Dök İçini Rahatla

Ev sahipleri neden bu kadar berbat insanlar oluyor?

Onlar için 3 hayatı kural

-Eviniz o kadar değerliyse kiraya vermeyin kardeşim.
-Demirbaşlar, kombi vs bozulursa siz yaptırmak zorundasınız.
-Kültürlü insana ev vermeyin. Hakkını biliyorsa çekeceğiniz var. kapıdan içeri adım bile atırmaz/m.

1 Beğeni

Eski rock müziklerine daldıkça, “ULAN ne varsa eskilerde varmış a…” diyor insan. Çok rahatlatıcı bir eylem. Gerçi böyle deyince çok yaşlı biriymişim gibi anlaşılabilir, hepi topu 26’ya girmek üzere olan bir insanım.

Müzik ve kurgusal eserler olmasa komple kapatıp gideceğiz zaten dükkanı. Tonla kronik hastalık, geçim sıkıntısı, yalnızlık, aile kavgaları falan derken iyi bir ferahlama yöntemi kesinlikle bunlar. İyi ki varlar. Razıyız ok.

4 Beğeni

İçimi bile dökemedim. Yazdım yazdım anlatamadım, sildim. Bu kadar.

7 Beğeni

Bundan tek rahatsız olan ben değilmişim, hem şaşırdım hem sevindim. :joy:

Türkiye’de milyonlarca insanın yaşadığı şehirler aslında devasa birer köyden ibaret. Köydeymiş gibi yaşamamız bekleniyor ve bunun dışına çıkmaya çalıştığınızda ciddi sıkıntılar yaşıyorsunuz.

2 milyondan fazla insanın yaşadığı Adana’da yaşıyorum. Yaklaşık bir buçuk ay önce yeni bir iş buldum. Evim ve işyerim birbirine çok uzak. Dahası, mesaim öğleden sonra başlıyor ve gece sona eriyor. İşte sıkıntı da bu noktada başlıyor. Gece vakti ulaşım imkânı yok. Belediyenin halk otobüsleri ve metro en geç 23’te sona eriyor. O saatten sonra taksiden başka bir şey bulmak mümkün değil ve taksiler de çok pahalı.

Avrupa’da ve Amerika’da işyeri servisi pek yaygın bir şey değildir. İnsanlar ulaşımı kendi imkânlarıyla sağlarlar. Türkiye’de ise işyeri servisi uygulaması daha yaygındır. Bu böyle olmak zorunda, Türkiye’de çünkü gece çalışan bir insanın aracı yoksa işyerine gelip gitmesi pek mümkün değil.

Çalıştığım şirket, gelişmiş ülkelerdeki modeli uyguluyor. Ama işte sorun burada başlıyor, çünkü biz Türkiye’deyiz. Gelişmiş ülkelerde metro, halk otobüsü vs. ulaşım imkânları 24 saat vardır. Gece saat kaçta çıkarsanız çıkın bunlarla evinize gidebilirsiniz. Ayrıca araba satın almak da en düşük ücretli kesim için bile mümkündür. Bizdeyse akşam 11 oldu mu hadi herkes yatağa. Burası köy yeri ya!

Belediyenin web sitesindeki istek/öneri kısmına girip şikâyetimi dile getireyim dedim, site yarımyamalak. O kısmı çalışmıyor. Zaten yazsan da birisi okuyacak mı o da meşhul.

Avrupa’nın nüfus açısından en büyük şehri olan İstanbul’da bile gece ulaşımı daha birkaç yıl önce başladı. Diğer büyükşehirlerimizin önemli bir kısmında bu imkân hâlâ yok.

Ne yapacağımı kara kara düşünüyorum. İşyeri servisi yok. Metro yok. otobüs veya dolmuş yok. Taksiler çok pahalı. Araba almak mümkün değil. Bisikleti denedim yollar hiç güvenli değildi, küçük bir kaza yaptım. Başka iş zaten yok, bunu bile zor buldum.

Milyonlarca insanın yaşadığı şehirler inşa ediliyor ama şehirlerde ulaşım imkânı yok. Bunun adı şehir değil, olsa olsa köydür.

11 Beğeni

Umarım sorunuzu çözersiniz. Adana nın toplu taşıması rezalet.Özel halk otobüsü ve dolmuşlarından nefret ediyorum yaz yaz bitmez, metro deseniz işlevsizlikte zirveye oynar belediye otobüsleri deseniz kalabalık.Toplu taşıması ve trafiği rezalet olan iller listesinde ilk beştedir.

