İnançlar toplumu etkilediği müddetçe tartışılmalı diye düşünüyorum. Bu kişinin inanıp inanması ile ilgili değil, inancının dayattıkları ile ilgili bir tartışma sonunda. Herkes inanmakta özgür lakin kimse inancını dayatamaz.
Gerçekten tartışma kaldığı yerden devam etsin diye yeniden üye olacak kadar içinizde kalmış olabilir mi ya
Çünkü insanlar tembeldir. Yada
Cahil kalmak kolaydır. Yada
Gelenekler akla/mantığa baskın çıkar. Yada
Toplum baskısı/yetiştiriliş.
Neredeyse yaşayan insan sayısı kadar farklı sebep sunulabilir. İslamiyet ile ilgili yazdıklarınızın çoğuna katılmıyorum.
Burası yeri değil, o yüzden detaylıca girmek istemiyorum konuya. Dilerseniz özel mesajdan devam edebiliriz fikir alışverişine.
Okuyup öğrenin demeyi bir kenara bırakın. Yunan eserlerini çevirmediklerini okumadıklarını kim söyledi.O dönemde yunan eserlerini tercüme edebilmek bile başlı başına açık fikirlilik gerektirir. Mesela açık fikirli olmadığınızda avrupalı da olsanız doğuda yükselen sayı sistemlerini geç öğrenirsiniz. Mesela açık fikirli olduğunuzda saydığınız zatların el yazmalırını kullanıp onu geliştirirsiniz. Olayı ezbere aynı yerlere çekmeyin.
Ayrıca hristiyanlık ve islamiyet örneğini verirken ikisini birbirinden ayırmadım. İkisinde de olan ortak noktaya işaret ettim. Din veya başka bir görüş birilerinin elinde zırh ve silaha dönüşürse sorun ordadır. Şu an yaşadığımız gibi veya onların bir kaç yüz yıl önce yaşadıkları gibi. İnsanı ateizme yönlendiren nedir bilemem, ülke başarısıyla ilişkisi var mıdır bilemem. Değinmek istediğim orası değil. İlişki olsa bile, kesin bir fizik kanunu mudur? Tek çıkar yol mudur? Bilemem, sanmam.
Ben de genel olarak böyle olduğunu biliyorum.
@Kote cozutma. Forumda din ve siyaset tartışmak, başkalarının inanç ve görüşlerini rencide edecek paylaşımlarda ve yorumlarda bulunmak kurallarımıza göre yasak. İsteyen istediğine inanır, istemeyen de inanmaz. Ben inanmıyorum der, geçersin. “Din palavrasından artık kurtulun,” gibi bir cümlenin bu forumda yeri yok, sana da yakışmıyor. Lütfen böyle tartışmalardan kaçınalım. Aksi takdirde ceza vermek zorunda kalırız.
Ama böyle sert bir yorum ve ardından mesajları silmek bende bahsettiğim görüşü uyandırıyor.
Ayrıca uzaklaştırılmasını anlıyorum. Benim bahsettiğim şey konunun en başından buraya gelecek şekilde yönetilmesi.
Bence bu mesajın özü “kurallarımıza göre yasak” kısmı.
Ayrıca şu var ki tartışma başladığında ben müsait değildim. Tartışmadan haberim oldu fakat bakamıyordum. Hatta az sonra ilgileneceğim arkadaşlar da dedim diye biliyorum. Ben bakana kadar İhsan Bey denk gelmiş. Sistemde 30-40 tane bildiri vardı. Herkesin birbirinden bir şekilde rahatsız olduğu bir durum söz konusu olduğundan bütün mesajları silme kararı aldık çünkü aradan kırptığımız takdirde konuda bütünlük diye bir şey kalmıyordu. Kote’nin mesajını silsek bu sefer misyoner mesajı sırıtıyordu. Onu da silsek bu sefer öbürü sırıtıyordu. Bu durumda biz de hepsini silmeyi tercih ettik. Sonradan gelen birisi kopuk ve anlaşılması imkansız bir tartışmayı anlamaya çalışmakla kafa yorup belki de hiç alakasız sonuçlar çıkartıp yorum yapacaktı.
