Hayatım boyunca bir daha asla hatır için bir şey yapmamaya karar verdim. Bir şekilde, benim gayet memnun olduğum yalnızlığımı artık bitirmeyi kendine misyon edinmiş (?) bir arkadaşım yüzünden kendimi çok karmaşık bir durumun ortasında buldum. Normal zamanda arkadaş dahi olmayacağım birisini inatla bana dayatmaya çalışması bir yana hayırdan asla anlamıyor. Daha en başında istemediğimi söylediğim halde onu kırmamak istediğimden bir şekilde kabul ettim. Ama kırmayayım, kırmayayım derken iş gerçekten çığırından çıktı. Artık anlasın diye mesajlarına 24 saat sonra yanıt verdiğim her türlü buluşma isteğini geri çevirdiğim kişiyi emrivaki yapıp bulunduğum şehre getirecek olması gerçekten ayrı bir seviye. Üstelik benim o zaman eve geri dönmem gerek dediğim için trip de atıyor. Çocuğu ise asla anlamıyorum. Kızla aram bozulmasın diye çok net bir şekilde reddedemediğim için ben de suçluyum ama bir insanın kafası takındığım bunca olumsuz tavra nasıl basmaz! Nasıl hala iyi anlaştığımızı düşünebilir ya? Şimdi ise bütün planlarımı arkadaşıma göre düzeltmek zorunda kaldım. Israrcılık kadar nefret ettiğim çok az şey var bu dünyada ve gerçekten sinirden dolap falan parçalamak üzereyim. En büyük kızgınlığım da kendime. Şu yaşıma kadar hayır demeyi öğrenemediğim, hala kibar davranmaya çalışıp kendimi zora soktuğum için.
Kızın bana zar zor uyum sağlayabildiğim dönemde yardımı oldu cidden. Ama sırf aramız bozulmasın istediğim için yaşadığım onca sinir strese değmez, gerçekten değmez.
Forum giderek boş gelmeye başladı ya. Keyif alamıyorum. Forumun kendinden ziyade genel bir durgunluk var. İnsanların ekonominin yükü altında ezilmesinden sanırım. Sadece zayıf bulduğum bilmem ne filmi ne bilmem ne oldu haberleri ve sayfalar süren okurken bitmek bilmeyen dert yanmalar.
Sorun bende de olabilir.
Hayatımdaki her sosyal ortamda, (iş, arkadaş , aile, akraba) konuşulan tek konu var. Kriz ve hayat pahalılığı.
Siz bakmayın iktidarın bütün medyayı eline geçirip medyada yalancı cennet göstermesine. Herkes ekonomi sebebiyle ciddi sıkıntı içinde. Genel olarak psikolojik bir buhran içindeyiz. Zaten iktidarın suriyeyi vurucaz, yunanı vururuz diye ortamı gündemi sürekli değiştirmeye çalışması bu yüzden.
İşin kötü tarafı ülke tarihinde krizler 3-5 aylık süreçlerde olur geçerdi. Ama mevcut durumda 2017’den beri sürekli bir fakirleşme içindeyiz… Özellikle son 1 yıldır ekonomi biliminin tersine yapılan saçma uygulamalar sebebiyle artık iflasında öte seviyesindeyiz.
Hem bu ekonomik durum, hem de ülkenin modern bir cumhuriyetten aptal bir din tiranlığına doğru ilerlemesi insanları canından bezdirdi.
Özet olarak durum sadece sizde değil aklı, vicdanı olan çoğu kişide böyle.
Benzer hislere ve imposter sendromuna sahip, kendimi sürekli olarak eleştiren biri olarak yine de benden az bildiğine emin olduğum birinin önüme geçmesini kaldiramazdim.
Hocam faydası olur mu bilmiyorum ama bırakın desinler ne diyecekseler. Bilmiyorsun, saçmalıyorsun desinler. Ne olacak? İşten atıp çalışma kampına mı gönderecekler? Hapse mi atacaklar? Alnınıza damga mı vuracaklar? Dünyanın lafını etseler, “He ben bilmiyorum da sen mi biliyorsun?” deseniz sesleri bir tarafına kaçar. Bu kadar düşünmek için çok kısa hayat. Daha dün üniversiteye başlamıştık, şimdi yaş kaç.
