En Son İzlediğiniz Anime?


Dün başladığım Erased animesini bugün bitirdim. Muazzamdı. Böylece 3. animemi izlemiş oldum. Kesinlikle izlemelisin dediğiniz animeler varsa önerebilir misiniz tür fark etmez.

6 Beğeni

Bu söz herkese göre değişir. Ama madem 3. animenizi izlediniz, size kısa animeler tavsiye etmek istiyorum.

91 days (12 bölüm)
Angel Beats (13 bölüm)
Baccano (13 bölüm)
Btooom (12 bölüm)
Zankyou no Terror (11 bölüm)
Violet Evergarden (13 bölüm)
Yojouhan Shinwa Taikei (11 bölüm)
Eve no Jikkan (6 bölüm)
Ima, Soko ni Iru Boku (13 bölüm)
Barakamon (12 bölüm)
Jinrui wa Suitai Shimashita (12 bölüm)

Bunların hepsi de benim sevdiğim animeler. Konularına bakıp ilgini çekeni izle derim.

3 Beğeni

Teşekkür ediyorum şimdilik anime izlemeye kısa bir ara vereceğim ardından bu listedeki lerden biri ile anime yolculuğuna kaldığım yerden devam edeceğim.

3 Beğeni

Sirius ve B the beginning üst üste izleyip beni anime dünyasından soğutan yapımlar olmuştu. Aot’un yeni sezonunun başlamasıyla buzları erittim hızlıca. Yeni bölümleri beklerken ilk dram animemi izledim. Your lie in April kısacık, sımsıcak ve içinde yer alan şahane müziklerle beğendiğim bir yapım oldu. Hemen ardından Jujutsu Kaisen’e başladım ve kendimi tutamayıp bir günde güncele geldim maalesef. Şimdi bir de onun yeni bölümlerini bekliyorum. Daha sonra “bu böyle olmayacak daha uzun soluklu bir şeylere başlayan lazım” düşüncesiyle HxH animesine başladım. Asla bu kadar sert bir anime beklemiyordum. Hisoka tek başına yaş sınırlaması koyuyor animeye resmen. 77. Bölüme geldim Ging’e büyük sövmekteyim. (Bu çocuk sana ne etti be adam yahu!) Neyse bakalım nasıl ilerleyecek anime.

4 Beğeni

Şahsen Sirius The Jeagerı beğenmiştim.Tabi evin kızı karakteri o kadar iticiydi ki,onun kötülüğüne bir şey diyemem.Vampirlere farklı bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum ve 2. sezon için güzel bir kapı bırakıldı bence.

2 Beğeni


Violet Evergarden. PUANIM 10 ÜZERİNDEN 6.5.

Gerçekten uzun bir zaman sonra izlediğim ilk animeydi. Ve şunu söylemeliyim ki “animeler gerçekten böyle miydi?” dedirtti. Kötü anlamda. Ben Violet Evergarden’ı beğenmedim. Ama beğenebilecek kişilerin olduğuna inanıyorum. Bu yüzden bir şans vermeniz gerektiğine inanıyorum. Ya da “ben beynimi kapatıp izleyebilirim” diyorsanız o da olur.
ARTILARI
+Güzel animasyonlar.
+10. Bölüm
+Mektup konsepti ilginç.
+DİKKAT Anime Spoiler: +Violet’in Hz.İsa gibi suda yürümesi beni gerçekten güldürdü. :smiley:

EKSİLERİ
-Animenin kendisi filler.
-Bütün bütçe animasyona harcanmış herhalde.
-10.bölüm animenin kendisinden daha güzel.
-Violet’ın karakter gelişiminde büyük sıkıntılar var.
-DİKKAT Movie Spoiler: -Gilbert yaşıyormuş. :clap: :clap: :clap: :smiley:

2 Beğeni

Gilbertın yaşadığı bu arada openinge dikkat edersen çok belli.Saklamaya çalıştıkları bir şey değil.Bu arada sana bir soru o zaman?Violet’in Gilbert’a duyduğu sevgi bir aşk mı yoksa bir tür abi,baba figürü sevgisi mi?Bunun üzerine konuşmak istiyorum çünkü.

2 Beğeni

Evet ama ben buna inanmak istemedim nedense. Yok ya yapmazlar herhalde dedim. Adamın kanamadan falan ölmesi lazımdı çünkü ve saçma geldi bana. Opening de farketmiştim işte. Animelerin çoğunda opening epik fantezilerdeki “prologue” bölümü gibi kullanılıyor. Ama daha spoilerlı versiyonu. Light novel isimlerinin bilerek uzun yazılması gibi bir şey bu da bence. Sonuçta çağımızda insanların dikkat süresi birkaç saniyeye kadar düştü.
Soruna cevap vermem gerekirse; Başlangıçta sadece saygı duyduğu birinden aşık olduğu birine dönüşüyor bence. Sonuçta Violet de zamanla büyüyor (animede 15 yaşındaydı galiba. orası ayrı bir FBI konusu neyse :smiley: ) insanlara yazdığı mektuplarla kendi duygularının farkına varıyor. Bu tür şeyleri hiç yaşamamış olduğu da eklenince saygıdan aşka bir dönüşüm söz konusu. Mesela prenses bölümünden sonra bunun biraz farkına varmaya başlıyor diye düşünüyorum.

