Dök İçini Rahatla

Bana pek çok tanı koydular psikoz vs ancak hiçbirinde bu kadar ağırlaşmamıştım çünkü sadece mental değil fiziki ve vücut dengesi bakımından da çöktüm.

Tedaviyi karşılayacak imkanın yoksa el mecbur devlete bağlı kalıyorsun.

İşe girip para kazanabilirsem özel hastanelerde bakıtmayı düşünüyorum bir de.

Aslında şu an aileme kapıcılıkta yardım ediyorum akşama binaların çöpünü atma falan fişman ama oradan direkt elime para gelmiyor.

İlginiz için sağ olun.

5 Beğeni

“Okudukları yüzünden adamın gözleri doldu. Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bir kaç kelime de olsa teselli kelimeleri seçmeyi ve rahatlatıcı cümleler kurmayı denedi ama yapamadı. Çaresizce “geçmiş olsun” dedi ve böyle bir yönteme başvurduğu için kendisinden özür diledi.”

4 Beğeni

Bu tavsiyeleri bir psikolojik danışman adayı olarak ve gerçekten yardım etmek amacıyla veriyorum.

  • Tıp tarafından gerekçesi açıklanamayan bedensel hastalıklar çoğunlukla psikolojik problemlerden kaynaklanıyor. Her ne kadar zor olsa da enerjinizi zamanınızı ve paranızı çözümü olmayacağı büyük oranda kesinleşmiş bedensel sorunlara ayırmak yerine psikolojinizi düzeltmeye harcarsanız sizin faydanıza olur. Zaten sorunlar psikolojiye bağlıysa süreç içerisinde bedensel problemler kalkacaktır.

  • Şizo-obsesif yazmanızdan yola çıkarak sorunun kalıtsal olabileceğini yani ailenizdeki bazı üyelerde de olası benzer sorunlar olduğunu tahmin ediyorum, bu durumda size verebileceğim tavsiye mümkünse çevrenizde sağlıklı olduğundan emin olduğunuz insanlar bulundurmanız yönünde olur.

  • Psikozların tedavisi çoğunlukla ilaç tedavisi sayesinde mümkün oluyor, bu yüzden psikiyatrınız (doktor) ile iletişimi kesmemelisiniz.

  • Kesinlikle mesleğinde belirli seviyede uzmanlaşmış bir psikolog ile görüşmelisiniz. Yazdıklarınızdan yola çıkarak ücreti karşılamanızın zor olduğunu anlayabiliyorum ancak üniversitede öğrendiklerime dayanarak söyleyebilirim ki psikozlar ancak psikoterapi ve ilaç tedavisi ile çözülebiliyor.

4 Beğeni

İlginiz için teşekkürler, ben de farkındayım bunun. Şartları zorlamaya çalışacağım.

@azizhayri Ah, teşekkürler. Geçmiş olsun mesajları bile makbule geçiyor zaten, insan yalnız olmadığını hissediyor.

3 Beğeni

Agt’yi ateşe vermek istiyorum. Müşteri hizmetleri bu kadar korkunç çok az firma ile karşılaştım adam daha konuşamıyor bile…

1 Beğeni

Çok sevdiğim bir hikayenin de içinde olduğu dosyayı ve pek çok taslağımı kaybettim. Yeniden yazma enerjim de yok. Kurtadamlı vampirli mis gibi hikayeydi. Diğerleri pek iyi değildi ama bu iyiydi işte…

Her neyse, üzüldüm kısacası. Saçını başını toplayıp finalini de yaptım mı, rıhtımda paylaşmayı bile düşünüyordum.

Şimdi tekrar yazsam aynı ergensi hissi yakalayamam, çok zor. Üzüldüm işte.

2 Beğeni

Bu sınav senesi ne illet bir şey arkadaş? Stresin ders çalıştırmadığı bir döngüye girdim. Stres oluyor ders çalışamıyorum, çalışamadığım için de stres oluyorum. Başarısız olursam da bugünlerin aynısı bir kere daha yaşarsam diye çok korkuyorum. Ay bitse de kurtulsak…

11 Beğeni

Bilmiyorum. Sadece bilmiyorum. Bu ara bilmiyorum. Belki bilmek de istemiyorum. Görmezden geliyorum.

