Aşkın Anatomisi kitabını da öneririm. Farklı toplumlar üzerinden kadın-erkek ilişkileri üzerine antropolojik değerlendirmeler içeriyor.

6 Beğeni

Her 3 kitabı da yakın gelecekte edinip, okumak için alışveriş listeme ekledim…

2 Beğeni

Üçüncü kitabı bulmak zor olabilir. Bulamazsanız, çok zorlamayın :sweat:

2 Beğeni

Kitabı Nadir’de buldum, fiyatı da oldukça uygunmuş

3 Beğeni

Aslında olay şöyle gelişti:

Ne güzel oturabilmiş ve Notos’un baskısı olan Saki’nin öykülerini okuyordum. Sonra içimdeki diğer sesler konuşmaya başladı.

(Ya Kırmızıkedi yayınları Lady Anne Susuyor kitabı da aynıysa?
Bence kalkıp bak.
Bence hiç kalkmasın yeni oturdu.
Of, kim kalkacak şimdi?)

Ben yan gözle kitaplığa baktım. Bir süre bakıştıktan sonra o kadar üşendim ki bir öykü daha okudum. İçimdeki sesler gittikçe çileden çıkartınca beni dedim “Lanet olsun, tamam be gidip bakacağım!”

Bu vesile ile kalktım Babil Kitaplığı olanı aldım. Baktım ki çevirmen aynı. Eh, dedim iyi bari. Fakat kitabın yarısı aynı olmakla beraber yarısı değişikti. Bi ondan bi şundan derken Saki’nin alaycılığı aklıma Diskdünya’yı getirdi. Vay sen misin efendin bunu düşünen! İçimdekiler delirdi. :joy: Ama nasıl üşeniyorum… Kalkacak gücüm de yok. Bitmişim ve yığılmışım bir kez. Dedim “Bir Diskdünya filmini izleyeyim de geçsin bu istek.” Geçer mi? Geçmedi…

Homurdana homurdana kalktım Fantastik Işık kitabını aldım. “On sayfa filan bakayım da içim geçsin,” dedim. 55 sayfa okumuşum. :joy:

E, şimdi kargodan da Kitap Kulübü’nün bu ay seçilen kitabı gelecek. Ona da başlamam lazım. Bir de iki tane daha Saki var. Onları da kontrol etmesem olmaz. Bir yandan da bir tanesi ısrarla “Malloryan” diyip duruyor.

Yazık bana… :sob::exploding_head:

6 Beğeni

Güzel, güzel :blush: :+1:

3 Beğeni

Dört gün önce Ballard’ın Çarpışması’na başladım - çok deli, manyak bir kitap- ama iki üç gün sonra okulda konuşacağız diye Woolf’ün Kendine Ait Bir Oda’yı da okuyalım dedim incecik kitap ama Çarpışma’yı bitiremeden Woolf şey etkisi yaptı ıspanak üstüne kola okuyamıyorum yani. Bir de kütüphaneden aldığım Kaçan Ayna’nın teslim süresi dolmak üzere beş gün falan var bir sayfa okumadım. Bir de okuyup özetini çıkarmam gereken -2 gün sonraya- makale var 30 sayfa ama akademik makale okurken içim bayılıyor. :fearful: :woozy_face:

Ben ne yapacağım??? :exploding_head:

6 Beğeni

Okulu as, makaleyi oku, özetini yap, Kaçan Ayna’nın süresini uzat, Çarpışmayı bitir. :joy:

9 Beğeni

Bizim makaleler Osmanlıca (hemde matbu değil rika idi) olurdu, önce onu cevireceksin de sonra okuyup anlayacaksın peh. Ben ne yapacağım ya? sorgusuna hiç düşmedik çünkü makale geldi mi hayatımız tek yönlü olurdu. Bi’ de hatt-ı siyakat olurdu sen harf çevirdiğini sanarken aslında uğraştığın şey harf değil rakam olurdu :joy::joy:

“Çeviri yap, çeviri yap. Müzik dinleme kafan karışır, film izleme gözlerin yorulur, uyanık kal kahve iç, ne halı sahası maç ders notunu yükseltmeyecek (en yüksek Dc olurdu, çan eğrisi hep aşağı bakardı :joy:)”
Yaz okuluyla falan atlattım
siyakat_yazisi_nedir_siyakat_ornegi_h670792
Ahanda bundan sayfalarca

2 Beğeni

Nefes açlığı diye birşey varmış. Beynine bile söz geçiremiyorsun. Sıkıntılı. Tavsiyesi olan varsa açığım. İlaçsız çözmek istiyorum bu süreci. :slight_smile:

1 Beğeni

Ben olsam 3-4 saat uyurum, kitapları bir kenara bırakırım mecburen. :slight_smile: Ben de edebiyat okuduğum için bazı çok sıkıcı hikaye ve romanlar okumam gerekiyor. Öyle ki bazen yeter diye bağırıyorum. İnsanın içini çürütüyor.

3 Beğeni

Bu makaledense benimki daha kolay göründü, haklısın :smile: Tek sorun beş sayfa ilerledikten sonra ne okuduğumu unutmam ve konu sıkıcılığı nedeniyle yeni okumayı öğrenen çocuk hızında okumam :slight_smile: Türkçe olduğu için şanslıyım sadece, iyi atlatmışsın.

1 Beğeni

Ben kitap okurken değil akademik makale okurken sıkılıyorum, bölümüm siyaset. Kitap okuyunca rahatlıyorum ama dün hangi biriyle uğraşayım derken en sonunda hiçbir şey yapmamış oldum. :neutral_face:

2 Beğeni

Ya şu Eurovision’a bir kez daha katılsak da Hayko Cepkin çıksa. Başka ne isterim. :sweat_smile: Oh, söyledim rahatladım. Mis…

6 Beğeni