En Son İzlediğiniz Anime?

Tokyo Godfathers
Satoshi Kon’un izlemediğim animelerinden biriydi. Noel arifesinde çöpte bir bebek bulan 3 evsizi ve onların bebeğin ailesini bulmaya çalışmasıyla birlikte yaşadıklarını anlatıyor. Bir Perfect Blue yada Paprika değil, hatta o beyin yakıcı harika animelerin yanında biraz zayıf kalsa da yine de çok güzeldi :slight_smile:

https://filmmom.net/wp-content/uploads/2020/05/arr3-3aec6b72aadf45906c7dc5edac89eb54.jpg

Karigurashi no Arrietty

Yaa izlediğim en güzel Stüdyo Ghibli filmlerinden biriydi ve neden bunca zamandır izlememişim diye kendi kendime kızdım :frowning: Türkçe’ye Aşırıcılar diye çevrilmiş minik insanların gizlice yaşadıkları eve yeni bir çocuğun gelmesiyle beraber ana karakterimiz Arrietty’nin ve 12 yaşındaki Shou’nun yaşadıklarını izliyoruz. Anime o kadar huzur verici ki kötü bir dönemden geçtiğim şu günlerde bana çok iyi geldi. Müzikleri, görselliği ve hikayesi gerçekten harika <3

Kaze no Tani no Nausicaä

Miyazaki’nin en klasikleşmiş ve herkesçe bilinen animelerinden biridir. Tabi ben hala izlememiştim :sweat_smile: Studyo Ghibli animeleri netflixe yüklendiğinden beri eşimle izlemediklerimizi izlemeye çalışıyoruz.
Animemiz nükleer savaşlar sonucu yok olmanın eşiğine gelmiş, ekolojik olarak mahvolmuş bir dünyada geçiyor. Biraz kıyamet sonrası türüne de kayıyor diyebilirim. Animenin geçtiği dünyada zehirli sporlar saçan ormanlar oluşmuş ve bu ormanlarda yaşayan dev böcekler var. İnsanlar bu ormanlardan sakınmaya çalışarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Böyle bir ortamda bunlardan uzaktaki Rüzgarlı Vadi’nin prensesi Nausicaa’mız var ve vadisinde zehirli ormanlardan uzakta mutlu mutlu yaşarken ismini hatırlayamadığım (kötü bazı emelleri olan) bir ülke tarafından işgal ediliyor. Nausicaa ve Rüzgarlı vadinin diğer insanlarının hem doğayla hemde bu işgalcilerle olna mücadelesini izliyoruz. Böyle dümdüz anlattım ama cidden çok güzel mesajlar taşıyan bir animedir herkesin izlemesini tavsiye ederim.

8 Beğeni

Aslında Hideoki Anno seriyi tam olarak istediği gibi bittiremediğini biliyoruz, zaten bu yüzden Rebuild of Evangelion serisini çekti ve tam anlamıyla seriyi bittirdi.

Aslında o son iki bölümede sığmıyor. Normalde insanlar yanlış sıra ile izliyorlar sizde diğer arkaşların cahilliğine düşmüşsünüz anlaşılan.

*Neon Genesis Evangelion (26 bölüm)
*Neon Genesis Evangelion: Death & Rebirth -Bu film gereksiz olarak resmedilsede çoğu izleyici tarafından aslında ilk 24 bölümünün 70 dakikalık uzun bir düzenlemesi ve orijinal yayında görülmeyen ek görüntüler, 21 ila 24. bölümlerin “Director’s Cut” versiyonları, 25. bölümün ilk bitmemiş versiyonu gibi önemli ek sahneler yer alır ve sonunda Tamashii No Rufuran -Yoko Takahashi çalıyor. Filmi izlemeseniz bile parçayı dinlemenizi kesinlikle öneririm.
*Neon Genesis Evangelion: The End Of Evangelion - Normalde seri burada bitiyordu ama Hideoki Anno bu sonu seri için doğru bulmadı ve serinin şimdiki asıl sonu haline gelen yeni bir dörtleme film çekti.
O da
Rebuild of Evangelion - İngilizce adları korkunç olasa mecburen onlarla paylaşmak zorundayım.
*Evangelion: 1.0 You Are (Not) Alone
*Evangelion: 2.0 You Can (Not) Advance
*Evangelion: 3.0 You Can (Not) Redo
*Evangelion: 3.0+1.0 -Serinin gerçek sonu artık bu, ve diğer üç filmin büyük oranda kötü olmasına rağmen bu film bu sene içince çıkan en iyi iş olmayı bir şekilde başardı :slight_smile:

2 Beğeni

TV serisini eğer Renewal versiyondan izlerseniz Death & Rebirth’i izlemenize gerek yok. Filme özel yeni sahne yok yani. (“Tamashii no Reflain” şarkısını saymazsak yani)

The End of Evangelion’u da “Concurrency of Evangelion” isimli fanedit’inden izlerseniz Bölüm 24’den direkt The End of Evangelion’a geçebiliyorsunuz. Bahsettiğim fanedit’de ayrıca Hideaki Anno’nun filme koymadığı Live Action segment de yeralıyor. (Filmin uzunluğu da 1 saat 7 dakikadan 2 saat 4 dakikaya çıkıyor)

1 Beğeni

Bu bilgi doğrudan yanlış Death & Rebirth yarım kalmış 25. bölüm görevini yapıyor. Bu yüzden izlenmesi gerekiyor.

Bu aslında asıl izlememize gerek olmayan kısım. Çünkü bir ton evren olduğu için evangelion içinde bu bizim öğrenmek istediğimiz ana evrenden kopuk, bize ilerlememiz için bir sekmen vermiyor.

2 Beğeni

Rebirth is the unfinished version of the first portion of Episode 25’(Evangelion: Death and Rebirth | Evangelion | Fandom).
Buradan da kaynağımı doğrulayabilirim.
Wikileri ve Anno’nun tüm içeriklerini yuttuğum için 6 yıldır bunlarla ilgili aktif tartışmalar yaptığım için net bir şeyler söyleyebiliyorum aslında şimdilik beni düzeltmeye çalıştığınız için teşekkür ederim ama dediğim şeyde hiçbir hata yok.
İkinci olarak artık Rebuild of Evangelion’da izlemesi zorunlu bir parçası haline geldi serinin bunun olayını aşırı spoiler dolu ve açıklamam için en az 3 saate ihtiyacım olduğundan şimdilik yapamayacağım ama izlenmesi gereken bir unsur haline geldi.

2 Beğeni

Bu arada bunların hiçbiri seri içinde anlatılmak istenen ana konuyu etkilemiyor. Hatta Anno sadece havalı olduğu için bu içerikleri seriye yerleştirdiğini belirtiyor. Ana konuya odaklandığınız halinde aslında belirtiğiniz unsurların sadece süs unusuru olduğunu anlayabilrisiniz.

2 Beğeni

En son 20 sene kadar önce izlediğim için aklımda farklı kalmış olabilir. (İzlediğim versiyon sadece ilk 24 bolumun düz recap’iydi ve yeni denen sahneleri zaten Renewal versiyonda izlemistim) Verdiginiz linkten okuduğum kadarıyla Rebirth segmenti The End of Evangelion’un ilk çeyreğinin prototip versiyonu gibi görünüyor. Tekrar izleyip fanedit ile kiyaslarim belki ileride. Öte yandan cok yanıltıcı bilgi verdiğimi sanmiyorum.