Sadece, “Öyle işte,” diyesim geliyor. Öyle işte…

5 Beğeni

Evren o kadar büyülü geliyor ki, insanlığa dönüp baktığımda her şey çok yanlış ve çok anlamsız geliyor. bu güzelliğin içinde yaşanan hayatlar bunlar mı olmalıydı? Medeniyete sahip olduğu misyonu, uygarlığa bu dinamiklerini kazandıran insan kültürüne de mirasına da yazıklar olsun.

11 Beğeni

500 bin lira işimi çözer aslında

1 Beğeni

Keşke bana biri şundan hediye etse.

3 Beğeni

Çok uğraştırmaz mı ya?

1 Beğeni

Dostum, ikimizde aynı yaşlardayız. Ben de senin gibi üniversite sınavına hazırlanıyorum ve ben de psikolojik olarak son zamanlarda gerçekten çöktüm. Dışarıdan ne kadar belli olmasa da içten içe kendimi yiyorum. Biraz da bu durumun oluşma nedeni bence ülke şartları, siyasetçiler, ekonomik durum… diye gider. Zaten çoğu kişi memlekette ne sıkıntılar var bilir. Bu dış ortam insanın psikolojisini çok etkiliyor ve üzerine sınav stresi eklenince, ailenin sana yaptığı baskı var iken bu durumun ortaya çıkmaması çok zor ve hele ki ailenin maddi durumu kötüyse insan daha da çıkmaza giriyor. Bu huzursuz bağırsak sendromunu yazın ben de yaşadım ve büyük ihtimalle sınav senesinden kaynaklı bir durumdu. Sonrasında okullar açılınca benim gibi sınava hazırlanan insanları görünce ve pandemiden itibaren ilk defa bu kadar fazla insanla muhatap olunca kendiliğinden düzelmişti. O yüzden sana tavsiyem sana iyi gelecek uğraşlar bul. Bu bayram haftasında kendine 1 hafta süre ver ben de öyle yapacağım. Son zamanlarda stres seviyem çünkü daha da arttı, saçlarım dökülmeye başladı. Yani öyle bir duruma geldim ki çocukluk hayalim olan Subaylığı kazandım ama mutlu değilim. Büyük ihtimalle üniversite sınavını kazanınca da mutlu olamayacağım. O yüzden hayallerin gerçekleşse dahi bazen mutlu olamaya biliyorsun. O yüzden bu hayattaki ilk gayen ilk öncelikle kendini sevmek olsun. Ben psikolog değilim. Hayatım boyunca bir tane bile psikoloji kitabı okumadım ama elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Sana bu dediklerimin etkisi olmaya bilir. Çünkü bunları kendime de diyorum ve etkisi olmuyor. Her neyse o bir haftalık kendine ayırmayı ( daha fazla da olabilir) bir düşün. Umarım tavsiyelerim iyi gelmiştir sana.

3 Beğeni

Leingrad’ın yaptığı ciltleri ve o cilt yapma işlemlerinin videolarını izledikten sonra yapamamış olması şaşırtır beni.

