Kayıp Rıhtıma daha yeni dahil olduğum için öncelikle kendimi tanıtayım. Adım Alper, 22 yaşında Ankara’da üniversite öğrencisiyim.
Şimdi içimi dökeceğim kısıma gelirsek. Fantastik dünya ile çoğunuz gibi Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi filmleri ile tanıştım, sonrasında kitaplarını okudum. Daha farklı fantastik kitaplar ve filmler ile devam etti bu dünyada ki yolculuğum. Orta okuldan bu yana küçük küçük hikayeler kaleme aldım lakin bunları bu yıla kadar sadece kendime saklamıştım. Artık insanlara okutmak ve yorumlarını almak hoşuma gidiyor. Sonrasında eskiden bildiğim Kayıp Rıhtıma kaydoldum ve öykü seçkisi için ilk hikayemi gönderdim. Diğer yandan uzun zamandır tasarladığım ve son 6 7 aydır kaleme aldığım bir fantastik roman serisi hayalim var. Bir aksilik yaşamazsam bu yıl bitimine ilk kitabı bitirmeyi hedefliyorum.
Önerileriniz benim için değerli olacaktır. Kayıp Rıhtım ailesi ile tanışmak beni gerçekten mutlu edecek. Bu uzun yazıyı sonuna kadar okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Mutlu günler.
-Klinik istemiyorum.
-Ama dusunsene dermatoloji okumussun… Misler gibi hayat.
-67 alir miyim ki?
-Sanmam.
-Zaten o 67 artar gider.
-Cerrahi olayim cerrahi aynen. Dusuk puan daha az hasta sohbeti daha cok kesme bicme.
-Ya oldururlerse?
-Klinik istemiyorum.
Türkiyede Cerrahi doktor olsa ne fayda korkularından doktorluk mesleğini unutuyor ahlaksızlar.(çogu bölümler için böyle düşünüyorum artık gerçek yüzlerini görünce doktorların)
Doktor olmalarına ragmen doktorluk mesleğini icra (etmeyen) hepsini ahlaksız olarak ima ettim.Şuan kardeşimde bir hastalık mevcut ve bunun yüzünden elinde imkanları olsada hastane ve doktorların,20-25 tane doktora basvurama ragmen amiliyat için hep ret yedi,hep palavra uyduruldu.Anladıgım şuki doktorluk meslegi türkiyede en en kötü durumda.
Valla boşuna dememişler hastalıklar değil önyargılar öldürüyor insanı.İşin garip tarafı her türlü hastalıkla içli dışlı olan doktorların dünyanın en cahil insanı gibi davranmaları insana koyuyor,büyük şehir ve küçük il ilçe farketmiyor,Türkiyenin geneli böyle.En nefret ettiğim şey ise burada imkanlar yok daha büyük hastane veya şehre gidin diyorlar ama hiç demiyorlar bizim (yani ahlaksız doktorlar) gibiler bütün hastaneleri zapettik oralara gitsenizde aynı sonucu alırsınız,oradakiler de beceriksiz,korkak ve haram zadelerle dolu dememeleri.Valla şaştım kaldım bu işe, bide en hafifi fıtık amiliyatı olacak ama işte diğer hastalık bahane edilip yapılmıyor.Lanet olsun demekten başka bişey gelmiyor.
Evet doktorlar gerçekten de korkuyor. Annem ve babam doktor bu yüzden çevremizde çok fazla doktor var doğal olarak bende bir şeyler duyuyorum. Ama doktorlar artık ameliyat yapmak istemiyor. Çünkü hastanın başına bir şey geldiğinde doktorun hiçbir suçu olmasa bile açılan davalarla uğraşmak zorunda kalıyorlar yakın çevreden duyduğum birkaç olay var. Bu yüzden kimse kendini riske atmak istemiyor çünkü devlet %80 hastayı koruyor. Bir de şiddet meselesi var. Bildiğim kadarıyla eskisi gibi yüksek ameliyat parası da alamıyorlar. O yüzden hiçbiri çalışmak istemiyor birbirine yönlendiriyor. Çok fazla doktorlarla aynı ortamda bulunuyorum ve hepsi şikayetçi. Yani durum biraz karışık. Ayrıca geçmiş olsun. Umarım kardeşiniz en kısa zamanda iyileşir.