1 Beğeni

İzleyeli gerçekten çok uzun süre geçmiş sizin için bu yüzden sürekli güncellenen bir seri için taze bilgi konusunda yeterli yetkinliğe sahip olmamanızı anlıyorum. Fakat sizin verdiğiniz bilgiler ilk fanların seri arşivinden alının veriler gibi yanlış değil ama kesinlikle doğruda değil. Seriye ek bir dörtleme gelmesini bir köşeye bıraksam bile güvenilir kaynakların dedikleri ve doğrudan Anno’nun sinemada The End of Evangelion’u Evangelion: Death and Rebirth’den sonra izletmesinin bir nedeni var insanlara bunun aslında anlatıma dayalı çok önemli eksileri kapatması açısından yapıyor. Siz ne kadar yanlış yaptığınızı kabul etmeseniz de Japon fanlar kadar hâkim olamasam da dediğinizin yanlış olduğunu kabul etmenizin sizin için en iyisi olacağını düşünmekteyim. Bu yanlış bilgi halkasına bir kişiyi daha eklemenizde oldukça üzücü buluyorum. Çok yanlış anlaşılabilecek bir seri olması ve araştırma, bilgi edinimi, doğrudan seri yaratıcısının davranış biçimlerinin seriye yansıması ile seri yaratıcısının izleyiciyle kurmak istediği iletişim gibi konularda yoğun bir öğrenim gerektirmesi konularında hata yapmanızı saygıyla karşılarım ama lütfen. En azından izleme sırası hakkında dikkatli olmaya çalışalım.

1 Beğeni

Goro Miyazaki’nin çektiği ilk 3D Ghibli animesini izledim. Film, Diana Wynne Jones kitabından uyarlanmış.

2 Beğeni

Miyazaki animeleri bana hitap etmiyor sanırım.

Komşum totoro ve ruhların kaçışını izleyip eh iştelik buldum, yürüyen şatoyu bitiremedim bile.

Ne kadar beğenmek istesem de senaryolar çok çocuksu geliyor, bağlanamıyorum.

2 Beğeni

Burada konuşmuşuz o mevzuyu aslında. Yeniden yazmak abesle iştigal olacaktır ama Lady Eboshin’in rolünün, hatta kopan kolunun yerinin bile Kushana’nınki ile aynı olmasından dolayı bile yaratıcılık fakiri buluyorum kendisini. Ghibli’nin en sevdiğim 3-5 yapımının hiçbiri Miyazaki’nin Nausicaa sonrası işlerinden olmasa da Nausicaa’ya gerçekten saygı duyarım. (ki o bile Manga’daki işlenişe yaklaşmıyor) Yanlış anlaşılmasın, sevene elbet saygım var ama -kişisel kanımca- 80’lerde, 90’larda Ghibli’ninkilerden çok daha önemli işler varken sırf batıda bir Anime izleyici kitlesi oluşmasına ön ayak oldu diye bu kadar yerlere göklere çıkartılmasını ben de pek anlamıyorum.

2 Beğeni

Prenses Mononoke’yi veya Nausicaa’yı daha çok beğenirsiniz muhtemelen. Daha az çocuksu filmler. Özellikle Prenses Mononoke. Ama ben de Takahata’nın filmlerinden daha çok zevk alıyorum mesela.

3 Beğeni

Teşekkürler dikkate alacağım tavsiyeleri.

Geçen gün, ortalığı yıkıp geçen Your Name’i izledim onu da beğenmedim mesela.
Çizimler çok güzel okey de ortada etkileyici bir senaryo, empati kurabileceğim bir karakter yok.
Aşk aşk aşk… Bir yere varmıyor yani.

Perfect blue gayet ilginç ve başarılı bir animeydi mesela.

Belki de tarzım budur bilemiyorum

1 Beğeni

Ee zaten Your Name aşk üzerine kurulu bir manganın birebir uyarlaması zaten. Vardığı nokta da aşk olacak, başka ne bekliyorsunuz ki? :joy:

2 Beğeni

Ben de prenses mononoke diyecektim. Ayrıca Miyazaki filmleri dışında etkileyici film istiyorsun Koe no Katachi ve Hotaru no Haka tavsiye ederim. İki film de benim gözümde 10/10’dur.

3 Beğeni

Fantastik, aksiyon, romantizm ve drama gibi sürükleyici unsurları olan en sevdiğim animelerden biri olan Sword Art Online’ı izlemenizi öneriyorum ve daha ilginç olan benzer animeler var.