1 Beğeni

Üniversitenin ilk yılında sınıftan bir çocuğa neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde aşık oldum ve o günden beri takıntılı durumdayım. Bunu artık aşk olarak tarif edemiyorum.
Normal şartlarda her ne kadar gidip senden hoşlandım birbirimizi tanıyalım mı diye sormayacak olsam da konuşmak için bu derece uzun bir zaman da beklemezdim. Ama 1.yılın baharında karantina başladı ve 2.sınıfın sonuna kadar evde kaldık. Bu sırada ‘aşk’ gittikçe büyüdü. Duygularımı tarif edemem, aşık olmuş herkes bunu anlar zaten. Siz ne hissediyorsanız hissettim. Ve kendime mental olarak fazlasıyla zarar verdiğim noktalara da gittim. Gece ağlamaları tabiatım oldu ve cinselliği de yoğun bir şekilde düşünmeye başladım. Ki zaten bu kısımdan sonra artık içinden çıkılamaz bir hal aldı. Artık eskisi gibi olabileceğimi düşünmüyorum.
Neyse bu yıl güz döneminin sonunda berbat bir sınavdan çıkıp çocuğun peşinden koştum ve beni hiç tanımıyormuş gibi yaptığı hareketlerine asla takılmayarak tanışmak istediğimi söyledim. Sesim falan titriyordu ve derslerle ilgili saçma sapan sorular sordum ama yine de konuşmanın üzerimden müthiş bir yükü attığını söyleyebilirim. Beni tanımıyormuş gibi kısmına gelince; dönem başından beri her ne kadar kendisi okula çok az gelse de, gerek onu gerek erkek arkadaşlarını bana bakarken yakalıyordum. Ben de bakıyordum zaten, benim kız arkadaşlarım da bakıyordu. Bana direkt ‘aa evet seni tanıyorum’ demesini falan beklemiyordum ama sanki hiç dikkatini çekmemişim gibi davranmasını da istemezdim. Konuşmadan sonra kendisine ertesi gün mesaj attım, sınav çıkışı okuldaysan buluşalım diye.(şu ana kadar çiğnediğim 'kadın kurallarını’n farkındayım ama ne yapayım duygularını saklamayı seven biri değilim). Kendisi ufak bir işi olduğu için erken çıktığını ama daha sonra konuşabileceğimizi söyledi. Hatta benim onunla konuşmamı da beklemediğini söyledi. Tama görüşürüz dedim, o da görüşürüz dedi. Bir daha da mesaj atmadı. Şu an bahar döneminin de sonundayız. Bir daha yüzüne bakmamaya söz verdim. Çünkü belli ki istemiyor diye düşündüm. Bastırmaya çalıştım kendimi. Beni birçok defa gördü ama selam vermedi, konuşmadı. Ben hala arkadaşlarını beni kontrol ederken görüyorum falan. Kendisini de çok nadir. Bunların hepsi benim kuruntum gibi geliyor bazen. Ama arkadaşlarım da şahit oldu ve neden böyle olduğunu anlamadık. Saçma sapan bir belirsizlikteymiş gibi hissediyorum. Detaylara falan çok giremedim ama bana karşı ilgisi olduğunu hissettirdiği çok fazla şey yaptı. Bunların hepsinin şu an bir çeşit ‘yem’ olduğunu düşünüyorum ama yapma amacını hala anlayamadım. Normalde bu hareketlerden dolayı yeter be deyip salmam lazımdı ama bunu denesem de yapamadım. Yine de ben de yavaş yavaş sıkılıyor gibi hissediyorum. Buraya kadar okuyanlardan tavsiye verecek olan olursa iyi olur. Enerjimi onu düşünmeye harcamaktan bıktım. Benimle ilgilenmediğini kabul ediyorum ama sergilediği tavırları da anlamlandıramıyorum. İlgisi olmayan biri daha net olurdu gibi geliyor. Kız arkadaşlarım ona gösterdiğin ilgi hoşuna gitti diyorlar ama madem hoşuna gitti neden attığım adıma karşılık bulamadım, anlamıyorum.

8 Beğeni

Bir Aşkın Kapışmak değilim ama kendi tecrübelerim var. Üniversitede benzerini yaşadım. Kendisi ve arkadaşları ara ara bakıyor olmasına rağmen, gidip konuşmak istediğimde ilk defa görmüş gibi davrandı (beklediğim için şaşırmadım).

Arkadaşların haklı, ilgin hoşuna gitmiş belli ki. Ama üzülerek söylemem gerek ki sana karşı aynı duyguları hissetmiyor. Onunla ilgilenmen, ona bakmam, ondan hoşlanıyor olmandan hoşlanıyor ama senle ilişki düşünmüyor.

Aşk konularında tutarlı davranmak zor. Zaten yapabilsen, gönlünden çıkartır atardın. O yüzden bana kalırsa iki seçenek var önünde:

  1. Üstüne gidip olumlu ya da olumsuz net bir yanıt alana kadar uğraşmak
  2. Kabullenip hayatına kaldığı yerden devam etmek

İnsanın umudunu hep yeşertmeye meyili oluyor, hep “ya olursa, ya yanılıyorsam, ya hala bir şans varsa” diyor ama aslında içten içe olacakları biliyor. En azından benim (ve çoğu arkadaşımın) deneyimim bu şekilde.

Eğer olur da bu iş tamamen biterse süreci atlatmak için de gördüğüm iki yol var:

  1. İçine kapanmak, isyan etmek, neden olmuyor diye kendine yüklenip melankolik takılmak
  2. Ben bunun üstesinden gelirim deyip, eskisinden daha sosyal yaşamak, her fırsatta arkadaşlar ile dışarı çıkmak, mümkün oldukça yalnız kalmayıp başka şeylerle ilgilenmek.

