Şimdi, tam da şu saatlerde size hak verdim. 12’ler yüzünden.
Soru odaklı çalışıyorum. Yapamadığım konu veya soruya sürekli geri dönüyorum. Konularda iyice öğrendiğim ayrıntıları bile tekrar ediyorum. Matematik, geometri ve fizikte yapamadığım sorunlarla çok uğraşıyorum. Yapamayacağıma emin olduğum zaman çözümüne bakıyorum. Belki ilk söylediğim zaman kaybettirebilir ama ikincisi kesinlikle faydalı oluyor. Yani bana faydası olduğunu fark ettim.
Ben de böyleyim genel olarak ama lisede yan gelip yattığım için çok pişmanım. Halbusemki şimdi çatır çatır test çözüyor olmak isterdim konularla boğuşmak yerine.
test test test deli gibi test çözerek.
Biri foruma yazar, İnstagram’a bakmaz. Diğeri foruma bakmaz, İnstagram’dan yazar… Ne yapsam bilemedim.
Kararsızlık daha doğrusu belirsizlik çok zor. Neye göre adım atsam emin değilim. İki gündür bu durumu çok kafama takınca yds hazırlığından koptuğumu fark ettim. (Üstelik sınav pazar günü.) O yüzden akışına bırakmaya karar verdim ve üstümden bir yük kalktı.
Birisine anime önermek için anime listeme girmiştim. Bir kaç tane animenin ne ismini ne resmini hatırlayabildim, hatırlayana kadar yanlışlıkla ekledim sandım. Bir kaç tanesinde ise direkt izlediğimi bildiğim halde içinden ne tek sahne, ne olayları hatırlayabildim. Tabii derdim anime değil burada. Eskiden en ufak şeyleri bile unutmayan ben, artık hep hatırladığım seyleri unutabilir, çoğu şey de daha sık aklımdan çıkabilir hale geldi. Bu anime olayı da yüzüme bir kez daha vurmuş oldu bu durumu ve biraz moralim bozuldu açıkçası.
Yoksa anime insani aptallaştırıyor mu?
Aynı şeyden ben de şikayetçiyim ama yaşla ilgili olduğunu düşünüyorum.
Günümüzde orijinal animeler çok nadir çıkıyor. Genelde hepsi birbirinin aynısı, özgünlükten uzak taklit yapımlar. Belki onun da etkisi olabilir.
Katılıyorum. Bir de devamlı avrupa tarzı fantastik dünyalarda geçen elfli krallı sarışın mavi gözlü şövalyeli animelere sinir oluyorum.
Yapacaksanız kendi kültürünüzde Japon tarzı yapın arkadaşım
Kesinlikle katılıyorum. Buna tek güzel örnek Lelouch sanırım. O da tam olarak ingiltere konulu sayılmaz ama.
Doğru. Lülüş’te karakterlerin yarısı Britanyalı ama en azından “olay Japonya’da geçiyor.”
Senaryosuna dua etsin. Çok kaliteli yapım.
Hocam lülüş diyince bi değişik hissettim. Yapmayın
Bir ara 3. sezon haberleri vardı noldu ona çıktı mı aceba?
Ben Lilouç diye okurdum ama adamın ismi Lülüş Lemprüş diye telaffuz ediliyor Japonlar tarafından.
Üçüncü sezon olayların alternatif bir finalle sonlandırılmasını anlatacak, diye biliyorum.
Bon pour l’orient…
İnsanlara anlayışla yaklaşıp yol göstermek de nutuktan sayılır olmuş. Dert yanıp sohbet etmek ukalalık olarak görülüyor anlaşılan artık. Sonra da istediğini elde edebilmek için özel mesajı orta yerde paylaşıp kışkırtmaya çalışanlar varmış. Teşekkürler “modern batı” anlayışı. Çok güzel nesiller yetişti sayende…
40 yaşına yaklaştığım şu günlerde forummuş, sosyal medyaymış kaldırmıyor artık kafam. Şu cümleyi en güzel nasıl çeviririm, şu kitabı nasıl incelerim diye düşüneceğime beyin enerjimi bu tür içi boş, anlamsız kavga ve çıkışlara harcıyorum. Tasımı tarağımı toplayıp köşeme çekilesim var.
Döktüm içimi, ama hiç rahatlamadım…
Aptallık için Doğu veya Batı farketmiyor. Bağnaz insanların hepsi aynı. Bir halta yaradıkları da yok, anca laf.
Dün fark ettim eskiden 700 sayfalık bir kitabı bile bir gün içinde bitiriyordum şimdi 48 sayfalık kitabı dört gündür okuyorum .
Hiç olmadığım kadar sakin gidiyordum bu sıralar. Ne güzel sinirlenmeyip kendime zarar vermiyordum ama insanlar sizi sinir etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ondan sonra “Beni neden aramıyorsun?”
Neden arayayım ki?
(yazarı tarafından geri alınan gönderi, bildirilmediği takdirde 24 saat içinde otomatik olarak silinecek.)