Buna ne diyeceksin peki. Shokugeki no Sanji
Normalde böyle animeleri sevmem, evreni düzgün kurgulanamadığı için soyutlaştırılmış izlenimi verirler. Ama bu seri de evrenin kendi dinamikleri de izleyiciye geçiyor. Anlatımın soyut, keskin olmayan çizgilerle olmasının tercih olduğu çok belli. Gizemi de o kadar kontrollü o kadar tadında veriyorlar ki insanda değişik, hoş bir yemek yemiş izlenimi oluşuyor.
Boku dake ga Inai Machi izledim. Çok karışık hislere sahibim bu animeyle ilgili. Bir yandan izlerken sıkılmadığımı, keyifle izlediğimi düşünüyorum fakat hikayesinde, karakterlerinde o kadar fazla kusur var ki tüm bu kusurlarına rağmen neden bir şekilde bu animeyi sevebildiğimi açıklayamıyorum.
Klişe diyebileceğimiz bir konusu var. Hayata pek tutunamamış, insanlarla çok iyi iletişim kuramayan bir adamın geçmişe gidip üç arkadaşını ve annesini kurtarmaya çalışmasını anlatıyor. İlk bölümüyle sizi içine çekip merak uyandırmayı başarıyor. Fakat sonrasında bu ilginizi canlı tutmak adına pek bir şey yapamıyor. Bölümler aktıkça hikayenin kolay tahmin edilebilir olması ve karakterlerin seçimlerinin pek bir dayanağının olmaması sizde sanki aman hikaye aksın da bir şekilde finale doğru yolumuzu buluruz havası uyandırıyor.
Anime kesinlikle hikayesinin vaat ettiği gizem unsurunu kullanamıyor ve bu türün başarısız bir örneğini sunuyor. Eh bari arkadaşlığın, inancın, sevginin değeri ve birey üzerindeki etkisini anlatayım diyor ve burada da baş karakterin pasifliği ve kötü adamımızın yüzeyselliği bu temalara zarar veriyor. Demek istediğim, ne olmak istediği gibi başarılı bir gizem animesi olabiliyor ne de gizem unsurları ardında vermek istediği mesajları etkileyici bir şekilde sunabiliyor. Ve nerede görsem inanılmaz canımı sıkan, kurduğu dünyaya zarar veren mantık hatalarından bahsetmek dahi istemiyorum.
Anime kesinlikle animasyon ve ses yönetiminde takdiri hak ediyor. İyi yönetmenlik, çok çok iyi müzikler ve başarılı bir atmosfer sunumu. Açılış ve kapanış şarkıları muhteşem, dinle dinle bıkmıyorum.
Genel olarak kötü bir hikaye anlatımı var fakat yine de sevimli olmayı başarabilmiş bir anime. Sebebini anlayamıyorum gerçekten, şeytan tüyü olan animelerden biri sanırım.
Gerçekçi bakarsam 5/10 sevimliliğini göz önünde bulundurursam 7/10 vereceğim. Hiç değilse açılış şarkısını dinleyin çok iyi.
Yahari Ore no Seishun Love Comedy wa Machigatteiru. Zoku
Bölüm sayısı: 13+13+ 2 ova
Türü: Slice of life, okul, romantik, dram, komedi
Kısa adı oregairu. Başrol Hikki, Hyouka’daki Hotaru’ya çok benziyor ama geri kalan karakterler hiç benzemiyor. Kulüp animesi ama hiç ilgimi çekmedi benim. Yine de izletti kendini. Kulüp animesi deyince K-On gibisi yok bence.
Bu animeyi çok seven varmış baya. Ama bana hitap etmedi malesef.
6/10
Mirai Nikki
Bölüm sayısı: 26+1 ova
Türü: Aksiyon, Psikolojik, Gerilim, Gizem, Doğaüstü, shounen
Bu animenin türünde ecchi neden yazmıyor anlamış değilim. Fazlasıyla vardı. Dedim türünde yazmıyor o kadar önemli değil ama yanılmışım, bu kadar ecchi olduğunu bilsem izlemezdim. Kan, vahşet ve bu tarzda ecchi ile resmen liseli gençlerin hayallerini süsleyen fazlasıyla shounen bir yapım olmuş.
