Dök İçini Rahatla

Bir dönem (bir nesil bunla heba oldu) dershaneler sırf sene sonu üniversiteye öğrenci gönderme istatistikleri artsın diye olmadık bölümlere gençleri yönlendirdi.

Ülke şartları zaten malum. Eğitim sistemimize hiç değinmek istemiyorum çünkü neresinden tutsan elinde kalıyor.

2 Beğeni

@AeroKnight-sama Dünyanın en ters adamısın.Samimi söylüyorum çok iticisin sana cevap vermemek için kendimi zor tutuyorum ama mümkün değil ya.Yaşım 30 daha önce de okumuşsundur, benden büyük olduğunu da düşünmüyorum.(Eğer benden büyük isen yazacaklarımın yarısı için özür diliyorum.)Doğal olarak hayatta senden daha tecrübeliyim.Emin ol bu hayatta herşeye ortadan baktım.Galatasaray dışında hiçbir şeye fanatizm beslemedim.(ki o da 5 senedir çok umurumda değil)Yani demem o ki kısıtlı hayat tecrüben ile klişe yorum yapma.Ben memur olmadan önce bir sürü işte çalıştım.Matbaa da çalıştım, kasiyerlik yaptım, fiyatlama üzerine çalıştım, emlak işi ile uğraştım, ağır sanayi fabrikada çalıştım hatta çocukken pazarda su bile sattım.Memur olmak içinde kafamda saç kalmadı.4 sene atama bekledim.Hiçbir zaman kimseye minnet etmedim.Ne torpil aradım ne siyasetçi peşinde koştum.Bileğimin hakkı ile memur oldum.Gelipte klasik memur kafası demeden önce en az 10 yıl daha yaşa ki hayat şartları seni yorsun ve yoğursun.
Çevirmen arkadaş iş konusunda bence dünyanın en şanslı insanlarından.Gayet iyi bir tahsil yaparken bir cesaret ile sevdiği işe yöneliyor ve başarıyor.Ama hayat böyle herkes için mutlu son ile biten film gibi hikayeler barındırmıyor.Doğal olarak risk alıp almamak kişinin o an ki yaşantısının koşullarına bağlı olarak büyük değişiklikler gösterebilir.Hayat sana bazen birşey sunarsa onu ya kabul edersin yada kendine çok güveniyorsan daha fazlasını istersin.Bende çok iyi bir basketbol oyuncusu olmak çok isterdim ama hem boyum kısa hemde gözlerim çok bozuk.Şartlar izin vermedi bende sadece izlemek ve yorum yapmak ile keyif aldım.
Yazımda biraz konu dışına çıkmış olabilirim.Telefondan yazmak çok zor oluyor.Lütfen hayatta ters adam olmaya çalışma kısacık ömrüne yazık edersin.Bulunduğun şartlardan ve çevreden mutlu olmaya çalış ki hayat yaşanılabilir hale gelsin. :slight_smile: Ters adam olsan da seni de seviyorum @AeroKnight-sama O kadar pozitif birisiyim. hejehe

15 Beğeni

Aynen hocam bende sakin ve herşey için stresli olmamayı ancak 27 yaşında keşvedebildim :slight_smile: @AeroKnight-sama bence sizde fazla herşey için kendinizi kötü yönde kasmayın deymiyor gerçekten.

2 Beğeni

İşte, bence bu bir şans değildi. Oldum olası dile çok ilgili oldum. Ortaokulda filan arkadaşlarım dışarıda oynarken ben oturur İngilizce çalışırdım. Hiç kursa gitmedim. 17 yaşında çeviri yapabilmemin nedeni de kendimi geliştirmiş olmamdı. Bir tercüme bürosuna gittim, derdimi anlattım. Adam on dakika sonra benimle İngilizce konuşmaya başladı. Tatmin olmuş olacak ki o gün oradan çıkarken ilk işimi elimde tutuyordum. Ben de üstüne gittim, daha çok çalıştım, daha çok üstüne gittim, daha çok çalıştım. Bu mesleğe başladığımda ne internetim ne de bilgisayarım vardı. Bir kağıda elle yazarak, kafam kadar ansiklopedilerden araştırma yaparak çeviri yaptım. An itibariyle altı dil konuşan bir edebiyat çevirmeniyim.

Bu şans değildi. Bunu ben yaptım. Eğer mimarlığı bitirip sonra iyi bir yere kapak atabilseydim o şans olurdu.

Şunu da ekleyeyim: Ailemden gram maddi yardım görmeden yaptım tüm bunları. 17 yaşında çevirmenliğe başlamamın nedeni de okuyabilmek için çalışmak zorunda olmamdı. Haliyle “Aman ya süper okulumu bırakayım da dikiş tutturamazsam nasıl olsa arkamda ailem var,” kafasında hiç olmadım. Çünkü yoktu.