1 Beğeni

Bu animeyi izlemem tam 6 ayımı aldı. Ama hiç acele etmedim. Yavaş yavaş iyice sindire sindire ve araya başka animeler kata kata bitirdim. Çünkü bu animenin 365 bölüm 2 ova ve 1 filmini izledim. Keşke bitmemiş olsaydı…
tumblr_mk4ewmUlYe1s66zsjo1_400

Gintama
Türü: Aksiyon, komedi, bilimkurgu, tarihi, parodi, samuray

Gintama’nın ana türü absürd komedi. Ama maşallah her türe giriyor. Myanimelist’te yazmasa da bazı bölümler dram bazı bölümler gerilim hatta bazı bölümler korku türünü bile işlediler. İlk başta tarihi bir anime nasıl aynı zamanda bilimkurgu olabiliyor diye merak etmiştim. Gintama bunun cevabını çok rahat bi şekilde verdi. Edo döneminde, samurayların olduğu dönemde geçen animeye bi uzaylı istilası yapıp onun teknolojisini de alınca al sana hem tarihi hem de bilimkurgu oluyor. :grinning_face_with_smiling_eyes: Ama dediğim gibi asıl olay absürd komedi. Bu nedenle kimileri çok severken kimilerine de saçma gelebiliyor. Gintama resmen Leyla ile Mecnun’un anime versiyonu olmuş. Uzun bir anime olduğu için ve her hafta yayınlanması gereken manga bölümü zorunluluğu olduğu için kalitesi kimi zaman artıp azalabiliyor. Bazı bölümlerde gerçekten sıkılmıştım. 365 bölümden bi 50 bölümü sıkıcı diyebilirim. Zaten bunun çoğu da animede bir türlü ısınamadığım Otsu karakterinin olduğu bölümler.

Gintama’da en sevdiğim şey 4. duvarın yıkılması, yerle bir edilmesi resmen. :grinning_face_with_smiling_eyes: Her konuya girmesi, hemen hemen her şeyle alay etmesi hatta bu yüzden bir sürü mahkeme açılmış başları belaya girmiş ama geri adım atmamışlar. :grinning_face_with_smiling_eyes: Animelerin ve mangaların genel işleyişi hakkında bilgi verdiği gibi birçok dizi, film ve animelere gönderme yapıyor zaten.

Gintama’nın göreceli olarak kötü tarafı ise bazı bölümlerde belaltı espirilerin yoğun olması. Fakat şunu da söylemek isterim. Adamlar senaryoyu, absürd komediyi öyle iyi ayarlamış ki hiç sırıtmıyor. Resmen farklı seviyede. Bu nedenle birçok yönden eşsiz bir anime diyebilirim.

Gelelim gönderme kısmına. En çok gönderme animenin son bölümüne kadar olan Dragon Ball göndermesi. Hani izlemeden önce bunu biliyordum ama uzun diye izlemedim. İkinci sırada ise @Akuma_Blade 'in her fırsatta herkese tavsiye ettiği Gundam🙂 3 büyüklere de göndermesi çoktu. Miyazaki filmlerine arada bir göndermesi vardı. Laputa ismi ara sıra geçiyordu. Bölümün birinde de tamamen Rüzgarlı Vadi filmine gönderme için uğraşmışlar. O filmi mutlaka izlemek lazım. Birkaç bölümde Kaiji göndermeleri vardı, güzeldi. Animelere genel olarak da gönderme yapıyor. Bu nedenle en az 50 anime izleyenler izlemeli bence.

