Özgünlük konusunda çok özgün sayılmasa da klasik bir konuyu farklı şekilde işlemiş. Benim gibi anime cahili birini baya bağlamıştı. Ben de amazon prime’ı kurcalarken gördüm ve amazon prime’da bulunan animeler cidden kaliteli herhalde özenle seçip koydular. (Çizgi açısından, diyalog ve derinlik hakkında fikrim yok.)
Bir daha ne zaman anime izlerim bilmiyorum ama yazarım buraya. Beğenmenize sevindim.
Osamu Tezuka’nın mangasından uyarlanmış zaten izlemek için bir sebep daha buldum kendim için. Bu bayramı Westworld’e başlayarak değerlendirecektim ama araya bunu da sıkıştıracağım sanırım.
Darker than Black: Kuro no Keiyakusha bitti. Uzun zamandır anime izlemiyordum benim için güzel bir dönüş oldu. Anime son bölümler hariç ikişer bölümlük hikayelerden oluşuyor, tv dizilerinde buna alışık olsamda ilk defa bir animede çift bölümlere rastladım ama bu yöntemi sevdim.
Konuya bodoslama daldığı için içine girmek kolay olmadı ama alışınca animeyi sevdim. 2. sezonu pek beğenilmediği için bu sezona dair görüşlerim değişmesin diye devamına hemen başlamayı düşünmüyorum.
Animelerden pek anlamam. Daha önce sadece Fullmetal Alchemist ve birkaç Miyazaki filmi izlemiş birisiyim. He, FMA’e dibim düşmedi değil fakat oturup acaba başka ne izlesem diye düşünmemiştim. İki gün önce arkadaşımla Shingeki No Kyojin’e başladık, daha ikinci sezonun ortalarındayız fakat mest olduk. Çok çok iyi gidiyor, sanırım birkaç güne güncele yetişeceğiz. Belki bittikten sonra daha kapsamlı bir yorum yazarım fakat şuana kadar izlediğim en güzel dizilerden biri olma yolunda. Ve galiba mangasını da okuyacağım. Herkese tavsiye.
Anime olarak en iyisi diyebilir Attack on titan’a.Manga olarak 118’inci sayıya gelindi.Animeyi bitirince tavsiyem mangasını okumanız.Neler neler oluyor okuyunca çok şaşırıyor insan.Güncel bütün seriler nette dijital ve çok muhteşem bir şekilde çevrilmiş şekilde var.İstersenizde Gereklişeyler çizgi roman olarak çıkarmış.24.cü kitap çıktı şuan.
March Comes In Like a Lion: Anime, profesyonel şogi oyuncusu bir lise öğrencisinin hayatını anlatıyor. Öncelikle ana karakteri asosyal, pasif bir ezik olduğu için yer yer fazlasıyla sıkıcı. Onun dışında şogi de benim için çok çok ilgi çekici olmadığı için bazen izlemeye değer mi diye sorguladım. Yalnız, izledikçe daha da çok beğendim. Kesinlikle kaliteli ve izlemeye değer bir seri. Ezik bir liselinin hayatını izlemek için boş vaktim var diyen herkese şiddetle öneririm.
Bence de Shingeki No Kyojin, genel izleyiciye en çok hitap eden anime. Kişisel zevkleri bir kenara bırakırsak, en iyi denebilir. Adamlar resmen vasat bir mangayı sanat eserine çevirmişler.
Benim daha çok takıldığım nokta (en iyilerinden biri yerine en iyisi gibi) kesin yorumların yapılması. Gerçi öyle çok takıldığımda yok herkes kendisine göre en iyi belirleyebilir ama görünce belirteyim dedim. Böyle kesin olarak birine en iyi diyince FMA, Avatar (anime sayılmıyor gerçi ama), HxH vb birçok animeye haksızlık yapılıyor gibi hissediyorum.