1 Beğeni

O prenses bölümü boşuna yapılmış bir bölüm değil bence de. Anime bakın yaş farklı evlilikte onaylanan bir şey bizim çizdiğimiz bu evrende diye bağırıp çağırıyor bu bölümde resmen. O filmde de sürekli bir arkadaşı evleniyor,bir evlilik meselesi göze Parmak bir şekilde işleniyor nedense.Violet’in evlilik çağına geldiğini aşırı vurgulamışlar orada da nedense.

2 Beğeni

sen ne düşünüyorsun peki? sence de mi aşık oluyor Gilbert’a

Bunu şuan kimsenin bildiğini hatta Violet’in bile bildiğini sanmıyorum.Ama eğer dediklerimi toparlarsam bir şekilde Gilbert’ın aşık olduğunu sanmasam da,Violet hep aşıktı bence.O broş mevzusu bunun en büyük kanıtı.Broşu yeşil seçiyor çünkü Gilbert’ın gözleri yeşil.Orada içimi ısıtıyor bu broşun rengi falan da diyor.

2 Beğeni

Sadece buraya yorum yapmak istiyorum. Bu tür animelere episodik ilerleyen animeler deniyor -bu onu eksi yapmaz- Bölümler arası bağlantı ya hiç yoktur ya da bu animede olduğu gibi çok azdır. Bu durum çok hoşuna giden de olabilir, sevmeyen de olur. Ama bu şekilde olan bir sürü anime var. Aklıma ilk gelenler: Mushishi, Aria serisi, Cowboy Bebop, Hyouka vb. Daha vardır bir sürü.

4 Beğeni

Elbette episodik animeleri biliyorum. Fakat Violet Evergarden bana episodikten çok filler gibi hissettirdi. Özellikle de 13 bölümlük bir anime için. Çünkü hikayenin başlangıcında verdiği sözleri en sondaki climaxe kadar tutmuyor. Normal bir hikaye gibi başlayıp episodik animeye dönüyor. Bizim asıl bilmek istediğimiz sorulara ağırlık vermeden başkalarının sorunlarına odaklanan bir hikaye var. İkinci planda kalan bir ana karakter de buna bir etken. Ayrıca Violet climaxe kadar sorunlu bir şekilde gelişiyor. (önce mektup yazamıyordu, 5 dk sonra tak diye broş aldı sonraki bölümde de prensese mektup yazmaya başladı) Yani sorun animenin episodik olması değil, normal başlayıp episodik animeye dönmesi. Bu durumun da ana karaktere bağlanan biz izleyicilerin canını sıktığını düşünüyorum.

1 Beğeni

Çıkar çıkmaz izledim. Sürekli oynadığım bir oyunun animesi olduğundan çok çok beğendim. Umarım oyununu bilmeyenler de beğenir. :slight_smile:

Yalnız 8 bölüm çok kısa olmuş. Şöyle 20 bölüm olsaymış keşke. :smiley:

8 Beğeni

Hatırladığım kadarıyla anime tarihinde sevdiğim tek isekai olabilir. Diğer isekailer gibi overpower karakter, klişe ve 18 yaş altındaki çocukların aklıyla bile alay edebilecek gerzek bir olay örgüsüne sahip değil. Evet, bir isekai, ama ön planda drama ve psikoloji barındırıyor. Bu konuya farklı bir bakış açısı ve yorum getirilmiş olması açıkçası gerekliydi.

Artık stüdyolar çok fazla liyakatsiz serileri sırf okunduğundan dolayı uyarlamaya başladığı için anime izlemeye uzun bir süre ara vermiştim. Ne mangakalar özgün seriler yazıyor, (ki yazabilecek potansiyele sahip olanlar bile para için uyduruk seriler yazıyor) ne de stüdyolar uyarlıyor. Ama ben bu konunun üzerine düşmek istemiyorum. Senelerdir aynı muhabbeti papağan gibi orada burada yazmaktan sıkıldım. Artık o kadar yoruldum ki bu durumdan, tepki gösterecek halim bile kalmadı. Haliyle, Re Zero bu anlamda farklı bakış açısı sunmuş ve kendi yapıtına özgünlük katabilmiş bir yapım.

