Dök İçini Rahatla

Of bu migren ne lanet şey. İki gündür mahvetti beni ne ilaç fayda etti ne uyku. Aylardır olmuyor diye seviniyordum resmen acısını çıkarttı.

Sütlü türk kahvesi iç, karanlık ve sessiz bir yerde uyumaya çalış.

1 Beğeni

Normalde kahve içince veya sessiz karanlık bir yerde bir iki saat uyuyunca geçer kalmaz bir şey. Dün değil önceki gün akşam başladı. Gece deliksiz uyumama rağmen dün sabah baş ağrısı ile uyandım. Bugün daha iyi gibi sütlü türk kahvesini deneyeyim. Teşekkürler öneri için.

1 Beğeni

Migren ataklarında kahve tüketmek her zaman çözüm değil, aksine fazla tüketimi migreni tetikleyen unsurlardan. Süt ve kreması gibi türevleri de aynı şekil. Benim keşfettiğim en iyi doğal ağrı kesici zencefil sanırım. Baş ağrısına eşlik eden mide bulantısına da fazlasıyla iyi geliyor. Sessiz, karanlık bir ortamın yanı sıra sıcak da olmasın bulunduğunuz yer. En ufak kokunun bile olduğu ortamlardan kaçının çünkü hassaslaşıyorsunuz. Başınıza da soğuk kompres uygulayın sık sık. Geçmiş olsun.

4 Beğeni

Migreni tetikleyen şeyler kişiden kişiye değişiyor bildiğim kadarıyla. Ben de kahve içmekten kaçınıyordum arttırıcı etkisi var diye ama bir gün kahve içince iyi geldiğini gördüğüm için çok ağrıdığı zaman içiyorum. Çok şükür mide bulantısı olmuyor bende. Bugün daha iyiyim ama akşam artarsa zencefil ve soğuk kompresi uygulayacağım. Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.

1 Beğeni

Yalnızlık gittikçe insanı dibe vurduruyor. Toparlanmak gerek ama nasıl ne zaman?

İçimi dökmek istediğim konu fazla ama ben bir tanesini seçiyorum şimdilik.

Çokça kitap okuyan birisi değilim.Okuma sevdasına yeni başladım da diyemem ama okuduğum kitapları toplasan üç rakamlı bir sayı çıkmıyor ortaya.Hatta bu foruma üye olmaya hakkım var mı diye düşünmüyor değilim. :sweat_smile:

Ben insanların,başkalarının zevklerine,fikirlerine,sevdikleri şeylere,sırf kendisine doğru gelmediği,beğenmediği için neden bu kadar küçümseyici vs. baktıklarını anlamıyorum.

Geçen yıl,yaşça büyük olan bir tanıdığım kitaplığıma bakara “Bu çöpleri okuma” demişti. Okuduğum kitapları çokça sorguluyordum.Bu sözün söylenmesi kafamı iyice kurcalamıştı.
Sanırım benden istenen şey klasik ya da bana bilgi katacak kitaplar okumam.Elbette klasik kitapları okuyacağım.Ancak ben belirli bir yaşa geldiğimde okumayı düşünüyorum.Klasik okuyan bazı insanların,diğer türde okuyan insanları küçümsediğini çok gördüm.Eskiden klasik okuyan insanları bilgili ve üstün görüyordum.Hatta kitap okumak bile bir üstünlüktü benim için.Ancak kitap okumanın,film izlemek gibi övünülecek,abartılacak bir yanının olmadığının sonradan farkına vardım. :roll_eyes:

Sosyal medyada kitap tartışmalarından sonra toplu taşımada bestseller olan kitapları ya da manga vs. şeyleri okumamaya çalışıyorum.Takıntı haline büründü bu konu bende :sweat_smile:
Aslında konu sadece kitapla ilgilide değil. Başkalarına göre izlediğin film,dizi ya da ne varsa,onları izlemen bile senin “seviyeni” gösteriyor-muş. Bunları bende yaptım “bunları izleyen,okuyan var mı cidden” diye saçmaladığım çok şey oldu. :zipper_mouth_face:

Sanırım insanlar,başkalarının hayatlarına burnunu sokmaya devam edecek.Hem aynı şeyleri düşünemeyeceğimiz için,tartışmalar hep sürecek. :man_facepalming:t2: :man_shrugging:t2:

4 Beğeni

Bende migren tuttuğunda kahve içmek zorunluluğu var. Ayrıca korkunç derece yeme hissi başlıyor yerken ağrılarım hafifliyor. Duşa girip kaynar suyun altında saatlerce kalabilirim o zaman çok çok hafifliyor ama duştan sonra parça parça geri geliyor.

En etkili ilaçlarım Etholfort ve Amigren. Aşırı şiddetlenirse Bi-profenid tablet alıyorum ama genelde en şiddetli ağrıya ulaşmamışsam bunu almıyorum zira baya sağlam bir ilaç.

Sessiz, karanlık, loş ortamlar kısmı benim içinde geçerli. Bu halt herkesde farklı işliyor…

2 Beğeni

Sıkma canını. İlk kitap okuduğum zamanlar ben de çok kötü kitaplar okumuştum, ama şimdilerde okuduğum kitapların kalite seviyesini attırmayı başardım. Geçmişe doğru bakınca okuduğum kötü kitaplardan pişman değilim, çünkü onları okumasaydım belki de kitap okuma alışkanlığını kazanamazdım.

Okuma alışkanlığını kazandıktan sonra insan ister istemez daha kaliteli kitaplar okumak istiyor zaten, o yüzden başkalarının lafına bakıp da şimdilik sevemeyeceğin kitapları okuma.

1 Beğeni

Cidden herkeste farklı işliyor. Benim de iştahım kaçıyor. Mesela bazen en son sabah kahvaltı yapmış oluyorum akşam olmuş çoktan acıkmam gerek açlık bile hissetmiyorum.

Doktor bana Migrex verdi. Doktora gittikten sonra hiç migrenim tutmamıştı geçen gün ilk kez kullandım fayda etmedi ama.

Ben 2 yıldır 40 kişilik bir yurttayım. Başta kimse okuduğum kitapları beğenmedi. Sorsan diyorlar ki “Kendini geliştirecek kitaplar okumalısın.” ama hiç kitap okuyorlar mı?

Kendi beğenilerimde hiçbir sorun görmüyorum. Hatta çok övdükleri kişisel gelişim kitaplarının beş para etmez sosyal medya metinleri olduğunu düşünüyorum. Şuan için okuduğum fantastik kurguların beni geliştirmediği de sadece deneyim etmemiş bir kişinin söyleyebileceği cümle.

2 yıl içerisinde bana yani okuduklarıma alıştılar hatta fantastiğe giriş yapan delikanlılar oldu. Mahallede sayısız kavgası olan arkadaşlarım -bununla iyi övünüyorlar, yanlış anlaşılmasın severim onları- yakın zamanda Harry Potter okuru oldu. Bunda benim de payım olduğunu düşünüyorum.

Hâlâ boş kitap okuyorsun diyen de var ama onlara da diyecek bir şeyim yok artık. Onların yorumları bir kenara, tarih okumanın bana gerçekten katacağı şeyler olduğuna inanıyorum. Bir yerden başlamak lazım ama hadi hayırlısı.

Kitap okuyacağız diye Atakan olmak zorunda değiliz.

8 Beğeni

Yanlış olan algı kitabın seni yeni bir insana dönüştüreceği ya da seni olduğundan çok daha kültürlü bir hale getireceği. Bu doğru değil. Her konuda olduğu gibi kitap sana senin almak istemediğin bir şeyi katamaz. Ben "Küçük Prens"i okur, duygu ve düşüncelerimi gözden geçiririm. Üzüntülerimizin sıradanlığını görür kendime bir ders çıkarırım. Biri “Harry Potter” okur ve Sevginin aslında en büyük büyü olduğunu görür bir başkası arkadaşlığın değerini anlar, bu kitaplara aşina olan bir başkası Voldemort’un nerede hata yaptığını düşünerek bitirir seriyi.

