Bugün yağmura çok ters zamanda yakalandım. Belimden ayaklarıma kadar tamamen ıslandı. Belden yukarım ise çantadaki yağmurluğu otobüste giydiğim için ıslanmadı ama biraz su geçirdi.
Islak halimle 2 finale girdim. Şimdi eve gidiyorum, üzerimde hala aynı elbiseler var. Elbiseler gerçi üzerimde kurudu ama ayakkabılar hala nemli.
En azından finaller kötü geçmedi de moralim biraz düzeldi.
Bir hafta sonra ben de bu cümleyi kurabilmek istiyorum. Şimdiden çok bunaldım.
Sadece o gün finaller iyi geçti. 
İkinci el alışveriş yapmaya bir daha bulaşanı napsınlar. Aylaaaar önce işlemci almaya karar vermiştik. Adam parayı yatırınca ortadan kayboldu. Telefonlara çıkmadı ulaşılamadı. İbanda verdiği isim ve telefon numarasından başka elimizde bir şey yok. İnternetten arat tarat bir baktık soyadını yanlış yazmış. (Her mesajı da yazım yanlışlıydı zaten. Soyadında n yerine r yazmış. Ondan bulamıyormuşuz. Sonra instagram hesabını bulunca ordan yazdık dönmedi. Takip ettiği tüm aynı soyisimlilere yazdım. Birisi karısı çıktı bana saydı sövdü. Ne herkese mesaj atmışım daa, şerefsiz miymiş o adam daaa… Yaptığım büyük bir ayıpmış daaa yaşıma veriyomuş falan filan. Her neyse morali bozulmuş, satmaktan vazgeçmiş. İyi dedik yolla parayı. Yolladı 300 lira eksik. Nedeniyse, banka hesabı ekside miymiş neymiş. O yüzden elinde yokmuş. Tamam dedik 15’inde yatırırım dedi. 15’i geldi geçti. Asıl para sahibi arkadaşım takip ediyor diye ben aklımdan silmiştim. Bi ara sordum, o da unutmuş baktı para yok. Aradık numarayı böyle bir numara bulunamamaktadır diyor. Sosyal medyadan yine kendisine karısına yazıyoruz tık yok. Günler geçti yine akrabalarına yazdım. (eskiden yazdığım mesajları onlar görmeden gönderimini iptal etmiştim bu arada) Yazdığım tek mesaj şu “bilmemnebilmemne’yi tanıyor musunuz? yeni numarasını verebilir misiniz, ulaşamıyorum da” bu kadar. bir tane akrabası, o üç kağıtçıdır onu babası bile evden kovdu. Size ne yaptı, dolandırdı mı demeye başladı. Tepem attı zaten 2 buçuk ay geçmesine rağmen insanlarda yine iyilik arıyorsun. Yok ya yapmaz diyorsun falan. Bunlardan sonra artık ne düşünmem beklenir ki. Yine aradım taradım allahım bulunmuyor da izi. Neyse bir kuzeni dönüş yaptı. Bu arada ulaştığım kişiler de gel buraya elinden almak lazım başka türlü zor verir falan diyor nasıl delleniyorum ama. Sonra sürekli aktif olan ama bir türlü cevap vermeyen kuzeni bir anda dönüş yaptı. Verdi numarasını amenna. Aradım abi bizim borç vardı numaranı değiştirmişsin yatırır mısın artık dedim. Bana ters ters höt höt cevap verdi. Gönder hesap bilgilerini dedi. Gönderdim mesajla ve whatsapptan. Aradım geri, aldın mı diye. Benim internetim yok akşam bakarım dedi. Sms’ten attım abi zaten dedim bu arada mesajlar çift tik oluyor yani interneti de var aslında. Allahım bin sabır. Sonra olayın hararetiyle, daha numarayı falan bulamamışken yazdığım mesaj vardı bi. “Abi bana ben şerefsiz miyim yazdın durdun, ben ne düşüneyim hakkında. Öğrencinin hakkını yiyorsun senin de çocuğun eşin var. İnsan ortadan kaybolmaz” tarzı bir şey yazdım. Minimum hakaret içerikli olmaya çalışarak. Onu daaa şimdi görmüş beni arıyor. Sen gerizekalısın nasıl böyle şeyler dersin ben işten çıkarıldım biliyo musun falan filan. Kardeşim napabilirim? Sen benim anam mısın, babam mısın? Nasıl güvenebilirim diyorum. Gönder helalleşelim bitsin meselemiz diyorum. Yok ben ona şerefsiz mi demişim bilmem neymiş. Sinirlerim gerildi.
Nietzsche’yi mağara adamı gibi çizip kitap kapağına koyan yayınevlerini anlayamıyorum.
