Ben yıllardır varlığı dışında hiçbirşey bilmediğim seriye bir niyet ile nisan ayında başladım ve 4.ciltteyim. Dünyası çok güzel fakat okuduğum yerlere kadar çok şikayet ederek geldim. Gümbür gümbür aksiyon beklemiyorsanız ve abartılı tasvirlere dayanırım diyorsanız kesinlikle beğeneceksinizdir diye düşünüyorum.
Betimleme tamam da gümbür gümbür aksiyon nasıl olmaz aynı seriyi mi okuyoruz?
İlk 3 kitapta pek tatmin etmedi be, beni terkedilmişlerin en umuda ihanet edeni.
Üzdün ya senin gibi bir Fırtınaışığı Arşivi, GoT hayranına yakışmadı.
Ben şuan Zçye çok sallıyor gözüküyor olabilirim fakat, 3.cilt ile bakış açım değişti. 4.ciltin ilk 100lüğü bitti, pek bir aksiyon olmasada heyecanı vardı. Sabırla okumaya devam. 4 5 6yı yaz sonuna kadar bitirirsem çok büyük bir iş başarmış olacağım.
Söylediklerine istinaden ilk 3 ciltteki aksiyon ne Got ne Fırtınaışığı arşivinin başlangıçları gibi dolu dolu değil. Daha çok büyük bir evrene giriş tutorial bölümü gibiydi özellikle ilk 2 cilt.
Hadi fırtınaışığı neyse de GoT kitabında ve serinin diğer kitaplarında savaş sahnesinin çok az olması heyecandan cok entrikanın olması ile baya bir eleştiriliyor hatta diyalog yazacağına bir iki tane eylem koy denildiğini gördüğüm tek seri. Çok güzel çok seviyorum hatta dünyanın en iyi Low Fantasy serisi GoT serisidir ama ZÇ ilk kitaptaki kitabın başından sonuna kaçış ikinci kitaptaki bu sefee önce boru için kovalamaca sonra kaçış ve ardından Ishamael ve Rand arasında bulutlardaki kılıç düellosu üçüncü kitaptaki hepsinin Tear’a girişi Rand’in savaşı ve Callandor’u alışı yani daha sayabilirim ve kabul Fırtınaışığı Arşivi heyecanda ezer geçer ama GoT c’mon Kingebu
Ben aksiyon olarak bakacaksam en yayılmış ve güzel heyecanlı aksiyonu Centilmen Piç serisinde buldum. Her sayfada bir şey var neredeyse. Sürekli bir stres içinde karakterler fakat o da yoruyor. Zaman Çarkı’nın aksiyon kısmına ise şunu diyebilirim. Dört yüz sayfa okuduktan sonra yüz sayfadaki aksiyon bize çok hızlı geliyor bence. Bir de aksiyon kısmına gelince istemsiz hızlanan okumayı da eklersen on sayfa gibi geliyor. Mesela ikinci kitabın sonu sanki beş dakikaydı. Yine de o yollardaki gerginlik filan bence iyiydi. Çok ara verdim ben de ya. Şimdi de il değiştireceğim ve yanıma azami miktarda kitap almam lazım. Sanırım Çark epey bekleyecek… Bu saatten sonra alacağım kitaplar içinden okuma yapabilirim.
Bu arada Zaman Çarkı diziden ziyade anime olsa daha hoş olurdu diye düşünüyorum. Çok güzel olurdu be.
Tatil başladı ve çocuklar sokakları doldurdu. Öğle vakitlerinden akşam ezanlarına kadar… Offf ne gürültü. Sırf bu yüzden öğretmenlere saygı duyulmalı. Eylül gelse de anneler çocuklarına: ‘’ Hadi gidin okula, biraz da öğretmenleriniz uğraşsın sizinle’’ desin. Örtmenim siz nasıl baş ediyorsunuz bu çocuklarla?
