Dök İçini Rahatla

Hahaha :joy: Ya zaten sıkıntı tam olarak bu. Hep “çevirmen çevirememiş” oluyor, kimse yazara toz kondurmuyor. Neyyyseee…

Öyle yapmaya çalışıyorum ben de. Zaten o yüzden zor oluyor ya :slight_smile: Hazır bir metni çevirmek yerine oturup bunu nasıl güzel bir şekilde anlatabilirim diye kendi cümlelerimi kuruyorum. Bu da yoruyor. Çeviri hızı da düşüyor.

Bu arada benim de çok param kaldı eski çalıştığım yerlerde. Daha mesaisi birikip de tamamını alabileni görmedim maalesef. İnşallah sizin de öyle olmaz.

@narpal Alttaki yazıyı görmeden önce benim de 6:45 geldi ilk aklıma :slight_smile:

Ama niye öyle diyorsun @Agape? Mazer Rackham’ın adını bile yerelleştirmişler, Mazhar yazmışlar bazı yerlerde. Hizmetse hizmet, yerelleştirmeyse yerelleştirme :joy:

9 Beğeni

Ben de onun için diyorum zaten. Sen bir de düşünsene ben İngilizce filan biliyorum… Neler neler derim fiuuu. :smiley:

@mit Mazhar deyince aklıma Ruhsar geldi? Şu an bağı tam çıkartamadım ama olsundu. :smiley: Ben çevirmen çevirememiş demeyi seviyorum. Hobi gibi benimkisi özellikle Türkçe kitaplarda demek daha da hoşuma gidiyor. :sweat_smile:

Reklam: Güncel kitap çevirilerinde itinayla yardım edilir. İtirazı olanlar kurbağa çevrilir. Ücret için lütfen bize ulaşınız. :buyucu:

3 Beğeni

Aynı problemi ben de yaşıyorum. Hiç sevmiyorum güncel kitaplar çevirmeyi.

2 Beğeni

6.45 gelirdi benim aklıma da.

Silmarillion kitabını sevememe nedenim 6.45 yayınlarıdır. Bu sene İthaki baskısından okuyayım diyorum ama elim gitmiyor bir türlü.

2 Beğeni

Aaah aah. Yaredir içimde çeyrek kalanın Ender’s Game çevirisi. O kadar ki direkt yok sayıyorum.

Başka bir yayıneviyle ilgili konuşmak benim için ne kadar doğrudur bilmiyorum ama üstünden yıllar geçmiş, anlatmakta beis olmaz heralde: 2002 yılında on kere okuduğum ve delisi olduğum Ender’s Game’in (gerçekten artık birçok yerini ezbere biliyordum) çeyrek kaladan çıkacağını duydum ve heyecandan titremeye başladım. O hafta içinde hemen Kızıltoprak’taki ofislerine gittim ve “Lütfen, ne olur ben çevirmek istiyorum bu seriyi. Ne yapmam gerekir acaba?” diye sordum. Adamlar bana, sen kim köpeksin, çektiler ve kuyruğumu sıkıştırıp geri döndüm. İçimden de diyorum, Lan sen de ne safsın. Koskoca yayınevi bu kadar önemli bir kitabı senin gibi birine mi verecek? Çevirmenleri yok mudur onların sanıyorsun?
Yıllarca süren bir bekleyişin ardından (yanılmıyorsam 2006-2007 civarı olması lazım) bir gece kitapçıda raflarda gördüm, "Ender’in Oyunu"nu. Anam! dedim, çıkmış. Hemen aldım kitabı ve ortasından bir sayfa açtım. Kitabı ezberlediğim için İngilizcesini çok iyi biliyorum:
“Sir, do we attack now?”
“I think so.”
“Sir, it has to be an order. Armies don’t move when a commander thinks so.”
Bunu,
“Efendim saldıralım mı”?
“Galiba,”
“Efendim, bir düzen olmalı…” şeklinde çevirmişler. (Emir anlamındaki order sözcüğünü, düzen olarak çevirmişler)
Doğal olarak yıkıldım ve o andan itibaren, “Ben anlamıyorsam benim salaklığım. Yayınevinden/yazardan/çevirmenden daha iyi mi bileceğim?” düşüncesini kafamdan attım.

Bir yıl sonra öğrendim ki kitabın çevirmeni ile yayınevi sahibi bir gönül ilişkisi içindeymiş ve kitapların ona çevirtilmesinin sebebi buymuş. Hatta hanımefendi o kadar güzelmiş ki kim olsa çevirmesi için kitabı ona verirmiş. Benim yine ağzım açık, Lan sen de ne safsın, diyorum kendime içimden. :slight_smile:

30 Beğeni

Hatta o kadar güzelmiş ki okuyanlar sırf bu yüzden çeviri hatalarını görmezden gelebiliyormuş diye bir rivayet duymuştum.

