Dün nasıl oldu bilmiyorum tesadüfen ADANA PROJECT diye bir metal grubuna rastladım. Parça baya hoşuma gitti ama anlamıyorum içinde Talat diyor Türkiye diyor vs… Merak ettim üşenmedim parçanın ingilizce sözlerini buldum. (Parça ve parçaya ait sözler aşağıdadır)
Beni rahatsız eden kısım bu tarz bir metni bizim gruplardan biri şarkı yapsa o dakika youtube dan yasaklanır zira işin içinde “Köpek Talat” gibi bir hakaret var.
Gelelim neden bunu yazmak istediğime. Sunay Akın’ın bir sözü var, hiç bir milletin tarihi sütten çıkmış ak kaşık değildir diye. Bu söze inanıyorum. Ancak Osmanlı’nın bir Ermeni katliamı yaptığına da inanmıyorum. Fakat bir ancak daha olacak. İnanmıyorum ancak bir gün kabul edileceğini hatta belki de bizim tarafımızdan kabul edileceğini düşünüyorum. Bugün lise talebesi olan iki gençle ayrı ayrı sohbet etme imkanım oldu. Merak ettim sordum. Bana olayları anlatın dediğimde sadece 3 benzer cümle çıktı ikisinin de ağzından.
1- Soykırım yok tehcir vardır. Yani sürgün.
2- Çetecilik yapıyorlardı, rahat durmuyorlardı bu yüzden sürülürken bazıları ölmüş olabilir.
3- Bazı liderler ve Ermeniler saldırıda bulundukları için savaşın kuralları gereği öldürülmüş olabilir.
Kısmen haklılar. Ama tek diyebildikleri bu 3 kelime. Biraz çıtayı yükseltip aynı şeyleri İngilizce söyleyebilir misiniz bana dedim. Biri çat pat denedi… Yok… Son olarak iki soru daha sordum. Ağrı Dağı niye önlemdir? Cevap yok… Peki bu adamlar niçin 28 Mayıs’ı kutlar? Yine cevap yok…
İşte tam da bu çocuklar kabul edecekler gelecekte her ne olursa…
Ne kıbrıs, ne kore, ne bu olaylar konu ne olursa olsun çocukların düzgün bir eğitim aldığına inanmıyorum. Bu yüzden kendi düşüncelerimi paylaşmak ve bu konuda en azından bir kaç kaynak paylaşmak istiyorum.
1- Hukuksal olarak soykırım tanımı 1944 yılında yapıldığı için, bu yıldan önce yapılan uygulamalar herhangi bir yaptırıma tabi olamazlar.
2- Bu tanım " Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu, kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım suçunu oluşturur:"şeklinde yapılmış olup, bazı maddeler sayılmıştır. Bizim en çok suçlandığımız madde ise sanıyorum: a ve c maddeleri olan gruba mensup kişilerin öldürülmesi ve fiziki yaşam şartlarının kalıcı olarak değiştirilmesi suçudur.
Ancak bu iki madde yine bana göre gerçeği yansıtmamaktadır. Mesela Van’dan sürgün olarak İstanbul’a getirilen Komitas isimli bir din adamı/bestekar vardır. Benzer şekilde pek çok iyi eğitim görmüş ve lider vasfına sahip Ermeni o dönemde İstanbul’a getirtilmiştir. Bugün pek bilinmez ama İstanbul’da dergahlarda zikir çekilirken söylenen ilahilerin orjinali Komitas tarafından derlenmiş olan ermeni ilahileridir. Komitas’ın yolda darp edildiği hatta akıl sağlığı iyi olmadığı için akıl hastanesine de yatırıldığı yönünde bilgiler var. Ancak soykırım yapmak isteyen bir ülke en zengin şehrine ve merkeze, üstelik de o merkezde ayartılıp kışkırtılabilecek çok sayıda hristiyan varken bu tarz kişileri merkeze getirtir mi?
İki kitap var: Şevket Süreyya Aydemir- Suyu Arayan Adam ve Frederick Burnaby-At Sırtında Anadolu.
Bu iki kitap hem o dönemin koşullarını ve doğuda yaşanan olayları yansıtmakta, hem de döneme ait bilgiler vermektedir. Suyu Arayan Adam, 1. Dünya Savaşı zamanını anlatırken, At Sırtında Anadolu 1876 yılında Osmanlıyı gezmeye gelen bir İngiliz subayının anılarını anlatmaktadır. Bu kitapta Rus faaliyetlerine Türk-Ermeni ve Kürt köylerinde çıkan olaylara detaylı bir şekilde yer verilmektedir. Bizde bilinmez bahsedilmez ama yabancı bir kaynak olarak, hem de bir İngiliz subayının ağzından bizi savunan önemli bir delildir.
Konuyla ilgili ayrıca tarzını ve üslubunu sevmesem de Murat Bardakçı’nın da paylaştığı belgeler vardır.
Aslında daha çok kaynak ve isim göstererek yazabileceğim şeyler var ama uzatmak istemiyorum. Tek isteğim bu konuyu birileriyle paylaşmak. Ben eğitim sistemimize ve bize okutulan saçma sapan tarih derslerine itibar etmiyorum. Kendim gezerek, yabancı kaynaklardan okuyarak tartışarak cevap bulmaya çalışıyorum. Lütfen konu ne olursa olsun çocuklarınızı da araştırmaya, okumaya sevk edin.Sadece kendi kaynaklarını değil karşı argümanları da bilerek büyüsünler. Dahası inandıkları şey her ne olursa olsun bunu karşı tarafa anlatabilecek kadar bir dil bilsinler…
Sabredip okuyabilen varsa teşekkür ederim…
Şarkıya gelince:
Gini Lits- Pour The Wine
The world trembled of fear at the might of Armenians
The Turkish throne fell to the ground
Let me tell you the story of Taleat’s death
Pour the wine, dear friend, pour the wine
Health to the one drinking
The dog Taleat fled to Berlin
Telhearyan caught up to him
He hit him on the head, he put him on the ground
Pour the wine, dear friend, pour the wine
Health to the one drinking
The dog Taleat’s father
At the death of his mother
Threw her into an Armenian carriage
Pour the wine, dear friend, pour the wine
Health to the one drinking
You memory is always glorious
Shirinim lights Christopher
Happy May 28th
Pour the wine, dear friend, pour the wine
Health to the one drinking