Sigarayla benzin kokusu pis ikiliymiş. Öğrenmiş oldum ve görgüsüz komşuların olmadığı bir yer varsa oraya gitmek istiyorum. Ama mümkün değil herhalde böyle bir şey. Nerede insan orada sorun.
Zebramo Effect: İlk başlarda piyasanın çok altında fiyatlarla satış yapan insanlar, Zebramo’yu keşfettikleri anda değişirler. Bırakın piyasa fiyatını, piyasanın bile üzerinde fiyat vermeye başlarlar. “Hızlı giden atın …” atasözündeki gibi, iktisadi anlamda herhangi bir yetkinliğe ulaşmadan böyle işlere giriştikleri için sonlarının gelmesi pek uzun sürmez.
Paranın, insanları bu kadar hızlı bir şekilde eğip bükebilmesi çok tuhaf.
2 gündür sepete eklediğim kitapları alsam mı almasam mı kararsızlığını yaşıyordum. Bugün üst üste 3 tane kitap setim satıldı ve sepetin yaklaşık parası çıktı, daha önceden 2 haftada sadece 2 tane satış yapabilmiştim. Evren resmen beni bu kitapları almaya zorluyor. Neyse satış işlemleri tamamlanıp para hesabıma geçsin de eğer kitapların stokları tükenmezse siparişi vericem.
Herkes geçiyor bu yollardan. Bir sen yoksun Mecidiyeköy metrobüs durağı gibi o yollar.
2 bölüm dizi izleyeyim sonrada yatana kadar kitap okurum dedim ama 2 saattir yakınlarda sokak düğünü yapılıyor. Gürültülü ortamda kitap okuyamadığım için mecbur dizi izleyeceğim.
Bebeyle işe başlama, ona ofiste de yaşam alanı hazırlama, zaman zaman çıldırma noktasına gelme, zaman zaman profesyonelliği evrak dolabına sokuşturup acıktın mı sen annneeemmmmm diye haykırışlarla dolu bir dönemin tam ortasına düştüm sanki her şey benden bagımsız gibi anlatıyorum ama hayır, elebaşıyım:/ neyse ki süreci rayına oturttuk, dört nala koşan hormonların yularını elimize aldık:) bu defa da ebeveynlik kitaplarının girdabına düştüm.
Düşe kalka büyüyoruz noktasından bildiriyorum, hayat cok güzel:)
Çok erken başlamışsınız. Kaç aylık oldu ki daha ?
2.5 aylık oldu, aslında ben de biraz daha geç başlayacaktım ama sakin bir bebek. O yüzden günde 5-6 saat gidiyoruz, alışmak için bir yerden başlamamız lazımdı:)
Benim eşim yeni başladı. 6.ayında. Onda bile 40 takla attık. Bırakamadı çocuğu.
Ben de bırakmayacağım için yanımda götürüyorum işte işyerinde büyütebilecek şanslı annelerdenim kendi işim oldugu için. Eşine cok hak veriyorum eğer bırakmak zorunda kalsaydım işi bile bırakabilirdim
Bugün de şuradaki habere kuruldum: Pendik’te maganda dehşeti! Hamile kadının da içinde olduğu araca saldırdı
Ziya Paşa’ nın dediği yoldan gidip ‘’ Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.‘’ diyerek içimden önce sinkaflar saydırıyorum. Bunu hapse atsan ne olacak acaba diye düşünüyorum. Muhtemelen para cezası alır. Hapse girse ve çıksa bu sefer de ‘‘ben hapse girmiş adamım ulan’’ diye kabadayılık yapacak.
Gerçekten adalet olsa, adalet bu adamların ümüğünü öyle bir sıkar ki değil bunları bir daha yapmak burnunun ucunu sokağa çıkarmaya korkar ama olan hep kurallara uyan vatandaşlara oluyor.
Çok sinirliyim çok şu anda…
Ikiside iş adamı hemide yanda(n)ş olan türünden.Devlet pardon hükümet el iliştirmez bu vatan perver çok muhterem zatı şahane kişilere:)