Dök İçini Rahatla

Belli ki kafanız çok karışmış. Yine de başka insanların ne düşündüğünü çok umursamanızı tavsiye etmem. Bunu söylüyorum ama ben bile yapamıyorum tavsiye vermeye kalkıyorum. Daha fazla şey söyleyerek kafanızı karıştırmak istemem.

Tanrı yardımcınız olsun.

Bu topraklar idealleri için yaşayan insanların yeri değil ve maalesef ki coğrafya kaderdir. Bu toplumun en büyük sıkıntısı eğitim felan değil onun temelinde “aile” kavramıdır. Asıl sıkıntı ebeveyn dediğimiz özellikle bizi dünyaya getiren, embesil kuşağı. Bunlar asalaktır ve bu toplumun kanayan yarasıdır. Bunlar sürekli dışardan bir şey bekler. Partiler değişince uzaya çıkacağız sanar. Sürekli başkasına muhtaçtır. Ev, araba onların en büyük misyonlarıdır. Kültür sanat neyine bunların çocukları müzeden çok kafe görür, 3 liralık kahveyi instagramda paylaşır. Ulan neyine böyle ülkede bilim ve sanat? Bilim ve sanat üretecek adamda durur mu böylesine kaotik bir çukurda? Çok vatansever bir deha olsan bile kendini tamamlayabilmek için düşündüklerini icra edebilmek için seni bu hale getiren ABD’nin pençesinde buluyorsun kendini ister istemez.

Neyse ya ben ne anlatıyorum.

Bunların okumadığı ama inandığı kitapta bunları özetlemiş. En sevdiğim kısımdan alıntı yapayım o anlatıyor:

15. İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, “Rabbim bana ikram etti” der.

16. Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der.

17. Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.

18. Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

19. Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz.

20. Malı da pek çok seviyorsunuz.

21. Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,

22,23. Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?

24. “Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım” der.

25. Artık o gün, Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.

7 Beğeni

Teşekkür ederim ya, yorumun için de yazdıkların için de. Hepsi o kadar doğru ki. Bir düzen içinde yazamayacak kadar bulanıktı kafam. Aile, toplum hepsi aslında umursamamız gerekmeyen ama aynı zamanda her şeyin içinde olan kavramlar. Napalım gerçekten, benim için çizilen hayatı en bükebildiğim şekilde bükmeye çalışacağım.

2 Beğeni

5-6 senelik HP Pavilion G6 dizüstü bilgisayarım var. Şu dizüstünde en nefret ettiğim şeylerin başında HP Connection Manager denen illet program var. HP bu programı kullanıcıları HP’ den nefret etsin diye yazmış olmalı. Zaten DÜ çok yavaş üstüne bir de bu illet en son açılıyor ve açılana kadar hiçbir şey hızlıca açılamıyor, internete bağlanırken kazınıyor vb. Yeni nesil HP DÜ’ lerde durum nasıl bilmiyorum ama yeni bir DÜ alacak olursam hatırlatın HP almayacağım. :smiley:

1 Beğeni

Görev Yöneticisi’nden Başlangıç’ta açılan programları düzenleyebilirsiniz.

2 Beğeni

Ara ara kullandığım 7-8 yaşında Acer Laptop var ben de çok kısa sürede açılıyor. 1-2 takviye ve temiz kurulumla internet, ofis vb işler için uzun yıllar daha kullanırsınız bence.

İnternet, ofis vb işler içi fan vb sorunu olmayan 9-10 yaşında laptoplarda bile yaş önemli değil bence.

Size önerim yaşına bakmadan kullanmaya devam edecekseniz cihaza SSD takviyesi yapın, 4 GB aşağı RAM kullanmayın ve Windows kullanmak zorundaysanız temiz Windows 10 kurulumu yapın. (Fabrika yazılımlarından kurtulun zaten pek bir işe de yaramıyorlar)

Sonradan Ekleme::Nickten aklıma geldi @Pardus pardus :slight_smile: kullansanıza hocam, ben bir laptopumda kullanıyorum ve oldukça stabil .çalışıyor.

4 Beğeni

Hizmetlerde ve Başlangıç’ ta bir iki bir şey gördüm ama hangisi bilmiyorum. Kurcalarsam bozulabilir. :slight_smile:

1 Beğeni

Bir 128 GB lık bir ssd var. İyice çökene kadar idare edeceğim daha sonra Linux le devam edeceğim. :slight_smile:

1 Beğeni

@alper hocamızın Pardus tavsiyesine katılıyorum. Nickinizin hakkını verin ya da temiz Windows 7 tavsiye ederim. Ayrıca SSD kutsal bir hamledir, ölüyü diriltir genelde. Bu ikisi hayat kurtarabilir.

4 Beğeni

Pardus, Ubuntu, Mint, Elemantary birini seçeceğim ileride. :smiley:

2 Beğeni

Sanırım bir çeşit sendrom geçiriyorum ama tam olarak karar veremedim hangisi? :thinking:

2 Beğeni

Türkiye’de ya gençler yaygın olarak istemediği bölümleri okumaya zorlanıyor, ya da ülkenin şartları ve vadetiği şeyler hiçbir meslek için yeterli değil.

Ben de istemediği bölümü zorla okuyanlardan biriyim (tabi kimse bana silah zoruyla tercih yaptırmadı, o ayrı). Malesef size “İstemiyorsan bırak” deme yetkisine de sahip değilim, çünkü bende o cesaret hiç olmadı. Pişmanım diyemem, ama bugün olsa bambaşka bir bölüm yazardım.