Yazarı bilmiyor olsaydım bu kitaba belki şans vermezdim. Yazarı bildiğim için kesinlikle hiç şans vermeyeceğim.
İmralı’daki şahıs sandım /:
Küçük Nietzsche var bir de: 2 yılda 2000 kitap okuyan :d
Karikatürize edilmiş yav takma o kadar. 
Benimde karikatürde ki gibi pos bıyıklarım var. Hahaha kendimi karikaturize olarak gördüm bir an çok komik olurmuşum.
Yaz mevsimi tedavülden kaldırılsın. Mümkünse sadece kış, ilkbahar ve sonbahar mevsimleri yaşansın.
Karikatürse şunu falan koysunlar bari 
ben de ilk görüşte aynı şahısa benzettim @AeroKnight-sama 
Misofonia diye bir şey var. Çeşitli seslerden aşırı şekilde rahatsız olma durumu. İnsanlar bunu anlamıyor. Anlamayacaklar da hiç bir zaman. Laf da sanıyorlar. Oysa ben o an sinirden delirecek oluyorum. Öyle böyle bir sinir değil bu… 
Bu durumdan muzdarip olan canlılar, toplum içinde sakız çiğnerken ya da yemek yerken geviş getiren otçul memeliler gibi ses çıkaran diğer canlıları duydukça üzerlerine atılıp dişleriyle boyunlarını parçalama dürtüsüne şiddetle karşı koyma çabalarıyla bilinir.
Tabi sadece bu da değil. Televizyon sesinin yüksek olması, telefonda ya da yüzyüze bağıra çağıra konuşulması, hepsi insanı çileden çıkarmaya yetiyor. Ben artık ailemle değil odamda yemek yiyorum, eve gelince yalnız değilsem odamın kapısını kapatıyorum. Bu yaşta asosyal bir ergen gibi davranıyorum yani 
Misofonik birinin belli sesleri duyduğunda öldürme isteği duyacak kadar öfkelendiğini duymuş, burdan bir cinayet öyküsü çıkarmaya çalışmış ama başaramamıştım. 
Ben şapırdama sesi duyduğumda şimdilik yalnızca o açık duran ağza kürekle vurma isteği duyuyorum.
Ben bundan bir cinayet öyküsü çıkartabilirim eğer düşüncelerimi yazacak olsam. Sinir insanı deli edip akla olmadık şeyler getirebiliyor. Ama daha çok sinirden kafamı koparma isteği yaşıyorum.
Rahatsız olunan sesler olunca ortamdan hemen uzaklaşmak en iyisi. İnsanın hayatını kötü etkiliyor…
Eğer herhangi bir uygulama üzerinden mesajlaşılmışsa süreç çok uzuyor. Polisler de: “daha Fetö dosyaları bitmedi bunlara hiç sıra gelmez takipsizlikten düşer” diyor anlamadım bu polisleri de. Kendileri dolandırılınca veya herhangi bir suçla karşılaşınca acaba ben de gitmeyeyim ne olacak felan diyorlar mı?
Malesef dolandırıcı çok fazla. İnsanın bazen basireti bağlanıp güvenilmeyecek kişiye güveniyor. Zebramo, Gittigidiyor tarzı parayı havuzda tutup müşteri onaylayınca karşı tarafa parayı ileten sitelerden almak veya elden alışveriş yapmak bu tarz olayların önüne geçebilir ancak.
Yalnız ortada hırsızın elini güçlendiren bir durum var. “Şerefsiz” denilmiş. Yani olası bir duruşmada o da kendi payını alabilir. Sanırım ki çoğu bu şekilde kendini güvene alıyor. Hani o haberlerde duyduğumuz şaşırtıcı sonuçlanan davalar, bu şekilde hukuk çatısı altında değerlendirildiği için bize garip geliyor. Belki karşı taraf (hırsız) ceza almayacakken, tutacağı bir avukatla hakaret suçundan, insan haklarına kadar bir sürü konuda size dava açıp yıllarca hapis cezasına mahkum bile ettirebilir. Avukat olmazsa hakimler çok irdelemiyor ama işin içine avukatlar girince olayların seyri değişiyor.
Uygulama muhabbetleri de şu: eğer uygulama Türkiye’de hizmet veriyor fakat Türkiye’de ofisi veya veritabanı merkezi veya sağlayıcısı yoksa IP alma işlemleri dolayısıyla delilleri istemek çok gecikiyor ve birçok uygulama/servis Türkiye ile veri paylaşmıyor. Bu yüzden çoğu dava takipsizliğe düşüyor. Ekran görüntüleri saf delil olarak yeterli değil.