Konusuna gelirsek animenin adından gelen herkesin kendi gelecek günlüğü var. Tabii verilen kararlara göre gelecek değişip duruyor sürekli. 12 gelecek günlüğü kullanıcısı turnuva tarzı ölümcül bir yarışa girer. Aklıma Turnuva filmi geldi. Böyle öl veya öldür tarzı bir konu hiç eskimeyecek sanırım. Animeler arasında da Fate/stay night ve btooom var. Hiçbiri de bi seinen Fate/Zero tarzında anime yapmıyor malesef. Mirai Nikki’de çok fazla tutarsızlık vardı. Mesela polisin sanki dünyada başka kullanacak hiç adam kalmamış gibi liseli gençler ile operasyon yapması gibi…
Tavsiye etmiyorum. Elfen Lied’e verdiğim puanı veriyorum.
1/10
Kuuchuu Buranko
Bölüm Sayısı: 11
Türü: Komedi, Dram, Psikolojik, Seinen
Bu animeyi izlerken Bir Psikiyatristin Gizli Defteri kitabını okuyormuş gibi hissettim. O kitapta sıradışı 25 vaka vardı. Tabii kitap profesyonel yazılmış baya. Bu animede de 11 bölümde 11 vaka görüyoruz. Tabii anime olunca işler biraz daha karışık. Başrol karakterimiz Psikiyatrist doktorumuz da sorunları çözüyor. İlgi alanına giren sevebilir bu animeyi. Bu konuda bir anime yapılması çok ilginç ve cesurca olmuş.
Animede plasebo etkisinin de anlatılması güzel olmuş. Animede plasebo demiyor tabi. Ekşi sözlükte plasebo hakkında ne denmiş bakın :
60’lı yılların sonunda Amerika’da 500’e yakın kanserli hastanın üzerinde kullanılmış ve bu hastaların %40’ı bu yeni ilaca öylesine inanmışlardır ki düzelmişlerdir. Testlerden sonra “size sadece şekerli su” verdik dendiğindeyse sadece %10’unun inanması bi o kadar acayiptir.
Animede kullanılan çizim iyi mi desem kötü mü desem bilemedim. Ama ilginç olmuş, sevdim ben. Ayrıca 4. duvar aşılarak seyirciye bilgi verilmesi de gayet iyiydi.
9/10
(yirmikrktr)
En son Prenses Mononoke’yi izledim. Çok güzeldi
(yazarı tarafından geri alınan gönderi, bildirilmediği takdirde 24 saat içinde otomatik olarak silinecek.)
Shingeki no kyojin
Tam anlamıyla bayıldım. Hep erteleyip duruyordum iyi ki ertelemişim yoksa dördüncü sezonu daha uzun süre merak içinde bekleyecektim. Tüm karakterleri ayrı ayrı sevdim. Amaçlarını, korkularını, hata yapmalarını sevdim. Çizimleri ve konudaki ciddiyeti sevdim. Devlerin yüzleri hareketleri aşırı rahatsız ediciydi. Bize sonuna kadar tüm duyguyu yaşattılar. Ayrıca artık ne zaman Eren ismini duysan Mikasa sesiyle Eeren diyorum içimden

The Disastrous Life of Saiki K.
Bu kadar absürt olması ama içinde aşırı tutarlı olması harika. Karakterin bir dizinin içinde olduğunun farkında olması da hoşuma gidiyor. Saiki ne kadar normal sıradan olmaya çalışsa da ne kadar garip insan varsa gelip onu buluyor, çok gülüyorum. İkinci sezonda bir tane çocuk var çok ortalama olan, her şeyi sıradan olan. Saiki’nin ona bakarkenki mimikleri, hayranlığı izledikçe gülmekten yarıldım. Bir de gidip arkadaş olmaya çalıştı. Ama sıradan kelimesinin onun hayatında yeri yok maalesef. Ayrıca ikinci sezonda daha çok insanlar yardım eden birine dönüştü, arkadaşlarına daha çok değer veriyor.
Yare yare dediği an niyeyse mutlu oluyorum😊
İkisine de puanım 10!
Aramıza hoşgeldin. Uzun yazıları da seviyorsan bunu okumaya hazırsın o zaman.
Aklında kalan sorular varsa ona da çözüm olur. Yeni sorular da gelebilir. Full spoiler link.
[spoiler]3. Sezonun bittiği yere kadar manga spoiler içerir.
https://eksisozluk.com/entry/68915133[/spoiler]
Hoşbuldum😊 Hepsini okuyup sorularımla döneceğim, yaşasın spoiler!!
Edit: sorularımla geri döndüm
İlk olarak Eren iki devin gücünü birden nasıl barındırıyor?