Bu sezon da hiç fena değildi. Yazarının da yazdıkça kendisini geliştirdiğini görebiliyorsunuz. Her karakterin ve cadıların kendilerince bir felsefesi var. Belki cadıların nasıl bir felsefe güttüğünü tam öğrenemedik, ama yazar bunlara oldukça dikkat ediyor ve bu sayede içi boş diyebileceğiniz karakter sayısı epey azalıyor.

Uzun süredir ne anime izliyor, ne manga okuyor, ne de yorumluyordum. Paslanmışım. Açıkçası, Re Zero gibi çok sevdiğim bir yapımı bile yan gözle seyrettim. Benim yerime daha iyi yorumlayabilecek insanların olduğuna eminim.

3 Beğeni

Fate Heaven’s Feel Spring Song

Nihayet filmin bluray versiyonu ve Türkçe altyazısı çıktı izledik. Gerçi altyazıda sıkıntılar vardı, özel isimleri de çevirmişler ama neyse şimdilik o kadar olsun.

Filme dönecek olursak ufotable yine hakkını vermiş. Müzikler ve çizimler 10 numara. Ama senaryo için aynısını diyemem. İlk iki film daha güzeldi sanki.

İlk iki filmdeki o karanlık atmosfer bu filmde yoktu maalesef. Resmen kötüler kaybetti, iyiler kazandı mutlu son şeklinde olmuş. O gizemli hali varken daha iyi bir şeyler çıkar diye umut etmiştim. Shiro’yu sevmiyorum. Her şeye atlıyor her zamanki gibi. Sakura’yı nasıl kurtarmayı düşünüyor diyordum ki meğer şu lanet bozan kılıcı kullanacakmış. Haa demek öyle, çok kolay oldu. Kirei yine çok kolay öldü. Zero’daki performansını göremeyeceğimi önceden bilsem de yine de bir umut işte… Rider önceki serilerde çok fazla arka planda kalmıştı. Bu Heaven’s Feel serisinde onu görmek iyi oldu.

Yine de ayrıntılar güzeldi. Önceki serileri izlemeyenler aksiyon sahnelerinin mantığını anlayamaz. Ama daha iyi olabilirdi bence.

6/10

2 Beğeni

Hocam bize bir Fate/ rehberi mi yapsanız? :thinking: Visual novellar, animeler, light novellar derken çok karışıyor. Hiç de giremedim içerisine bu kadar seveni varken imreniyorum ötelerden izleyerek. Bildiğiniz kadarıyla şahsi düşüncelerinizle bizi bilgilendirmek istemez misiniz? :wink: :point_right: :call_me_hand:

@Expelliarmus harikasınız.

Güncelleme: :scream: Ben büyük oynayacağım. Visual novel sonra da zero. Nasıl fikir ama. Yaklaşık bir ay yokum. Hadi kendinize dikkat edin :hugs:

3 Beğeni

Jouran the princess of snow and blood izledim yani ilk bölümünü.Yaptıkları iş bir kere çok riskli bir iş olan Meiji Döneminden biraz sonrasına fantastik eklemeyi yapmışlar ki bu işi en iyi kurtaran serilerden biri her ne kadar reverse harem olsa da Hakuoukidir bence.Bu tür işlerde ısınarak ilerlemek gerekiyor ama burada görüyoruz ki ilk sahneden bir Sailor Moon sahnesi ile giriş yapıyoruz.Evet,bayağı Sailor Moon sahnesi.İzleyenler anlayacaktır ne demek istediğimi.Bre ne oluyoruz derken,20 dk hiçbir şey anlamıyoruz.Pata küte bölüm bitiyor.Merak öğesi de sona bırakmışlar ki izlensin hadi yersen.Tamam,ben de devam edeceğim ama ilk bölümden bir sürü anlamsız şey bırakıp,ağzımızda bir kaşık bal tadı bile bırakmadan nereye abiciğim?

1 Beğeni

Oyunu oynayalı çok zaman olmuş, karakter falan kalmamış aklımda. Animesini beğendim, aksiyonla götürmüş sezonu.

2 Beğeni

Çoktan yaptım bile. :+1:

Düzenleme:

@Kehribar Umarım bu mesajı zamanında görürsün. :sweat_smile: Visual novel yani görsel roman olayını gözümüzde fazla büyütmemek lazım. Fate serisi anime uyarlaması görsel roman ile birebir aynı değil. Görmek istemediğiniz şeyler olabilir. :sweat_smile: Görsel romanlardan şurada bahsetmiştim. Kısaca şunu demek istiyorum.

Animelerin yaklaşık %10’u görsel romanlardan yola çıkarak hazırlanır. Fakat görsel romanların yaklaşık %90’ı eroge (yani yetişkinlere yönelik unsurlar) içerdiği için sadece %10’u animeye uygundur. Sizin anlayacağınız tüm görsel romanların sadece %1’i animeye uyarlanır.

Fate görsel romanında da bu tür şeyler var. Hatta bu sayfada şurada da bundan konuşmuştuk.

3 Beğeni