Kimi zaman ihtiyaç duyduğumuz tek şey biraz kararlılık biraz da cesaret oluyor.

10 Beğeni

Ne okursan oku kendini geliştirmezsen issiz kalacaksın zaten. Ülkenin gerçeklerinden konuşmak gerekirse referansın yoksa kendini ispatlamak zorundasın. Ben burada üniversite ve bölümün önemli olduğunu düşünüyorum. İmkanları yüksek bir üniversitede okuman sana başlangıçta artı puan kazandırır. Sevdiğin mesleği yapmak ömür boyu mutluluktur. Bana kalırsa işletme okumak anlamsız eğer çok istiyorsan İstanbul üninin 2. Üniversite programı var. Uzaktan eğitim ile lisans hayatına decam ederken isletme siplomanı alabilirsin. İtü işletme mühendisliği okuyan arkadaşlarımdan bazıları mezun olur olmaz ceo olacaklarını zannediyordu zamanında. Öncelikle öyle bir dünya yok. Kimse seni yönetici yapmayacak. Tırnaklarınla kazıyarak geleceksin o noktaya. Firmalar daha çok. Önce gel staj yap bizde sonra kadroya alacağız seni deyip. Asgari ücretle kanını kurutup kusura bakma yha kadromuz yok bu sene kriz var biliyon mu diyecekler. Bu durumda hem seveceğin hem para kazanacağın işi bulman lazım geliyor. Çok romantik olmak sonra pişmanlık getirdiği gibi aşırı realistlik de 4. Sınıfta okulu bıraklmaya veya ömür boyu sıkıcı ve mutsuz hayata gidiyor.

Son olarak kimseyi suçlamamak için herkesi dinle, kafanda tart ve kendin karar ver. Sırf baban istiyor diye veya sırf bilmem kim çok başarılı olmuş diye o işe yönelme. Ömür boyu onları suçlayacaksın sonra. Bu kararlar senin hayatını herkesten çok etkiliyor.

1 Beğeni

Şansı “beleşe konmuşsunuz” gibi söylemedim. :sweat_smile: İşte ne güzel ki oldu olası bir şeye ilginiz varmış. Sorun da bu işte. Benim peşinden koşacağım herhangi bir şeye ilgim yoktu. Zaten bu şekilde bir şeye ilgi duyup peşinden koşanlara imreniyorum sürekli.


İçimi de dökeyim biraz.
Teknik bir üniversiteden mühendis olarak mezun oldum. Yabancı dilim var. Birkaç programı ileri derecede biliyorum. Ama yıllarca işsizlik çektim. Asgari ücretli maaşları kabul etmedim. Tanıdık dayı mayı da yok. Doğuda arsasını satan, 40 tane koyununu satan adam müteahhit olup patronun oluyor. Zor bela bulduğum işlerde aylarca maaşı alamadım. Öyle bir hayat işte.

5 Beğeni

Şanstan kastım herşeyin layıkıyla yolunda gitmesiydi.:joy:Yoksa bir sürü kötü olasılık sonucu büyük pişmanlıklarda olabilirdi.Umarım başarınız devamlı olur.

4 Beğeni

Madem işletme okumayı düşünüyorsun, işletme okuyan biri olarak bir iki söz söyleyeyim.
İşletme okuyacaksan ilk önce ne olacağına karar vermelisin. Muhasebeci mi, pazarlamacı mı, yönetici mi? Mesela ben Marmara’da okuyorum. Muhasebe alanında okuyabileceğin en iyi üniversitelerden biri. Daha çok muhasebeye yoğunlaşıyorlar, ama alanların derslerini de görüyorsun ve 4. sene tamamen seçmeli derslerden oluşuyor. Yani son sene istersen 7 tane yöneticilikle ilgili ders seçebilirsin.

Ders zorluğu konusunda ise, ben ticaret lisesi mezunu olduğum için hiç sıkıntı yaşamadım. Bu sayede de hiç ders çalışmadan rahat rahat bölüm birincisi oldum. Yani dersler aşırı zor bir seviyede değil. Tabii, bu dersler konusunda hiç altyapın yoksa ve saçma bir arkadaş topluluğuna dahil olduysan geçmiş olsun. Sınıfı geçsen bile düşük bir ortalamaya sahip olursun.(Ki üniversitede Çift Anadal denen bir şey var ve istersen Hukuk bölümünü de okuyabilirsin. Yani yüksek bir ortalama ve çelik gibi bir iradeyle iki bölümü birden de okuyabilirsin.)