Ölüm kalınlık bir amiliyat olsa ve risk durumu iki taraflı olsa amenna ama durum cidden işini çok ciddi bir şekilde suistimal eden doktorlarla ilgili.Eger aldıgın paradan memnun değilsen yapma o işi gelip yapabilen yapsın.Doktorlugu sadece paraya indirgerlerse bu ülke hastalıklardan geçilmez hem doktorlar hem hastalar zararlı olur.Ben en son çare beyin cerrahinin baş doktoruna başvurdum aynı bölümden yapmak istemeyen 3 ahlaksız doktoru şikayet etmek için bir şekilde ancak 2-3 haftaya amiliyat için kesin olmasada gün alabildim.Valla yapmazlarsa durum benim için hem maddi hemde daha fazla manevi yönden çok çok kötü olacak.
Geçmiş olsun tekrar. Durum hastalığa ve doktora göre de çok değişebiliyor. Ben sadece karşı tarafın düşüncesini de aktardım. Yani sorun herzamanki gibi sistemde. Bi de doktorların hasta seçme hakkı var diye biliyorum( emin değilim) şikayet etsenizde bir sonuç çıkmayabilir.
Sizden ayrı olarak doktorlar göründüğü gibi çok kazanmıyor artık. Hele pratisyenler gerçekten az. Sonuçta adam 10 yıl deli gibi ders çalışıyor. Bence hak ettiklerinden az alıyorlar. Saygı zaten yok.
Küçük bir not: Doktorlı çok egoist buluyorum o ayrı mesele.
Yeri gelmişken bende şu sorumsuz doktorlar, hani şu insanların için’de neşter,sargı bezi bırakanalardan hakkında içimi dökmek istiyorum;
Kardeşim kaç yılı okul okuyorsun, üniversite’de dikkatli olmak için saat tamir ediyorsun ancak yine’de nasıl oluyorda adamın için’de tıp malzemesi bırakabiliyorsun anlamıyorum. İnsan sağlığı yahu bu şakaya gelmez. Ondan sonra ortalıkta ben Hipokrat yemini ettim diye geziyorsun. Böyle sorumsuzluk olmaz. Aldığın paranın hakkını veremiyorsan istifa et.
Koşu parkurları spor kıyafetlerini giymiş spor yapan insanlar içindir. Bir aile, dört kişi yan yana elinizde piknik malzemelerinizle koşan insanların önünde tin tin yürümeniz için değil. Koşu parkurunun yanında sizin için normal yol var işte be insan, gidip orada yürüsene. Yooo olmaz orası aynı zaman da yürüyüş parkuru ya, orada yürümenin bir havası olmalı. Turuncu ya!
Her koşmaya çıktığımda söylene söylene eve dönme sebebim. Gruplar halinde sallana sallana yürüyenler, parkurun ortasında durmuş topla oynayanlar. Hayır görüyorsun birileri koşuyor, adamlarda bir kenara çekileyim düşüncesi de yok aynı şekil devam.
Kardeşime yurt çıkmış. Yurt kayıt parası istiyorlar şimdi 280 Lira. Bu ülkede bu devlet kimseye beleş bir hizmet yapmaz arkadaş. En büyük soyguncu devletin ta kendisidir. Yasal hırsız kısacası… … Daha neler neler derdim ama yazamıyorum ne yazık ki.
Özel okulda bile çalışsam çizgimden asla çıkmam diyen idealist bir öğretmenDİM. Çizgimi bile sildiler. Şimdi de işte, iyi öğretmeni en cicili bicili göz boyayan sınıfa sahip öğretmen sanan velileri oyalamak için, gece gündüz asla işime yaramayacak olan şeylerle uğraşarak vakit kaybediyorum.
Bu ülkenin her karışı, hayallerinin altında ölenlerin mezarıdır.
Ne güzel bak şu saatte düğün konvoyu ve datdat daat! Ve şimdi de durdular göbek atıyorlar. Havai fişekler de cabası. Neyse bir şey demeyeyim şimdi diyecektim ama diyeceğim: ALLAH BELANIZI VERSİN!!!
Düğün konvoyu deyince aklıma geldi, dün karşılaştığım bir olay: Düğün konvoyunun önündeki aracın önünde bir araç park etmeye çalışırken en öndeki aracın ön koltuğunda oturan şey elindeki megafonla ‘‘bekleme yapma’’ diye böğürüyordu ve o esnada siren çalıyordu bunu böğürürken.
