Ben, mesela; çok kırılgan bir insanım. Her denilene takılırım. Her kelimeye, her harfe. Tek “n” sahibi “günaydın” mesajı. Paramparça olurum. “İyi akşamlar” denilmesine “sana da” cevabı. Çok kötü. Yazarken bile gözüm yaşardı. Neden insanlar direkt olarak düşündüklerini ya da hislerini söylemiyorlar? Belki beklediğimiz yönde gitmeyecek, olsun? Neden kendimizi tutalım ki? Bu rol yapmak olur. Evet, belki de, “erken” davranmış olmak, “o” kişinin gitmesine neden olacak, ama ne yani? Hislerimizi söylememek, bence, “İKİYÜZLÜLÜK” olur. Kötü, kırıcı, çocukça.
Ya, ben hislerini doruklarda yaşayan bir insanım. Üzgün olunca, ne bileyim benim yakınım olan bir kişi yok aslında ama örnek olarak “çok yakın” olduğum biri öldü diyelim, o gün de biri bana “günaydın” yazdı. Bunların ikisine de duyacağım üzüntü miktarı aynıdır. Öfke.
Saklayamıyorum kendimi ya. Susamıyorum. İlla söyleyeceğim her şeyimi. Müthiş bir gevezelik, sinir bozucu belki? Ya, discord sunucusu var bir tane. Orada çok tatlı insanlar var, arada konuşuyorum, ama sosyallik bu değil.
Ben O’na sarılmak istiyorum artık. O’nun sıcaklığını hissetmek istiyorum, elimde, yanağımda. Ben sadece kelimelerden ibaret olmaktan hoşlanmıyorum. Koklamak, duymak, hissetmeyi arzuluyorum.
İnsanlar görüyorum her anımda. Filmden çıktım dün. Lanet insanlar, yine dolu onlarla, pis sokak. Gülüyorlar, konuşuyorlar, kolkola, elele. Ya lanet, pis, ikiyüzlüler sizi. Mutlu olmak o kadar kolay mı ya? Rol yapıyorsunuz işte. İğreniyorum hepinizden. Sahtekarsınız hepiniz.
Ya ben egoist ya da narsist değilim tamam mı? Mükemmelim falan ama, değilim işte.
Ayrıca, “Nazım Hikmet” senden aşırı nefret ediyorum. Sen kötüsün. Çok kötüsün. Dehşetli kötüsün sen. “Kuvayi milliye destanı” denilen, türkçe denilen dili, baştan, daha mükemmel bir şekilde yaratan, sen. Evet kötüsün. O kadar güzel ki, kelimelerin. Seviyorum ki işte, sarsılmaz sevgilisiyim o destanın. Ama, ki, artık şiir okuyamıyorum. Düzeltmek gerekir, artık “türkçe” şiir okuyamıyorum. Berbat geliyor. Kimseyi okuyamıyorum. İğrenç geliyor. Utanıyorum iğrenç geldikleri için. Nasıl iğrenç gelebilirler, seven binlerce insan var. Durmak bilmeden, defalarca, sayısız kez okuyan insanlar var. Utanç verici. Terbiyesiz bir insanım ben.
Ayrıca, seviyorum ben seni. İnanmıyor olman bunu değiştirmiyor. Malım ama ayrıca. Kaybettim çünkü seni. Napabilirim, günümüzde, “ikiyüzlü” rolü yapmak gerekiyor, “sevilen” insana ulaşabilmek için. Ben “rol” YA-PA-MAM.
Görmedim bile, ki, ki, saçın aslan yelesi, bana benzer. Duymadım seni, tutmadım elini. Ama olsun, içinde beni barındıran kişi, seviyorum ben seni.
‘‘Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.’’
By.