Bu arada manga işleyişi hakkında da bilgi içeren 145. bölümün ilk 4 dakikasını herkesin izlemesini tavsiye ederim. Hiç izlemeyenler için de tadımlık olur. :grinning_face_with_smiling_eyes:

Daha da yazarım da neyse bu kadarı yeter. :grinning_face_with_smiling_eyes:
Puanım 8.5/10

9 Beğeni

İnitial D izlemeye devam etmeni tavsiye ederim. Yanlış hatırlamıyorsam 5.sezon, 4.sezonun finali yaptıktan 6 sene sonra çıktığı için 4.sezona göre çizimleri daha iyi durumdaydı hatta heyecanlıydı. Bu arada neyini anlayamadığını sorabilir miyim?

Seirei no Moribito

Dh’ye attığım gönderiyi aynen kopyalıyorum buraya.

Bu yapımı Dh deki en sevdiğiniz 10 anime başlıklı konuda görünce ilgimi çekti bir bakayım dedim. Stüdyonun Production I.G olduğunu görünce de tamam artık bunu tüketmek farz oldu deyip izlemeye başladım ve tabi ki de hayal kırıklığına uğratmadılar. Animenin çok klasik bir konusu olsa da (ya da bana öyle geldi) bunu oldukça iyi işlediklerini düşünüyorum. Özellikle hikayenin sonlarına doğru prensin başına gelecekleri öğrendiği bir sahne var izleyenler bilir, orada prensin yaşadığı korkuyu çok güzel yansıtmışlar resmen kendimi çocuğun yerine koyup irkildim. Bir diğer güzel yanı da animelerden beklediğimiz artık klasik haline gelmiş vıcıklıkları asla içinde barındırmaması. Animelerle uzaktan yakından alakası olmayan insanlara dahi gönül rahatlığıyla önerilebilecek bir yapım olmuş. Dövüş sahneleri beklediğimden çok az olsa da var olan sahneler enfesler. Jiguro reis resmen döktürüyor buralarda ki Balsa’nın bu konuda biraz arka planda kalmasına sebep olmuş olabilir ama Jiguro karakterini çok daha akılda kalıcı ve önemli hale getirmiş, Balsa’nın geçmişindeki önemli bir karakter olarak hatırlanacakken artık bizim de önemsediğimiz ve sevdiğimiz bir karakter haline gelmesine katkı sağlamış. Bu yönden Jiguro’yu ihmal etmeyerek
de yapımcılar (ya da mangaka artık kim yazdıysa) takdirimi kazandılar açıkçası. Çizimleri oldukça iyi, müzikleri ise aşırı derecede iyi. Öyle ki soundtrack koleksiyonu kendisine bu kadar yakışan çok az anime vardır. Olumsuz yorumlarıma gelecek olursak daha önce dediğim gibi dövüş sahneleri beklenenden az ve bir noktada aklıma takılan mantık hatası benim için can sıkıcı oldu.

ulan 200 yıldır kurulu devletsiniz kimse demedi mi yaw bu çok kadim arşivde ne var diye kimse mi merak edip araştırmadı. Yumurta kapıya dayanınca anca aklınız başınıza geldi de tabletleri çevirmeye başladınız. Bir de madem ülkeyi kurarken bir yalan söylediniz ve ülkenin kurucuları bunun bilinmesini istemiyor niye kutsal bilge o arşive gerçek efsaneyi de yazdırıyor bana biraz mantıksız geldi oralar açıkçası ama ben tam anlamamış da olabilirim o yüzden eleştirime hata payı bırakıyorum burası için

Ayrıca bir bölümde Chagum’un ne kadar zeki olduğunu göstermeye çalışıyorlar ama çok sıradan bir muhabbet be abi o bölüm için daha iyi bir senaryo hazırlanabilirdi diye düşünüyorum.

Kısaca oldukça kaliteli ve her anime severin izlemesi gereken bir yapım bence.

Puanım : 8.5/10

7 Beğeni

Yıllar sonra sonunda Revy kadar, hatta belki ondan daha alfa bir kadın karakter buldum. Bölümler öyle güzel akıyor öyle güzel geçiyor ki inanılmaz bir zevkle izliyorum animeyi. Bitince ağır depresyona gireceğimi hissediyorum şimdiden. Kaldı 12 bölüm hadi hayırlısı.