İkinci olarak 3. Sezon p2 9. Bölümde Eren ve Mikasa cezalıyken Eren geçmişteki şeyleri Anlatıyordu masada yazan Armin’e. Öleceğini vs. Daha sonra tam devinin adını söylediği sahnede sahne değişti ve ona neden kendi kendine konuştuğunu sordular. Yani kimsenin olanlardan haberi yok mu, aslında anlatmadı mı gerçeği Armin ve Mikasaya, hayal miydi? Eren Mikasa’ya neden zayıfladın diye sormuştu acaba Eren’in kendi kendine konuşmalarından dolayı kötü olmuş olabilir mi? Sadece bir tahmin. Dayanamayıp mangayı okuyacağım galiba. Eren ne kadarını anlattı acaba Mikasa ve Armin’e?
Edit yapmışsın ama bildirim gelmediği için görmedim. Neyse sorularına cevap vereyim ben.
Eren’in babası daha önce kurucu devi yediği için iki devin de gücü vardı. Dev gücü Eren’e geçince de mirası aldı.
2. Eren orada Armin ve Mikasa’ya anlatıyor. Levi gelince susuyor. Onlara anlatmak istemiyor. Henüz…
3. Zayıflama sorusu takılacak bir durum değil bence. Cezalı oldukları için bir süre birbirlerini görmediler. Mikasa’yı bilirsin Eren’ı görmeyince kafayı yer.
Bu gidişle ben de mangasını okuyacağım. En azından mangası bitsin de öyle başlayım. Yoksa 1 haftaya güncele yetişirim.
Mangası biraz şaşırtıyor.Ben dahil çoğu okur beğenmedi maalesef.Yakında bitecek büyük ihtimalle mangası.
Aaa evet ya yemişti onu ,Historia’nın ablası olan kızı, hatırladım şimdi
Anladım yani Armin ve Mikasa her şeyi biliyorlar. Ayrıca umarım Mikasa artık Eren’i görmeyince kafayı yemez bazen gına geliyor.
Ben mangasını ilk sayıdan okumaya başladım ama şok oldum gerçekten çizimler çok kötü geldi gözüme. Normalde spoiler yemeyi takmam hiç ama bir kaç sayfa son sayılardan okudum çok pişmanım bıraktım mangayı o yüzden. İlk kez bir uyarlamayı kaynağından önce tüketmek istiyorum. Canım anime keşke hemen çıksa.
Bunda senin suçun yok. Manganın ilk cildini ben de okudum ve çoğu kişinin dediği ‘‘Animesi mangasından daha iyi’’ sözünü teyit ettim. Wit Studio mükemmel bir iş çıkarmış. Anime müzikleri çok iyi. İşleniş şekli çok iyi. Yani daha sabaha kadar övebilirim. Son sezon farklı stüdyo olacak, farkı göreceğiz. Şahsen benim fazla beklentim yok. Ama yine de hikayenin devamını merak ediyoruz işte.
Yojouhan Shinwa Taikei
Bölüm Sayısı: 11
Türü: Gizem, komedi, romantik, psikolojik
Listemdeki son psikolojik türde animeydi. Böylece bu da bitmiş oldu. 11 bölüm kısa diye düşünüyordum ama tam yerinde yapmışlar. Animede geçen eski bilimkurgu filmi E.T. ve Küba Füze Krizi benzetmeleri çok iyiydi. Özellikle Denizler Altında Yirmi Bin Fersah ve Robinson Crusoe kitaplarından bahsedilmesi daha da iyiydi. Bu kitaplardaki felsefe tam da animedeki felsefe gibi zaten.
Anime türü myanimelist’te seinen olarak belirtilmemiş olsa da bence bu anime seinen kategorisine giriyor. Zaten başkarakterimiz de üniversite 3. sınıf öğrencisi. Bu anime hakkında daha çok şey söylenir ama benim felsefem buna yetmez.
10/10
Moshi moshi! Kimse yok mu burada? Anime izleyen kimse kalmadı mı? Bakın üst üste mesaj atıyorum sizin yüzünüzden. Sonra flood diye başım belaya girecek.
Kyoto animation yine kalbimi çaldı. Animenin daha ilk dakikasından gaza geldim. O nasıl başlangıç öyle.