Şaka bir yana güzelim seriler çok alakasız konulardan p… (başka tabir gelmedi aklıma) olmuşlar resmen.

2 Beğeni

6:45’in modası geçmedi ya yoksa retro mu oldular? Ben zamanımızın modası Akılçelen böyle devam ederse geleceğin modası da İthaki olur diye düşünüyorum.

1 Beğeni

Aslında herkesin ne düşündüğü çok önemli değil. Herkes her konuda yorum yapmaya yetkin görüyor kendini, buna dikkat. Sektör içinden yorumları dikkate alarak kendini değerlendirmek daha anlamlı ve faydalı. Bugün herkes alanı olsun olmasın her konuda ahkam kesiyor bir de bunu öyle bir kendinden emin yapıyor ki insan ister istemez dikkate alıyor. Ama almamak lazım çünkü işin içini bilmeden yargılayanların özgüven ve hadsizlik ayrımı yapabildiğini sanmıyorum, bu yüzden işi yargılanan bu ayrımı yapmak zorunda. Aksi halde başarısızlığa gidersin, yanlış bir yoldan değerlendirme yapmış olursun sonuçta. Uzun lafın kısası, işin içini bilenler zaten mantığa yatkın bir dönüş yapacaklardır.

Ben burada 1 sene 4 aylık alacağımı bırakırsam burayı ateşe vermeden gitmem. Eninde sonunda verecekler onu biliyorum ama para değer kaybediyor o kötü…

3 Beğeni

Son zamanlarda her şey intihar etme isteğimi yükseltiyor. İntihar bağımlısı gibi bir şey oldum ve intihar etme düşüncesi bana bir huzur ve zevk veriyor. Bilmiyorum…

1 Beğeni

İntihar bir çözüm değil sevgili Emre. Eğer durum buysa psikolojik destek almanı tavsiye ederim. Kendine mukayyet ol.

1 Beğeni

Ben çevirmenlikten hiç anlamam. Yalnız mesela Dost Körpe çevirilerini okurken genelde sorun yaşıyorum. Eleştirebilmem için okuyucu olmamın yeterli olacağını düşünüyorum. ( Seviyeli bir üslupla, hakarete varmadan, yapıcı olarak tabii ki. )

1 Beğeni

Şu şekilde çevirilseydi ne düşünürdün?

  • Saldıracak mıyız, komutanım?
  • Sanırım
  • O zaman emir vermelisiniz. Komutan öyle sanıyor diye ordunun harekete geçtiği nerede görülmüş?
2 Beğeni

tabii ki. benim demek istedigimle ilgili bir sorun var mı?

1 Beğeni

Bu kısım için yazmıştım.

1 Beğeni

Emre kardeş konuşmaya ihtiyacın varsa özelden yazabilirsin. Sıkma canını.

1 Beğeni

ben onu okurların çevirmeni eleştirmesi anlamında söylemedim. okurun eleştirmesi daha iyi hatta. benim burada dediğim genel olarak sosyal medyada hemen hemen hiçbir şeyi beğenmeyen ve her şeyi yerden yere vururken konuyla hiçbir alakasi olmayan kitle. çeviri boyutuna indirgersek, şayet okur çok iyi yabanci dil biliyor ve hatalar tespit ediyorsa kesinlikle bunu söylemeli. ama aynı okur mecazdaki birebir çevirinin imkansizlığını da fark eder. dediginiz çevirmeni elestiren biri vardı. ekşi sözluk yazarıydi ve tespitleri çok dogruydu. buna bir sey demiyorim zaten yayınevi savunucularindan değilim burada. arkadaş gönderisinde edebiyat parçalamış yeni nesil yazar çevirisi zorlugundan bahsediyor. burada hakikaten bir zorluk söz konusu. söyledigim bu.

ek: ornek verecek olursam geçen biri bağnaz bir sekilde yapay zekanin dünyayı ele geçirmesinden bahsediyordu. konusmaları okudum adam o kadar emindi ki uzmanlık alanı ne diye baktım. uzaktan yakindan alakasi yok. takipcisidir tamam ama iki gün sonra MIT tech review bunun henuz söz konusu olmadıgıni haber yapiverdi. dedigim hadsizlik ve ozguveni karistiranlarla ilgili

2 Beğeni

@mit Birkaç aydır dikkat eksikliğinin yanına depresyon da eklendi. Bir sabah bir akşam olmak üzere iki ilaç içiyorum ama kafamı daha çok bulandırdılar sanki bilmiyorum neden böyle oluyor.