İyi kitap diye bir şey yok bana kalırsa. Sana hitap eden ya da etmeyen kitap var. Mesela kişisel gelişim kitaplarına hiç sıcak bakmıyorum ama " Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı" isimli kitabı çok sevmiştim, sebebi kendime dersler çıkarıyor olmam değil de içinde barındırdığı hikayelerdi. “Vazgeçebilmek” isimli kitabı 10 sayfa okuyabildim sadece.

“Bu kitap ne anlatıyor”, “Ne okuyorsun” gibi sorulara askerde olduğum için çok denk geliyorum. Diskdünya okuyordum en son mesela. Ver ben de okuyayım diyor bir tanesi. Önce şu kitapları okuman lazım bu 40 kitaplık bir seri diyorum. Biraz sessizlikten sonra geçip gidiyorlar :smiley:

6 Beğeni

Ben de aynı durumdaydım son sene kitap okuttuğum arkadaşlara birer, ikişer kitap aldırdım. :smiling_imp:

1 Beğeni

(fazlasıyla “ben” cil bir yazı oldu kusura bakmayın :thinking: )

Hocam su akar yolunu bulur demişler.

İlkokul 1.sınıftan itibaren kitap okumayı seviyordum ama düzenli okumazdım. O zamanlar oyun ve futbol ağır basıyordu benim için. Ortaokulda çokça kitap okuduğumu hatırlıyorum. (Türkçe dersindeki ödevlerin de bunda payı var.)
Şeker portakalı, inci, sol ayağım gibi kitapları okuyunca kitap okumak benim için çok daha önemli hale gelmişti. Ailemin maddi durumu iyi değildi o zamanlar, ben de para biriktirip kitap almaya karar vermiştim. 3-5 defa zar zor para biriktirip o zamanlar bildiğim tek kitapçıya gidip raflardan kitap seçerdim. Sanırım hepsini de yarım bıraktım. Gerçekten kalitesiz kitaplardı. Ve ben uzun süre kitap okumayı bıraktım. Lisede yine bazı vesilelerle okuduğum oldu ama yine düzenli okumadım. Sonra lise 3teyken anlamsız bir vesileyle düzenli olarak kitap okumaya karar verdim. İnternet denen şeyin varlığından yeni yeni haberdar oluyordum ve bu sefer kitapları internetten arattırmaya karar verdim. Kitap al, en iyi kitaplar gibi.

Karşıma kitapyurdu çıktı :smile: Orası da derya deniz malumunuz. Kendimi kaybettim diyebilirim. 1984ler, şeker portakalları, küçük prensler… Çok satanlara girip yorumları okudum. Başkasının yorumlarına göre karar verirsem paramın da boşa gitmeyeceğini düşündüm. Oradan 1 (bir) kitap seçip kitapçıdan satın aldım. Zannedersem olasılıksız idi. Tam hatırlamıyorum. O zamanlar çok beğenmiştim. Devamında Açlık oyunlarının galiba 1 kitabını okudum. Böyle böyle devam etti çok satanlar ile. 1984, Sabahattin Ali kitapları, Sineklerin Tanrısı… Hep çok satanlardan gittim param boşa gitmesin diye. Sonra, zamanla, üniversiteye gidince elime daha fazla para geçince ve internet alışverişine cesaret edebilince (ailem güvenmezdi internete) 3-4 kitap almaya başladım. Farklı türden. Kitap kitabı açtı. Yazar yazarı. Yorumların çok faydası oldu. Ve aradan geçen 4-5 yıl sonunda kendi zevkimi az çok bulmaya başladım. Hala da bu zevk meselesi değişiyor çünkü insanın çokça değiştiği yaşlardayım. Şimdilerde (ortaokulda 5 kitaplık bir yanlı tarih serisi okumuştum, 2-3 tane de kötü yazılmış tarih kitabını yarım bırakmıştım ve tarihten nefret etmeye başlamıştım.) yüzeysel ama önemli bilgiler içeren bir tarih kitabı okuyorum. 5 sene önce çok satanları değil de bu kitabı okumaya kalksam kitap okumaktan iğrenir ve bir daha kitaplara elimi sürmezdim sanıyorum. Ama şimdi gayet hoşuma gidiyor bilgi içeren kitaplar okumak. Daha zor metinler okumak tuhaf bir tat veriyor, mazoşizm demezseniz :smile:

Film meselesi de böyle kendi adıma. Lise 2den itibaren (7 yıl falan oldu) öncelikle çok beğenilen, çok izlenen filmleri seyrettim. O zamandan bu yana yaklaşık 300 film izledim. Artık kendi beğenilerim oluştu. Daha kültürlü oldum, daha sanatsal filmler izlemeye başladım demiyorum bakın; kendi beğenilerim oluştu süreç içinde.

Recep ivedik 3’ü beğendim mesela. Bunu birine söylesem ıyk der herhalde. Ama şükür ki başkasının aklıyla fikirlerim oluşmuyor. Recep ivedik 3ü de beğendim, 2001’i de, Godfather’ı da.

Uzun sözün kısası kendi yolunuzu bulmaya çalışın, naçizane önerim. Daha önemli, daha sanatsal, daha edebi, daha işe yarar… Gibi şeyler ömür tüketiyor. Boş verin.

3 Beğeni

Çok çeşitli kitaplar okudum. Hangi kitaba başlarsam başlayayaım sonunu görmeden bırakmam. Haliyle diğerlerinden daha hızlı ve severek okuduğum kitaplar var ancak insanların gözünde bir kitap iyi diye o kitabı okumam, kötü dediler diye de okuaycaksam vazgeçmem. Çünkü kişilerin görüşü insandan insana değişir. Mesela benim özelimde kişisel gelişim kitapları boşa vakit kaybı çünkü kişi yazmış ama kendi fikirlerine göre yazmış, kendi değişkenlerine göre yazmış. Sen kişisel gelişim oku sonra kendine uygulamaya çalış. Sonuç farklı olacak çünkü kitabı yazanla okuyan farklı kişiler. Hatta kitabı yazan kişi bir süre sonra aynı denklemi kendine uygulamaya çalıştığında o denklem onda da önceki sonucu vermeyecektir. Çünkü zaman yazarı da değiştirmiştir. Bu sebepten insanların neye göre nasıl bir kitabın çöp veya iyi olduğuna karar verdiklerini anlamlandıramıyorum. Bu yüzden sadece kitaplar değil her türlü sanat eseriyle yapılan incelemeleri eğer o sanat eseriyle ilgilenmediysem (okumak, izlemek vb.) okumuyorum. Çünkü o eserle ilgilendiğim zaman o eserle ilgili bir ön yargım olacak ve görüşlerim değişecek. Benim görüşlerimin nerede başladığını inceleme yazarının görüşlerinin nerede bittiğini asla bilemeyeceğim. O yüzden listeler, puanlar, "en"ler, karşılaştırmalar, incelemeler beni hiç ilgilendirmiyor.

1 Beğeni

https://www.eksisozluk.com/entry/102864114

Bilmiyorum yeri midir ama yazdığım çizdiğim her yerde paylaştım. Tsk için yardım kampanyası. Ha bu kampanya resmen ilan edilmedi, “ben vergilerimle zaten yapacağımı yapıyorum, devlet zaten buna ihtiyaç duymuyor.” da diyebilirsiniz. Herkese şimdiden teşekkürler.

1 Beğeni

Arkadaşlar interneti yavaşlayan var mı? VPN açmak zorunda kaldım.

Bende bir sorun yok.

1 Beğeni

Paranoyak oldum sonunda :expressionless:

1 Beğeni

Ülke zorluk seviyesini arttırdı sanırım herkes de bir tedirginlik var. İş arkadaşım depremden korktuğundan hergün sağlandığını iddia ediyor.

6 Beğeni