Quizden çakmışım ve anneme söyleyemiyorum.
Quizin varlığından haberdar değilse söylemeyip vizeye, finale kassan
Var ve her gün soruyor.Allahtan ilk quiz diye hazırlığın 2.5 etkiliymiş ortalamaya ve vizeyi 24 üne ertelemeye çalışıyorlar 17 sinden hocaya ve 2. quizi iptal edip proje yaptıracaklarmış.Ama benim seviye Avare ve essere de kaldı yani.
avare ve essere nedir? Hazırlıkta mısın? Quizler o açıdan iyi oluyor, hem çok etkilemiyor hem eksiğini görmüş oluyorsun. O yüzden durmak yok, çalışmaya devam, toparlarsın
İÜ-İtalyan Dili Ve Edebiyatı hazırlıktayım.Avare-to be,Essere-to have kısaca.
Keep calm… hmm…
Deniyorum, duygularımı kontrol etmeye çalışmak dışında yapabileceğim bir şey yok ama psikolojim ne kadar dayanır bilemem, meseleyi siz biliyorsunuz…
Kolay gelsin, merak etme, çileli oluyor ama sonuçta hepsi geçiyor. Altı üstü sınav, not, senden önemli değil.
Hazırlık okuma hakkım 2 yıl ve 2. hakkımı da kullanmak istemiyorum şahsen.Sağol bu arada.
Bahçemizde kedilere bakıyoruz. Arada bir dışarı çıkıp gezinip geri geliyorlar. Sabah onlardan bir tanesine araba çarpmış. Sokak arasında e5 gibi hızlı geçip gidiyor arabalar. Tabii ki çarptıktan sonra basıp gitmiş. İnsanın içinde biraz vicdan olur ya. Hiçbir şey olmamış gibi basıp gidemezsin. Hayvan hakları yasası olmadığı müddetçe böyle vicdansız mahlukatların sonu asla gelmeyecek. Çok üzgünüm rıhtım.
Sosyoloji okuyarak ömür boyu mutsuzluğu garantiledim sanırım ama şikayetçi değilim. Bu durum biraz garip
Az önce annem ve anneannemin konuşmasına şahit oldum, anneannem “Kızlar aciz olur” dediğinde kaldım öyle. Annem “Ben kızlarımı aciz büyütmedim” dediğinde bir şey demedi. Aslında ayrımcılık yapan biri değil ama bu tip fikirlerinden nefret ediyorum, ona kalsa “Kızlar bisiklet sürmemelidir”.
Maalesef toplumda hala böyle fikirler var. Var olmasının yanı sıra fikirlerini değiştirme imkanınız da yok denecek kadar azdır. Mesela benim babama göre de kadınlar aldatırsa aldatır ama erkekler aldatırsa sorumlusu kadındır. Kısacası aldatan erkek yoktur ama onu aldatmaya iten kadın vardır. Neyse daha fazla yazmayacağım. Sinirleniyorum.
Yeni üyelerden kaynaklı mı ya da dön dolaş aynı konuşmalar için mi diyorsun bilmiyorum ama hazır yazmışken ben de farklı bir durumla ilgili içimi dökeyim bazen yazdığım cevabın hiç okunmadığını hissediyorum ve aslında emin de olamıyorum ben mi kendimi ifade edemiyorum yazdığım mı okunmuyor diye.
Tarih kendisini tekerrürden ibaret. Ondan oluyor.
@alper Bu daha kolay. Yazıyorum ama okuyamıyorum.
Gündem ve yeni kitap/ kampanyalar hariç geri kalan konularda kısır döngüde gibi geliyor bana. Bazı zamanlarda ilk 15 konu üye olduğumdan beri süregelen konular oluyor.
Belki bana öyle geliyordur. Pandemiden dolayı hayat tekdüze gitmeye başladı.
Bu yazdıklarımın okunmamasının hissetmek durumu bana da oluyor
Ben de her ne kadar gün içinde foruma sık sık girsem de sanki olması gerektiği kadar konuşmuyormuşum gibi geliyor. Konuşup tartışmak için bulunduğum yerde, niye beni dinlemeleri gerekli ki, ya da, bu söyleyeceğimi söylemek gerekli mi deyip duruyorum kendime. Gerçek hayatta da bir nebze böyle sayılırım ama burası tartışmak ve konuşmak için özel olarak oluşturulmuş bir alan olduğundan, günlük hayatta alıştığım huyumu burada garipsiyorum.
Masterchefe daha doğrusu Sefa ya aşırı bağlı bir insanım ve demin elenince vücudum buz kesip,terleme reaksiyonu gösterdi,sonra da vücudum birden ısınarak alev gibi oldu.Hala daha bu tepkimin nedenini anlamış değilim,diğer ağladığım çok yarışmacı oldu ve bunun gibi olmadı.Kendimi manyak gibi hissediyorum ya da bilemiyorum.
Geçenlerde benzer bir durumu yaşadım. Brandon Sanderson başlığında aynı cümleleri tekrarlamamak için konunun üst mesajlarını işaret etmek durumunda kaldım. Bunun yeni üyelerden daha çok bizde artık bir kültür durumuna gelen bir olgu olduğunu düşünüyorum. Hızlı yaşam ve yavaş yaşam diye kavramlar var ya bu olgunun hızlı yaşam kavramın biraz değişmiş durumu olduğunu düşünüyorum. Belki “Hızlı Tüketim” diye adlandırabiliriz. Bunun içine nereye koyduğunu hatırlamadığı için cep telefonunu aratmak, anahtarını kaybettiğinde aramak yerine birisine aratmak veya nerede olduğunu sormak gibi küçük şeyler gibi bir yere iki dakika erken gitmek için canını trafik kazasında kaybetmek gibi büyük şeyler de giriyor. Zamanı hızlı tüketmek bizde artık bir kültür durumuna gelmiş. Sonuçları ne olursa olsun böyle durumlar çok. Durumun asıl ilginç tarafı ise hızlı kelimesi kendisiyle zıt kabul edilebilecek tembellik durumuna yol açıyor.
Forum özelinde ise bu tekrar durumu oluyor işte. Bir çok kez “Ararsanız şu başlıkta var.” gibi cümlelere denk geldim. Mesela az önce yeni bir üye yazarla ilgili bir çok konu olmasına rağmen beğendiği bir yazarı beğendiğini konu başlığı yapmıştı.
Az önce sanal olarak bir arkadaşıma tüm içimi döktüm, 14 yılın acısını. Yıllardır böyle rahat olmamıştım, anlatmak acılıydı ama şimdi baş ağrısı dışında kötü bir şey hissetmiyorum…