Son olarak, yok şunu okuma, yok şurada okuma diyenleri pek takma. Sürekli yok Zuckerberg, Bill Gates okul okumamış da bak n’apmışlar örneği verip dururlar. Sanki herkes Zuckerberg olacak bu dünyada. Muhasebeci, bankacı olursan başarısız olurmuşsun gibi konuşurlar. Bunlar hep pratik tecrübeye sahip olmayan insanların boş teorik konuşmaları. Ne seni mutlu ediyorsa onu yap.

5 Beğeni

Cevap verip vermemen çok da umrumda değil. Akıl yaşta değil baştadır. Yaşın getirdikleri şeyler de var evet; sukunet, metanet, aza kanaat, çok bilip az konuşmak vs vs. Ben hiç bir zaman ben oldum demedim yaşım kemale erince de demiyeceğim. Bilgelik aynı hatayı iki kere yapmamaktan geçer, yaş sahibi olup hatalar bataklığında boğulmakta değil. Nice çomarlar gördüm hayatını tv karşısında geçirip, üç beş tane çocuk yapıp dünyayı kirleten, nice insanlar da gördüm aklıyla hayata ışık tutan. Allah herkesi ikincilerden eylesin. Amin.

Hayat her şeyi tecrübe edecek kadar uzun değiş. Benim de tecrübe ettiğim bir çok şey oldu, paylaşma lüzmu duymuyorum. Belki sana göre benim bu kadar ters olmamamın sebebi hayata aynı pencereden bakmıyor oluşumuzdur.

1 Beğeni

An itibariyle tekrar düşüncelere daldım. İşletmede mezun olunca ceo olmayı beklemek saçma zaten. Ama asgari ücret için de okumamın bir anlamı yok. Kişinin kendine bağlı bir bölüm ve yurtdışında da iş imkanları var diye düşündüğüm için ona yöneldim. Yoksa avukat olup büroda bekleme ihtimalim var. Tabi işletme okuyup işsiz kalma ihtimalim de var. Pişman olmak istemiyorum. Norveçe gidip garsonluk yapmak gibi bir kariyer planım da var :joy:

1 Beğeni

Yöneticilik istiyorum muhasebe pek bana göre değil. Bilkent var aklımda. Çift anadal bana saçma geliyor ikisinde de idare eder olmaktansa birinde iyi olmak daha iyi. Özel ve iyi üniversitelerde işsiz kalmazsın şirketler oralardan alıyor diyorlar. Aslı var mı bunun? Yoksa bu üniversitelerden de işsiz kalabilirmiyim.

1 Beğeni

İşsiz kalırsın. Sen iyi ol yaptığın işte. Üniversite adı sana bir şey kazandırmaz.

1 Beğeni

Her şey sana bir artıdır. Küçük bir örnek; Eczacıbaşı’nda yöneticilik pozisyonuna başvurduk. Sen Bilkent’ten 3.90 ortalamayla işletme mezunusun, ben de Marmara’dan 3 ortalamayla mezunum. Ama Eczacılıkla çift anadal yapmışım. Sence şirket seni mi seçer, yoksa beni mi? Yani demem o ki, çift anadal yapmasan bile eğer işletme okuyacaksan farklı farklı alanlarda sertifika alman çok yararına olur. Sektöre göre alınan sertifika, not ortalamasından daha önemli olur.

2 Beğeni

Bence Emre’nin ters tavırları ne kadar iticiyse akıl verir gibi konuşmak da o derece itici. Karşıdakinin ne yaşamış olduğunu bilmeden öğüt verir konuşmak bana yanlış geliyor. 15 yaşında bir sürü genç tanıyorum 30 yaşındak insanların bir çoğundan daha olgun ve hayat konusunda daha tecrübeli. Her neyse istenmeden öğüt veren veya kafa okşayan (konuyla alakası yok) insanları sevmiyorum. Ya da şuan benim yaptığım gibi konuyla alakasızken ortasından dalıp fikrini söyleyen insanları da sevmiyorum ama birinin yapması gerekiyordu yoksa forumda baş sallayan sürüyle mevcut. Her neyse kendi fikirlerim kusuruma bakmayın rahatsızlık verdiysem.

1 Beğeni

Hmm anladım. Mantıklı.