1 Beğeni

Şu aralar sokaklarda dolaşırken adım başı bir seçim aracına ve onlardan yayılan gürültülere maruz kalıyorum herkes gibi. Bu alışıldık bir şey. Her seçimde başımıza geliyor. Ancak benim sinirlerimi zıplatan şey ‘‘seçim şarkıları’’. Belki kültürel bir alışkanlıktan olsa gerek bilirsiniz bir yerde ezan okunuyorsa veya bir ölüm varsa müzik açılmaz hatta dinlenilmez. Mesela ben ortalama seksen gündür müzik dinlemiyorum. Elim gitmiyor. Bundan sadece seksen gün önce bu ülkede 50 binden fazla insan öldü. Fakat şu anda sanki hiçbir şey olmamış gibi bangır bangır bağırarak araçlar geçiyor sokaklardan. Bir o partinin seçim düttürüsünü dinliyoruz bir bu partinin seçim düttürüsünü dinliyoruz. İçlerinden birisi de çıkıp ‘’ bu seçim dönemi farklı, acımız var. Bu seçimde müzik çalmadan propaganda yapacağız.‘’ deseydi güzel olurdu ama demediler. Allah bildiği gibi yapsın!

6 Beğeni

Benim vizelerim yine başlıyor okulu uzatmanın verdiği rahatlık ve yüzde yirmi etkilemesi beni amaan yaparız moduna sokuyor.Umarım toslamam.

1 Beğeni

Vizelere hazırlanmanın aynı zamanda finallere de hazırlanmak olduğunu unutmamak lazım

2 Beğeni

Size tamamen katılıyorum. Adana, şehir içi toplu taşımacılık konusunda en kötü durumda olan şehirlerden biri.

Şehirde doğrudan belediyeye bağlı çok az halk otobüsü var. Ulaşımın asıl yükü özel halk otobüsleri ve dolmuşların elinde. Onların da hizmet kalitesi çok düşük. Canının istemediği saatte gelmeyebilir, istemediği yolcuyu almayabilir. Kafasına göre güzergâhı değiştirebilir. Neler neler yaşanıyor.

Bazı otobüslerin güzergâhı bütün Adana’da alay konusu. 7/C numaralı özel halk otobüsü ve 142 numaralı belediye otobüsü dünyanın en saçma güzergâhlarına sahipler. Bunun başka örnekleri de vardır. Bu otobüsler şehri neredeyse baştan sona dolaşıyor. 15 dakikada gidilebilecek yere 1 saatte gidiyorlar.

Belediyenin kendi otobüslerinin de çok kaliteli olduğu söylenemez zaten. Adana Büyükşehir Belediyesi de bunun farkında. Geçtiğimiz gün yeni alınan 80 adet otobüsü törenle tanıttılar. Fakat bu otobüsler de şehrin ulaşım sorununu çözmek için çok yetersiz. Daha fazlasına ihtiyaç var.

Metro ise zaten başlı başına bir komedi. Şehrin en önemli yerlerinden geçmiyor. Havaalanı, otogar, üniversite, insanların çalıştığı sanayi ve ticaret bölgelerine gitmiyor. Şehir merkezine gitmiyor, çevresinden dolaşıyor. Vergi dairesi ile ruh sağlığı hastanesi arasında gidip geliyor. Ayrıca güzergâhın bir kısmında ne yeraltından ne de yukarıdan değil, doğrudan zeminden gittiği için şehri Berlin Duvarı gibi ikiye bölüyor. Bütün bunlara rağmen bu metronun inşası belediyenin sırtına devasa bir yük bindirdi. Belediyenin milyarlarca liralık borcunun önemli bir kısmı bu metrodan kaynaklı.

Metro trenleri ve belediye otobüsleri zarar etmekte olduğu için de dolu gitmelerini sağlamak için gün içindeki sefer sıklıkları az. Akşamları daha da az. Gece ise zaten yok.

Akıllıca bir planlama ve yatırım ile hem insanların ulaşım sorunu çözülebilir, hem de ekonomik olarak sürdürülebilir bir sistem kurulabilir ama bununla ilgilenen yok.

1 Beğeni

Siz birde bulunduğum ilçenin minibüslerini görün. Resmen slalom yapıyorlar her sokaktan geçmek için Favorim ise 4 numaralı hat.