Eğer okumayı bırakamıyorsanız mesleğe en az bulaşacağınız, en az “doktor gibi” hissedeceğiniz bir dalı/ünvanı/iş ortamını bulmaya çalışın derim.

Ha bir de şu var, insan hafızası gerçekten nankör. Ben tünelin ucunu gördüğüm 4. sınıfta dahi okulu bitiremeyeceğimi, bunun bir tür hayal olduğunu ve bölüm binalarında çürüyeceğimi düşünürken mezun olduktan ve işe girip o kadar çektiğim çilenin karşılığını aldıktan sonra her şeyi unuttum gitti :slight_smile: “Ben öğrenmeye devam edeceğim, profesör olacağım, Nobel alacağım” gibi bir düşünceniz yoksa -ki sanırım yok- bulabileceğiniz en basit ve sakin iş ortamıyla her şeyi unutup okuduğunuz yılların ödülünü alabilirsiniz.

Tabi şimdi bunlar size çok boş gelebilir, neticede okul hala bitmiş değil. Belki birkaç yıl sonra bu dediklerim biraz daha anlam kazanır.

3 Beğeni

Aksine sürekli düşündüğüm şeyler. Aslında özellikle bu bölümde sürekli yaşanan şeyler. Bıktım mezun olup masabaşı iş yapacağım diyenler bi anda cerrahi falan seçiyorlar. Ya da çok hevesle doktor olmak isteyenler akademik kariyere yöneliyor falan filan. Bakalım, aslında ben de sizin dediğiniz gibi düşünüyorum. Şu an çok bunaldığım için sağlıklı düşünceler değil bu yazdıklarım. Mezun olana kadar da ve olduktan sonra da ne seçmek istediğimi bulacağım zaman var en azından. Aslında enfeksiyon hastalıkları falan düşünüyorum. En çok tatmin sağlanan dallardan olduğu için. Uygun tedaviyi verdiğinde hastanın iyileştiğini en kolay gördüğün bölüm ve her branştan hasta senin konsültasyonuna geldiği için de eğlenceli ama okuyanlara göre zor değilmiş. Beni cezbeden kısmıysa herkesin “kendine ayıracak vaktin ve enerjin oluyor” demesi. Bu kriterlere göre seçim yapacağım da daha çook var dediğiniz gibi. Bölümü bırakacak cesaretim de yok, okunur napalım. Herkes istediği şeyi yapmıyor gerçekten de. Teşekkür ederim yorumunuz için. :slight_smile:

2 Beğeni

Güneşin tenime değen tatlı sıcaklığı, ılık kumun ürpertisi, denizden esen tatlı meltem ve bazende denizin ılık suyu. Bunları geçelim, esen rüzgarın eşliğinde kitap okumak. İnzivaya çekilmişlik. Saçın, sakalın dağılmışlığı. Bunlar artık rahatlatamıyor, arayışım sürüyor.

5 Beğeni

Bir insan daha ne ister ki şu güzel mevsimde.

2 Beğeni

Hiç sorma. Şükürsüzlük kuyusunun dip noktasındayım. Belkide Yusufumda kimleri bekliyorum kuyunun dibinde .

1 Beğeni

Üniversite süreci bir noktadan sonra bezdiriyor. Özellikle ikinci sınıfta bir daral geliyor öğrenciye. Hayattan soğur gibi oluyor. Cesaret konusunu bir kenara koyarsak bence çok fazla okuyoruz ondan oluyor. Ortalama 5.5 yaşından beri okula gidildiği varsayılırsa bu süreç tam da bu noktada patlak veriyor. Ben de kendimi çok zorlamıştım. Yani o noktada bir yüklenme oluyor. Nitekim sevdiğim iş değildi ve çalıştığımda da memnun olmadım. Dünya para verseler yine yapmam. Mutlu olmadıktan sonra her gün okumanın verdiği rutinden çıkıp iş rutinine girmek da aynı hesap. En azından parasal özgürlük oluyor fakat işi yaparken mutsuzsanız ite kaka bir-iki sene daha gidiyor. Tabii ben gibiler için geçerli bu. Benim gibi rest çekip “Yok kardeşim ben bu işi yapamam. Kendimi istemediğim bir işte çürütemem.” diyebilirseniz alternatifleri değerlendirebilirsiniz. Bu sizin hayatınız aslında. Kararları sizin almanız lazım. Bu da bir noktadan sonra başlamalı. Aileler biraz fazla duygusal yaklaşıyor bu olaya.

2 Beğeni

:slight_smile: Anamın ve tüm anaların ortak sözü yanlış anlama ama mizahsel olarak " Rahat batmış biraz." :sweat_smile: Bu durum için biraz ana haber bültenini izle çivi çiviyi söksün. :slight_smile:

2 Beğeni

Biraz yeşil yerlere gidin. Farklı şeyler deneyin. Kamp yapın. Doğa insanın ilacıdır.

1 Beğeni

Hayır dostum. Ben rahatın ne olduğunu bilmem, rahatlık bir karşılaştırmadır. Düz tahtaya oturup da koltuğa geçince rahatlığı hissedersin. Ömrü boyunca hiç kuru tahtaya oturmamış bir kişiye rahatlığı anlatamazsın. O koltuk onun için artık bir konfor değil ihtiyaçtır.

2 Beğeni

İlginç. Hastalığı veren de doğa halbuki. Çamlığın ortasındayım ağaçlardan selam taşıyorum :slight_smile:

1 Beğeni