Bu arada şu noktaya da dikkat çekmek isterim. İhsan Bey sadece sözlü uyarıda bulundu. Bu noktada arka planda mesajlaşarak ortak bir karar aldık ve tüm mesajları silen benim. İhsan Bey uyardıktan sonra bile tartışma hız kesmediği için bütün mesajları silmeyi düşündük. Genelde tartışma ortamındaki harareti bildiğimizden bir defa sözlü uyarmayı uygun buluyoruz. Sanırım orada uyarıyla benim silmeye başlamam arasında çok kısa bir zaman olduğu için böyle yansımış.
Aminn Maalouf’un kitabında okumuştum, İnsanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyacı kalmamış gibi davranıyorlar. Benim için insanlığın bu duruma gelmesini en iyi özetleyen cümle bu.
Hem dediğiniz sebeplerden hem de misyoner mesajları dahil diğer mesajların bir kısmının hala duruyor olmasından kaynaklı olarak böyle düşünmüş olabilirim.
Onun da nedeni bildirim sistemindekileri kapatmaya başlayarak silme işlemi yapmamdan kaynaklı galiba. En çok bildirim alanlar yukarıda duruyor. Bu da dengesiz bir silme işlemine neden oluyor.
Fırsatçı esnaf modu: on
Elimizde çok güzel Karen Armstrong kitapları var. Matbaadan yeni geldi. Dinler, inançlar, mezhepler, her konuda bilimum bilgi. Hazır %50 indirim varken kaçırmayın.
(Reklamdan sayılıyor mu bu?)
Doğruyla yanlışı ayırmak için kimsenin dine ihtiyacı yok zaten ki olmamalı da.
Tüm sorun genellemelerde.“İnananlar cahil” demek tüm inananları suçlamaktır bana göre. “Ateistler ahlaksız” la aynı derecede körlük içeriyor. Olayın en pis kısmı bu zaten. Çünkü genel olarak genellemeleri seviyoruz. “Kürtler şöyledir”, “Almanlar böyledir” vesair gibi.
Dini bıraktılar başarılı oldular, ya da inanıyorlardı huzurlu yaşadılar… Bunlar çok dayanaksız düşünceler.
Başarı inanıp inanmamayla, ideoloji ile ya da dinle alakalı bir şey değil. Başarı çalışmakla ilgili. Bu insanları anlamak için de yenilikler oluşturmak için de geçerli. Einstein tanrıya inanıyorum diyordu mesela, bilimi ilerletmesine engel oldu mu? Dawkins her koşulda tanrıyı reddediyor başarısız oldu mu? Her ikisinin de cevabı hayır.
İnsanları değerlendirmek için onların inançlarını, etnik kimliklerini yargılamayı bırakmadığımız, önyargılarımızla ötekileştirmeyi bırakmadığımız sürece karşısında durduğumuz şeyin hiçbir önemi yok. Dün de söylemiştim, kimsenin kimsenin inancına karışma yada o inancı karalama hakkı yok. İnanmayabilirsin, sana getirilip sunmuyorsa tüm bir topluluğu da “Cahiller” diye itham edemezsin. Etmemelisin. Hepsiyle mi tanıştın? Dünyada 1.5 milyar müslüman var, hepsinin mi cahil olduğuna dair test yaptın? Hayır tabiki. Bunun ayrımını yapamıyorsa kişi, dine yada bir öğretiye dahil olması önemli değil. Boş yere tartıştığımız gerçeği ortaya çıkar. Tanrı’nın tarihi de insanların tarihi kadar eski, hiçbir şey hakkında kesin konuşmamak için bu bile yeterli.
Milyonlarca yıllık evrimin sonucu ateist olursan başarılı olursun, dindar olursan bağnazsındır yeni fikirleri anlamaz başarısızsındır olamaz.
