[Deca-Dence]
İlk bölümde sanki muhteşem bir potansiyele sahip diye düşündüm. Sonraki 2-3 bölümde batırdılar diye düşünürken güzel bağladılar 6.5/10.
John Walker’ın kim olduğu ilk bölümden anlaşılıyor. Orda ters köşe yapsalar baya güzel olurdu aslında. Gözü kapalılara güvenmeyeceksin, tecrübeyle sabit 
Şefte bir gariplik olduğu belliydi aynen. Zaten Minority Report izleyenler olayı anında çözdü. Dediğiniz gibi ters köşe yapsa mükemmel olurdu.
Şimdi baktım ağustosta gelmiş sanırım. Netflix kullanmayı bıraktığımdan fark etmemişim. Turkanimeye de eklenmeyince direkt gözümden kaçmış. Başka sitelerde varmış yarın direkt başlıyorum. Ilaç gibi geldi şu an. 
Yine düştüm bataklığa. Gerçekten mükemmel bir anime ya. Tekrar izleyince daha da fazla vuruluyorum. Bu gidişle ilk üç animeme girecek.
Naruto için başlayım dedim Boruto biraz tekrara girdi gibi geliyor artık. Devam etsem mi yoksa 17 senedir devam ettiğim seriyi bıraksam mı bilemedim.
Sanırım 50. bölümlerde efsane ötesi bir savaş var. Ben oraya kadar izleyip oradan sonra bıraktım animeyi lakin herkes mangası efsane diyor, anime toparlamaya başladı filan diyor. Kishimito da geri dönmüştü kısa süre önce o yüzden şimdilik elimi sürmüyorum. Genel gidişat toparlar ve anime naruto kıvamına yaklaşırsa iyice bölüm birikince ya da yıllar sonra final verince izlerim. Şu an saçma sapan, bomboş bölümler var içinde çünkü.
İzleme sebebim de zaten eski karakterlerin yargı dağıtmalarını görmek idi aslında. Yani yine Boruto için değil eski karakterler için izlemiştim animeyi. Boruto’nun kendisi boş bölümleri bırakıp biraz Naruto kıvamına yaklaşmadıkça -o kıvama gelemez bence anca yaklaşır- izlemeyi düşünmüyorum.
Filler bölümleri atlamak için baktığımda anime Canon diye bölümler gördüm. Mangayı çok nadir takip ediyormuş sonradan farkettim. Bahsettiğin 50. bölümler manga kısımları. Anime bölümleri sıkıcı gelmeye başladı, galiba en iyisi mangadan takip etmek.
Arkadaşlar bu aralar beni bir süre oyalayacak uzun bir anime arıyorum (öyle çokta uzun değil ama) bunun için bölüm sayısı en uygun olarak Black Clover’ı buldum, birde bugünlerde orada burada konuşulduğu görüyorum ilgimi çekti biraz.
Şimdi bana bu konuda yardım edebilecek birileri var mı ? bu animeyi izleyen biri başlamaya değer mi falan filan bir şeyler yazabilir mi ? Çok kararsızım bu konuda, çünkü anime hakkında binbir çeşit, her telden çalan yorum var.
Uzun bir araştırma sonucu genel olarak insanların 3 problemden şikayetçi olduğunu gördüm. Ana karakterin çok bağırma sorunu, animasyon sorunu, filler ve anime canon sorunu.
Şimdi genel kanı bağırma sorununun 20’li bölümlerden sonra büyük oranda azaldığı yönünde. Animasyonlar içinde çoğu kişi daha sonradan büyük oranda düzeliyor diyor. Bu ikisi sorun değil benim için cidden böyleyse. Filler ve anime canon bölümleri sorununa ise herkesin farklı bir cevabı var, bazıları direkt geç diyor, bazıları ise hayır geçme mangadaki boşlukları dolduruyor diyor.
Şimdi ben sadece manga kısımlarını görmek istiyorsam sadece manga canon bölümlerini izlesem bir şey olur mu ? yoksa anime canon’lar da güzel onları da izle der misiniz ?
Birde bunları geçtim de benim için daha önemli 2 şey var.
Mangaya sadık mı ?
Ve her şey bir yana, izlemeye değer bir anime mi ? yani evreni, konusu, öyküsü, villain’ları ilgi çekici mi ?
Biraz yorum yapabilirse izleyenler, bir yol gösterirse gerçekten çok mutlu olurum.
Ben de sizinle aynı sebeplerden yakın zamanda Black Clover’a başladım. Benden daha bilgili olanlar vardır ancak kısaca yazayım:
Aynı zamanda, benzer vaatler sunan MHA ile çıkmaya başladılar. MHA’nın süper kahraman temalı olması, hiç fena olmayan turnuva arkı vb; Black Clover’ın ise inanılmaz jenerik başlangıcı, Asta’nın bağırması, sıradan çizimleri vb. birini Altın çocuk yaparken ötekini nefret edilesi animeler arasına soktu. Ancak bence eleştiriler biraz abartılı, hatta BC’ye ilk başlarda yöneltilen eleştirileri şu an Japonya’yı kasıp kavuran KnY daha çok hak ediyor bence.