İkincisinin çok daha iyi olduğunu söylememe gerek yok sanırım…

4 Beğeni

Sunduğunuz ilk seçenek aşamasındayım ama artık tercih yapacak gibiyim. Tekrar bir konuşsam diye düşünüyorum ve bunun için bazı fikirlerim var. Eğer onlar tutmazsa kaldığım yerden devam edeceğim ve aklımda daha sosyal biri olmak için güzel fikirler var. Bu yüzden en azından bu dönem sonuna kadar tamamen atmayı düşünmüyorum ama yavaş yavaş kendimle ilgilenmeye de başlayacağım. Çok teşekkürler yazdıklarınız için. Tam olarak aynı şeyleri yaşayan insanlar görmek yalnız hissetmiyor :slight_smile:

2 Beğeni

Tam senin durumun için bir açıklama yapamayacağım ama kendi yöntemimi söylemek istiyorum.

Benim de gerçekleşmediği için unutamadığım, unutamadıkça zihnimi yoran ve sağlıksız bir ruh haline sebep olan olaylar geçti başımdan. Beraber gelecek hayalleri kurduğum insanların yabancılaştığını, hayal edilen o geleceğin koşarak uzaklaşmasını hissedip yaşadıktan sonra bu neden gerçekleşmedi diye kelimenin tam anlamıyla hastalanıyor insan ve ilaç bulamıyor.

Bunları unutmadan, bu fikirleri onarmadan hayata devam etmek de kolay değil. İnsan hiçbir şeyi tamamen unutamıyor ama bir insanın zihninde daha az yer kaplaması mümkün. Bunun da aklımdaki insana olan saygımla doğru orantılı olduğunu fark ettim. Birlikteliği değil, benliğini merkeze koymuş, geçen zamana, gösterilen özveriye vefası olmayan birine ben neden saygı gösterip değer vereyim?

Belirsizlik bunaltıcıdır. Sizi seven biri bile bile bu belirsizliği üstünüze yıkar mı? Sevmek zorunda da değil ama erdemli olmadığı da belli. Çünkü naif bir insan da kendi bağlamına girmiş bir olay yüzünden başkasının uzun bir süre bunalmasına göz yumamaz. Veya hiçbir şeyin farkında değil, tamamen kendi dünyasın içinde yaşayan biri ama anlattıklarınızdan buna ihtimal vermedim.

Yani bence saygınızı ve sevginizi haketmediğini göstermiş biri olduğunu, kendinize ifade ederseniz, hayatınızda daha az yer kaplamaya başlayacaktır.

4 Beğeni

Aynı şey benim başıma gelse diyorum bazen, benim de hoşuma giderdi. Ama eğer hislerimin karşılığı yoksa sırf bana olan sevgisinden dolayı gidip o insana bunu açıklar ve onu kurtarırdım. Hatta bunu daha önce yaptım. Çok naif bir çocuktu ve ben ona direkt olarak gerçeği söylemek istedim. Bunu yaparken utana sıkıla yaptım. Çünkü normal şartlarda bu böyle yapılırdı. Ama dediğiniz gibi belirsizlik berbat ve bunu yapan birine sevgi saygı beslemenin bir anlamı yok. Sadece benim olayımda aşık olduğum kişinin kendi dünyasında yaşama gibi bir durumu var gibi aslında. Ama yok gibi de. Yani cidden bir yanı çok yalnız çok tek başına. Zaten aşkımı içimde büyüttüğüm sıralarda da hep bunu düşündüm ve onun yalnızlığını adeta ‘paylaşmak’ istedim. Ben de kendi içine çekilmiş bir insanım çünkü bir bakıma. Ama diğer taraftan zamanla benim gördüğüm kadar yalnız olmadığını da anladım. Belki ben onu öyle düşünmek istediğim için büyüttükçe büyütmüş de olabilirim.

2 Beğeni

Şeyma kadınlık kuralı diye bir şey yok. Seviyorsan git konuş bence :slight_smile: Burada paylaşmak bile çok büyük bir cesaret… Sen yapabilmişsin.

Bunlar daha çok yaşanması gereken ve yaşanacak olan duygular. Bana da kendi üniversite yıllarımı hatırlattın. Bazen insan yaşarken anlamıyor. Bu yaşadıkların bile büyük tecrübeler. Ne ilk ne son… Çok güzel günler yaşaman ve kalbindeki sıkıntıları dagitabilmen dileğiyle.

3 Beğeni