Dök İçini Rahatla

Ucuz sayılabilir bir kitabın artan kurla birlikte lira karşılığını gösterdiğim bir resim. Ben de içimi böyle :sinir: döktüm?

1 Beğeni

Beni de şu kargo fiyatları çıldırtacak. :rage: :rage: Az önce siteye baktım istediğim kitap %70 indirimli. Çok sevindim hemen alayım dedim. Baktım kargo 13.5 Tl :nauseated_face: :nauseated_face: Kitap sıfır fiyatını geçiyor :skull_and_crossbones: :skull_and_crossbones:

1 Beğeni

Bir insan tipi var sinirlerimi bozan izniniz ile anlatmak istiyorum.Bu arkadaşlar “Klasik okuyun abi yeav.” diye geçinen kişiler.Kendileri okumaktan zevk almayan,yalnızca klasik eser olduğu için okuyan arkadaşlar.Fantastik bir seri gördüğü zaman iğrenerek bakar mesela.Hele hele anime izleyen birini görürse var ya uff…Neden böyle olur peki?Çünkü klasik değil abi.Ben de okurum klasik.Lafım cool olmaya çalışan arkadaşlara.Bunu niye buraya yazdım bilmiyorum.Takmamak en iyisi aslında. :confused:

7 Beğeni

Az önce (saatlerce uğraşarak) istediğim bütün kitapları içeren bir sepet hazırladım. Ödeme aşamasına gelince aklıma, şu an çalışamadığım ve daha ne kadar süre iş yapamayacağımın belirsizliği geldi. Sepeti yeğenimin seçtikleri ve kendim için mutlaka almam gereken 2 kitaba kadar düşürdüm :expressionless:

Hiç hoş değil.

2 Beğeni

Forumda dergilerle alakalı bir konu yok mu gerçekten? Aradım ama bulamadım. Belki ben bulamamışımdır diye sormak istedim.

Ben neredeyse 3 senedir buradayım ama dergilerle alakalı bir konu görmedim açıkçası. Sadece x dergisinin ikinci sayısı çıktı gibi konulara denk geldim. Siz nasıl bir konu arıyorsunuz acaba?

Dergi hakkında bir tek şu konu var.

Okunulan dergilerin paylaşıldığı, tavsiyelerin döndüğü genel bir konu gibi bir şey arıyordum

@Bay_Karamsar ın paylaştığı konu tam aradığınız konu olabilir.


TEKRAR BASIMI YAPILSIN.
Telif yüzünden bildiğim kadarıyla sadece 1000 tane üretildi. Kesinlikle uzlaşma sağlanmalı ve karaborsadan kurtulmalı.

1 Beğeni

Basılsa çok iyi olur ama basılmaz artık. Nerede o bizdeki şans.

Babil Kitaplığı’ndan ilk kitabımı aldım ve heyecanla okumaya başladım. Kitap, Işıldayan Piramit (Arthur Machen). Ön sözü okurken başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Işıldayan Piramit sadece 30-40 sayfa sürüyor, geri kalanı da daha geçen ay okuduğum Üç Sahtekar’ın içinden alınmış iki öykü… Böyle şeyleri neden kapağa yazmıyorsunuz canım yayınevleri?.. Ya da neden arka kapağa yazmıyorsunuz?.. Arka kapakta ön sözden bir alıntı koymuşsunuz. Neden Üç Sahtekar’dan iki öykü olduğunu söylediği kısmı da alıntılamıyorsunuz canım Kırmızı Kedi?.. Biraz üzüldüm. Daha yeni okumamış olsam neyse. Artık kitaba ismini veren minik öyküyü okuyup rafa geri koymaktan başka çarem yok…

7 Beğeni

Kötü bir durum gerçekten. Arka kapağa bir cümle eklemek zor olmamalı.

1 Beğeni

Evet hoş olmamış ama bence Machen değerli bir yazar. 30 sayfa bile olsa da hikaye de güzel bir hikaye. Bence kayıp olarak görmeyin. Alınan o kadar çok kitap hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor ki, bu kadar iyi bir yazarın 30-40 sayfalık güzel bir hikayesi bile çoğundan daha değerli.

Bu arada Babil Kitaplığının daha önce yayımlanan Dost Kitabevi baskılarında da aynı kitap bu şekildeydi. Üç Sahtekar’ın Karanlık Kitaplıktan çıkması daha yakın zamanda gerçekleşti. Yani bu ibarenin olmaması aslında çok doğal. Talihsiz bir durum olmuş yine de.