Hibike Euphonium
Bölüm Sayısı: 13+13+1 ova+3 film
Türü: Müzik, Okul, Dram
Bu animenin K-On gibi güzel bir müzik animesi olduğunu duymuştum. O yüzden K-On etkisi geçince izleyecektim. Ama sanırım etkisi hiç bitmeyecek. Neyse bu animede de K-On gibi müzik kulübü var. Ama bu sefer orkestra kulübü diye geçiyor. Bu animede işler baya ciddi. Ulusal yarışmaya katılmak için uğraşıyorlar. Animedeki o rekabet, arkadaşlık ilişkileri, hayal kırıklıkları, biraz komedi ve biraz da dram öyle güzel anlatılmış ki çok sevdim. Yarışma dışında olarak öğrencilerin kişisel hayatları, duyguları da animeye çok güzel yansıtılmış. İnsanların çok yönlü olduğunu güzel anlatmış animemiz. Ova bölümü için de çok özenmişler. Fakat filmlere gelince, 3 filmi var diye yazdım ama 1. film 1. sezonun, 2. film 2. sezonun özeti şekilde. Neyseki 3. film devam niteliğinde.
- Sezonun sonunda O kadar ulusal yarışma için hazırlandılar ama sahne performansı bize gösterilmedi. Sebebini anlayabiliyorum ama. Sonuçta bronz aldılar. Gerçekten üzücü bir durum. Fakat Asuka babası ile iletişim kurabildi ya her şeye değdi diyorum. 3. Filmin başlangıcı da çok iyiydi. Sonu için de şunu diyebilirim: Bunu hiç beklemiyordum. Ulusal yarışmaya katılamadılar! Gerçekten şok oldum. Neden ama neden? O kadar da çalıştılar. O kadar yeni öğrenci vardı. Eee hayatta her şey kolay olmuyor. Bazen çok istediğin şeyleri de yapamıyorsun. Animede bunun üzerinde durulması çok hoşuma gitti. Eğer başarılı olursan yaptığın şeyler, çektiğin çileler övgü dolu bir şekilde anlatılır. Ama eğer başarısız olursan çektiğin çileler sanki boşa gitmiş gibi olur. Aynı animede dediği gibi 1. sınıflar yerine 3. Sınıflar olsaydı daha başarılı olurdu derler. Derler de derler. 3. film aynı animenin başladığı yerde bitti sanki. Yine üzülen, ağlayan biri. Başarısız olduğu için nefret dolu biri… Bu arada 3. filmin sonunda müzikten sonra bir sahne daha vardı. Çok sevdim o sahneyi. 3. Sezon çıksa da izlesek…
Birinci Sezon 9/10
İkinci Sezon 9/10
Film 10/10
Ben de Hibike izliyorum şu an daha ilk sezondayım, SunFest bölümünde. Pek bir şey demeyeceğim siz çok güzel özetlemişsiniz. Sıcacık bir anime karakterler çok sevimli. Ayrıca klasik müzik seven biri olarak böyle bir animeye rastlamak beni baya sevindirmişti, keşke biraz daha uzun çalsalar parçaları.
A Whisker Away
Bir kızımız var annesi babası boşanmış (ebeveynlerin ölü ya da böyle ayrı olması kaçınılmaz zaten) ve zor zamanlar geçirmiştir. Ama dışarıya karşı hep gülümsemesini korumuş, hatta biraz manyak tutumlar sergilemiştir. Sonra bir kediyle tanışır. İnsan olmak isteyen kedilere insan, kedi olmak isteyen insanlara kedi maskesi satmaktadır (tabi bunları da anlaştığı kedi ve insanlardan elde ediyor). Kızımızın da güzel bir beyaz kedi maskesi vardır. Her gün kendisine insan olarak yüz vermeyen sevdiği oğlanın yanına kedi kılığına girip gitmektedir. Anime ilerledikçe kızın sorunlarını görürüz, sonra da maske satıcısının hep kedi olarak kalsana, böyle daha iyisin diye onu kandırmasına şahit oluruz. Bunun üzerine gelişen olaylar ise kızın düşündüğü gibi değildir. İnsan kimligini geri kazanması gerekmektedir. Acaba tekrar insan olup sevdiği insanlarla yeniden bir yaşama başlayabilecek midir?
Ekleme: Netflix ortaklığıyla Studio Colorido tarafından yapılmış bir anime.
Yahu 2 sene önce yazın gelen, aşırı derecede absürt bir komedisi olan çok güzel bir dalma animesi vardı. Sürekli adını unutuyorum neydi o ya?
Arayınca direkt çıktı boşuna yazmış oldum buraya…
Biraz konu dışı olacak ama Fate serisinin boardgame’i varmış. Satışı var mı bilmiyorum, ama forumdan bi 6-7 kişi toplanıp oynaması güzel olurdu herhalde.