1 Beğeni

Bahsettiğim asgari ücretle seni kısa süreliğine stajyer olarak alalım durumu sadece işletme için söylenmiş bir şey değil. Özel sektörde var bu. Ben de yüksek lisansı bu sene bitireceğim ve doktora yapsam mı ama iş aramak lazım okulda ar gör kadrosuna da giremedim beş parasız nereye kadar diye hesap yaparken arkadaşlarımdan bazıları bu şekilde işe başladı. Hatta birinin staj sözleşmesi bitecekken seni kadroya alacağız demişler. maaş bile konuşmuşlar. Stajının son günü çocuğun önüne başta getirmişler. Arkadaşım işe başlama pastası zannederken …'nın şirketimizde son günü diyerek bıçağı eline tutuşturmuşlar. bu şekilde ucuza mühendis çalıştıran 3-4 şirket söyleyebilirim. Ben mühendis olduğum için bu tarafı daha çok biliyorum ama işletme vs alanında da duyduklarım var. Türk patron şirketiyse genelde sana köle olarak bakıyorlar, yabancı ortaklıysa insan olduğunu hatırlıyorlar. Türk Hollanda’ya da gitse, İsveç’e de gitse, Belçika’ya da gitse sosyal imkandan ve maaştan düşüp daha çok çalıştırmaya bakıyor. Etik umurlarında değil. Verdiğim örneklerin hepsini görmüş akrabalarım var.

Bu planı uygulayacaksan bile memleketlinin yanında çalışma. Hemşeri hemşeriyi gurbette … diye çok iyi bir sözümüz var.

Evet şirketler öncelikle iyi üniversitelere bakarlar ama her sene o iyi üniversitelerden binlerce mezun çıkıyor. Sen tek değilsin.
Bir şirketin yöneticisi bana önceden sadece itü ve odtü den eleman alıyorduk ama çok kaprisli oluyorlar. Sorun yaşayınca üniversiteye bakmaz olduk demişti. İtü’de tanıdıklarımın bir kısmında görmüştüm bunu. Hepsinin önünde şirketler sıra olacak zannediyorlardı ilk 2 sene. Staj arama süreci insanın aklını başına getiriyor :slight_smile:

Not: Bu söylediklerim genel bilgilerdir. Her şirket böyle değildir.

3 Beğeni

Bu arada bu da yalan. 2 yıllık mezunu biri gelip işi senden alabilir. İş biraz da stajda bitiyor. Eğer staj yaptığın yerde kendini sevdirirsen, işe başlayacağın yer hazır olur. 1-2 yıllık tecrübeden sonra iş bulmak daha da kolaylaşır.

2 Beğeni

Uffffff bunaldım ya. Okumasam mı acaba. Bu nasıl bi dert ya. Bu ülke neden bu halde. Kalamıyoruz da gidemiyoruz da. Bütün bunların sonucunda yapmam gereken şeyin kendimi geliştirmek olduğunu anladım. Herkes bi yolunu buluyor sonuçta.

5 Beğeni

Öncelikle iyi akşamlar. Tam olarak soruna cevap olamayabilir lakin düşüncelerimi paylaşmak istedim. Ben de fen lisesi mezunuyum. Geçen dönem mezun oldum ve bu sene tekrar hazırlanıyorum. Fen lisesine giderken benim senin gibi bir düşüncem yoktu. Ben tıp üzerinden ilerlemek istiyordum. Tam olarak 10. sınıf ve 11.sınıf arasındaki yaz tatilinde bu düşüncemi sorgulamaya başladım. İstiyordum evet ama neden? Yanlış bir yolla verilmiş bir karar olduğunu düşünüp kendimi tanımaya çalıştım. En sonunda psikolojiye fazlaca ilgim olduğunu farkettim ve onun üzerinden ilerlemek istedim. 11. sınıfta net olarak eşit ağırlık öğrencisi olmaya karar verdim. Bu konuda sana öncelikle söylemek istediğim şu: Elbette bulunduğumuz ülkenin şartlarını gözetmeliyiz ama bence önce kendin hangisine daha çok yatkınsın bunu düşünmelisin. Neyin içinde olmak senin ivmeni arttırır, en verimli olabileceğin meslek nedir?

Bunların haricinde eklemek istediğim bazı şeyler daha var. Sadece meslek bazlı da düşünmemelisin. Yaşamak istediğin şehri de düşünmelisin. gideceğimiz yer neresi olursa olsun bizi bekleyen bir şeyler olacak ama +4 sene yaşayacağın yere iyi karar vermelisin. Liseyi yurtta okuyan biri olarak bunun epey önemli olduğunu belirtmek isterim.

Umarım bir şekilde düşüncelerine ışık tutabilmişimdir. Yolun açık olsun :slight_smile:

Dipnot: O stres henüz üzerine fazlaca çökmemişken sevdiğin şeylerle daha çok ilgilen derim…

6 Beğeni

Orası öyle dünyanın her yerinde bir çürümüşlük var. Ama Türkiye’den çok daha iyi yaşam standartları olan yerler var. Öyle direk yurtdışı hedeflemiyorum ama yine de gitme şansımızın olduğu bir bölüm seçmek iyi olabilir.

1 Beğeni