İlk 10 bölümden sonra ortalama Shonen karakteri seviyesine iniyor.
Black Clover haftalık rakiplerinin aksine haftalık yayınlanıyor, bu nedenle animasyon kalitesi bölümden bölüme ‘‘Budget Episdoe’’ ile ‘‘Renklendirilmiş Manga’’ arasında bir yerde değişiyor.
Şu liste Filler, yarı filler’lar hakkında sizi aydınlatacaktır.
Mangayı okumadım ancak fanları ‘‘motomot’’ takip ettiğini söylüyor.
Dürüst olayım, shonen’e yeni bir soluk getirmiyor, ilk 10-15 bölüm de harbiden zevksiz. Ancak 30’lardan itibaren kendi kimliğini buluyor bence. Ben en çok Fairy Tale’a benzettim izlerken, ancak onun kronik sorunlarından yoksun. Ayrıca Mangaka başlarken ileriyi düşünmüş, kaliteli arklar ortalama bir shonen’e göre biraz geç başlıyor ancak genel olarka üzerine koyup gittiğini söyleyebiliriz.
Yok zaten biliyorum bu listeyi fakat işte bazıları anime canon bölümleri izlemeyin diyor, bazıları izleyin diyor. Ona kafam karıştı. Güzel değilse hiç girmek istemiyorum o bölümlere.
Ha baya sadık yani.
Bunu söylemeden geçemeyeceği, KnY’yi severim fakat bende baya bir overrated buluyorum.
Ben 2 kere başladım birinde 10 diğerinde 25. bölümde bıraktım animeyi. Benim için en büyük sorun hikayenin tahmin edilebilir ve animasyonlarının saçma sapan olması idi. Her ne kadar takmam deseniz bile o kadar iğrenç ötesi dövüş sahnelerine sahip ki insan katlanamıyor gerçekten. Atılan manga sahnelerinden ve animenin ileri kısımlarından gördüğüm şeylerden ötürü izleme hevesi geldiği için başladım ikisinde de ama benim için dayanabilir değildi. Boruto izlerim daha iyi yani en azından arada Naruto filan görüyorum orada.
Tabii benim 25 bölüm için olan düşüncelerim bu. İlerde düzeldiğini bilsem bile ben katlanamadım en baş kısımlarına size ne olur bilemiyorum. 4. bölümde olan bir savaş sahnesi vardı ondan daha iyisini verememişti 25 bölümde o kadar savaş olmasına rağmen, o yüzden de bırakmıştım aslında. Şimdi mesela kastettiğim berbat dövüş örneği olarak hatırladığım bir sahneyi atayım derken yine güzel güzel şeyler gördüm ama cidden dayanılacak gibi değil o ilk bölümleri ya. Güzel resimler animasyonların da güzelleştiğini göstermiyor tabii. O tuzağa iki kere düştüm tekrar düşmem. Zaten gördüğüm görseller de yine tahmin ettiğim şeylerin olduğunu gösteriyor.
Ben tamamen kendi olumsuz görüşlerimi yazdım, çok seveni filan varsa kusura bakmasın. Sadece 25 bölüm izlesem bile gördüklerimin ettiği rahatsızlığı belirtmeden geçemedim. Tamamen takip eden birisi varsa daha iyi açıklar elbette. Turkanime yorumlarına filan da bakın diyeceğim ama büyük ihtimalle baktınız ve dediğiniz gibi ya tamamen fanı olan yorumlar ya da yerin dibine sokan yorumlar var benim gibi büyük ihtimalle. Bunun sebebi de bence klasik shounen temasını yansıtırken klişelerden kaçınamamış olması. Naruto bleach ve one piece gibi serilerden yeterince çoğu şeye doyduğumuz için shounen olsa bile yeni şeyler görmek istiyor insan ama bu anime bunu veremiyor diye düşünüyorum. Klasik shounen izlemek istiyorsanız yani belki hoşunuza gidebilir ama dediğim gibi klişelerden sıyrılamamasının yanı sıra hikaye de tahmin edilebilir olunca insanın izleyesi kalmıyor. (BENCE)
Cidden biraz nefret kustum gibi oldu ama kendi açımdan gördüklerimi olabildiğince yazmaya çalıştım. Kolay kolay yerden yere anime vurmam belki bu kadar kötü yorumu da hak etmiyordur ilerde. Sonuçta başlarını sevmeyip devam edince izlemediğime pişman olduğum animeler mevcut. Belki buda şu an o mevkidedir ama öyle bir hissiyat bana hiç vermedi.
Başlarını sevmeyip sonradan izlemediğime pişman olduğum anime deyince aklıma geldi. Khr izlemediyseniz eğer tavsiye ederim. Hem o kadar uzun değil hem de her arc kalitesini arttırarak devam ediyor. İlk 15 bölümde ki saçmalığa katlanınca gerisini bir çırpıda bitiriyorsunuz.