Sayılmıyor ama sayılabilir olma olasılığını düşünerek kullanıcı adınızı “Neverfever” yapmayı teklif ediyorum. Ha, bir de kazandan bir kurbağa seçerseniz sevinirim.
Enteresan bir insan çeşidi olsa gerek. “Yün” ile “Tüm” arasındaki o ince çizgideler galiba.
Hani böyle çok ciddi bir konuda uzun uzun güzelce cevap yazıyorsun ama hata yapıyorsun ya beni bir gülme alıyor.
Yaşlılık be. Eskisinin 10da biri kadar ama artık gider ayak baya düzelttim kendimi
Parlayan sözlerden yediğim ve unuttuğum bir spoileri bir meme sayfasında tekrar yedim. Bu kaçıncı seviye?
Kitabı almak için araştırıyorım ben de. Kitap hakkında bir şeyler görünce kafam otomatik blurluyor
Konunun bu kadar uzaması ve yönetimin anlayışlı tavrı bana çok ilginç geldi. Hepimiz yaptıklarımızın sorumluluğunu alabilmeli ve sonrasında yaşayacaklarımızı göze alabilmeliyiz. Anonim olmak ya da internet üzerinden yazmak hiçbir zaman bahane olamaz.
Bu nedenle doğal seçilim kurbanı olmadan karşısındakine belirli bir tahamül gösteremeyen insanlar bence ya çok şanslılar ya da henüz kendi korunaklı ortamlarından çıkmadıkları için tecrübesizler.
Her iki olasılıkta da ben optimum bir saygı seviyesini koruyup karşısındaki ile sağlıklı bir iletişim kuramayan birini ciddiye alamam.
Bu kadar tahammül gösterdikleri ve ellerinden geldiğince iyi niyetli oldukları için şu an yönetime çok büyük saygı duyuyorum.
(Kibirli olduğum için nadiren birilerini taktir ederim.)
Bende var ve kralların yolunu okuyalı da 4 sene oldu ama senelerdir zamanım olmadığı için erteliyorum kitabı. Bir başladım mi üzerinden kalkmadan bitirmem gerekiyor çünkü. Inşallah sinavdan sonra tekrar 1. kitabı sonra 2. kitabı okuyup kurtulacağım bu yükten ve özlemden.
2 ay boyunca her gün 8:30 - 4:30 derse girip günlük en az 10 bin adım (hastane içi bi de sadece) atmak ve üstüne üstlük bir yandan 700 küsür sayfalık slayt 600 sayfalık textbook okumak mı? (ve sözlü olacak şekilde hepsini öğrenmek/ezberlemek)
Evet ya okumaktan kolay şey mi var?
İleriye gidebilmek için çok çabaladım ama olmuyor.Yapamıyorum bir türlü.Hastahaneye yatmamın üzerinden bir yıl geçecek neredeyse.O günden beri değişiklikler yapmaya çalıştım ve hayattan zevk almaya çalıştım.Ama gitgide daha da kötü oluyorum.Bazen delirecek gibi oluyorum ve korkuyorum.Hayata tutunmak için o kadar az sebebim var ki.Artık derslerimi bile salmış durumdayım.Hiç benden beklenmedik şeyler yapmaya başladım sanırım.Oysa eskiden ne kadar eğlenceli bir insandım.Ne kadar da sosyaldim.Şu an hem yalnız kalmayı istiyorum hem de yalnızlıktan korkuyorum.Dışarıdan böyle görünen biriyle kim niye arkadaşlık etsin zaten? Az ama öz arkadaşlarım olsun isterdim.Bir yerlerde hata yaptım sanırım ama nerede bilmiyorum.İçimde bir korku var ve hiç oradan çıkmıyor.Bu yazdıklarım bile tuhaf duruyor şu an.Kafam karışık sanırım.Buraya yazmak hoşuma gidiyor.
Geçen pazar istediğim gibi birkaç kişiye numara yaptım ve gayet güzel geri dönüşler aldım