Örnek:
Daha çok örnek var da onlar siyasi şimdi karıştırmayalım ortalığı.
Sözlüme 30 veren insan müsveddesi, 1 gram hakkım varsa haram zıkkım olsun sana. Burnundan gelsin.
Kötü olmuş ya, ben de ortalamamı yükseltmeliyim diye düşünüyordum şimdi bütsüz geçmeye çalışıyorum. 
Hala devam ediyorsa diğerleri çok daha iyi geçer umarım.
Herkese merhaba arkaddaşın yazdığı olay üzerine hukuk muhabbeti olmuş ancak buradaki hatalı veya eksik birkaç noktayı düzeltmek isterim.
1- Olayda anlatıldığı kadarıyla dolandırıcılık bulunmuyor. Normal bir alacak verecek ilişkisi olay. Aksini kabulde her borcunu ödemeyen dolandırıcı sayılırdı. Her kaba kelime hakaret olarak değerlendirilecek diye bir kural da yoktur.
2- Whatsapp mesajlarının mahkemeye delil olarak sunulması ekran görüntüsünün alınıp burada yer alan yazıların ayrıca temize çekilmesi suretiyle olur. Burada önemli husus ekran görüntülerinde karşı tarafın numarasının gözükmesidir. İtiraz olursa o zaman incelenmesini talep edebilirsiniz.
3- İnternette hukukla ilgili gördüğümüz haberlerin dava dosyalarını görmediğimiz için hemen inanmayalım. Anlatıldığından çok daha farklı şeyler olabiliyor. Özellikle taciz konusunda çok sayıda iftira atılıyor.
4-Terlikte olsa insan bedeni haricinde kullanılan her eşya hukuken silah sayılır. Mesela bir terlikle rahatlıkla kafa yarabilirsiniz. Haberciler bu durumu suistimal edip dikkat çekmek için sıkça haber yapıyor.
Bugün Taurus AVM’de biri intihar etti. Onun atlamasıyla bizim terasa girmemiz arasında birkaç saniye vardı sanırım.
Ona bir şeyler söylemek istiyorum ama artık mümkün değil. Bu yüzden buraya yazıyorum.
Kim olduğunu, yaşını, cinsiyetini bilmiyorum. Karne almış ve bu yüzden intihar etmiş bir genç olmamanı diliyorum yalnızca. Bugün karne alıp ailesiyle avm’ye gelen ve aşağı atladığını gören çocukların, gençlerin hali çok kötüydü. Çok ağladılar. Sanırım uzun süre etkisinden kurtulamazlar.
Yaşarken belki seni hiç umursamayan insanlar bugün seni görmek için epey çaba harcadı. Ben aşağı bakamadım, bakanlar görüntünün çok kötü olduğunu söyledi. Hem böyle bir görüntüden fazlasıyla etkilenirdim, hem de bakarsam ölü bedenine saygısızlık yapacağımı düşündüm.
Terasa birkaç saniye erken girseydim atlamaman için her şeyi yapardım; fakat sen terasın en köşesinden sandalyeye çıkıp atlarken, yani kimsenin seni engellemesine fırsat tanımayacak kadar çok bezmişken bu hayattan, benim yemek yiyip birkaç mağaza gezdikten sonra eve gidip film izlemeyi planlayan biri olarak utanmadan sana bu hayata devam et demeye hakkım yoktu. Sen çoğu insanda bulunan yaşama dürtüsünü yenmiştin, sırf ben üzülmeyeyim diye seni o berbat hayata mahkum etmek ne kadar bencilce olurdu, değil mi…
Ama tüm bunların hiç önemi yok artık. Çünkü sen bu hayatta değilsin ve bu hayata dair şeylerin artık senin nazarında değeri yok. Sadece yakınlarının ve senin intiharına tanık olan insanların hafızasında yaşayacaksın.
Umarım kurtulmuşsundur. Umarım ölmüş olmak senin için yaşamaktan çok daha iyi olmuştur. Eğer öbür türlüyse, senin için yapılabilecek bir şeyler varken ölmüşsen, seni hiç tanımasam da bir yakınım ölmüş kadar üzülürüm.
Sırf bu illet yüzünden başıma çok işler açıldı. Gerçekten de kimseye anlatılmıyor. Yanımdaki kişinin nefes alma sesinden bile rahatsız olduğum zamanlar oluyordu. Bazen odada çalışan elektirikli bir aletin sinyal sesinden bile rahatsız oluyorum. Bu sesi sadece ben duyuyorum ama. Çok ilginç bi durum.
Bunun bir rahatsızlık olduğunu daha geçen yıl öğrendim. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım sonra da garip bir mutluluk duydum. Allah’ım çok şükür yalnızca ben deli değilmişim dedim.