O saydıklarına değil ama Monster, Rainbow, Neon Genesis Evangelion gibi serilere biraz haksızlık olabilir belki. Fma Brotherhood, Steins Gate, Parasyte, Deathnote gibi serilerin de hikaye ve çizimleri benzer kalitede de olsa müzikleri, aksiyonu, geçiş sahneleri vb. bence SNK’den çok az daha kötü. İşin daha ilginç yanı, bu saydıklarımın belki hepsinin mangası Shingeki no Kyojin’den daha iyi.
Benim savunduğum, rastgele 100 kişi alıp, bütün animeleri izletip en beğendiklerini sorsak çoğunluğun SNK diyeceği yönünde. Ben bunun sebebinin animeyi yapan ekibin, seriyi diğer bütün serilerden daha iyi ve çok daha az kusurla animeleştirmesi olarak görüyorum. Bu nedenle en iyi anime denilebileceğini savunuyorum. ( Tabii ki diziler içerisinde. Yoksa tek başına Satoshi Kon’un “Perfect Blue” filmi bile çok çok daha iyi.)
Aynen dediklerine katılıyorum.Attack on titan manga olarak güzel ve severek okuyorum ama anime versiyonu o kadar iyiki kıyaslama yapınca direk en iyi dememek elde değil.Çizimler,seslendirme,hele hele açılış müziği ve dizi içi müzikleri enfes.Death note’da güzel di ama AOT bu türün şimdi ki en iyisi.
Anime tartışma köşesi açtırabilecek bir fişek ateşliyorum. Yüzde yüz arkasındayım. Kale almasanız da olur.
Attack on Titan çöptür.
Shounen kriterleri temel alınmış kötü bir uyarlamadır. Fikir olarak hoştur ama işlenirken içine tükürülmüştür. Beni en çok rahatsız aeden şeyler: Tutarsız konuşmalar, anlamsız karakterler (özellikle patatesçi kız için söylüyorum), hızlı ruh hali değişimi, uzatılmış abartılmış korkma sahneleri (levi dışında herkesin korkma sahnesini izledik sanırım). Bir web oyunu vardı. O animesinden daha değerli anılar bıraktı benim için.
Tokyo Ghoul’da da aynı sıkıntılar vardı. İlk bölüm çıktığında kafayı yiyecek derecede heyecanlanmış, herkese tavsiye etmiştim. Geri kalan bölümler benim için anlamsızlık ve nedensizlik bulamacıydı. Fanservis karakterlerle bezenmişti ve bu izlemeyi çok zorlaştırıyordu.
Bu iki anime toplum içerisinde hiç beklemediğimim bir beğeni ivmesi kazandı. O heyecansız bölümler birilerine bir şeyler anlatabildi sanırım ama benim için abartılmış iki shounen animeden ibaret.
Eğer başarılı işlenmiş bir shounen izlemek istiyorsanız HxH izleyin ya da Fire Punch okuyun.
Bu kanser tavrıma alınmayın. Genelede hep arabulucu takınırım ama bu karakteri de denemek istedim. Seviyesizliğime seviyesizlik katmazsınız umarım.
Not: Shounen kriterlerini nerede gördüğümü bulamadım. Anakarakterin kimsede olmayan bir güce sahip olması gibi şartlardan oluşuyordu. Bulursam eklerim.
Not 2: Bu arada @AeroKnight-sama ve @Husey. Size minnettarım. Dororo çok güzel bir anime olmuş. Bayıla bayıla izledim.
Sasha gibi karakterler animenin zaman zaman aşırı dereceye varan dramatikliğini ve gerilimini azaltmaya yarayan küçük numaralar bence. Onlar da olmasa çok tekdüze giderdi.
Bu arada Shingeki no Kyojin’i aşırı derecede sevdiğimi, izlediğim hiçbir animenin onun yerini tutmadığını, yine de görüşünüzün beni biraz bile rahatsız etmediğini söylemeliyim. Kişisel zevkler o kadar değişken ki, bence birinin çok sevdiği şeyi diğerinin çok kötü olarak tanımlaması gayet normal.