Ben halen insanlarin(özellikle babaların) kızlarını nasıl evlendirdiklerine anlam veremiyorum. Şuan 3 buçuk yaşında kızım var ama muhtemelen 20,5 yada 30,5 yaşında olsada kızımı yuvadan uçuramam ya. Muhtemelen Dnamizda olan bir durum bu.
İşin mübalağası bir yana ama bana çok zor gelirdi herhalde. Memurluğumun ilk yıllarında bekar olarak şehir dışına atanmıştım ama 2.hafta geçmeden karar vermiştim, ailem olmadan asla diye.
Forumluk bir olay değil bence. İnsan mutluyken etkileşime daha açık. Şimdi hergün bu kadar olumsuz gündeme maruz kalınca insan, bir şey yapmaya hevesi kalmıyor.
Refahın olmadığı yerde kültürel aktiviteler geri plana düşüyor malum. Sağlık sistemi yok, eğitim sistemi yok, adelet sistemi yok, kapatılmaz halde istihdam problemi var, üretim maliyetleri işsiz kalmayı bile faha cazip hale getirmiş, taşınmazların fiyatları kafama böyle esti usulünde, ekonomi zaten vahiye dayalı bir düzende ilerliyor. Yani tüm bunlar ortaya nasıl bir refah düzeyi getirecek ki insanlar kaygıları olmadan karşılıklı iki lafın belini kırabilecek.
Öğrenilmiş/öğretilmiş bir çaresizlik içindeyiz. Bizleri içinden çıkamayacağımız kast sistemine sokmaya çalışıyorlar. Sen bilmezsin, senin aklın ermez veya bildiğn yer var bilmediğin yer var diyerek. Silkinip üzerimizdeki ölü toprağını silkmemiz gerekiyor. Önümüze yığılan sorunlar aşılamayacak sorunlar değil.
Benden çok babamın istediği bir bölümü kazandım. İyi güzel ama zor. Çok pahalı bir şehirde değilim. Eve çıkmak istiyorum ama babamdan istediğim tek şey izin. Para vermesini istemiyorum bana gönderdiği parayla ben zaten hallederim. Ama kazandığımda benden çok sevinen babam eve çıkmak istediğimde olmuyorsa bırak gel herkes okuyacak değil dedi. Final sınavım var haftaya. Dün arayıp sınavı geçiceksin demi diyor. Sadece kendi bildiğini yapan babalarında babalar günü kutlandı geçen pazar. Ama keşke bizide dinleseler.
Tecrübe açısından çoğu zaman öndeler ama ben karşısındakini hiç dinlemeyip hep bildiğini yapan bir babadan bahsediyorum. Çoğu zaman pişman olup dönüyor. Ama geride anca kırdığı insanlar kalıyor.
Çok umutsuzum. Bu umutsuzluk kimi zaman siyah gibi, göz gezdirmeyle derinliği anlaşılmıyor. “Daha ne olabilir?” diye istemsizce beliren soruların cevapları gibi göz önüne çıkan manşetlerden yoruldum. Kendi içine çekilerek büyüyen biri sanırdım kendimi. Oysaki içim çığlık atmaya başladı ve bununla gelen sorgulamalar… Hiçbirinin sonu yokmuş gibi hissediyorum. Sorular var, cevaplar meçhul. “Kategori değiştirilebilir mi?” ama ben, evimde yabani bir sümbül olsun istiyorum. Kavramlar arasında bağ kurmaya çalışmak nereye kadar? -Kimin olduğu belirsiz- güncel ahlak ise nereye kadar? Toplumsal bir patolojinin derinine giderken, yolculuğumuzda bir savunma sistemi olarak kurmacaya sığınabildiğimiz bir düş dünyası diliyorum.
Kitapları düzenlerken Fablehaven ile göz göze geldik. Aklıma @Agape Abla geldi tabi ki. Sahi nerelere kayboldu? Umarım kötü bir şey yoktur. Diskdünya haberine bile yorum yapmamış.