Yok ya zaten aslında baya bir araştırmayla bende farkettim ki herkes sizin bahsettiğiniz konulardan şikayet etmiş. Türkanime’ye de baktım da, sizin de belirttiğiniz gibi tamamen fanlar tarafından yapılmış yorumlar. Yani sanarsın dünyanın en iyi animesi gibi gösterilmiş yorumlarda. Pek objektif eleştiri bulamadığımdan buraya sorayım dedim.
Yani şimdi Shounen fanları alınmasın ama zaten Shounen hiç bana göre bir tür değil. Yani benim bir Shounen’i sevmem için konusunun baya özgün olması lazım, anca o şekilde. Hani o yüzden zaten pek bir beklentim yok fakat Black Clover ile biraz kırayım bu huyumu diyordum. Bakalım biraz daha bekleyeyim belki başkaları da yazar. Çok sağolun uzun yorum için.
Ben zaten diğerlerini izlediğinizi varsaymıştım aslında. Eğer bi’ şans vermek istiyorsanız ve çok uzun olmasın diyorsanız bc yerine khr veya hxh daha iyi olabilir diye düşünüyorum.
Yarı filler’larda ben sıkıntı görmedim ancak filler’lar geçilebilir bence.
Yorumum yazıp çekilecektim ama son yazdığınız misyoner tarafımı harekete geçirdi. HxH’ı (x sessiz) izlediniz mi acaba? Kendisi Shonen türünün hem deconstruction’ı hem de reconstruction’ı. Profil resminizden başarılı kötü karakterleri de sevdiğnizi anladığımdan Hxh’yi şiddetle tavsiye ediyorum
Bleach’in final arc bölümleri yayınlanacaktı. Ne zaman gelir acaba? Umarım mangadaki sonla bitmez de biz de kendimizi duvardan duvara vurmayız. Değiştirip güzel bir sonla da bağlarlarsa beni çok coşturmuştu son arc mangada.
Ben de bekliyorum. Tam tarih belli değil bu sene içinde yayınlanmaya başlar. Manganın sonunu unutmuşum bir ara bakayım tekrardan.
Evet HxH izledim, en sevdiğim animeler arasında. Shounen nadir de olsa izliyorum, 10-15 tane var izlediğim. Mesela Fullmetal Alchemist Brotherhood ve Hunter X Hunter falan çok severim fakat onlarda zaten bu türün en iyileri. Yani istisnalar.
Ama One Piece, Naruto, Bleach gibi Shounen’lere bir türlü ısınamadım. Yani oturt başıma silah daya izleyemem, o derece.
Shounen sevmiyorum fakat ironiye bak ki en sevdiğim top 10 manganın 5’i Shounen;
Attack on Titan, Fire Punch, Chainsaw Man, Jujutsu Kaisen, Fire Force.
Fakat kabul edelim ki şu yukarıda saydığım mangalar her ne kadar Shounen Jump’ta yayınlansada Shounen değiller. Yani okuyan varsa bilir, bin şahit ister bunlara Shounen demek için. Bildiğin Seinen kıvamında seri bunların birkaçı.
Yani Shounen materyal tüketiyorum fakat bunlar da ne kadar Shounen orası tartışılır.
Ama dediğim gibi, iş Bleach, OP, Naruto, Gintama falan izlemeye gelince direkt göz deviriyorum. Sevenlerine ise hiçbir lafım yok. Olay tamamen zevk ve tercih meselesi.
Sennen Joyuu - Millennium Actress
Satoshi Kon’un yönettiği ve Sadayuki Murai ile senaristliğini yaptığı 2001 yapımı; fantezi, dram, romantik ve yer yer mizahi unsurlar işlediği film.
Chiyoko Fujiwara, döneminin yıldız bir aktristidir ancak 30 yıl önce oyunculuğu bırakmış ve her şeyden uzakta inzivaya çekilmiştir. Bu sırada, geçmişten bu yana ona hayranlık besleyen Genya Tachibana, Chiyoko Fujiwara’nın hayatını belgesel haline getirmek için onu aramaya koyulmuş ve bulmuştur. İkilinin buluştuğu andan itibaren Chiyoko’nun hayatını izlemekteyiz.
Geçmiş-bugün-gelecek arasında gezerken birden kesilen flashbackler yerine, iç içe geçen dönemler arasında bağlantıyı bizim kurduğumuz şahane kurguya, birçok gönderme ve detaya sahip bir film.
Netflixde X-Men in anime versiyonu var. İlk bölümü izledim çizimler klasik çizgi filmlerden ziyade animeler gibi zaten anime olarak japonyada üretilmiş görünüyor. Anadili de Japonca.
Epey beğendim. Merak edenler bi göz atmalı.
84 bölüm boyunca bunu bekledim. Kalan kısımlarda ise aralıksız ağladım. Tüylerimin ise halaya kalktığından bahsetmeye gerek yok sanırım. Senin kadar mükemmel bir anime nasıl yarım bırakılır ya. Kalan 20 bölümü izlemeye nasıl kıyacağımı düşünüyorum şu an. Keşke hiç bitmesen… Biter bitmez mangasına başlıyorum. Diğerleri gibi erteleyemem bunu…
Şöyle bir şey buldum. Çok güzel ya. 