2 Beğeni

Bazı çevirmenlerimizin matematik bilmemesi beni biraz üzmeye başladı :slight_smile:

Bu problemi çok net şekilde Marslı kitabında yaşamıştım. Yazar orijinal halinde çok güzel hesap yaparak açıklamış, çevirmen arkadaş bu hesabı mahvedip, hesabı çeviride yanlış yazmıştı. Oysa birebir çevireceksin, koca kitabı çevirmişsin, nesi zor ki? :slight_smile:

Şimdi de Rüzgarın Adı’nı okuyorum. Kvothe bir iddia üzerine oran soruyor. Arkadaşı şu an üçe bir veriyorlar sana diyor. Sonra da zorlasak en fazla dörde bir alırsın diyor.

Burada çevirmen arkadaş, dörde bir oranını, üçe bir’den yüksek sanıyor. Hadi bir seferlik hata diyelim :slight_smile: Yetmiyor, şartlar değişiyor ve “üf be süper oran aldık, on bire bir” diyorlar :slight_smile:

Bu tarz ısrarlı matematik hatalarını okurken kitaptan çok kopuyorum. Gayet akıcı şekilde okuduğum kitapta sinirim bozuldu, beş on dakika mola vereyim dedim :slight_smile: Gündelik hayatta kullanılan seviyede matematik oysa bunlar, bilinmemesi ve ısrarla hata yapılması bana çok garip geliyor. Yazarken iki saniye düşünüp, on bire bir, dörde bir’den düşük dese, hatasını fark edip, bire on bir ve bire dört diye düzeltecek :slight_smile:

Çok basit bir sorun bu ve ben normalde çevirideki hatalara pek takılan birisi değilim ama bu biraz sinirimi bozuyor :slight_smile: O yüzden içimi dökeyim dedim :slight_smile:

Bir şekilde ben hatalıysam da lütfen söyleyin doğrusunu öğreneyim, hayatıma oranları yanlış ifade ederek devam etmek istemem :slight_smile: Oturup kendimi sorguluyorum her böyle hata bulduğumda, acaba ben mi yanlış yapıyorum diye :slight_smile:

5 Beğeni

Doğru söylüyorsunuz tabii ki. O kısa hikaye de gayet hoşuma gitti zaten. Yayımlanma zamanlarına bakmayı da hiç akıl etmemistim, ama doğru. Üç Sahtekar daha sonra çıkmış. O yüzden yazmaması normal gerçekten. :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Kitabı okudum ama bahsi geçen yeri hatırlamıyorum. Bir ihtimal oran değil de ganyan olarak yorumlamış olabilir çevirmen (Gerçekten ganyan olabilir, bu durumda sizin yorum hatalı oluyor).

Yani demek istediğim, 1e 3 mü almak istersiniz, 1e 4 mü? Eğer böyle ise 1e 4 daha yüksek oluyor.

1 Beğeni

Ganyan muhabbeti nasıl bilmiyorum ama, onlarda da temel mantık 1 verince 4 almak ise, bunu bire dört veriyor diye ifade etmeleri lazım. Eğer mantığı öyle değilse, bilemiyorum :slight_smile:

Burada da direkt bahis söz konusu, bir verip yerine on bir alacak. Bu da on bire bir olarak ifade ediliyor kitapta :slight_smile:

Yine darlandım, foruma içimi dökecektim ama aklıma şu geldi:

9 Beğeni

Yine ne kadar mal ve saf olduğum bir hikayeyi anlatacağım size.

Geçen ay bir kızla tanıştım sahilde. Kız bana saati sordu ve muhabbet etmek için yanıma oturdu. Bana gözlerin çok güzel diyerek iltifat etti vb. Neyse ben de geri çevirmedim ve konuşmaya devam ettik. Bir saat kadar konuştuktan sonra yarın yine aynı yerde buluşalım diye teklif etti ve ben de olur dedim. Neyse yarın da buluştuk iyi zaman geçirdik akşam bana facebook’tan paraya ihtiyacı olduğunu söyledi, ben de sadece 100 liram var onu verebilirim dedim. Ne için lazım dediğimde kızsal bir mesele diye cevapladı. Ben de yollayayım bari iban’ını yaz bana dedim (o da enpara kullanıyordu) ve yolladım. Parayı yolladıktan sonra teşekkür etti ve bir daha hiç görüşmedik. Parayı yollarken arkadaşlarımda yanımdaydı ve beni defalarca uyarmalarına rağmen onları dinlemedim. İki hafta sonra parayı geri verebilir misin diye kıza mesaj atmayı denedim bir de ne göreyim kız beni engellemiş ve yazamıyorum. (:

Kızı geçen hafta çalıştığım yerin yan tarafındaki kafede gördüm oturmuş çay içiyordu ve bana baktı. Biraz şok geçirdikten sonra bana burada mı çalışıyorsun hayırlı olsun dedi, ben ise hiçbir şey diyemeden arkamı döndüm ve işime devam ettim. Bildiğiniz kıza hiçbir şey diyemedim. Bu da böyle bir hikaye işte. Yazdım ama rahatlayamadım.