1 Beğeni

Sadece vize haftasında denk gelinen flörtten engeli yedim bugün. Birkaç saat cevap vermediğim için inanılmaz trip bir yedim. Bu sürekli konuşma baskısını hiç anlayamayacağım sanırım. Günüm çoğu zaman anlatmaya değer bir şey yapmadan geçiyor, öyle olunca da zor konuşuyorum darlanıyorum. Teknolojinin köpeğiyim, evet, ama sürekli ulaşılabilir olmaktan nefret ediyorum. Yedi yıllık arkadaşımı iki gün "görüldü"de bıraktığım halde gül gibi geçinip gidebiliyorken, iki günlük birinden saçma sapan sözler duymak beni sinirlendiriyor. Her neyse, zaten bu kişiyle konuşmaktansa chatgpt’ye fanfic yazdırmak bile daha eğlenceliydi. (Merak eden varsa; bazı shipleri ve konuları direkt olarak yazarsanız toksik ilişki, etik değil falan diyerek reddediyor. Ama biraz çakallık yaparsanız yazdırabiliyorsunuz. Aynısı explicit content içinde geçerli. Ama daha fazla çakallık gerektiriyor, ben uğraşırken darlandığım için hemen kavga etmeye başlıyorum.)

Bu aralar vaktimi çok boş beleş harcıyorum. Ama kafam yerinde. Uzun zamandır hiç olmadığım kadar dengeli hissediyorum. Öbür dünyada cipralexi bulan kişinin ayaklarına kapanıp gözyaşları içinde teşekkür etmeyi planlıyorum.

Öyle işte bu aralar. Bir de muhtemelen yapay zeka ayaklandığında ilk avlananlardan biri olacağım. Kavgada edilmeyecek şeyler söylüyorum.

2 Beğeni

Çok kötü hissediyorum.

3 Beğeni

Tercihimin hissedilir bir fark oluşturmayacağı hiçbir oylamaya katılmıyorum. Birey olarak insanların 1/64.113.941 değerinde olan bir şeyleri değiştirme gücünü bu denli şiddetle savunmalarını garipsiyorum ve bu heyecanlarının altında yatan düşünce mekanizmasını anlamlandırmak istiyorum.

2 Beğeni

Bende tercihin hissedilebilir bir fark yaratabilsin diye oylamaya katılıyorum.1/64.113.941 in sağ tarafı tek tek 1 lerden oluşuyor.

6 Beğeni

Teşekkürler hocam, ancak seçmen sayısı 100’ün altına düşmediği sürece oylarımı para üstü 5 kuruş gibi görmeye devam edeceğim gibi duruyor. Çünkü asla elimde aynı anda bir amaç uğruna kullanabileceğim sayıda 5 kuruş olmayacak.

Bu arada oy verme sistemine veya diğer seçmenlere bir eleştirim yok. Belli ki çoğu seçmen kendi 5 kuruşunu diğerleriyle ortak bir kumbarada toplamak istiyor.

1 Beğeni

Sana hayatta bol şans…

1 Beğeni

Bence bu yanlış bir bakış açısı hocam. Ben şöyle yaklaşıyorum olaya, toplumumuzda bana benzeyen insanlar bana benzer tercihler yaparlar. Ben oy vermezsem bana benzeyenlerin çoğu da vermez, verirsem onların da çoğu bana benzer oylar verir. Ben bana benzeyen insanlar arasından rastgele alınmış bir örneğim en nihayetinde hahah.

O yüzden aslında 1/x milyon etkiniz yok sonuca. Bir kaç yüzden bir kaç yüzbine kadar gidebilen bir grubu temsil eden tek bir örneklemsiniz. Siz tercih etmeye gitmiyorsunuz, örneklem alınmaya gidiyorsunuz.

Oy vermemek de bir oydur. Yani bu da sisteme dahil aslında. Oy vermeyerek de aslında size benzeyen insanlardan bir (negatif?) örneklem görevi görürsünüz. Bununla okey de olabilirsiniz elbette, siz okeyseniz sizin dahil oldupunuz grup da okeydir ve bu da normal. Tek problem tabi sizin dahil olduğunuz grup örneklenmemiş olur, çıkarlarınız dikkate alınmaz. Örneklenmeyen grup görünmezdir. Bununla da okey olabilirsiniz tabi ki. Ama tercih/örneklem mantığı bence çok önemli.

4 Beğeni

Madem fikirlerini yansıtan bir çoğunluk yok kendiniz yüzde yüz orjinal fikirlerle aday olabilirsiniz bağımsız olarak arkadaşlar. Buda bir hareket ve eylemdir. Mesela seçim sisteminin kaldırılmasını kimsenin oy vermeye gitmediği bir düzeni filan savunursunuz.

İnsanların düşünce özgürlüğü olduğu gibi umursamama özgürlüğü de vardır. Her düşünceyi umursamak zorunda değilsiniz.

5 Beğeni