@Kingebu Sizinle de eskiden depresyondayken kavga ettiğimizi hatırladım bu vesileyle sizden özür dilemek isterim. Konu neydi tam hatırlamıyorum ama olsun. Konuşacak da pek bir şeyim yok zaten konuşamamaya başladım son zamanlarda. Konuşmalar eski lezzetini kaybetti hayat gibi.

2 Beğeni

Önce babamı, sonra ikiz abilerimi, en son annemi kaybettim. O arada hastalandım, aylarca yürüyemedim, hâlâ yürüyüşüm kısıtlı, ağrılarımdan ötürü çok ağır ilaçlar kullanmak zorundayım… kim bilir belki daha kötü günler bekliyor… bazen benim de aklımdan geçti bu düşünce. Psikolojik destek aldım, sonunda sildim kafamdan. Demem o ki, bu düşünceyi kafandan çıkarmaya çalışmalısın. Hatta psikolojik destek al. Paylaşmak istediğin bir şey olursa özelden yazabilirsin. Kendine iyi bak arkadaşım.

Bu arada bazı antidepresanların intihara meylettirdiğini okumuştum. Ona da dikkat etmeni öneririm

8 Beğeni

Çok üzüldüm adınıza, geçmiş olsun her şey için. Kafanızdan nasıl sildiniz tam olarak? Benim 2-3 yıldır var tetiklendiğimde nüksediyor sürekli. Bir psikolog ve doktorla görüşüp çözebileceğimi sanmıyorum.

2 Beğeni

Nelerden kaçmak istiyorsun, bilmiyorum; sana hayatta yaşarken zor gelen ne ve nelerle yüzleşmek istemiyorsun, bilmiyorum… Birilerine yük olduğunu mu düşünüyorsun, bilmiyorum. Hayat boyu kafanda düşündüğün ve olmak istediğin o noktadan çok mu uzaktasın, bilmiyorum. Kendini başarısız ve işe yaramaz mı görüyorsun, bilmiyorum. Bildiğim tek şey varsa o da bir gün zaten ölüp gideceğindir.

Kimsenin seni önemsemediğini, sevmediğini veya hayatın beklentilerinin dışında ilerlediğini düşünebilirsin. Gelecek senin için karanlık görünebilir. Bunlar geleceğin senin için karanlık olacağı anlamına gelmez. Bunlar senin bakış açının yarattığı olumsuzluklar sadece. Ortalama insan ömrünü düşündüğümüzde yaşadığın şeyler belki sana ağır gelmiş olabilir ama geçmişe baktığında mutlaka özlediğin ve seni mutlu edecek şeyler olmuştur. Gelecek de bir geçmiş olacak ve yine aynı şekilde duygulara kapılacaksın.

Yaşayacağın çok fazla deneyim var. İçinde bulunduğun bu basık, karanlık ve kendi kendini yediğin huzursuz düşüncelerden arınıp ileriye bakman lazım. Dört duvar içindeki sessiz, yalnız ve umutsuzluk perdesiyle çevrelenmiş kutundan dışarı çıkmalısın. Pencerelerindeki tozları temizle ve dışarıdaki güneşli güne gözlerini acıtsa bile alışmaya çalış çünkü çıkış yolu sadece senin içinde. Kimse senin elinden tutup oradan çıkartmayacak. Kalkıp oradan çıkacak olan sensin. Başarısız oluyorsan umursama, bunu bir tecrübe olarak düşün.

Etrafındaki çoğulluklara aldanıp kendini onlarla kıyaslıyorsan kıyaslama. Bazen bazılarımız da azınlıklar olarak yer almaktayız hayatta. Azınlıklardan hangisi olduğunu bul, kendini keşfet. Kendimizi içinden çıkamayacakmış gibi hissettiğimiz zamanlarda ölmek bize bir kaçış olarak görünür çünkü savaşacak güç bulamayız kendimizde. Kendini kurtaracak olan yalnızca sensin çünkü herkes içinde ve hayatında dışa vurmadığı benzer veya onlara ağır/farklı gelen sorunlarla cebelleşiyorlar. Herkes kendisiyle savaşır şu hayatta. Sen de kendinle savaşıp kazanmalısın. Kimse için yaşamana gerek yok, kendin için yaşa. Seni ne mutlu ediyorsa onları yap. Hayat bir kez tecrübe edeceğin bir şey ve bu tecrübeyi keyifli hale getirmek de, ızdırap haline getirmek de senin elinde. Seni engelleyen şeylerden arın.

Bilmediğim birçok konu üstüne değinmeye çalıştım. Umarım anlatabilmişimdir.

6 Beğeni